Herkese merhaba, heyecanla beklediğimiz TAFL’de ikinci hafta maçları oynandı. Bu hafta yazımda genel bir TAFL değerlendirmesi yapacağım.  TAFL ilk iki haftasında, ilk hafta İTÜ-Hacettepe ve ikinci hafta Boğaziçi-Isparta maçlarını izleme şansı buldum. Ligin ilk maçları olması, yaşanan sorunlu süreç ve muhtemelen ligin geç başlaması sebebi ile takımların lige hazırlıksız olduğu ve adaptasyon zorluğu yaşadığını gördüm.

TAFL 1.Hafta maçında, İTÜ ve Hacettepe gibi ligin iki köklü takımı karşılaştı. Maçın geneline baktığımızda oyun kalitesi vasatın üstüne geçemedi. Hacettepe yaptığı takım yenilemesi sebebi ile eski ezici görüntüsünden çok uzaktı. Özellikle hücumda oyun kurmada ve ilk hak almada sıkıntılar yaşadıkları belli oluyordu. Oyun kurucuları bir türlü insiyatif alıp takımı toparlamayı başaramadı. Sürekli koşu oyunu deneyen Hacettepe o bilinen efsane “reverse” leride olmayınca bir türlü hücumda ilerleyemediler. Hacettepe çizgi oyuncuları ise İTÜ defansının çok başarılı blitz’leri karşısında varlık gösteremedi. Takım uyumunun da bir süre alacağını düşünürsek Hacettepe kısa sürede sistemi oturtacak bir görüntü vermedi.

İTÜ ise Hacettepe’ye göre daha derli toplu bir oyun oynasa da genel olarak baktığımızda çok hazır gözükmedi. Hacettepe’ye göre daha fazla oyun üreten İTÜ’nün tam durumu karşısına hazır bir takım çıkmadıkça anlaşılamayacaktır. İTÜ hücum takımı, Hacettepe karşısında iki sayı bulmasına karşın pas oyunlarında oyun kurucunun korkak pasları dikkat çekti. Atılan pasların Hacettepe karşısında interception ile sonlanmamış olmasının şans olduğunu düşünüyorum.

1.haftanın diğer İstanbul maçında Boğaziçi ve ODTÜ gibi Türk Amerikan futbolunun başka iki köklü takımı karşılaştı. Boğaziçi’nin 19-13 galibiyeti ile sonuçlandı. Gelen yorumlar zevkli ve başa baş geçen maçta Boğaziçi’nin ODTÜ hatalarını iyi değerlendirdiği için galip geldiği yönündeydi.

TAFL 2.hafta maçında izlediğim Boğaziçi – Isparta maçında, Boğaziçi oyun kurucusu Gani’nin liderliği ile maçı çok rahat aldı. Boğaziçi hücumunun sıkıntı yaşadığı dakikalarda insiyatifi eline alıp çok akıllıca koşular yapan Gani, takımın sayı almasını sağlayarak Isparta direncinin kırılmasını sağladı. Maçın devam eden sürecinde oyunun her sıkıştığı durumda çok güzel paslar atan Gani, bence maçın en iyi oyuncusuydu.

Isparta takımı ise double wing taktiği ile oynadığı maça iyi başladı ama maçın ilerleyen sürecinde direnci kırıldı. Double wing taktiği kullanan takımların en büyük sorunu, defans takımlarının sürekli double wing hücumu karşısında çalışmaları sebebi ile sahaya iyi yayılan ve pas oyunu yapan takımlar karşısında direnç gösterememesidir. Isparta’da genel olarak aynı sorunun yaşandığını düşünmekteyim. Maçın başında daha yorulmadıkları için koşarak farkı kapatan Isparta, yoruldukça Boğaziçi hücumu karşısında zorlanmaya başladı. Boğaziçi oyun kurucusu Gani’nin takımını iyi yönlendirmesi de eklenince, Isparta, Boğaziçi karşında tutunamayarak maçı kaybetti.

TAFL ilk iki haftasında izlediğim iki maça baktığımızda ligde mücadele eden takımların yarısını izleme şansım oldu ve en hazır takımın Boğaziçi olduğunu düşünmekteyim. Boğaziçi karşısında yenilmesine karşın ODTÜ’nün bu sene lige damgasını vuracak diğer takım olmasını bekliyorum. Biri geçen yılın şampiyonu Gazi karşısında olmak üzere iki maçını kazanan Ankara Cats ise şuan izlemek istediğim başka bir takım, ama izlemek için İstanbul’da son hafta oynayacakları için, son haftaya kadar beklemem gerekecek. 4. haftada Ankara – Boğaziçi karşılamasının çok zevkli ve ligin şeklini belirleyecek ve Ankara’lı sporseverlere zevk verecek bir karşılaşma olacağını bekliyorum.

TAFL 2. Lige baktığımızda hepimizi üzecek durumların yaşandığını görmekteyim. Zira Selimiye Pars’ları takımının kapanması, Mersin Mustangs takımının ilk maçına çıkamamış olması ve şuan bir belirsizlik yaşıyor olmaları ligimiz için ciddi bir kayıptır. Flowers gibi TAFL 1.ligine üç yıl damgasını vurmuş, lig kalitesinin artmasında ciddi bir pay sahibi olan antrenörün ligimizde takım çalıştırması çok önemlidir. Kaliteli takımların varlığı, diğer takımların da performanslarının yükselmesine sebebiyet verir. Fiziksel olarak uzakta olan ve tüm maçlarına ulaşım ayarlamak zorunda olan takımların fikstürlerinde sürekli oynamalar yapmak bu lige yapılabilecek en büyük ihanettir. Mustangs takımın şuan yaşadığı olumsuzlukların ne önemli sebebi sürekli değişen fikstür sebebi ile bir türlü ulaşım ayarlayamamaları, bu konuda mutlaka bir düzen oturtulması gerekmektedir. Mustangs takımının bu ligin bir parçası olarak kalması için azami çabanın gösterilmesi gerekmektedir.

Takımların genel oyunlarına ve performanslarına baktığımda, oyun kalitesi olarak geriye gittiğimizi düşünmekteyim. Ligimizde Cavaliers’ın olduğu dönemde sürekli koşu ve pas karışımı çok başarılı yapan takımlar bile gene koşu ağırlıklı oyunlara geri dönmüş durumdalar. Oynanan oyun Türkiye Ligi için yeterli olsa da, uzun vadede mutlaka milli takım veya kulüp bazında yabancı takımlar ile karşılaşacak olacağımız için geliştirilmek zorundadır. Bu açıdan baktığımızda, Avrupa Kupaların katıldığımız dönemde daha kaliteli olan oyun yapımız, sürekli düşüş göstermekte. Avrupa Kupalarına katılım, takımların ve milli takımın oyun sistemlerinin sıradanlaşmasını engelleyen en önemli organizasyondur.

TAFL 3.hafta maçlarına baktığımızda haftanın iki büyükşehir derbisine sahne olacağını görmekteyiz. İstanbul’da İTÜ-Boğaziçi derbisi oynanacak, İstanbul’un iki yenilgisiz takımı karşı karşıya geleceği maçta iki takımında sayı bulmakta zorlanacağını düşünmekteyim. Ancak, daha tecrübeli kadrosu ve oyun kurucu avantajı ile Boğaziçi’nin galip gelmesini bekliyorum. Gazi ve Hacettepe arasında oynanacak Ankara derbisinde ise geçen yılın şampiyonu Gazi’nin daha avantajlı olduğunu ve maçı alacağını düşünüyorum. Lige iki galibiyet ile başlayan Ankara’nın Isparta karşısında rahat bir oyun ile galip gelmesini bekliyorum. Ligin bir diğer güçlü takımı ODTÜ ise kendi sahasında Sakarya karşısında galip gelebilecek kuvvette.

Ligimizin bir başka önemli sorunu ise sezon başında yaşadığımız hakem sorunun devam etmesi. Gelen bilgiler, federasyonun hakemlere halen çok ciddi meblağda borcunun olduğu ve bu borcun bir türlü ödenemediğidir. Bu borcun ödenmemesi durumunda ligimizin yaşadığı hakem sorunun tekrarlanması ihtimali bulunmakta. Hakemlerin yaşadığı ekonomik sorunların dışında, hakemlerde genel bir performans düşüklüğünden tüm takımlar şikâyet etmekte. Bu sebeple hakem eğitimlerinin en kısa sürede yapılması gerekmektedir. Hakem eğitimlerinin federasyona çok büyük bir maddi külfeti yoktur. 2010 yılında yaptığımız hakem eğitimlerinde yalnızca kalacak yer masrafı karşılığında İstanbul’a EFAF MHK başkanını Almanya, Ankara’ya Sırbistan Federasyon Başkanını Sırbistan’da gelmelerini sağlamıştık. Bu eğitimler ile alakalı tüm ulaşım masrafları EFAF tarafından karşılanmış, bir yalnızca kalacak yerleri ve salonu karşılamıştır. Bu tip organizasyonlar ikili ilişkiler ve emek ile çok kolaylıkla yapılabilir. Yetkili arkadaşlar azıcık emek verirlerse, hem hakem eğitimini, hem de antrenörlük eğitimlerini federasyona hiçbir külfet bindirmeden yapabilirler. Zamanında yaptığımız eğitimleri biz emek vererek bu şekilde yapmıştık. O zaman daha bizi hiç tanımıyorlar iken yapılabildi ise artık çok daha rahatlıkla yapılabilmesi gerekir. Kalın sağlıcakla…