Öncelikle bugün bahsedeceğim şeyler tamamen kendi kişisel görüş ve analizlerim. Yazımın sonlarına doğru izlediğim TAFL Kulüpler 1.Ligi 2.hafta maçlarından da bahsedeceğim. Yanlış anlaşılan yerler olursa şimdiden affola.

Kanımca daha şimdiden son iki, üç yılın en enteresan sezonu oynanıyor. Devir değişiyor, futbol değişiyor ve maçlar her geçen gün biraz daha heyecanlı hale geliyor. Türk Amerikan futbolunda son yıllarda değişen nedir? Junior programlar ve altyapı programları, yabancı koç ve oyuncu artışı, bayrağın Ankara’dan İstanbul’a geçmesi, git gide passing offense kalitesinin artması, organizasyon kalitesinin artması.

Öncelikle junior ve altyapı programlarından bahsedelim. En yakın örnek Hacettepe’den bahsedeceğim. Hacettepe’ye karşı saygım sonsuzdur, bir zamanların efsanesidir o yüzden lütfen yanlış anlaşılmasın söyleyeceklerim. Bir zamanlar Türkiye ligini beş yıl üst üste domine eden bir takım şimdi neden iki maçtır kaybediyor ve Pazar günü oynanan Boğaziçi Sultans maçında sayı alamadı, çünkü bir altyapı programlarının olmadığını düşünüyorum ve tahminimce sorun bundan kaynaklı; gidenin yerine yeni oyuncu gelmiyor. Eski efsane jenerasyonun yaşları ilerleyip, onlar emekli oldukça yeni gelenler onların yerini tam anlamıyla dolduramıyor ve her geçen sene gözle görülür şekilde bir düşüşle birlikte sonuç ortada.

Diğer bir güzel örnek de geçen sene Avusturya U19 Milli takımının Koç Rams’i çok ciddi bir farkla yenmiş olması. Rams’de on yıldır oynayan veteran oyuncular mevcut ancak karşılarındaki 19 yaşındaki çocuk da on senedir oynuyor. Altyapı programlarının öncüleri doğru hatırlıyorsam Cavaliers, Yeniçeriler, Parslar ve Yeditepe gibi takımlar. Atladığım isimler vardır illa ki kusura bakmasınlar. Yeditepe’nin yükselişi ortada, Boğaziçi keza bildiğim kadarıyla Yeniçerileri altyapı programı gibi kullanıyor iki senedir başarıları ortada, Rams’in kendi bünyesinde alt yapı programları var ve Cavs Junior’dan besleniyor. Böylece daha dünün 2.lig takımları şuan 1.ligde iddialı gidiyorlar.

Ben Rams’i yakından tanıdığım için oradan örnek vereyim şuanki ilk 11’de Cavs Junior’dan ve Rams-II’den beş, altı kişi var ve oyuncu sayısının yarısı 30 yaş civarıyken diğer bir yarısı da 92’li 93’lü ve veteranlarla yanyana sırıtmadan oynayabiliyorlar. Yani diyeceğim o ki altyapı programı bu işin olmazsa olmazı, bir an önce bütün takımlar kurmalı ve kurmayanlar önümüzdeki üç, dört sene içerisinde bu liglerde tutunamayacaklar.

Yabancı koç ve oyuncu artışı konusunda da yine Eagles ve Rams’i pohpohlayacağım istemeden fakat açık konuşmak gerekirse şuanda programlarını en beğendiğim takımlar bu ikisi. İTÜ ve ODTÜ de var. Koç Hayden Flowers’ın ODTÜ’ye geçmesi de çok başarılı bir hareket bence orda da çok güzel gelişmeler olacaktır, şuanda sistemleri tam oturmuş değil. Yeni bir sisteme adapte olmak kolay iş de değil ama ikinci yarı da zirveye oynayan takımlardan birinin de ODTÜ olacağı açık bir şekilde ortada. Yabancı koç demek direk olarak oyun kalitesinin artışı, maç içinde play-call’ların çok daha başarılı olması, programın daha organize olması, kendini yenilemek gibi avantajlar sağlıyor. E bir de bunu NFL veya kolej kokusu almış oyuncularla harmanladığınız zaman karşınıza bir, iki sene içerisinde zirveye oynayan bir takım çıkıyor. Rakiplerde de benzer şartlar olmadığı takdirde karşı koymak nerdeyse imkânsız. Örneğin;

Yeditepe Eagles’ın #4 numaralı import’u Marcus Herford’a iki haftadır ne Boğaziçi defansı ne de Rams defansı karşı koyamıyor. Rams’in O-Line’ında iki yabancı oyuncusu olması büyük fark yaratıyor ve skill player’ları Moody de iki maçta dört TD yaptı. ODTÜ’yü pek takip edemedim ama eminim orada da ciddi farklar vardır. Şimdi bu takımlar zirveye oynarsa ve gidişat önümüzdeki yıllarda da böyle olursa rakip takımların da tutunabilmek için benzer şeyler yapması gerekecek. Hem altyapı programlarının başlaması hem de bu yabancı artışı direkt olarak futbolu yukarıya çekiyor. Umuyorum iki, üç sene sonra bütün programların yabancı koçları ve oyuncuları olacak ve Türkiye futbolu çok yukarılarda olacak. Buna sıcak bakmamak için hiç bir sebep yok çünkü keza Avrupa futboluna baktığınız zaman bütün başarılı takımların bir sürü koçu ve import’u var .Gelişmek için olması gereken sistem bu ve Amerika’yı baştan keşfetmeye gerek yok.

Bayrağın Ankara’dan İstanbul’a geçmesinde ise kesinlikle böyle bir şeyin olduğunu ve önümüzdeki senelerde futbol şehrinin İstanbul olacağını düşünüyorum. Bunun en büyük sebebi alt yapı programları ve yukarıda bahsettiğim şeyler. Passing offense kalitesinin artması da direkt olarak koçlarla alakalı bir durum Yabancı koçlar pass kalitesini arttırıyor. Ama bu konuda en takdir ettiğim takım ise İTÜ. Yabancı antrenör desteği olmadan bir pas takımı yaratıp başarılı olmak bence gerçekten takdire şayan. Bunların yanı sıra ben pas sevdalısı bir futbol severim ve gerçekten ülkem takımlarından birine ‘pas takımı’ diyebiliyor olmak beni çok mutlu ediyor. Diğer takımlar da geliştiriyorlar tabi ama sanırım bunun en büyük öncüsü İTÜ.

Organizasyon kalitesini artması açısından ise Yeditepe’nin Sheagles cheerleader takımı ve maçlara seyirciler için shuttle kaldırıyor olmaları bunun göstergelerinden biri. İTÜ’nün bayan flag football takımı kurmuş olması ve bildiğim kadarıyla Türkiye’nin ilk bayan flag football maçını gerçekleştirmiş olması çok güzel gelişmeler. İlk etapta saha içinde büyük değişiklik olmasa da bence Türkiye futbolu adına inanılmaz gelişmeler ve eminim bunlardan haberi bile olmayan bir sürü insan var. Bunlar genel gidişatla ilgili söylemek istediklerimdi. Biraz bazı takımları fazla övmüş olabilirim fakat gerçekten övülmeyi hak ettiklerini düşünüyorum. Başta da dediğim gibi bunlar şahsi görüşler kimse alınıp darılmasın. Gücendirecek bir şey dediysek de affola.

Bir de hafta sonu bulunduğum maçlardan bulunamayanlar için biraz bahsedeyim. Yeditepe Eagles – Koç Rams maçın bir kere hikayesi çok güzel maç. İki takım da ikinci ligde grubunu birinci bitirip birinci lige yükseliyor. Ardından birinci hafta ligin iki iddialı takımını yenerek iki takım da lige kendilerini gösteriyorlar ve ikinci haftada birbirleriyle karşılaşıyorlar. Film senaryosu gibi son yıllarda izlediğim en heyecanlı maçtı.

Maça Rams offense yaparak başladı fakat pek iyi bir başlangıç olduğunu söyleyemem. Daha ilk drive’da first down alamayıp punt vurmak zorunda kaldılar. Yeditepe ofansı başlarda daha başarılı, bir kaç first down alıp ilerliyorlar fakat sahanın ortalarında onlar da punt yapmak zorunda kalıyor. İlk drive’lar böyle kısır geçti zor bir maç mı olacak acaba diye düşünürken düğümler bir anda çözüldü. Maçın geri kalanı heyecanlı bir tenis maçı gibiydi. Bir o atıyor bir o atıyor bir o atıyor bir o atıyor. Gerçekten çok atan kazanır modunda geçti. O yüzde nbütün maça değinmeyip genel olarak sayılardan ve önemli olaylardan bahsedeceğim. Maçın ilk sayısı Eagles RB’si Anıl Berk Baki’den 40 yardlık bir TD koşusuyla geldi. Ekstra başarısız oldu ve Eagles 6-0 öne geçti. Hemen ardından gelen Rams drive’ında offense end zone’a kadar geldi ve 7 numara QB Burak Şenyuva’nın yaptığı koşuyla durum 6 – 6 oldu, ekstra yine başarısız.

İkinci çeyrekte Yeditepe drive’ında Eagles uzun koşu ve paslarla zorlanmadan ilerledi ve 4 numaralı Marcus Herford tarafından bir TD geldi ardından two-point conversion ile durum 14 – 6 oldu. Ardından gelen Rams drive’ında offense başarılı oyunlarla 30 yard civarlarına kadar iledi ve Burak Şenyuva tarafından Emmanuel Moody’ye atılan bir deep pass ile TD geldi ve ekstra ile birlikte durum 14 – 14 oldu. Artık ilk yarının sonlarına yaklaşırken Marcus Herford bir touchdown pası yakalayıp skoru 20-14 yaptı ve ilk yarı sona erdi.

Üçüncü çeyrekte Eagles 84 numaralı WR Mert Topoğlu yakaladığı pasın ardından endzone’a koşarak TD’ı getirdi ve ardından gelen ekstrayla durum 28 – 14 oldu. Eagles artık iyice farkı açmaya başlamıştı ki Rams QB’si Burak Şenyuva bir koşu TD’ı ve ardından başarılı ekstrayla durumu 28 – 22’ye getirdi. Sonrasında Eagles’ta yine Marcus Herford yakaladığı uzun bir pas sonrasında koşuyla tekrar endzone’a girdi ve takımına bir TD daha kazandırdı. Ekstra da başarılı fark tekrar açıldı ve durum 36 – 22’ye geldi. Sonrasında tecrübeli running back’i Saygun Ofluoğlu bir koşu TD’ıyla farkı 36 – 28 e indirdi ve ardından gelen ekstrayla durum 36 – 30.

Tekrar gelen Rams drive’ında Burak Şenyuva’nın endzone’a attığı pası 8 numaralı WR Umut Bayoğlu topu yakaladı ediyor ve durum 36 – 38 oldu. Hemen ardından Eagles, 28 numaralı Anıl Berk Baki’nin yakaladığı TD’ıyla tekrar öne geçti ve durum 42 – 38 oldu. Maçın son skoru Burak Şenyuva’dan Umut Bayoğlu’na atılan pasla geldi ve ardından gelen ekstrayla durum 42 – 46 oldu. Eagles kalan sürede bir drive daha yapabildi fakat 30 saniye gibi bir süre vardı ve yeterli olmadı. Maç sonu skoru Eagles 42 – 46 Rams.

Gerçekten son yılların en heyecanlı maçıydı kanımca. İki takımı da tebrik ediyorum. Ardından Boğaziçi – Hacettepe maçını izleme fırsatım oldu fakat son çeyreğe yetişebildim. Boğaziçi geçen seneki istikrarlı duruşunu hala sergiliyor. Yine bu seneki başarılı takımlar arasında olacaktır. Boğaziçi’yi çok takdir ediyorum ama üstüme düşmeyerek bir yorum yapmak istiyorum. Geçen senekiyle bu seneki Boğaziçi aynı gibi gözüktü gözüme, kendini yenilemek anlamında daha enteresan oyunlar sergilemeleri lazım kanımca fakat mevcut sistem zaten işliyor. Galibiyetlerinden dolayı tebrik ediyorum hatırladığım kadarıyla maç sonu skoru 13 – 0. Hacettepe de sevdiğim takımlardan biridir umarım sezonun kalanında daha başarılı performanslar sergilerler. Bütün takımlara 14 – 15 Aralık tarihlerinde oynanacak olan üçüncü haftada başarılar diliyorum. Görüşmek üzere…