Değerli NFLTR okurları, uzun bir aradan sonra klavyenin başına oturarak, bundan böyle tekrar vakit buldukça NCAA Football ve ülkemizdeki üniversite takımları hakkında elimden geldiğince yazmaya çalışacağım. Bugünün konusu ise başlıktan da anlaşılacağı gibi bitirdiğimiz senede NCAA Football genel görünümü olacak. Baştan söyleyeyim, bazı durumlarda taraflı değerlendirmelerim olabilir, en nihayetinde bazı renkler diğerlerine göre daha çekici geliyor bana, ancak bu değerlendirme tamamen şahsi fakirlerimdir, katılmaya da bilirsiniz, saygı duyarım. Şimdi gelelim BENCElere:

Yılın Takımı:

Hiç şüphesiz Notre Dame. Sene başında yapılan değerlendirmelerde sene sonu ilk 25’de kalmasına şüphe ile bakılan takım, şimdi çıkıp ulusal şampiyonluk maçı oynayacak. Üstelik gerçekten zor bir fikstür sonrasında regular season boyunca perfect kalmayı başararak, 12-0. Dahası her çıktıkları maçta, kaybederlerse şampiyonluk umutlarının yiteceğini bile bile, bu stresle baş edebildiler. En önemlisi ise gerçekten bir takım olarak bu başarıya ulaştılar.

OHIO STATE Olayı (Gönüllerin Diğer Şampiyonluk Adayı): 

Ohio State takımı, 2010 yılında oyuncularının bazılarının NCAA kuralları dışına çıkarak  $14,000 nakit para aldıklarının ve bir dövme dükkanında “beleş” dövme yaptırdıklarının saptanması sonucunda, 2011 yılında NCAA tarafından suçlu bulunmuştu. Bu skandalın ardından takım head koçu Jim Tressel istifa etmiş, yerine şahsi idollerim arasında da yer alan Urban Meyer gelmişti. Ancak skandalın asıl büyük etkisi NCAA yönetiminin Ohio State’ın 2012 yılında bowl maçına çıkmasını yasaklaması ve takımdan 9 bursun kesilmesi olmuştu. İşte o Urban Meyer ve o Ohio State, NCAA’de bu sezon perfect record’a ulaşan ikinci takım oldular. Notre Dame ve Ohio State dışında perfect takım olmadığı düşünülürse bowl maçı oynayabilecek bir Ohio State’in ulusal şampiyonluk maçına çıkacak ikinci takım olması sonucu kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak gelgelelim ortadaki ceza neticesinde gönüllerin potansiyel şampiyonu olsalar da harika geçmiş bir sezonu resmi olarak taçlandıramayacaklar.

Yılın Head Coach(ları): 

Elbette Notre Dame ve Ohio State’den bu kadar bahsedip koçlarını es geçmek olmaz. Brian Kelly az önce anlattığım stresi her hafta artan oranda yaşamış olmasına karşın, görece kötü oynadıklarında dahi kazanmasını bilen, kahramanca goal line savunmalarına imza atan gerçekten gurur duyulacak bir takım yarattı. Ancak sanılmasın ki bu durum bu sezonun eseri, aksine üç sezonluk bir çalışmanın ürünü. Bu istikrar ve risk yönetimi yönleri ile Brian Kelly yılın head koçlarından biri bana göre. Diğer adamımız ise Urban Meyer. Geldiğin takım skandal nedeniyle dağılmış, motivasyon aşağılarda, dahası sezon için koyulabilecek bir bowl ya da şampiyonluk hedefi yok. Ancak buna karşın koç Meyer bu takımı zorlu fikstürüne rağmen, kazanan ve seneyi perfect bitiren bir takım haline getiriyor. İşin asıl zor kısmı hedefsiz gibi görünen bir takımı buraya getirebilmek, üstelik gerçekten rekabetçi bir fikstür ile.

Yılın Hayal Kırıklıkları: 

FSU: Sezon başında ESPN yorumcusu Kirk Herbstreit bir yorumda bulunmuş ve yılın sürprizinin Florida State olacağını, hatta şampiyonluğun gizli adayı olduğunu iddia etmişti. Her ne kadar kötü sayılamayacak bir sezonun ardından FSU seneyi 11-2 record ile BCS’de 12. sırada tamamlasa da bu beklentinin biraz uzağında kalmış gibi görünüyor.

Texas: Mack Brawn yönetiminde 15. sezonunu geride bırakan Longhorns için bir kayıp sezon daha yazılıyor haneye. Oysa böyle mi başlamıştık bu sezona? Ben dahil herkesin beklentisi, ilk 10’un içine girecek ve BCS Bowl oynayacak bir takım görmekti. Ama sen sezonu 8-4 record ile bitirirsen ve BCS sıralamasına da bence biraz haksız da olsa 23. sırada zar zor kendine yer bulursan gider 29 Aralıkta Alamo Bowl’u oynar BCS Bowl’ları evinden izlersin.

USC: Sezona o kadar beklentiyle girip daha beterini yapanlarda var. İşte USC. 7-5. BCS’i bırak hiçbir sıralamada kendilerine yer bulamadılar. Dahası UCLA maçını kaybetmeleri bu sezonun üstüne dikilen tüy oldu. Neyse ki Sun Bowl var da 31 Aralık’ta, sezonu bowl ile kapattık diye kendilerini avutabilecekler.

Diğerleri: Boise State, Auburn, Michigan State, West Virginia hatta Baylor, hepsi de beklentilerin oldukça gerisinde kalan diğer takımlar oldular.

Yılın Oyuncusu: 

Heisman Ödülü bildiğiniz gibi bu sene şaşırtıcı bir şekilde Johnny Football’un oldu. Çaylak oyun kurucu ödülü tabii ki hak etti ona şüphe yok, gelin biz bir de bu ödülü kaçıran ama bir o kadar başarılı bir sezon geçiren diğer oyuncuları konuşalım. Zaten önümüzde Johnny Football konuşacak uzun yıllar olacak gibi (nazar değmesin). Bu kategoride bizim de Heisman’dan farklı bir boyuta geçmemize gerek yok, zaten Manti Te’o ve Collin Klein ve Braxton Miller üçlüsü en dikkat çeken isimler. Bunlar içinden ise Te’o savunmadaki, Klein ise ofanstaki liderliği ile sezon boyu göz doldurdular. Ancak bana sorarsanız Te’o bu senenin adamı olma yolunda bir adım önde gibi çünkü bu adam sadece lider değil, sadece tackle/sack yapmıyor, aynı zamanda pas kesiyor, interception da yapıyor ve gerçekten de komple bir football oyuncusu.

Değerli NFLTR okurları benden bu kadar şimdilik, bu seneyi gördüğüm gibi kendi penceremden kısaca anlatmaya çalıştım sizlere. Bazı noktalarda özellikle beklentileri karşılamayan takımlara fazla yüklensem de bu onlardan beklentinin yüksekliğinden kaynaklı, yoksa her organizasyonun her emeğin başımın üstünde yeri var.

Unutmayın birlikten kuvvet doğar, hepimize birlik dolu futbol dolu günler…