Çok değişik bir NFL haftasının ardından tekrar karşınızdayız. Peki nedir bu çok değişik olan hafta? Oynanan maçlardan çok -çok ilginç maçlar da oynanmadı değil- çoğu mücadelenin yapıldığı iklim şartlarıydı. Çoğu maç kar yağışı altında oynanırken en dikkat çekeni yoğun bir kar fırtınası altında, zemindeki sekiz inç kalınlıktaki kara rağmen oynanan Philadelphia Eagles-Detroit Lions maçıydı. Geçmişte bu kadar olmasa da benzer ortamlardaki maçlara şahit olmuştuk ancak 2-3 sezondur ilk defa böyle bir atmosfere tanık olduk. Eagles running back’i LeSean McCoy ise bu ortamda kendi hikayesini yazmayı başardı. McCoy zorlu iklim şartlarına rağmen 217 yard koşarak Eagles takım rekorunu kırmış oldu. Bu rekordan daha önemli olan ise yaptığı iki touchdown ile takımı Eagles’a maçı kazandırması ve playoff yarışında tutması oldu.

Bu hafta ki konularımız bu maçın yanı sıra Jacksonville Jaguars, tekrar New England Patriots, Seattle Seahawks-49ers rekabeti, Indianapolis Colts ve Josh McCown. Şöyle buyurun;

Jacksonville Jaguars, Houston Texans’ı geçtiğimiz hafta da yenerek bir sezonda iki kez yenmiş oldu. dört galibiyete ulaşan Jaguars, biraz daha erken açılsa AFC South’ta play off kovalayabilir miydi? Sizce Chad Henne’ye en azından bir sezon tam starter olma şansı vermeliler mi? Tüm olanlara rağmen çaylak head coach Gus Bradley’yi başarılı sayabilir miyiz?

Çağatay Akkaya:  Öncelikle şuna değinmek gerekiyor ya Jaguars ne kadar erken açılırsa açılsın playoff kovalayamazdı bu takımla. Texans’ı sezonda iki defa yenmeleri de onları “vasat” takım kategorisine sokmaya yetecek bir done değil. Çaylak kaç Gus Bradley’e gelince, zaten sezondan beklentisi çok çok düşük bir takımı, kadroya göre iyi bir şekilde temsil etti. Önemli olan da buydu ve takımı “en dipteki” takım göstermemesi başarı olarak sayılabileceğine göre, evet kendisi başarılı olmuştur demek mümkün.
Kaan Özaydın: Bir az daha erken açılmaktan ziyade yakın kaybettiği bır iki maçı kazansa playoff’taydı, AFC’nin hali ortada. İkinci wildcard biletini alacak takım NFC’de olsa playoff’un yakınından geçemez. Hep derim NFL’deki en kötü şey iki kötü oyun kurulunun yarışmasıdır. Onlar için en kötüsü Blain Gabbert ile fazla zaman geçirmeleri oldu ki kendisi iki yıldır ben bu işi yapamam dercesine oynuyordu. Henne ise artık eskisi gibi umut vaad eden bir isim değil, aldığı belli verdiği belli, kariyeri bir yedek QB olmaktan öteye gitmez ama her haliyle Gabbert’tan iyi bir tercih. Bradley konusunda da şunu göz önünde bulundurmak gerekir ki herkesin sıfır galibiyet beklediği takıma dört galibiyet aldırdı. Mevcut koşullar altında Jaguars’ın Vince Lombardi’sidir.

Indianapolis Colts, son beş maçta üçüncü yenilgisini aldı, bu zaman zarfında kazandıkları iki maç da Tennessee Titans’a karşıydı. Colts’ta bir şeylerin yolunda gitmediği kesin, peki bu sizce ne olabilir? Bu düşüşü sadece Reggie Wayne’in kaybına bağlayabilir miyiz? Colts playoffl’ar öncesi ışık veriyor mu?

Çağatay Akkaya: Colts, yatsın kalksın division’daki rakiplerine dua etsin şu aşamada zira division’a karşı 4-0 derecesinde olmasaydı payoff’u pek düşleyemezlerdi sanki. Trent Richardson hamlesi, koşu oyununa kısa süreli olumlu bir etki yapsa da Colts’un derdine derman olamadı. Ayrıca defans takımı sıkıntılı, rakipleri durdurmakta zorlanıyorlar. Andrew Luck, çaylak senesine nazaran bir tık öteye gidememiş gözüküyor. Reggie Wayne’in yokluğu mutlaka önemli ancak koşu oyunu ve defansa çare bulamadıkça playoff’ta çok şanslarının olmadığını söylemek de yersiz olmayacaktır.

Kaan Özaydın: Colts’ta her şeyi Andrew Luck’ın sophomore slump’ına bağlamak istiyorum aslında ama RG3 adeta bu sezon slump’ına öyle olmaz böyle olur tarzı oynadı. Luck, bu sezon kendisinden beklenenin aksine bir üst seviyeye çıkamadı, öyle olunca bu koşu hucumuyla değirmen dönmüyor tabi. Savunma desen sahada çok fazla kaldığı için geçtiğimiz sezonki halinden uzak. Yine de playoff’a kalacakları için bu genç takım için iyi bir tecrübe olacak. Zaten kimse playoff’ta onlardan fazla bir şey beklemiyor.

New England Patriots, bu haftada geride götürdüğü karşılaşmayı son drive ile kazanırken bunu üst üste üçüncü kez başarmış oldular. Sizce bu bir başarı mıdır? Yoksa Cleveland Browns karşısında maçı bu duruma sokmak başarısızlık mıdır? Aynı maçta Rob Gronkowski’yi de sezon boyu kaybeden Pats hakkındaki düşünceleriniz de bir değişiklik oldu mu? Bu şekilde under the radar giderek mutlu sona ulaşabilirler mi?

Çağatay Akkaya: Rob Gronkowski’nin sakatlığı Patriots’ın belini fena halde bükecek. Under the radar gitmeleri pek mümkün olmayacak gibi duruyor. Son drive’larda rakiplerin de hatalarını göz ardı etmemek gerek. Nihayetinde Gronkowski ile beraber New England Patriots hücumunun da dizlerinin büküldüğünü belirtmek gerek. Tabii ki “mutlak” yargılara sporda, hele hele playoff sisteminin tek maç üzerinden yürüdüğü NFL’de ulaşmak mümkün değil ancak Super Bowl yolunda çok büyük darbe aldılar. Tom Brady bir kez daha mucizelere imza atabilecek mi hep beraber göreceğiz ama işi bu sezon çok daha fazla zor.

Kaan Özaydın: Cleveland Browns aslında o kadar kötü bir takım değil, hep bu Brandon Weeden’lı maçlar yüzünden bu sezon alay edilecek takım durumda gözüktüler. Oysa Brian Hoyer sakatlanmasa belki playoff yapacaklardı. Jason Campbell ile bile maç kazanabilir, rakipleri zorlayan bir takımlar. Neyse Patriots konusunda da iki yıldır playoff’a yaklaşırken Gronk’u kaybetmeleri büyük şanssızlık ama quarterback’lerinin kim olduğunu unutmayalım. Tom Brady’nin olduğu yerde her zaman Super Bol ihtimali vardır. Gronk’un sakatlanmasıyla olan benim fantastik takımına oldu…

Kuşkusuz haftanın mücadelesi olan karşılaşmada San Francisco 49ers, Seattle Seahawks’ı kendi evinde mağlup ederek kendi evinde Seahawks’a karşı olan galibiyet serisini 5 maça çıkardı. Siz de Richard Sherman gibi hakemlerin sonuca etki ettiğini düşünüyor musunuz? 49ers, NFC’de Seahawks için ciddi bir tehdit olduğunu göstermiş midir?

Çağatay Akkaya: Hakem kararlarında yanlış olmuş olabilir ama Seahawks’ın 49ers’a geçtiğimiz haftasonu kaybetmesini hakemlere bağlamak yersiz olacaktır. Richard Sherman “mind games” taktiğini biraz uyguluyor gibi geliyor bana, kuyuya bir taş atıyor, o taşın orada olduğunu herkese ilan ediyor, umursayan olursa bahtına. Bunun haricinde tek maçlık performansı olumsuz olsa da Seahawks ligin bazılarına göre belki de en iyi takımı (Broncos bana göre en iyisi gerçi). 49ers’ın da saha avantajı olmadan çıkacağı olası bir playoff’ta Seahawks’a ayak bağı olacağını pek sanmıyorum. İki haftadır müthiş performans sergilemese de Michael Crabtree’nin 49ers’a dönüşü önemli ama yine de geçtiğimiz sezon gibi Super Bowl’a yürüyen bir 49ers göremeyeceğimiz kanaatindeyim.

NFL’de geride bıraktığımız hafta maçların büyük bir bölümü yoğun kar yağışı altında oynandı. Bunlardan en dikkat çekeni ise ilk yarısı kar fırtınası altında oynanan ve yerdeki kar tabakası kalınlığının 8 inch olduğu Eagles-Lions maçıydı. Ancak ne kadar ne de fırtına Eagles ve McCoy’ya engel olamadı. Philadelphia Eagles tarihinin koşu rekorunu böyle bir maçta kıran LeSean McCoy için düşünceleriniz? NFL’de artık çoğu takımın dome stadları tercih etmesiyle bu tarz maçları da gelecekte hiç izleyemeyecek olmak konusunda ne düşünüyorsunuz? Kar altında oynanan oyunların NFL’de yeri nedir?

Çağatay Akkaya: ESPN’de yapılan sportsnation anketlerinde de bu soruya benzer sorular vardı bu hafta. Eagles-Lions karşılaşmasındaki kar yoğunluğunu görünce hafta içi ayak topunda Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde yaşananları anımsadım ve biraz tebessüm ettim açıkçası. Ben biraz amatör spor izleyicisi yönünden yaklaşıyorum sanırım bu olaya. Şimdi arkadaş, bu oyun çimde, kış aylarını kapsayacak bir biçimde mi oynanıyor? Evet. Kar yağan bölgelerde maç günleri kar olasılığı var mı? Mutlaka. Çim var, top var, takımlar var, seyirci var, hakemler var, kar var; oynanan şey yine de futbol mudur? Futboldur. E o halde, oyun sterilleşsin, oyuncuların başına bir hal gelmesin diye düşünürsek işimiz zor, engellemelerin sınırını bulamayız. Salon sporu değil ki bu. Bu haftasonu kar yağmasa belki de McCoy’un bu performansına şahit olamayacaktık. LeSean McCoy olayına gelince, kesinlikle çok iyi bir atlet, oyunu iyi okuyor, Eagles’a inanılmaz bir silah kazandırıyor koşularıyla. Sezonun koşu oyuncusu olarak belki de en flaş ismi. Playoff’a kalacaklarını düşündüğüm için bir de postseason’da kendisini görmek, izlemek gerektiğini düşünüyorum; oyunundan da çok büyük keyif alıyorum.

Kaan Özaydın: On numara zevkli maçlar oluyor, karlı, çamurlu, yağmurlu maçlar. Şampiyonlar Ligi mi bu da karda maç olmasın? Takımlar dome’ları tercih ede dursun Lambeu Field gibi karlı sahaların yeri gönlümüzde ilel ebed payidar kalacaktır. LeSean McCoy ise bu istatistiği dome’da yapamaz diyorum. Malum kendisi ligin en iyi beş running back’inden biri ama pas atmayi bırakın, punt yapmanın bile oldukça zor olduğu bu maçlarda daima koşucular önplana çıkar

Jay Cutler sakatlandığında herkesin kuşkuyla baktığı Josh McCown şimdiye kadar Cutler’ı hiç aratmadı ve bazı kesimlerce daha bile iyi oynuyor. McCown’ın oyununu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Cutler iyileştiği zaman formayı geri almalı mı yoksa Bears, McCown ile devam mı etmeli?

Çağatay Akkaya:  Bu haftaki yazımda belirttim. Marc Trestman’ın hücum oyununu artık Bears’a yerleştirmesi en çok QB pozisyonuna yaradı. Zaten halihazırda bir QB specialist olan koç Trestman, Josh McCown’ın adeta küllerinden doğmasına, yerle bir olan itibarının düzelmesine neden oldu. McCown, işini fazlasıyla iyi yaptı geçtiğimiz sürede, son karşılaşmada 7 yardlık bir koşu oyunu ile TD da yaptı ki Jay Cutler’ın kendisini kalabalığa böyle atacağına pek inanmam. Ancak Josh McCown kendisine maçtan sonra sorulan bir soruda da, Jay Cutler’ın takımın ilk QB opsiyonu olduğunu bildiğini ve bu süreçte elinden geleni yaparak takıma katkı vermeye çalıştığını belirtti. Durum gerçekten de öyle, bu haftasonu Browns karşısında Jay Cutler’ın döneceği konuşuluyor ciddi olarak ve döndüğü anda forma yeniden Cutler’ın olacak. Bears kimle devam etmesi sorusuna gelince, McCown her ne kadar beklenmedik biçimde iyi oynasa  bile WR’ları ihya etse bile Jay Cutler döndüğü zaman forma yeniden ona gitmeli. Trestman, halihazırdaki oyun planını, hücum varyasyonlarını zaten Cutler’a göre hazırladı, McCown bu sisteme çok iyi uyum sağladı. Ha, Jay Cutler döner, yine maçın ikinci dakikasında sakatlanırsa en azından Bears taraftarı arkasında “güvenilmeyecek” bir isim olmadığını biliyor bundan böyle.

Kaan Özaydın: Bu soruya NBA’den örnek vereceğim, 2009 sezonunda Orlando Magic sezon ortasında oyun kurucusu Jameer Nelson’ın sakatlanmasıyla veteran Rafer Alston’ı kadrosuna katmış ve onunla NBA finaline yürümüştü. Nelson ise tam final serisi başlarken sakatlıktan geri dönerek formayı Alston’dan kapıp adeta takımın ritminin içine ederek, Lakers’ın şampiyonluğunu en önemli etkenlerinden biri olmuştu. Sanırım ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Hadi New Orleans Saints’de Drew Brees sakatlanır yerine yedeği Luke McCown -Josh’un küçük kardeşidir kendisi- çok iyi oynar da Brees gelince formayı ona geri verirsiniz çünkü o Drew Brees gibi efsane bir adamdır, eyvallah deriz. Ancak Jameer Nelson gibi Jay Cutler gibi overrated adamların yedekleri iyi oynadığında, overrated arkadaş geri dönerse “sen iki dakika sabret, biz böyle iyiyiz” demek gerekir…