Geriye kaldı son üç maç. Şampiyon kim olacak artık tam bir muamma halini aldı. Yaptığım tahminler çoktan geçerliliğini kaybetti. Ama bu kadarını bende tahmin etmemiştim. Yapacak bir şey, diyecek söz kalmıyor açıkçası. 16 maçın 15’ini almış, mükemmel defans ve ofans kadrosuna sahip Green Bay Packers elendi. Playoff’ların en büyük sürprizi bu oldu hepimiz için. Ben şampiyon olacaklarına adım gibi emindim. Geçen sene yoktan var oldular bu sene vardan yok. Yazımın başlığı da bu girişle beraber epey bir anlam kazandı diye düşünüyorum. :)

En başa dönelim ve kısa kısa neler olduğuna bir göz atalım…

Detroit playoff’lara son biletle 6.sıradan girdi. (Green Bay karşısında yaptığımız TD’ın verilmeyişi sonrası o maçta yenildik ve playoffl’ara 6.sıradan girmek zorunda kaldık) ve rakibimiz güçlü bir kadroya sahip olan New Orleans Saints oldu. Regular season.2da oynanan maçta Detorit’in sakatlar ve cezalılar sebebiyle yenildiğini söylemiş ve bu maçı tam kadroyla alabileceğimizi düşündüğümü belirtmiştim. Hiç de öyle olmadı. İlk yarıyı üstün kapatmamıza rağmen yıkıcı Saints ofansı karşısında ikinci yarı dayanamadık ve 11 sene sonra gelen playoff bileti çok kısa bir macerayla son buldu.(45-28)

Tabii bu  maçla ilgili söylemek istediğim bir kaç önemli nokta daha var. İlk olarak hakemlerin çok başarılı olduklarını düşünmüyorum. İzlediğim her maçta basit basit hatalar yapıyorlar. Sonrasında “Ayıkla pirincin taşını”ya dönüşüyor pozisyon.

İkinci olarak Detroit’in acilen LB hattına takviye yapması gerektiği. Saints’in koskoca maçta bir kez bile punt kullanmadığını düşünürsek bunun ne kadar gerekli olduğunu anlarız. Hiçbir koşuyu first down olmadan durduramadılar. Sezonun en kötü maçını oynamaları bizim için büyük talihsizlik oldu. Üçüncü ve son olarak da acilen secondary’e takviye yapmamız gerekiyor. Dört defa interception olması gereken topu tutup elinizden düşürürseniz, en azından ikisini interception ile sonlandıramazsanız playoff’larda maç kazanamazsınız. Biz de kazanamadık ve elendik. Ümitlerimiz bir daha ki seneye artık…

Diğer takımlara bakarsak;

Denver Broncos ve New York Giants aldıkları division birincilikleriyle girdiler playoff’lara. İkiside ilk maçlarında çok iyi oynadılar. Denver – Pitssburgh maçını baştan sona izledim ve en fazla zevk aldığım playoff mücadelesi olduğunu söylemeliyim. Hele ki uzatmanın ilk pozisyonunda TD yapmaları bu maçı diğerlerinin önüne taşıyan bir numaralı faktör pldu bence. Tebow çok beğendiğim bir QB değil ama bu maçta gerçekten çok iyi oynadı. Denver defansı mükemmel iş çıkarttı. Sonuç olarak ilk turu geçtiler ama  AFC final maçına çıkabilecek güce sahip olmadıkları Patriots karşısında hemen ortaya çıktı ve elendiler. Patriots ilk finalist oldu.

New York Giants tarafına bakarsak herkes gibi bende ağzım açık izliyorum. Neler olduğunu henüz çözebilmiş değilim ama belli ki motorları sonradan ısınıyor. İlk tur rakipleri Falcons sezonda 10 galibiyet almış olmasına rağmen bende hep bu takımın burada ne işi var hissi yarattı ki sonuçları ortada. Giants karşısında sadece safety’den gelen iki sayıları var. Onun haricinde bir varlık gösteremediler ve elendiler. Ama Giants asıl bombayı yarı finalde Packers’ı eleyerek yaptı. Hemde ne bomba. Gayet iyi oynadılar ve haklı bir galibiyet aldılar. Mükemmel bir NFC final maçı bizi bekliyor.

Diğer iki finalist takıma gelirsek birisi NFC adına 49ers, diğeri AFC adına Ravens.

49ers’dan başlamak istiyorum çünkü izlediğim en iyi ikinci maç 49ers – Saints arasında oynanan maçtı. Son ana kadar nefes nefese izledik. 1.30 dakika kala 49ers 29 – 24 öndeyken Saints bir TD ve birde two-point conversion yaparak üç sayı öne geçti.  Ama yetmedi. 13 saniye kala endzone’a 14 yardlık mesafede 3 ve 3 oyunundan 49ers TD’ı buldu ve dört sayı öne geçti. Çok dramatik bir son olduğunu söylemeliyim. Saints taraftarlarına üzülmekten başka yapacak hiçbir sey kalmıyor.

Ravens ise ilk kez playoff yapmış olan Texans karşısında çok kısır geçen maçta 20 – 13’lük galibiyetle adını AFC finaline yazdırdı. Maçtan çok fazla zevk almadığımı söylemeliyim çünkü sürekli koşu sürekli koşu. İki yard, üç yard, beş yard bir süre sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Bende fazlaca sıkıldım. Baltimore’dan beklediğim etkiyi alamadığımı söylemeliyim. Büyük bir Ed Reed hayranı olmama rağmen Patriots karşısında çok da şansları olduğunu düşünmüyorum. Hele bu oyun anlayışıyla imkan dahilinde değil Patriots’ı elemeleri.

NFC final: SF 49ers – NY Giants
AFC final: NE Patriots – Baltimore Ravens

Sekiz maçın ardından geldiğimiz nokta bu. Super Bowl’da bu dörtlünün hangi ikisi yer alacak? Ben tercihimi SF 49ers – NE Patriots ikilisinden yana kullanıyorum. Playoff’lar öyle bir hal aldı ki ne yorum yapsam bir sonraki maçta yanılacakmışım gibi hissediyorum. O yüzden fazlaca temkinliyim.  Giants – Patriots finali tam bir rövanş maçı olur. 49ers – Ravens kardeşlerin kıyasıya çekişmesi. Her ihtimal tadından yenmez gibi gözüküyor. 5 Şubat’taki finalde ne olur bekleyip göreceğiz.

Kısamı oldu uzun mu oldu bilmiyorum ama playoff’lardan genel olarak şuana kadar aklımda kalan olaylar bunlardı. Son olarak bir şey daha eklemek istiyorum; Matthew Stafford efsanevi bir sezon geçirdi ama kimse bunu söz konusu bile yapmıyor. Gerçekten şaşkınlıkla takip ediyorum. Single season passing yards listesinde beş maç yarı sakat olmasına rağmen beşinci sıraya yerleşti. Tek sezonda 5i000 yard üzeri pas atmış dört oyuncudan biri ama en ufak bir haberine rastlamadım. Dediğim gibi hayret ediyorum. Efsanenin doğuşu güneşin doğuşu gibi kaçırılıyor! Problemse efsanelerin her gün doğmuyor olması.

Umarım Super Bowl sonrası 2011 sezonu için son bir yazıyla yine birlikte oluruz. Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Hoşça kalın…