“16’da 1 mi? O da ne?:)” dediğinizi duyar gibiyim ama merak etmeyin bu benim değil Lions oyuncularının söylediği bir şey. Oyuncular bu takımın 16’da 16 yapabileceğine inanıyorlar. Bana kalırsa 16’da 16 yapabilmek için henüz erken sma zaten kimse bu inancı taşımadan bunu gerçekleştiremez. Bu açıdan taraftarı olarak umutlarımın çokça arttığını söylemeliyim. Her neyse işimize dönersek;

Lokavt, offseason, preseason derken geldi çattı merakla beklediğimiz normal sezon maçları. Preseason’da Detroit Lions’ın neler yaptığına değindiğim için bu yazımda direk olarak normal sezonun ilk maçına dalış yapıyorum. Vira bismillah…

Tampa Bay deplasmanında açtı Lions sezonu. Amerika için özel bir günde 11 Eylül’de. Bolca seremoni seyrettik maç öncesinde. Maça gelirsek geçen sezon on galibiyet almasına rağmen Detroit yenilgisi sebebiyle playoff’ların dışında kalmıştı Buccaneers. Ligin en genç takımına sahipler (25,.. olan yaş ortalamasıyla).

Tampa’nın sağlam defans yapılarının yanında, defansları kadar etkili olmayan ofans takımı, Detroit defansı karşısında istenileni veremedi desem yanlış olmaz. Sadece bir pas TD’ı yapabilen Tapma Bay bunun yanında bir interception return TD’ı ve iki de Field Goal atarak maçı 20 sayıyla tamamladı. Detroit ofansı ise üç TD ve iki Field Goal ile maçı 27 sayıyla galibiyetle bitirdi.

Biraz daha detaylara, oyuncu performanslarına bakacak olursak etkileyici performanslar sergileyen üç oyuncudan bahsetmek istiyorum:


1-Matthew Stafford (QB):

Preseason yazımda beklentilerimin ne boyutta olduğundan bahsetmiştim. İlk maç itibariyle beklentilerim karşılandı. Stafford sahada “eğer yerindeysen, pası alırsın” güveninin veriyor. Birinci periyotta bir interception attı. Onun haricinde attığı üç TD pası kusursuzdu. 33 pas denemesinden 24’ünde başarılı oldu. 305 yard pas attı. Bir ara ufak da bir sakatlık geçirip yüreklerimizi ağzımıza getirdi.”Yine mi kardeşim? Nedir bu şanssızlığımız?” derken, tekrar sahaya döndü de rahat bir oh çektik. Performansı önümüzdeki haftalarda da sürecektir. Detroit o varken biraz zor kaybeder diye düşünüyorum.

2-Calvin Johnson (WR):

CJ kaldığı yerden devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 1,120 yard ve 12 TD yaparak kendini iyice kanıtlamıştı demişti zaten. Bu seneye de fırtına gibi başladı demek yanlış olmaz. Tuttuğu 6 pasta 88 yard ilerledi ve 2 TD yaptı. Hele ki tuttuğu ikinci TD pası zor anlarda neler yapabileceğinin en büyük kanıtı. (Aslında o bunu hep yapıyor.)

3-Jahvid Best (RB):

Detroit’in geçtiğimiz yıl 1. turdan seçtiği Jahvid Best bir rookie olarak istenileni vermişti ama artık ondan istenen tabii ki bundan daha fazlası ve bu sene Detroit istediğini alacak gibi. İlk maçta 72 yardlık koşu yaptı.

Tampa Bay ofansının fazlaca denediği fakat neredeyse hiçbir başarı gösteremediği koşu oyunlarının birçoğunda Best ya first down yaptı ya da 8-9 yardlık koşular yaptı. Ben kişisel olarak koşu oyunlarından çok hazzetmesem de başarıyla uygulanabildikleri zaman çok faydalı olduklarınında farkındayım. Best’in bu performansı sürerse Detroit bir gömlek daha üste çıkar.

Performanslarıyla en öne çıkan oyuncular benim gözümden bunlardı. Bu oyuncuların yanında Detroit adına CB Chris Houston yaptığı 7 tackle ve bir interception ile öne çıkan oyunculardan biriydi. Ayrıca Detroit’in offseason’da kadrosuna kattığı LB Stephan Tulloch’da gayet iyi bir performans sergiledi. Tampa Bay adına ise en önemli ismin CB Aqib Talib olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar CJ’i durduramasa da daha fazla sayı yemelerinin önündeki en büyük engeldi.

İlk hafta maçlarından eminim herkes çok büyük zevk almıştır çünkü kaliteli maçlar seyrettik..Büyük rakiplerin büyük kapışmaları her zaman olduğu gibi çok zevkliydi. Umarım sezonun  kalanında da aynı performans sürer.

Detroit bu hafta evinde Kansas City Chiefs ile karşılaşacak. Tampa Bay karşısındaki Detroit’ten daha etkili bir takım seyretmek istiyorum açıkcası. Umarım bunu görürüz. Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Haftaya görüşmek üzere…