Sonbaharın yavaş yavaş kışa dönmeye başladığı şu günlerde, NFL takımları da ağaçlardan dökülen yapraklar gibi playoff yarışından dökülmeye başladı. İlk yaprağımız Oakland, 0-10’luk sefaleti içinde playoff’lara gitmemeyi matematiksel olarak garantilediği 11.haftada aynı zamanda en son kazandığı maçın birinci yıldönümünü de kutladı. NFC’nin en iyi dört takımı ikişer ikişer eşleşti ve Cardinals ile Packers galip çıktı. Tom Brady, Andrew Luck’a ağabeylik yapmayarak kendi evinde madara etti. Yine kendi evinde geçen hafta Browns’a rezil olan Bengals, çaktırmadan deplasmanda Saints’i yendi (zaten Sinsinati dediğin, Illuminati’nin sinsi versiyonudur).

Bu rezil espri ile birlikte sorularımıza geçebiliriz. Yasak kelimelerimiz: Tebow (algı operasyonu ile adamı siliyorum), Bieber (olur ya), Favre (adamın attığı text’ler ile ilgili Facebook’ta yaşanan talihsiz bir konuşma sonucu), Starr (iyileşiyor, nazar değdirmeyin), namaglup (Kaan ağlar falan şimdi) ve Marshawn (medyayı sallamayanı biz de sallamıyoruz).

Eli Manning, sözleşmesinde 2012’de yaptığı ayarla o seneki salary cap rakamını düşürmüş ama sonraki üç seneye yaymıştı. Franchise QB bulmak zor iş ama önümüzdeki sene cap rakamı 19.75 milyon dolar olan Eli yaptığı işe göre fazla mı pahalı?

Oktay Çavuş: Bu hafta attığı beş interception sonrası bu sorunun patlak vermesi manidar. Şu QB kıtlığında ve iki Super Bowl kazanmışken, hiç kimse “Eli Manning için bu para çok” diyemez sanırım. Hele ki NFL’de hala elit sınıfına, malum dörtlünün yanına bir beşinci koyulamamışken. Ayrıca Giants’taki tek sorun Eli Manning değil elbette ki. İdarecisinden oyuncusuna herkeste “Biz sıramızı savdık, daha ne yapalım? İki SB kazandık” rehaveti olduğu aşikar. Eli da “pay check player” jargonuna uygun “Takımı ben mi kurtaracağım, her şeyi de benden beklemeyin” gevşekliğinde, sakatlanmamak için gereksiz risk almadan günü geçiriyor. Yine de, dinamik bir coaching staff ve yeni transferlerle motivasyonu arttırılabilirse, takıma yeniden liderlik edebilecek ligdeki ender QB’lerden biri.

Çağatay Akkaya: Muadiline göre ucuz. Şimdi hangi muadil diye sorarsak, çok sevdiğim, pamuklara sardığım sevgili Jay Cutler’dan örnek veririm. Eli Manning ile Cutler’ı karşılaştırmam da pek mümkün değil, zira başarı önemlidir, parmağına takmış adam iki yüzüğü, öyle ya da böyle yer edinmiş kendisine tarihte (Eli Manning’i karşılaştırıyorum), 2013 performansına göre ya da son maçta attığı beş interceptiona göre değerlendirmek yersiz olur. Adamın neredeyse pası tutacak oyuncusu yok, koy mesela Eli’ın yanına Brandon Marshall – Alshon Jeffrey, gör Cutler ile farkını, 19 değil, 29 da verirsin o zaman.

Görkem Şahinoğlu: Yani geçtiğimiz bir buçuk yıllık süreçteki performansıyla doğru orantılı kazanmıyor olabilir ama damarlarında Manning ailesi kanı ve parmaklarında iki Super Bowl yüzüğü taşıdığı sürece aldığı paranın tartışılacağı -tartışılan oyun kurucular arasında- son adamlardan biridir Manning. Kaldı ki bu paraları Cutler, Flacco vs. gibi adamlara vereceğime Eli Manning’e vermeyi tercih ederim kendi adıma. Eli, kariyeri boyunca birçok şeyi başarmış bir oyuncudur ve bu parayı kazanması normaldir. Bu sezonun genelinde de çok kötü olduğunu düşünmüyorum, inişli-çıkışlı bir grafiği var ama bunu sadece kendisine bağlamak doğru olmaz. Son bir kaç sezondur zaten Giants’ta yolunda giden pek bir şey yok.

Kaan Özaydın: Aslında Hilmi Çeltikçioğlu’nun çok güzel bir lafı vardı vakti zamanında; “Eli’ın babası marangoz olsa birinci sıradan seçilir miydi?” diye. Archie Manning’in oğlu, Peyton Manning’in küçük kardeşi olunca, Eli Manning, iki Super Bowl yüzüğü olmasına rağmen halen overrated görülüyor, halen gereksiz şekilde medyanın gündemine oturuyor. Beş interception attığı San Francisco 49ers maçı sonrası bile “Manning’ler bu Pazar yedi interception attı” tartışmalarına konu olunca dolayısıyla alay konusu oluyor. Evet, Eli Manning son iki sezondur oldukça formsuz ve çok fazla interception atıyor. Ancak Giants’ın sakatlık problemlerini göz önünde bulundurunca, Eli’ın bende halen kredisi var ve günümüz NFL’inde aldığı para normal.

J.J. Watt bu sefer dedemin yakalayamayacağı bir pas touchdown’u tuttu (dedem slant’lerde daha iyi). “Watt artık TE çıksın keh küh” tipi magazin sorusu sormayacağım. Troy Brown’dan beri düzenli olarak (yani arada sırada değil) hem savunma hem hücum oynayan oyuncu olmadı. Günümüz NFL’inde bir daha böyle bir oyuncu görecek miyiz?

Oktay Çavuş: Görmeyeceğiz. Görmeyelim de. :) Kaldı ki gerçekleri tarih yazar, tarihi de Deion Sanders. :) Arada Sapp ve Vrabel de böyle şapkadan tavşan çıkarma numaraları ile seyirciyi eğlendirdiler. Aslında cevabım gerçekten de bu kadar kısa ama J.J. Watt konusuna parantez açmak istiyorum. Dominant bir DL oyuncusunu sack’leri ve hit’leri ile konuşacağımıza, yaptığı receiving touchdown’larla değerlendiriyorsak; a) Bu takımın bir TE’i yok demektir. b) Bu DL oyuncusu defans motivasyonundan çıkartılıp (gündem yaratma, reklam pastasından pay alma, forma satma, vs adına) sirk hokkabazı moduna sokulmuştur. Sezon başından beri J.J. Watt’ı MVP adayı gösterenler var. Oysa Watt’ın defans istatistikleri çok cılız. Bu tür kakafonilerle, Hall of Famer değil, ancak Twitter’da Trending Topic olunur. Üç gün sonra da adı bile anılmaz (Bkz. NFL tarihi).

Çağatay Akayya: Öncelikle tekrar belirtmek lazım ki profesyonel olarak futbol oynayanlar inanılmaz atletler, her şeyden önce sporcular. Örneğin birçoğu kolejde, kendi okullarının farklı spor dallarında da görünüyorlar (basketbol, beyzbol, atletizm… Julius Peppers North Carolina’da basketbol da oynuyordu, MLB oyuncusu -eski Chicago Cubs atıcısı- Jeff Samardzija, Notre Dame’da TE pozisyonunda oynuyordu ve All-American takımına seçilmişti) hatta Russell Wilson ve başka örneklerdeki gibi, farklı sporlardan draft’lara girip seçilebiliyorlar da. Bu nedenle oyuncuların hem hücum hem savunma takımlarında yer almamalarına bir neden görmüyorum. Tek ve en önemli neden, defans ve hücum oyuncuları kendi pozisyonlarında uzmanlaşıyorlar, hem hücum hem savunmada oynayan bir oyuncu farklı pozisyonlarda ne kadar uzmanlaşacak, oyun alanında ne kadar süre kalacak, yorulacak vs. gibi bir sorun.

Görkem Şahinoğlu: Bir oyuncunun hele ki yıldız bir oyuncunun hem hücumda hem de savunmada sürekli oynaması sakatlık riskini ikiye katlayacağında her şeyden önce koçların böyle bir şeye izin vereceğini sanmıyorum. Bolca örneklerini gördüğümüz üzere gerekli olduğunun düşünüldüğü oyunlarda defans oyuncuları hücumda kullanılabilir ki kullanılıyor da zaten. Ancak ötesini ben pek mümkün görmüyorum. Ne yani lise takımımı bu?

Kaan Özaydın: Kalıcı olarak hem defansta hem de hücumda sürekli olarak oynayacak bir oyuncu geleceğini ben sanmıyorum. İki takımda birden bir oyuncunun %100 performansı ile oynayamacağını TAFL maçlarında da sıkça görüyoruz ki bahsettiğimiz lig NFL. Ancak yakın bir gelecekte Watt’ın arada hücumda oynamaya devam edecektir. Geçenlerde Seattle Seahawks’ın Richard Sherman’ı arada wide receiver oynatmak istediğini okumuştum malum takımda Doug Baldwin’den başka WR kalmadı. Yani ilginç bir durum, ben Oktay Çavuş’a katılmayıp Watt’ın gerçekten bir MVP adayı olduğunu düşünsem de Watt-Mania biraz abartılmaya başlandı. En son “Kavga etseler J.J. Watt mı döver yoksa Gronkowski mi?” tarzında konular bile gündeme gelmeye başladı. O yüzden oyunun iki tarafında da oynasın tartışmalarına normal bakmak lazım.

Nick Foles’un sakatlığıyla ilk 11 çıkan Mark Sanchez iki maç kazandıktan sonra Packers duvarına tosladı. Acaba bu sonuç Packers’ın evindeki iyi oyunundan mı oldu, yoksa rüyadan uyanıp gerçek Sanchez’e mi kavuştuk?

Oktay Çavuş: Sanchez aslında Packers karşısında da fena bir performans sergilemedi. Packes şu an, tartışmalı olarak, ligin en iyi hücum ünitesine sahip ve karşısına ciddi bir savunma çıkartılmadığı takdirde hem skor üretecek, hem de süreyi kullanacak bir takım. Eagles ise savunma ve special teams bakımından henüz belirgin bir fark yaratamamış, dağınık bir playbook ile en az dokuz hedef üzerinden topu taşımaya çalışan ve bu sistemde kaçınılmaz bir sonuç olan turnover sorununa da çözüm bulabilmiş değil. Bu maça çıkan Foles da olsaydı, farklı bir sonuç olmazdı. Sanchez hala iyi bir emanetçi görünümünde.

Çağatay Akkaya: Güzel tabir, “Packers duvarına toslamak”. Packers, hücum için de savunma için de duvar örüyor bu aralar rakiplerine, sadece Mark Sanchez değil, ustası gelse de sorun yaşar gibi. Bu nedenle Sanchez’in performansını çok olumsuz bulmuyorum, tek maçtır, ligin sinerji olarak şu andaki en iyi ekibine toslamışlardır, zaten halihazırda koşucularından geçen seneki kadar verim alamamaktadırlar, hızlı oyun sistemlerine rakipler artık adapte olmaktadır, bu gibi nedenler Eagles’ın önüne Packers gibi duvar olmakta. Ha şu andaki dereceye bakılırsa Eagles için endişelenecek bir durum yok, Foles da dönecek ayrıca ancak playoff için ışık veremiyorlar hala.

Görkem Şahinoğlu: Green Bay karşısında Nick Foles da olsa sonuç pek değişmezdi. Sonuçta ligde Rodgers ile yarışa girebilecek oyuncu sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu Sanchez’den çok Rodgers’ın oyunundan kaynaklanan bir sonuç oldu. Kendisi şuan çok çok çok üst seviyelerde oynuyor ve açık ara ligin en formda ve en iyi oyun kurucusu. Şu dönemde kendisiyle karşılaşmak pek akıllıca bir hareket olmaz. Tabi Sanchez’in iyi oynadığını da söylemiyorum ama bu maçı “Sanchez rüyası bitti” diye değerlendirmek doğru olmaz. Birkaç hafta daha bekleyelim diyorum.

Kaan Özaydın: Aslında Nick Foles olsa sonuç değişebilirdi ancak bu Nick Foles’un 2013 sezonundaki MVP’lik performans sergileyen Nick Foles olması gerekirdi. Yoksa bu aralar kariyerinin en iyi performanslarını sergileyen Aaron Rodgers ile Sanchez’in yarışabileceğini düşünmek Görkem’in dediği gibi zaten hayal olur. Rodgers bu sezon adeta Madden oynar gibi takımını yönetiyor, Packers maçlarını seyir zevkinden uzaklaştırıyor. Mark Sanchez konusunda da olumsuz bir kanıya vermek için çok erken olduğunu düşünüyorum. İlerleyen haftalarda toparlayacaktır.

LeGarrette Blount, Ben Tate ve Jason Avant bir anda takımdan kesildiler. Tate durumunu aslan gibi göğüsledi ve Avant’ın durumu biraz daha karışık, ama Blount’un şımarıklıklarını bir McCoy veya Lacy yapsa aynı kaderi paylaşırlar mıydı? (bkz: Dez Bryant)

Oktay Çavuş: Bu üç oyuncunun gönderilmesi de takımlarını sıkıntıya sokmaz. Zaten kar-zarar hesabı yapılarak gönderilmişlerdir muhakkak. Big Ben’in pas hücumunun coşması ve Le’Veon Bell’in yükselen form grafiği, saha dışı sorunlarıyla takımı bezdiren Blount’un sonunu getirdi. Zaten Hoyer’in pas hücumuna iyi bir katkı sağlayan West ve Crowell’in olduğu yerde Tate’e çok fazla ihtiyaç kalmamıştı. Ahmed Bradshaw’un topuğunu kırdığı hafta, Adrian Peterson ve Ray Rice’ın suspend edilerek başlatıldığı bir ligde Ben Tate de, LeGarrette Blount gidecek yer bulurlar. (Buldular) Tate zaten Browns’dan, sadece sekiz maç oynadığı bu kısa sezon için, $ 2,5M aldı. Şu an takım ararken maddi beklentilerinden öte, kariyerini devam ettirme çabasında olacaktır. Salary Cap sorunu olan ve RB sıkıntısı çeken bir takımda iyi bir fırsat yakalayabilir. Ki bu takım Indianapolis Colts olabilir diye düşünüyorum. Sorunlu geçmişi ve madde kullanımı gibi saha dışı hikayeleri olan Blount için ise Ravens sıcak bir yuva olabilir. Jason Avant ise bu üçlü arasında emekliliğe en yakın isim. Zaten son demlerini yaşamaktayken, hele ki rookie WR’ların ligi domine eden başarılar sergilediği bir sezonda takımın coaching ve play calling’ini eleştirmesi olsa olsa “Ben bu Panthers ile bu ligi bitiremem, ötenazi hakkımı kullanmak istiyorum” olarak algılanabilir. Yine de son derece tecrübeli olduğu ve $100K standart ücret karşılığı oynatılabileceği düşünülürse, WR pozisyonunda sakatlıklar ya da sorunlar yaşayan birkaç takım tarafından değelendirilebilir. McCoy’u takımdan kesip RGIII’yi oynatan bir koçtan her türlü saçmalığı beklerim de, Green Bay’in Lacy’i takımdan kesmesini beklemem.

Çağatay Akkaya: Oyuncuların performansına göre farklı şeyleri kaldırılabiliyor. Yerel basın kaldırıyor, ulusal basın kaldırıyor, taraftar kaldırıyor, yönetici kaldırıyor koç kaldırıyor. Elindeki adamın kariyerinin ne olduğu, verdiğin cezaya dahi yansıyabiliyor. Bunu doğal olarak görüyorum, elbette ayrımcılık yapılmayan bir dünya teorisi çok romantik gelmekte bana ancak insanın olduğu ve kararların insanlar tarafından alındığı yıllarda olacak bunlar. Robot bir GM getirip, yazılımına “kayırma” koymazlarsa sorun yok.

Görkem Şahinoğlu: Ben Tate’in durumu aslında tamamen olayı yönetememekten kaynaklanıyor. Sezon başında bu adamı workhorse back diye büyük sayılabilecek paralara getirdiler ve hemen arkasından yüksek bir pick ile (Üçüncü tur toplamda 94. sıra) Terrance West’i seçtiler. Onunla da kalmayıp Georgia’da başı kanunla belaya girmese büyük bir running back prospect olan Isaiah Crowell’i UDFA olarak takıma kattılar. Şimdi adama sorarlar; madem bu Tate’e güvenmiyordun neden bu kadar para bağlayıp tartışmasız no.1 olarak takıma getirdin? Devamında bu çaylaklar potansiyellerini gösterince Tate’in kontratı gereksiz geldi ve kesiği yedi. Browns çaylak running back’lerle başarılı olabilecek mi onu ilerleyen haftalarda göreceğiz. Blount için pek bir şey söylemeye gerek yok aslında. Kariyerinin her döneminde hatta NCAA yıllarında bile çok tartışılan bir oyuncuydu malum nedenlerden dolayı. Geçen onca yıla rağmen hala aynı kafada olduğunu dört yılda dört farklı takımda oynamasından anlayabiliriz. Sorunun ana fikrine gelecek olursak sorunun cevabını zaten soruda kendin vermişsin Hilmi bey, bizi neden yoruyorsun?

Kaan Özaydın: Aslında ben örnek olarak biraz daha eskilere gidip Terrell Owens diyecektim ama gerek yok, geçen hafta Blount’un yaptığına çok benzer bir hareketi Marshawn Lynch yaptı, devre arasında soyunma odasına gitmedi ancak başına halen bir iş gelmiş değil. Blount ve Tate ligde isim yapmış oyuncular ancak bir Marshawn Lynch, bir Dez Bryant gibi yıldız değiller. Takımlarında yeteri kadar top alamadıkları sonra gönderilmeleri de manidar oldu çünkü ikisi de büyük beklentilerle transfer edilen oyunculardı. Serbest bırakılmalarının on numara bir hamle olmadığını da iki gün sonra yeni takımlarını bulduklarını herkese gösterdiler sanırım. Avant da dün Kansas City Chiefs ile anlaştı ki onun durumu biraz farklı sonuçta sekiz yıllık veteran bir isim, biraz konuşmaya hakkı vardır özellikle Carolina gibi genç bir takımda…

New Orleans Saints 4-6 durumunda, ama aynı durumdaki Falcons ile NFC South liderliğini paylaşıyorlar; yani bu iki takımın da playoff şansları yüksek. NFC’nin diğer 4-6’lık takımlarından sizce hangisi mucize yapıp playoff’lara kalabilir? (Bears, Vikings, Rams)

Oktay Çavuş: Bu üçlü arasında, herşeye rağmen Bears daha favori durumda. Daha doğrusu, olası play off katılımında Rams ve Vikings’den çok daha fazla başarı şansları var. Zira Vikings ya da Rams playoff’lara kalırsa, FIFA Dünya Kupası’ndaki Almanya-Brezilya maçının pabucu dama atılabilir :) Bears, tüm handikaplarına rağmen, potansiyeli yüksek olan bir takım. En büyük eksiği akım uyumu ve saha içind liderlik yapacak bir oyuncu bulunmaması. Bu konularda iyi adımlar atılabilirse, Bears çok tehlikeli bir takım olacaktır.

Çağatay Akkaya: Bears’dan cacık olmayacak, yazılarda belirtiyorum, sezon bitmiştir Bears için. Vikings de yetersiz bir takım, Bears ve Vikings NFC North’da iken ve Packers ve Lions ile kapışıyorken zaten işleri çok zor. Rams ise hücum açısından çok çok sınırlı, Broncos’u yenmiş olabilirler ancak yarışın içinde bulunacaklarını sanmam.

Görkem Şahinoğlu: NFC South dışındaki 4-6 takımlardan hiç birinin playoff yapabileceğine ihtimal vermiyorum. Bu takımların en yakın rakipleri Seahawks ve Niners ile arasında iki maç fark ve bu iki takım bile mevcut tablo da play off yapamıyor. Eğer birini seçmem gerekiyorsa bu üçlü içinde sürpriz yapmaya en yakın takım kadro kalitesiyle Chicago Bears olur ama içinde bulundukları durumda bunu başarmaları çok zor.

Kaan Özaydın: Hem sahadaki oyunlarına hem de gruplarındaki durumlarına bakınca ben Minnesota Vikings’in ve Chicago Bears’ın dünya tersine dönse dahi bu sezon playoff yapmasına imkan vermiyorum. Bu kadar da iddialı söyledim yani. Biri mucize gerçekleştirecekse bu St. Louis Rams olurdu çünkü bu sezon Seahawks, 49ers ve Broncos gibi iddialı takımları yenmeyi başardılar Arizona Cardinals’a son beş dakikada boyun eğdiler. Yine de hem gruplarında Seattle’ı ve San Francisco’yu geçecekler hem de NFC East veya NFC North’un ikincilerini geçmeleri bekleyecekler falan… Çok uzun bir hikaye yani Rams’in playoff yapması.

Seri sorularımızla kapayalım: Robert Griffin III’e ne oldu, sonu ne olacak? Sezon sonunu getiremeden kovulacak başka koç var mı? Raiders ilk sıradan draft ederse Carr’a rağmen QB almalı mı? Hani o geçen sene rüzgar gibi koşan QB’lerimize kim nazar değdirdi? Players Union suçları ne olursa olsun avukat gibi oyuncuların yanında mı olmalıdır? Önümüzdeki sezon head coach olmasını en yüksek ihtimalli gördüğünüz koordinatör kimdir? Watt artık TE çıksın keh küh.

Oktay Çavuş: RGIII’nin işlemcisi yavaşladı, RGIV piyasaya sürülecek :) RGIII geçen sezonun en çok forma atan NFL oyuncusuydu. Redskins idarecileri, teknik heyeti ve taraftarları ona daha uzun bir süre tahammül edeceklerdir. Bu süre içinde toparlanamazsa, en öndeki koltuktan McCoy’u seyretme ayrıcalığına sahip olacak. Sezon sonu çok kovulan koç olur, bu haftadan sonra kovulan koç olacağını sanmam. Yani bu hafta yaprak dökümü için son hafta. Playoff’u garantiliyen, playoff şansını hala kovalayan ve önümüzdeki sezona odaklanan takımlar belirginleşmeye başladı. Bu hafta son hafta. Bu haftadan sonra kovulan kovulur, sonra sezon sonuna kadar kimse kovulaz. Raides’a hücumda en acilinden, en az iki tane OL, iyi bir RB ve iyi bir WR lazım. Carr’n yerinde kim olsa, çok fazla fark yaratamazdı. Hatta Carr bu takmda franchise QB olma şansına bile sahip bence. Koşan QB olayı NFL’de ne zaman mutlu son gördü ki, bu sene görsün? QB’in koşu özelliği NCAA’den NFL’e daft edilirken artılar hanesine bir check koydurtabilir, ama NFL’de artılar hanesinde yer alamaz. Nebraska’nın Heismann ve Bowl kazanmış option QB’sinin SS’i olarak draft edildiği bir lig NFL. QB’nin de koşanı değil, pocket’ta soğukkanlı olup, gerektiğinde zaman kazananı makbul. Players Union oyuncuların saha içi özlük haklarında yanında durmalı, ancak saha dışı sorunlar oyuncuların kişisel sorunlarıdır.
Öyle ultra fark yaratacak bir Coordinator göremiyorum, ama illa ki HC görevine getirilenler olacaktır. JJ Watt zaten TE değil mi? Bence artık biraz da DE çıksın :)

Çağatay Akkaya: RGIII maalesef kötü bir kariyer hikayesi, eskisi gibi olacak gibi. şu saatten sonra kovulacak koç olacağını sanmıyorum, Raiders İSE ilk sıradan draft ederse, Carr olmasına rağmen QB almalı (Mariota güzel gider takıma), Players Union sarı sendikacılık yapmasın yeter, head koç olarak hangi koordinatörü görmeliyiz bilmiyorum ama New England DC’ı Matt Patricia’yı bir takımın başında görmek keyifli olur.

Görkem Şahinoğlu: Robert Griffin tamamıyla koç kurbanıdır, eski koçunun RGIII’yi öldürdüğü yetmezmiş gibi yeni koçu da sahip çıkmıyor ve maalesef tünelin sonunda da ışık göremiyorum. Çok üzülüyorum çok. Şöyle bir bakıyorum da sezon bitmeden kovulacak koç yok gibi ama belki Marc Trestman bir kaç maç daha kaybederse kovulabilir gibi. Raiders çok yüksek ihtimalle ilk sıra hakkına sahip olacak ama bu hakkı kullanacaklarını sanmıyorum. İlk hedef Mariota ve Winston için yanan takımları kazıklamak olacaktır. Eğer işler yolunda gitmez de ilk sırayı kullanmak zorunda kalırlarsa buradan yapılacak seçim yine QB olmaz ve 96’dan sonra ilk defa birinci sıradan WR seçildiğini görebiliriz. Bence kendi kendilerine nazar değdirdiler, ben hala read option’ın bu ligde yeri olduğunu düşünüyorum. Durmamalıdır. Arizona Cardinals savunma koordinatörü Todd Bowles diyorum.

Kaan Özaydın: RGIII çaylak sezonunda çok iyi performans gösterdikten sonra hep üstüne koyacağı beklendi ama bence bahanesi sadece geçirdiği ciddi sakatlıklar değil. Üç sene önce ligin altını üstüne getiren bu mobil QB’lerden Cam Newton da Colin Kaepernick de eski performanslarından çok uzaklar. Redskins maç kazanmak istiyorsa çare Colt McCoy. Koç konusunda kesin bir şey söylemek zor, ligin bitimine altı hafta kaldı sonuçta. Oakland Raiders’ın draft seçimi için ilk turdan kesinlikle QB almak gibi bir hata yapmamaları gerekiyor, şöyle ki 2014 NFL Draftı’nın en iyi QB’sine sahipler. Koşan QB’lere nazar değdi de en iyi koşan QB’yi yasaklı kelime yapıyorsunuz, yazamıyoruz. Oyuncuların haklarını savunmayan bir “Oyuncular Birliği” bana pek akıl karı gelmiyor. Önümüzdeki sezon head koç olmasını en çok istediğim kişi New Orleans Saints’in savunma koçu ve Rex Ryan’ın kardeşi olan Rob Ryan. Hem çok popüler bir isim hem de başarılı bir koç, Oakland Raiders’a çok yakışacaktır. Ancak Arizona Cardinals böyle devam ederse savunma koçu Todd Bowles’un head koç olmasına kesin gözüyle bakıyorum. Son olarak bazı oyuncular hem hücum hem defans oynasın diyorsunuz ancak Florida Gators formasıyla NCAA tarihinin en büyük efsanesi olan, NFL’de de Denver Broncos formasıyla takımını inanılmaz geri dönüşler ile playoff’a taşıyan ve playoff’ta Pittsburgh Steelers’ı dize getiren quarterback’in, halen iş bulamazken J.J. Watt’ın her pozisyonda oynaması aç gözlülük değil mi?