Chicago Bears NFL sezonunun 8.haftasını dinlenerek, yani “bye” geçirdi. 8.hafta, 17 haftalık sezonun yaklaşık yarısına tekabül ettiği için bir ilk yarı raporunun zamanı gelmişti.

Haftanın maçsız geçmesi bendeniz için oturup sakin kafayla düşünmek açısından yardımcı oldu. Aynı zamanda Bears için de tam zamanıydı, zira takımın iki yıldızı QB Jay Cutler ve LB Lance Briggs sakatlık geçirerek Washington Redskins maçını tamamlayamadılar. Hiç sakatlık olmaması daha iyidir elbette ama sakatlıklar NFL takımlarının kaderiyse, en azından 4-6 hafta arasındaki iyileşme sürelerinin ilk haftasının maç yapmadan geçmesi de tesellimiz oldu.

Sıcak sıcak bunları belirttikten sonra sezonun tamamına bakmaya başlayabiliriz. İlk yedi maç sonunda Bears galibiyet-mağlubiyet olarak 4-3 ile grubunda üçüncü durumda, zaten dört takım var. Bears aslında ilk üç maçı kazanarak iyi başlangıç yapsa da, sonrasında takım duraklamaya geçti. Bunda sakatlıklar kadar, ilk üç maçtaki rakiplerin görece güçsüz olması da önemli bir etken. Bu aşamada ilk yedi maçtaki sonuçlara ve rakiplerin şu anki W-L durumlarına bakalım:

Cincinnati 24-21 (6-2) (Yendiğimiz tek iyi takım) , Minnesota 31-30 (1-6) , Pittsburgh 40-23 (2-5) , Detroit 32-40 (5-3) , New Orleans 18-26 (6-1) , New York Giants 27-21 (2-6) , Washington 41-45 (2-5)

Grupta dördüncü sıradaki Vikings kötü durumda. Ancak Green Bay Packers ile Detroit Lions fırtına gibi gidiyorlar ve NFC North’da 5-2 ve 5-3 ile ilk iki sıradalar. Bears ilk ciddi testinde Lions’a 32-40 yenildi, Green Bay ile bu hafta ilk defa oynayacak. Yazının sonuç cümlesini önceden söyleyelim: Playoff şansı bu sezon bir hayli zor gözüküyor. Ama bunun için ağlayacak değiliz, eldeki iyileri koruyup kötüleri düzelterek şans arayacağız.

Koç Değişikliği ve Hücum

Önce iyiye bakalım. Yukarıdaki skorlar bize kolej futbolu maçlarını hatırlatıyor. Bears gibi her zaman defansının iyi olmasıyla övünen bir takım için bu şaşırtıcı. Yedi maç sonunda maç başına 30.4 sayı ile ikinci durumdayız. Ancak yenen 29.4 sayıyla da 29.durumdayız. Lafı uzatmayalım, çünkü o kısma kötüyü anlatırken geleceğiz.

Hücumda bu sezon çok değişiklik oldu, ama en önemli değişiklik yılların baş koçu Lovie Smith’in kovulması ve yerine sürpriz bir kararla Kanada Futbol Ligi şampiyonu Montreal Alouettes’in koçu Marc Trestman’ın gelmesi. Smith kolej seviyesinde eski bir LB ve safety, akabinde de defans tabanlı bir koç. Trestman ise kolej seviyesinde eski bir QB ve hücum tabanlı bir koç.

Trestman uzun süre kolej ve NFL seviyesinde koçluklar yaptıktan sonra 2007’de Montreal’a başkoç olarak transfer oldu. Bilmeyenler için Kanada futbolu CFL’i biraz anlatayım, zira NFL ile benzeşse de aralarında önemli farklılıklar var. Hücumda 10 yarda ilerlemek için sadece üç down olsa da, saha daha geniş. Ayrıca oyun başlarken hücum hattı ile savunma hattı arasında bir yard fark var ve QB dışında tüm arka oyuncuları snap öncesi hareket edebiliyorlar. Üstelik sadece yana değil, ileri geri de hareket edebiliyorlar. Tüm bu farklar CFL’i daha hücum tabanlı bir lig haline getiriyor. Üstelik sadece üç down olduğu için koşu oyunu geri plana itiliyor ve pas ile büyük yarda almak daha önemli hale geliyor.

Dolayısıyla Trestman gibi hücum tabanlı bir koç CFL için normal kabul edilirken, oradan birden Bears’a gelmesi başta soru işaretleri ile karşılanmıştı. Bence şu ana kadar gerek duruşu, gerekse hücum takımın performansı ile Trestman başarılı gözüküyor.

Hücumun başarısında Trestman kadar başka değişiklikler de etken. Takımın yıllardır müzmin sorunu olan hücum hattı yeni transfer edilen tecrübeli LT Jermon Bushrod (böylece J’Marcus Webb’den de kurtulduk) ve draftla elde edilen, sürpriz bir şekilde paketten çıktığı gibi başarılı olan guard’lar Kyle Long ve Jordan Mills ile acayip güçlendi. Yeni hücum hattı şu ana kadar izin verdiği 11 sack ile ligde ikinci sırada.

Hücum hattının güçlenmesi elbette QB Cutler’a da yaradı ve sakatlandığı maça kadar iyi maçlar çıkarttı. 91.7 QB rating ile mütevazi bir 12.lik’de duruyor gözükse de, Cutler esas gücünü dördüncü periyotlarda gösterdi. Aşağıda maçları tekrar son devre performansları açısından özetleyelim:

Cincinnati 24-21 (Devre arasında 10-21)
Minnesota 31-30 (10 saniye kala 24-30 ve Cutler TD)
Pittsburgh 40-23 (3.çeyrek sonu 27-20)
Detroit 32-40 (3.çeyrek sonu 16-37)
New Orleans 18-26 (Devre arasında 7-20)
New York Giants 27-21
Washington 41-45 (Son çeyrek 17-14, ama bu sefer QB McCown)

Görüldüğü gibi hemen her maçın sonlarına doğru takımı hızla ilerletmiş Cutler. Bu açıdan çok stresli anlarda başrolde olmasına rağmen sadece yedi INT atması da başarı kabul edilebilir.

Washington maçında sakatlandıktan sonra yerine giren Josh McCown da yarım devre boyunca hiç eksikliğini hissettirmedi. Cutler’ın dönüşü için 4-6 maç arası öngörülüyor. McCown’un iyi performansı şimdilik camiayı nispeten sakin tutuyor.

Uzun süredir, biraz da Mike Martz yüzünden sadece bloklama işlevi gören TE pozisyonu da Martellus Bennett’in gelmesiyle hücum olarak canlandı. Şu ana kadar da kritik dört TD ve pas dağıtımına alternatif olmasıyla takıma katkı sağladı.

WR Brandon Marshall zaten çok iyi, ama bu pozisyonda esas sürpriz Alshon Jeffery oldu. Geçen sezon draft edilen Jeffery bu sezon Marshall ile beraber WR pozisyonunu sırtlandığı gibi, hemen her maç yaptığı end-around koşularla da farklı bir boyuttan takıma katkı sağlıyor.

Nazar değmesin, RB Matt Forte de bu sezon daha aktif bir rol alıyor. Maç başına 79.1 yarda koşu ile ligde dokuzuncu sıradayken, toplam 795 all-purpose yards ile yedinci sırada.

Kötü Defans

Brian Urlacher’ın ve Lovie Smith’in ayrılışlarıyla beraber defansta geriye gidileceği umulsa da, bu kadar büyük düşüşü de kimse beklememişti. İş o raddeye geldi ki, eskiden sık sık “bozuk hücumu ancak savunma düzeltir” denirken, artık “bozuk savunmayı ancak hücum düzeltir” noktasına gelindi.

En büyük hayal kırıklığı savunma hattında yaşanıyor. Bears sadece dokuz sack ile ligde sonuncu sırada ve hat sadece 2.5 sack ile katkı yapabildi. Gerçi Henry Melton ile Nate Collins’in sakatlıkları da etken ama yıldız DE Julius Peppers sezona inanılmaz formsuz başladı ve formsuzluğu halen devam ediyor. 2012’de ilk turda draft edilen Shea McClellin de “sophomore slump” ile boğuşuyor. Diğer yandan Brian Urlacher McClellin’in LB pozisyonunda daha verimli olabileceğini söylüyor.

Defansın arkası ve özellikle CB Charles Tillman sezona iyi başladı. Ancak Tillman’ın müzmin sakatlığı kendisini komple inaktif etmese de, doğru dürüst antrenman yapmasını ve maçlarda tam oynamasını engelliyor. Bu da iyi WR’lerin defansta verdiği zararı arttırıyor.

Linebacker pozisyonu zaten Urlacher’ın yokluğunda sarsılacaktı ama önce D.J.Williams’ın sezon bitiren sakatlığı ve en son takımın en tecrübelisi Lance Briggs’in sakatlıkları ile iyice kötü duruma düştü. Netice itibariyle işler MLB pozisyonunda oynayacak draft’ın ikinci turunda seçilen çaylak Jon Bostic’e kaldı. Brian Urlacher’ın da zamanında Barry Minter’ın sakatlanması ile şans bulduğunu hatırlıyor ve aynısını Bostic için de diliyoruz.

Bu sakatlıklar şanssızlık sayılmasın çünkü her NFL takımı sakatlıklarla uğraşıyor ve yaşlanan Bears defansının da sakatlıklarla karşılaşması doğal. Sorun alternatiflerin iyi olmaması. Gelecek rakip Green Bay Packers ve sakatlıklar için transfer, takas yerine uygulanacak yöntem ise “Next Man Up”.