Aslında sadece blog sayfama yorum yazıyordum ama bu hafta taraf olduğum maç için blog sayfama yazdığım aşırı taraflı yorum bu sitede çok tartışılır; polemik yaratır hatta kavgalara varır diye yayınlanmadı doğal olarak. Başta sitenin faal kullanıcılarından Murat Erdem olmak üzere birkaç kişi biraz detaylı anlatsaydın da olanı biteni bilseydik dedi. Maçı izleyemeyenler için bu yazıyı az taraflı olarak yazıyorum ve blog sayfam için değil NFLTR için yazıyorum.

Üniversiteler Ligi yarı final maçlarından biri 19 Nisan 2009 Pazar günü Bilkent Üniversitesi Yerleşkesi’nde yapıldı. Öncelikle şunu belirteyim; Bilkent benim Türkiye’de spor yaptığım en güzel zeminli sahalardan birine sahip. İtinayla çizilmiş, harika hazırlanmış bir saha oynandı maç. Bu sahanın benim gördüğüm tek eksisi hayli alçak olan tribünleri. İlk çeyreğin bir kısmını buradan seyrettikten sonra tribünlerin karşısındaki kenarda kalan bir yükseltiye çıkıp kendi tribünümüzü yarattık. ODTÜ seyircisi maçı oradan seyretti. ODTÜ’deki maçlardan daha fazla seyirci vardı onu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Maça iki takım da tutuk başladı. Zannediyorum 4. punt vurulduğunda henüz sadece 1 first down görmüştük. Sonrasında takımlar biraz daha hareketlendi. Maçın ilk çeyreğinde ODTÜ bir TD bularak skoru 6-0 yaptı. İkinci çeyrekte bir TD daha yapan ODTÜ ilk yarıyı 14-0 önde tamamladı. Devre arasında ise süper gereksiz bir gösteri izledik. Takımlar sahaya geldi; konsantre olup maça başlayacak derken bir baktık iki takım da orta sahada toplanıyor. Teknik adamlar; sakat oyuncular da dahil sahadaki herkes orta sahada. Önce ne olduğunu anlamadık. Sonra öğrendik ki Federasyon Başkanı ve YÖK Başkanı teşrif etmişler; takımlarla fotoğraf çektiriyorlar. Kenardan “YÖK artık; bu kadarını da yapmasınlar” dedik. Madem böyle bir niyet vardı; maç öncesinde neredeydiniz? Maç ortasında böyle bir işe kalkışılır mı?

Üçüncü çeyrek maçın en hareketli çeyreği oldu. Toparlanan Bilkent Takımı bu çeyrekte bir TD bularak skoru 14-8 yaptı ve maç heyecanlı bir hal aldı. Boş dönen ODTÜ Hücum Takımı’ndan sonra ODTÜ defansı maça imzasını attı. Bilkent Hücum Takımı’nı kendi 1. yardına kadar geri sürükleyen ODTÜ defansı Bilkent’i punt yapmaya zorladı. Yerden sekerek gelen topa vurmaya çalışan oyuncu vuruş pozisyonu alırken top bloklandı. ODTÜ Defansı topu kontrolüne aldı. Biz TD diye sevinirken ODTÜ 15 yard ceza aldı ve Bilkent ilk hücum hakkını kullandı. Sebep ise topa vuran oyuncuya müdahale olarak açıklandı. Tribünden gördüğüm kadarıyla tertemiz pozisyonda hatalı karar verildi. Hatta özellikle bu çeyrekte karşılıklı verilen (ve verilmeyen) alakalı alakasız cezalar öyle bir hal aldı ki; bu sene gördüğüm en kötü hakem yönetimlerinden birini izledim diyebilirim. Dördüncü çeyrekte de temposunu koruyan ODTÜ bir TD daha bularak maçı 20-8 kazandı.

Öncelikle eksik bir kadroyla sahaya çıkan ama kazanmak için gereken her şeyi yapan ODTÜ Şahinleri’ni kutluyorum. Bu oyunun bir takım olduğunu; her eksiğin yerinin doldurulabileceğini gösterdiler. ODTÜ Hücum çizgisini ayrıca kutluyorum. Bu sene ne kadar gelişme gösterdikleri açıktı. Üçüncü çeyrekte eksilmelerine rağmen yılın en iyi performansını gösterdiler. 3 Mayıs’ta da kendilerinden en az bu performansı bekliyorum. Bilkent Üniversitesi için yorum yapmak taraftarı değilim çünkü kendilerini bu sene ilk kez izledim. Centilmence ve güzel bir oyun sergilediler ama ODTÜ’yü yenmeye yetmedi.

Karşılıklı seyirci atışmaları ise bir ara hararetli olsa da genel olarak tadında kaldı; tatsızlık çıkmadı. Özellikle üçüncü çeyrekte biraz skordan kaynaklanan gerilimin, biraz güneş altında pişmenin etkisiyle ODTÜ tribünlerinin hakem hatalarına tepkileri biraz sert olsa da bu tepkinin sahadaki genç kardeşlerimizi etkilememesini günün en güzel olaylarından biri olarak görüyorum.

Ligde yenilgisiz kalan tek takım olan ODTÜ için kaldı bir tek Gazi Üniversitesi maçı. Şampiyonun belli olacağı 3 Mayıs günü güzel olacak…