Aşağıdaki yazıyı aslında zaytung.com sitesi için yazdım. Federasyon isminin Türkiye Ragbi Federasyonu olduğunu öğrendiğim gün yazdığım bu yazı o gün bu gündür yayınlanmadı. Gülelim ağlanacak halimize diyorum. Buyrun…

ZEYTİNLİ SÜPOZİTUARLARI NEREYE GİRECEĞİNİ ÇÖZEMİYOR

Babaeski’de bulunan Zeytinli İlaç Sanayi ve Tic. A.Ş. bünyesinde iki sene önce kurulan ve Türkiye’nin ilk ve tek şirket amerikan futbolu takımı olan Zeytinli Süpozituarları’nda lige başvuramadan kafalar karışmış durumda. 2009 yılında kurulan takım hangi isimle hangi lige katılacağını henüz çözememişken, hangi federasyona başvuracağı konusunda da sıkıntılar yaşıyor. Kadrosu öğrencilerden kurulu olan üniversite takımlarının aksine antrenman ve maç sahası, ekipman tedarik edilmesi gibi sorunları kısa sürede aşan Kırklareli temsilcisi federasyona bir türlü başvuramıyor.

“Biraz tesadüf oldu aslında

Takım antrenörü ve aynı zamanda şirkette kalite kontrol uzamanı olan Şahin Topal takımın kuruluştan itibaren sadece bürokrasiye takıldığını, onun dışında her işin sorunsuz olduğunu söyledi. Topal takımın kuruluş hikayesi için “2009 yılında takımı kurmaya üretim mühendisi bir arkadaşla birlikte karar verdik. Ben Amerika’da Boston’da eczacılık okudum. Kaldığım ev stadyum manzaralı olunca mecburen öğrendim sporu. Bizim şirkette üretim mühendisi olan Özkan Yılmaz da Boğaziçi Üniversitesi mezunu. O da ne zaman Uçaksavar Sahası’nın yanından geçse maça denk gelip 5er 10ar dakika izlemiş. Bir gün biz bununla Fenerbahçe-Galatasaray tartışmasına girdik. Konu oraya nasıl geldi hatırlamıyorum ama tartışma bittiğinde amerikan futbolu takımı kurmaya karar vermiştik. Biraz tesadüfi oldu yani…” dedi

“İsim bizi yansıtsın istedik

Özkan Yılmaz ise “Bütün şirket bıkmış zaten tablet görmekten. İlk antrenmanın duyurusunu yaptık, bırak işçileri sırf mühendis kadrosundan 45 kişi katıldı antrenmana. Ben o zamanlar firmada toplasan 10 mühendis filan varız zannediyordum” şeklinde ilk günlerden bahsederken hafif gerginleşti. “Hayır, madem o kadar kalabalığız ben niye eşek gibi çalışıyorum…” şeklinde başlayan cümlesini tamamlamadan “neyse çay saati gelmiş, ben bir çay içip geliyorum” diyerek ayrıldı yanımızdan.

Şahin Topal “o zaman ben takıma nasıl isim koyduğumuzu anlatayım” diyerek kaldığı yerden devam etti. “Firma ismini kullanmak şarttı zaten. Hem seyirci desteği olarak iş arkadaşlarımızı arkamıza alırız, hem de malzemeleri şirkete aldırırız, bize masraf olmaz dedik. Ama bu aramızda kalsın, yazmazsanız iyi olur” diyerek bıyık altından gülmeyi de ihmal etmedi. “Zeytinli ismini koyduk takıma da, baktık ülkemizde bile bütün takım isimleri çift kelimeden oluşuyor, biz de modaya uyduk. Öneriler arasında Tabletler, Kapsüller, Fitiller, Pediatrik Şurup gibi isimler vardı. Oyuncular “rakibe de mesaj veririz” diyerek oy birliği ile takımın ismini Zeytinli Süpozituarları olarak belirledi. Hem çoluk çocuk da kelimeyi bilmediğinden eğleniyoruz. Millet Spurs yazmayı beceremediğimizi düşünüyor.” şeklinde isim koyma sürecini özetledi.

“Asıl sorun takım kurmak değil, ne takımı kurduğunu bilmekmiş

“Firmanın futbol sahası vardı, maç ve antrenmanlar için kullanmaya başladık. Malzemeler de kolayca satın alındı. Birkaç da oyun kitabı indirdik internetten, hemen başladık antrenmanlara. Çay saatlerinde de ofisten çıkmayıp LAN üzerinden NFL oyunları oynamaya başladık. Lige başvurmaya kalkışana kadar rahattık aslında. Ne olduysa ondan sonra oldu.

Önce araştırdık; Türkiye’de amerikan futbolu diye bir spor yokmuş. Biraz daha araştırınca öğrendik ki sporun adı korumalı futbol olmuş. Artık kim neden ve nasıl korunuyorsa! Oldu olacak dokunulmazlık ilan etseydiniz; bu ne len! Bizim Takımın adı da Zeytinli Korumalı Futbol Takımı, Süpozituarlar oldu mecburen iyi mi” diye isyan eden Şahin Hoca “ama bu daha ne ki! Ülkede toplasan 15–20 tane resmi takım var, üç ayrı lig kurmuşlar. Hangisine başvuracağımızı şaşırdık. Tamam, bir tanesi üniversite öğrencilerine yönelik. Ona katılamıyoruz. Ama diğer ligler de acayip arkadaş. Hangi takım alt lige nasıl ve düşüyor, birinden diğerine nasıl çıkılıyor belli değil. Ben bunu anlayana kadar sene oldu 2011. Az kalsın sadece üç Türk takımının katıldığı bir Avrupa Ligi’ne başvuracaktık geçen sene” şeklinde sözlerini sürdürdü.

“Artık federasyon da yok

“Neyse sporun adını tam öğrendik, ligleri de çözdük, federasyona başvuralım dedik; sırf dilekçe yazmak 3 gün sürdü. Federasyon ismini tek satırsa sığdırmak için kelimelerin arasına boşluk koymadık. Türkiye Beysbol, Softbol, Korumalı Futbol ve Ragbi Federasyonu diye isim mi olur. Zaten iki gün sırf “ragbi” mi yazacaz yoksa “rugby” mi diye tartıştık. Sonra internet sitesinden kopyala yapıştır yaptık.” diyen Şahin Topal’ın beysbol ve softbol derken boş bakıyor olması bu sporlar hakkında hiçbir fikri olmadığı gerçeğini de ortaya koydu.

“Bu hafta dilekçemi koydum cebime Ankara’ya başvuru yapmaya gidiyordum ki yolda okuduğum resmi gazetede talihsiz açıklamayı gördüm. Federasyonun adı Ragbi Federasyonu olmuş. Tabela indirilmeden yetişemedim de; ben gittiğimde kapıda sadece Ragbi yazıyordu. “Haydi, beysbol ve softbolu boş verin; Kırklareli’nde 20 takım varmış, daha bir tanesini bile görmedim ama korumalı futbol ne oldu?” diye sordum. “İçeride onun toplantısı var. Adını ya şapkalı ragbi yapıp kaskı sembol yapacağız, ya da tamponlu ragbi yapıp omuzluğu mu ona karar vermeye çalışıyorlar” cevabını aldım. Şimdi biz Zeytinli Süpozituarları olarak hangi federasyona, hangi lige gireceğimizi hala bilmiyoruz” cümleleriyle açıklamalarına son veren Şahin Topal laboratuara doğru giderken gözden kayboldu.