12. Haftanın ardından merhaba NFL sevenler, bu hafta şükran günü nedeniyle Perşembe günü üç tane maç vardı. Bu üç maçtan bir tanesinde Dallas Cowboys Miami Dolphins’i ağırladı. Kafamdaki plan bu hafta hem Cowboys hem de Raiders için yazmaktı ama internetteki sorunlar nedeniyle iki maçı da izlemem zaman aldı. Bu yüzden bu hafta sadece Raiders yazıyorum ki bu da normalden daha geç oldu. Fakat yine de Cowboys’un hindi gününde kazandığı maça da biraz değineceğim.

Bildiğiniz üzere Dallas Cowboys’un şükran günlerinde maç oynaması bir NFL geleneği gibi bir şey. Yine bir şükran gününde bu kez rakip son 3 maçını kazanarak büyük bir çıkış yakalayan Miami Dolphins’ti. Dolphins’in bu çıkışını son üç hafta da dört TD yapan ve NFL’in en iyi RB’lerinden biri olduğunu hatırlayan Reggie Bush, takıma yeni bir soluk getiren QB Matt Moore ve çaylak RB Daniel Thomas’ın performanslarına bağlayabiliriz. Maç öncesi çok ilginç istatistikler vardı iki takım adına da. Bu iki takım şimdiye kadar 4 kez şükran gününde karşılaşmış ve bu maçlar da Dolphins rakibine 3-1 üstünlük kurmuş.

Öte yandan Cowboys’un yıldız QB’si Tony Romo Kasım aylarında tam bir canavara dönüşüyor. Romo kariyeri boyunca Kasım ayında 18-2, kendi evinde 12-0’lık bir galibiyet/mağlubiyet serisine sahip. Kasım ayının Perşembe günlerinde 5-0, şükran günlerinde ise 4-0’lık serisi var. Hal böyle olunca Cowboys’un 2006 yılından beri Kasım ayında evinde oynadığı 14 maçın 13’ünü kazanması pek sürpriz sayılmıyor. Sahaya baktığımızda ise çok çekişmeli bir maç izledik. Romo önceki maçların aksine tutuk görünürken rakip WR Brandon Marshall çok iyi bir maç çıkardı. Maçın kazananını da son saniyede gelen Bailey’nin FG’si belirledi. Dallas kazanarak Giants’ın aldığı mağlubiyet sayesinde de NFC East liderliğini güçlendirdi.

Esas maça geçecek olursak Pazar günü Oakland Raiders kendi evinde NFC North’un iddialı ekiplerinden Chicago Bears’ı ağırladı. Rakip Bears’ta geçen hafta sağ elinden sakatlanan QB Jay Cutler bu maçta saha kenarındaydı. Onun yerine ise ilk kez 11 başlayacak olan Caleb Hanie bizim için bir fırsat olabilirdi ki maçın başında öylede oldu. İlk çeyrekte Bears kendi 40 yardından çıkmakta zorlandı. Bu anlarda Bears hücumu sadece Matt Forte’nin eline bakmaya başladı. Maçın genelinde Bears RB pozisyonundan beklediği verimi aldı denebilir. Sadece Forte kendi standartlarının altında kaldı diyebiliriz. QB Hanie ise hücumda sürekli WR Johnny Knox’ı buldu. Pas oyunlarında tek silahları olarak bunu kullandılar.

Raiders cephesinde ise maç öncesi eksikler sıkıntı veriyordu. Haftalardır olmayan ve Bush’un performansı sayesinde pek de aranmayan McFadden’ı saymıyorum. Takımın en etkili iki WR’si bu maçta Raiders’ın inaktif listesindeydi. Kimdi bunlar? Bu iki isim Palmer’ın da favori hedefleri haline gelen Jacoby Ford ve Denarius Moore’du. Recieve kadrosundaki bu eksiklere rağmen Palmer daha ilk driveda boş recieverları bulmakta zorlanmadı. Fakat daha sonra kendine gelen Peppers önderliğinde ki Bears pas savunması Palmer’a rahat vermedi. Koşu hücumlarında ise duvar gibi sert Bears savunmasını bir türlü geçemedi Raiders. Michael Bush her denemesinde bu duvara çarptı. Ligin en iyi dördüncü koşu hücumuna sahipseniz ve koşu hücumlarınız bu maçta işe yaramıyorsa geriye tek seçenek kalıyor. O da pas hücumlarında başarı sağlamak. Normalde Carson Palmer’a sahip bir takım için bunun pek sorun olmaması gerekir. Ancak her ne kadar iyi bir pocket passer QB’ye sahip olsanız da sonucu tek başına QB belirleyemiyor. Elinizdeki WR ve TE kalitesi de oldukça önemli. Ford ve Moore’suz Raiders WR’lerinin de kalitesi oldukça düşüyor. Bunun sıkıntısını oldukça çektik. Bunun sonucu olarak ta Janikowski fazla mesai yapmak zorunda kaldı. Altıda altı FG isabeti ile oynayan Janikowski acil durumlarda mesafe tanımaksızın vuruşlarıyla takıma hayat verdi.

Recieverlardaki sıkıntıyı da maç içinde çözüm üreterek çözdük. Bu çözümün adı da FB Marcel Reece’di. Reece benim gözümde ligdeki en iyi ve en çok yönlü FB. Koşabiliyor, pas yakalayabiliyor, rakip savunma koşularını durdurarak pas hücumlarında Palmer’ı koruyabiliyor. Bears karşısında bu özelliklerinin hepsini bize gösterdi. Ancak en öne çıkanı da pas yakalama özelliğiydi. Çoğu zaman slot reciever olarak görev yaptı. Beş reception ve 92 yard pas tutmayla oynayarak Raiders hücumuna hayat veren isim oldu.

Hücum olarak kötü bir maç çıkardığımızı düşünüyorum. Altı kez FG vurup sadece bir TD yapabildik. O da Michael Bush’un 3 yard koşusu ile geldi. Palmer sıfır TD pası ile tamamladı maçı ama 301 yard pas atması hiçte fena olmayan bir istatistik. İşte bu 301 yard pasa karşılık 0 TD recieverların etkisizliğini yeterince açıklıyor. Maçı kazanmamızdaki kritik noktalardan birisi de altı maç sonra ilk kez son periytotta skor üretmemiz oldu. Son periyotlarda oldukça sıkıntı çeken bir takım Raiders. Bunu son altı maça baktığımızda görebiliyoruz. Hatta fazla geriye gitmeyip geçen haftaki Vikings maçına da bakabiliriz. Çok rahat geçen maçı son çeyrekte sıkıntıya sokmuştuk.

Savunmaya gelecek olursak rakip QB’nin tecrübesizliğinden iyi faydalandılar. Raiders savunması üç interception yaparak görevlerini yerine getirdi. Özellikle LB Wimbley yaptığı interception sonrası 73 yard koşarak herkesi şaşırttı çünkü bu performanslar genelde süratli CB’ler tarafından gerçekleştiriliyor. Bu koca adam faulle durdurulmasa belki de TD yapacaktı. CB Sheppard takviyesiyle biraz toparlanan secondary Bears karşısında fena sayılmazdı. Bir tek Knox’ı savunmada zorlandılar.

Bir parantez de Punter Shane Lechler’a açmak istiyorum. Beş kez punt yapan Pro Bowl punter toplamda 273 yard punt yaparak her takımın korkulu rüyası haline gelen KR Devin Hester’ı bitiren isimdi.

Yeni yazılarda görüşmek üzere hoşça kalın.