NFL’de kıran kırana geçen bir sezonun 12.haftasını geride bıraktık. AFC’de wild card mücadelesi olanca hızıyla sürerken küllerinden doğan Pittsburgh Steelers üstüste gelen galibiyetlerle yarışa tekrar dahil olmuş gibi görünüyor. Geriye kalan beş haftada acaba bu yarıştan kim galip çıkacak? Dolphins, Chargers, Raiders gibi takımlar sonuna kadar mücadelenin içinde kalabilecek mi? Gelecek beş hafta oldukça heyecanlı, tansiyonu yüksek maçlara sahne olacağa benziyor.

NFC tarafına bakarsak North’da durum iyice karışmış durumda herhafta lider değiştiren bu divisionda acaba yüzü gülen hangi takım veya takımlar olacak. Panthers’ın büyük çıkışı ile keyiflenen playoff yarışında geçen sezonu mumla arayan 49’ers’ın hücüm problemlerinin sebebi merak konusu. Kaepernick acaba “one year wonder” bir oyuncu mu?

Acaba NFL’in hücum yapısının temeli olan koşu oyunu artık iyice pas ağırlık olmaya başlayan ligte önemi yitirmeye mi başladı. Bir dönem Fantasy football’un değişmez first round seçimleri olan RB’ler sayısı artık bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azaldı. Londra veya Dünyanın herhangi bir kentine yerleşik ve daimi bir NFL takımı olabilir mi?

AFC’de playoff’a kalması muhtemel takımlar hafiften belli olmaya başladı. Mevcut durumda Chiefs ya da Broncos’tan birinin wild card’ı alması kesin gibi diğer divisionlarda liderler açık ara önde.Texans ve Jaguars dışında kalan takımların en az 4 galibiyetleri var.Bu durumda son wildcard sizce kimin olacak?Çıkışta olan Steelers mı? Yoksa farklı bir takım mı?

Çağatay Akkaya: Steelers AFC playoffları açısından şans verdiğim takımlardan biri açıkçası ancak Dolphins ve Jets’in durumunu da takip etmek gerek. Son zamanlarda takım içi çalkantılarla boğuşan Miami  Dolphins .500 galibiyet oranına tutunmaya çalışıyor. Onları Jets’in bir adım önünde görüyorum zira Jets, konferans takımlarına karşı başarısız sonuçlar alıyor. Steelers’ın kendi grubundakilerle çok kritik maçları var ancak takım son dönemde olumlu bir intiba bırakmakta. Dolphins ve Steelers playoff adayları için AFC’de en muhtemel takımlar gibi.

Hilmi Çeltikçioğlu: Jets veya Dolphins en yakın görünüyorlar. İlle sürpriz arıyorsak belki Raiders veya Steelers. Jets, Dolphins ve Steelers’ın kalan maçları az çok aynı zorlukta, ve birbirleriyle oynuyorlar. Raiders’ın ise çok zorlu maçları var ve sekiz galibiyeti görmelerini zor buluyorum. AFC’nin son wild-card’ının son hafta belirleneceğini, ve buranın jaderinin tek bir maçla ortaya çıkacağını düşünüyorum. Oyun kalitesi ile olmasa da maçların playoff önemi açısından zevkli haftalar geliyor. Hem şampiyonluk açısından önem, hem de oyun kalitesi arıyorsanız ocak-şubat aylarına kadar fazla seyretmeyin derim.

Görkem Şahinoğlu: AFC’de son yıllarda alışık olmadığımız bir durum bu. Senin de dediğin gibi wild card’lardan biri Broncos-Chiefs arasında paylaşılacak diğeri için ise aday çok. Öncelikle Raiders şuan bu yarışta gözükse de bir aday değil. En önemli adaylar Jets ve Dolphins’ti ama çok saçma şekilde bir çok maç kaybettiler. Aynı grupta Bills’ in de ciddi bir fikstür avantajı var, Manuel’in de dönüşüyle aradan sayılabilirler. Onun dışında Chargers da kazanması gereken yerde çok basit maçları kaybetti. Hal böyle olunca Steelers çok kötü başladığı sezonda ciddi bir aday oldu. Ancak benim tercihim biraz fazla göz ardı edilen Tennessee Titans. Locker’ı kaybetmiş olabilirler ama Fitzpatrick bu dönemde oynadığı iki maçta da umut verdi. Üstelik bu adamın daha geçen sene starter olduğunu da unutmayalım. Bu sezon oldukça başarılı bir savunmaya sahipler ve hücumları da hiç fena değil. Son wildcard için benim tercihim sürpriz bir şekilde Titans.

49ers takımında özellikle hücumda geçen seneye göre ciddi bir düşüş gözlemleniyor. Buradaki sorun read option oyunlarının  rakipler tarafından çözümlenmiş olması mıdır? Anquan Boldin gibi bir WR’a ve Frank Gore gibi bir RB’e sahip 49ers’ın sayı üretmekte bu kadar zorlanmasının sebebi nedir?

Çağatay Akkaya: 49ers sezon başındaki power rankings’lerde 1.sırayı alan bir takımdı birçok değerlendirmeye göre. Bu durum, sezon başındaki değerlendirmelerin değil, sezon içi performansının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Sorunlar biraz Kaepernick temelli açıkçası. Read option’u karşı takımların çözmesini bir yana bırakıyorum, Kaepernick’in performansı sorgulanmalı.

Hilmi Çeltikçioğlu: Ne zaman gelecek 49’ers sorusu diye bekliyordum zaten; o kadar olacak artık. San Francisco daha sezonun ilk maçında Kaepernick’i RG3 gibi kurban etmek yerine daha bir klasik oyun kurucu gibi kullanacaklarını açık etmişlerdi. Frank Gore’un ligin elit koşucularından olduğunu düşünmüyorum, ve aldığı yardlara göre oyuncu değerlendirmeyi sadece fantezi oyunlara yakıştırıyorum. Sonuçta NFL, Türkiye Süperlig’inden farklıdır. Senelik başarıda üç-beş büyük aranmaz. Ne oldu geçen seneki Falcons, Ravens, Texans gibi takımlara? Her sene kendini yenileyeceksin. Her yıldızı elinde tutmayacaksın. Her şeyden de önemlisi şanslı olacaksın ama bunu da kontrol etmek mümkün değil.

Görkem Şahinoğlu: Beklendiği gibi bu sezon savunmalar read option playlere daha hazırlıklı ve büyük oranda da başarılı. Sebeplerden biri bu. Ancak daha önemli olarak gördüğüm diğer neden ise özellikle savunma olmak üzere bu sezon çok güçlü bir NFC West var. Kolay maç yok. Geçen sezon ciddi bir tehtid yoktu ama bu sezon hem Seahawks daha başka bir boyutta hem de Cardinals ve Rams inanılmaz savunma yapıyor.

NFC North neredeyse her hafta lider değişecek duruma geldi. Aaron Rodgers’ın dönüş tarihi belirsiz ve bu durumda Packers hücumu bunca yeteneğe rağmen sıradanlaşıyor. Bu durumda bu division’ı sizce kim kazanır? Özellikle Panthers’ın bu kadar iyi olduğu bir ortamda bu division’dan da bir wild card çıkar mı?

Çağatay Akkaya:  Duygusal açıdan baktığımda elbette Bears demekle beraber mantık, Detroit Lions grubu kazanır diyor. Green Bay Packers gibi Chicago Bears da şanssız sakatlıklar yaşamasına rağmen liderlik yarışına tutunmayı bildi, Jay Cutler bu haftasonu da oynatılmayacak St.Louis Rams karşısında, diğer yandan Green Bay Packers’da tam bir dibe vuruş hakim. Haftasonu karşılaşacakları Vikings karşısında herşeye rağmen favori olan taraf onlar ancak Aaron Rodgers’ın ne kadar erken ve ne kadar sağlıklı dönebileceği sezon açısından Packers’ın gidişatına ışık tutacak. Lions, Steelers karşısında galip gelememesine rağmen grupta avantajlı konumda, herşeyden önce rakiplerine nazaran sağlıklılar, hücum opsiyonları fazla ve iyi bir defans takımına sahipler. Tüm bunlar, bir adım önde olmalarını sağlıyor.

Hilmi Çeltikçioğlu: Packers hücumunda Nelson, Finley ve Cobb dışında “bunca yetenek” yok aslında. Bu üçünden sadece Nelson sahada olunca, koşu oyunu ile bu kadar gidiyor bu takım. Tolzien practice squad’dan gelip bu kadar iyi oynasa ve Flynn gibi değerini artırsa da, sonuçta Rodgers olmayınca olmuyormuş demek ki. Bu arada Rodgers bu sene değil geçen sene sakatlansa, koşu oyunu da olmadığından maçlar bu kadar yakın geçmezdi. NFC North’dan wild card çıkar gibi gözükmüyor. Eğer Green Bay bu hafta Vikings’i yenerse ve şükran günü maçına Detroit’in bir maç gerisinde girerse şansı var. Yoksa gerçekten zor. Bu division gerçekten seyredilmeye değer bir son düzlük sunacak Aralık ayında.

Görkem Şahinoğlu: Soruya sondan başlayacak olursak ben bu sezon wildcardların Panthers ve Niners’ a gideceğini düşünüyorum. Özellikle Panthers çok iyi bir ivme yakadı ve bunu kaybedeceklerini düşünmüyorum. Newton geçen yılın acısını çıkarıyor ve taş gibi savunma yapıyorlar. Son baktığımda iyi bir QB ve sağlam savunma NFL’de başarının anahtarıydı. NFC North’a dönecek olursak önceden de dediğim gibi yarış artık Lions ve Bears arasında. Lions önemli maçları kaybetmeye devam etse de gruptaki favorim hala onlar. Savunmadan biraz katkı almaya başladılar mı ipi göğüslerler.

NFL Europa’nın çökmesi sonrası 2007’den bu yana NFL Londra’da resmi maç oynatmaya başladı. Önce tek maç olarak başlayan ancak sayısı ikiye çıkan ve daha da arttırılması gündemde. Hatta Jaguars yaptığı anlaşma ile her sene Londra’da bir maç oynayacak. NFL’in işi daha da ileri götürüp Londra’da sürekli bir takımın olmasını istediği konuşuluyor. Londra maçları ve Londra’da daimi bir takımın olması hakkında ne düşünüyorsunuz? NFL’in bu planı gerçeğe dönüşür mü?

Çağatay Akkaya:  NFL’in (ya da çok izlenen amerikan profesyonel sporlarının) yakın bir gelecekte kıta dışında bir takıma sahip olmasını pek olası bulmuyorum. Jaguars’ın sahibinin aynı zamanda İngiltere Premier Liginde bir futbol takımının da sahibi olması, Jaguars’ın her sezon için bir maçını Wembley’de yapma kararı almasını daha çok ticari bir tercih olarak yorumluyorum. Saat farkını, seyahat sürelerini bir yana bıraktım, “London Jaguars” isimli bir takımı izleyecek olmak dahi tuhaf karşılanabilir ve spor sitelerindeki anketler de genel NFL izleyicisinin böyle birşeye hiç sıcak bakmadığını göstermekte.

Hilmi Çeltikçioğlu: Önce Los Angeles’taki takım bir kurulsun, Londra düşünülür. Elbette bir takımı kaldıracak kadar taraftar desteği var, sonuçta bütün Avrupa arkasında bu girişimin. Ancak işin lojistiğini de düşünmek lazım. Hangi division’ın takımları her sene bir kere okyanus aşırı maç yapar? İlle de doğu yakasından seçmek gerekirse Bills olur belki; gerçi onlar da ilk Kanada’lı takım olma yolundalar. Ben istemiyorum Londra takımı. Sonuçta ligin adı NFL; IFL değil ki. O kadar takım bekleyen şehir varken Suriye’ye… pardon Londra’ya takım kurmaya ne gerek var?

Görkem Şahinoğlu: Bu konu hakkında görüşlerim değişmedi. Avrupa’da sezon içinde bir kaç maç oynanması tamam ama Londra’da bir takım kurulması tamam değil. Bence olmamalı, destek vereceğim bir konu degil.

Özellikle bu sene RB koşu istatistiklerinde ciddi anlamda bir düşüş yaşanıyor. NFL’in temeli olan koşu oyunun, özellikle son dönemde insanüstü top yakalama yeteneği olan  tight end’lerin türemesiyle (Rob Gronkowski, Jimmy Graham) yani Tight End pozisyonunun bloklama dışında ciddi anlamda top yakalama işine de girmiş olması sebebiyle artık yavaş yavaş geri plana atıldığını düşünüyor musunuz? Sizce koşu oyunu neden bu durumda?

Çağatay Akkaya: Olay RB’lerdeki yetersizlik, defansların daha sağlamlaşması falan değil belki de. Koşu oyunu, silah olmaktan çıkıyor yavaştan. Koşu oyuncularından fazla  koşu mesafesi kat eden QB’ler çağında, read option’ların tavan yaptığı bir dönemdeyiz. Elbetteki RB’lerin bazılarındaki  düşüşü göz ardı edemeyiz (Ray Rice, C.J. Spiller -sakatlığı da etken ama olsun- Doug Martin hatta Adrian Peterson ) ancak dönemsel bir olay bu. Soruda çok güzel de belirtilmiş, tight-end’lerin hücumda çok önemli bir opsiyon olması da RB’lerin etkinliğinin düşmesine, daha az kullanılmalarına neden olmakta, katılıyorum.

Hilmi Çeltikçioğlu: Koşu oyunu, tight-end’ler top tutuyor diye gerilemedi. Pas oyunu bilerek ve istenerek kural değişiklikleriyle öne çıkarıldı. Bunun sebebi de fanatik olmayan taraftarları da pas oyunu ve daha az sakatlanan yıldız oyuncularla sporun içine çekmek. Bu kural değişiklikleri sebebeiyle koşu oyunu zayıfladı, her mevkide hızlı adam öne çıktı. Oyun kurucu kralken imparator oldu. Vasat bir oyun kurucu ile şampiyon olma devri de Brad Johnson ve Trent Dilfer ile bitti. Oyun kurucu önemi bu kadar tavan yapınca, NFL kalibresinde oyun kurucu bulamayanlar, üniversitede bolca bulunan koşan atletik tiplere yönelip ona göre sistemlere girişti. Savunmada bile ağır vuran abiler devri Lewis ve Urlacher ile kapandı, hızlı ve uzun flaş adamlar öne çıktı. Bunun böyle olacağını gördüm, kabullendim, daha da olacağını biliyorum. Eğer hala 3-yard-ve-toz-bulutu tarzı futbol istiyorsanız Türkiye’de double wing oynayan birileri vardı galiba bir yerlerde…

Görkem Şahinoğlu: Bu konu belki de en çok fantasy oyuncularının başını ağrıtıyor. Bütün takımlar sezona neredeyse sıfır koşu oyunuyla başladı. Ancak bu durum son haftalarda biraz değişmeye başladı. Tam olarak hatırlamıyorum ama iki hafta önceydi galiba koşucuların büyük kısmı 100 yard üzerinde maç oynadı. NFL takımları da akıllı takımlar (bir kaçı dışında) koşmadan maç kazanılamayacağını biliyorlar. Koşu oranları artmaya devam edecektir ama Tight End’lerin bu durumla alakası olduğunu sanmıyorum.

QB’lere yapılan neredeyse en ufak müdahelede sarı bayrağı yerde görüyoruz.NFL’in QB’lere yapılacak müdahaleri tanımlarken dizaltı vuramazsın, üstten vururken nazik olmalısın şeklinde sürekli kısıt getirmesinin ve QB’lerin sürekli korunmaya alınıyor olmasının oyunun genel yapısını olumsuz anlamda etkilediğini düşünüyor musunuz? 

Çağatay Akkaya: QB’ler de aslında sert, dayanıklı oyuncular elbette, bu konuda bir olumsuz yargım bulunmamakta ancak NFL’in oyuncuyu, yıldızı koruma (ki takımın beyni QB) konusunda çok hassas davrandığını, kantarın dengesini zaman zaman kaçırdığını da düşünüyorum. Kurallar fazlaca koruma odaklı oluyor, fazlaca koruma odaklı olduğu zaman oyunun doğallığı zedeleniyor, bu durum da “eeeehhh yeter ama” tepkisini getirebiliyor izleyicide. Oyuncu sağlığı hele ki temasın bu denli fazla olduğu bir sporda elbette gözetilmesi gereken bir durum ancak kuralların-hakemlerin durumu abarttığı ve seyir zevkini azalttığı gerçeği var nihayetinde.

Hilmi Çeltikçioğlu: Üstteki soruya verdiğim cevaba bakarsanız oyun kurucuların korunmasının sebebi çok bellidir. Ben bunda bir sıkıntı gömüyorum, sonuçta oyunun evrimi bu yönde. Hem oyuncular, hem de seyirciler daha az sakatlık istiyor. Rodgers-Brady maçı yerine Tolzien-Mallett maçını seyretmek isteyenler varsa onlarla ayrıca konuşalım. Sporu satan pas oyunu, onu satan da oyun kurucudur. Bu mevki dışında en çok para alanların raf ömrü üç-dört sene olurken, Favre-Manning-Brady kalitesindekilerin kaç yıl oynadıkları ortada. Fazla delikanlılık taslayanlara da “boynunuz Brees gibi uzasın e mi”den başka laf etmiyorum.