Evet, NFC South division’ınından bahsediyorum. Atlanta Falcons üst üste aldığı iki galibet ile grubun zirvesine yerleşti. Teneke grubu dememin sebebi ise zirvede bulunan Falcons’ın 4-6 gibi bir rekorla başa gelmesi. Atlanta dört galibiyetini de division’da ki ezeli rakiplerinden aldı. Son galibiyet ile 3-6 durumunda bulunan Carolina’yı alaşağı ettik. 4-6 rekorunda bulunan Saints’te Cincinnati Kaplanlarına kaybedince Şahinler ikili averajdan zirveye çıktı. Peki bakalım Atlanta Falcons bu noktada kalacak mı?

Hırsızın hiç mi suçu yok? (!)

Evet, haftalardır övdüğümüz Matt Ryan’dan bahsediyorum. Londra’daki maçın kaybının sebeplerinde başı çekiyor kendisi. Gerçekten çok accurate bir oyun kurucu, kararları doğru fakat kol gücü gerçekten zayıf. Londra’da Detroit ekibinin baskısına dayanamayan Ryan topu dışarı atmaya çalıştı fakat gücü yetmedi ve pas defans tarafından kapıldı. Yenilginin başlıca nedeni buydu. Bu sene dördüncü çeyrekte verdiğimiz maçlara bir tane daha eklenmiş oldu.

Son iki haftadır kazanıyoruz. Maçlarda hem can alıcı hem de diz dövdüren tipten paslar atmaya başladı Ryan. Tüm gücünü fiziğini kullanarak boşa kaçan Roddy White, Julio Jones gibi isimlere top yetiştiremedi, uzun oyunlarla skor yapamadı. Matt Ryan’a ne kadar güveniyor olsak da o paslar yerine yetişmeli, Ryan halen geliştirmeye çalışmalı kendisini…

Üflesek Yıkılacak Ev

Gelelim oyun kurucumuzu güya koruyan adamlara. Ligin son sıralarında bulunan Tampa Bay’in D-Line’ı hariç hiçbir takıma üstünlük sağlayamadı line’mız. Bu tabii ki bize pahalıya patlıyor. Ryan’ı kötü oynamaya itmesini geçtim oyun kurucumuzun sakatlanmasına da sebep olabilir. Giren çıkan belli değil pocket’a. GM Thomas Dimitroff bu konuya bir çözüm bulmak zorunda.

Head koç Mike Smith bay haftamıza yenilerek girince bunu telafi edeceklerini söylemişti. Bizler de maçları izlediğimiz için inanamamıştık aslında. Her ne yaptıysa iki haftadır kazanıyoruz ve umuyoruz ki bu böyle devam eder. Devam etmesi için gerekense, sanırım defansımızın biraz daha istekli ve sert olması.

Kapı Gibi Defans (!)

Sene başından bu zamana D-Line’dan ne kadar dert yansam da şuan da en kötü mevkiimiz defensive back mevkii. SS William Moore’ın sakatlığı mı dersiniz Robert Alford’in aldırdığı flag’ler mi dersiniz yoksa Josh Wilson’ın tackle yapamamasından mı şikayet edersiniz bilmiyorum. Bunlar bir kere olan şeyler değil, her maç başımıza gelen şeyler ve acilen çözüm bulunması gereken işler. Bu kadar adamın içinde bir adam var ki elinden geleni ardına koymuyor, kanının son damlasına kadar savaşıyor: 21 numaralı formasıyla Desmond Trufant. Adeta bir güneş gibi doğuyor defansa. Kiminle karşılaşırsak karşılaşalım en iyi recevier’larla başa baş mücadele ediyor. Genç bir oyuncu gibi birkaç adam daha lazım bu defansa.

Önümüzde hala çok zor maçlar var. Formda olan Green Bay, Pittsburgh Steelers, Arizona Cardinals, Cleveland Browns gibi takımlarla karşılaşacağız. Bu takımlar koşu oyunlarını güçlü defanslara karşı bile gerçekleştirebilen takımlar. Bizim lineback’lerimiz karşılarında ne yapacaklar açıkçası bende çok merak ediyorum. Zira en yakın Steelers koşucusu Le’Veon Bell son maçta 200 yardlık koşu istatistiğine ulaştı ve bu kendisinin ilk kez ulaştığı bir istatistik değil bu sezon. Güçlü hızlı ve oyun okuyuşu çok iyi olan bir koşucu. Keza Packers koşucusu Eddie Lacy’de öyle; önüne çıkan her şeyi yıkan cinsten bir koşucu.

Bizim lineback’lerimiz ise Paul Worrilow ve Prince Shemebo; bu gibi oyuncuları tutabilirler mi? Şansları yanlarında olursa evet. İkisi de heyecanlı genç ve tutkulu oyuncular. Çoğu maçta defans olarak en büyük katkıyı sağlayan oyuncular.

Yalnız son iki haftadır Atlanta denince akla gelen ilk isim Khemal Ishmael oluyor. Yaz sonunda bahsettiğim oyuncu Josh Wilson’dan formayı kaptı sayılır. İki maçtır interception yapan Ishmael yaptığı kilit tackle’ları ile de göz dolduruyor.

Şuan iki haftalık bir hırs, seri yakaladık. Umuyorum devam eder bu seri çünkü eğer playoff için ufacık bir şansımız varsa bunun için gerçekten savaşmalı takımımız. Bu sene işimizi kolaylaştıran tek şey ezeli rakiplerimizin üçü de kötüler. Bu bizim işimizi çok kolaylaştırıyorlar. Şuanda bile grupta en üstteysek bunu bırakmadan devam edebiliriz. En kötü skorlardan dönen takım olabiliriz. Her maç son düdüğe kadar savaşmalıyız çünkü bu sene playoff adeta bir hayaldi bizim için. Sadece ufacık bir umudumuz vardı fakat üst üste kaybettiğimiz maçlar bile bizden bu umudu alamadı.

Koordinatörlerimiz kendilerini biraz daha sıkarak çok daha iyi oyunlar ortaya koyabilir bu da bizi playoff’a taşıyan en büyük etken olacaktır diye düşünüyorum. Şimdilik, bir sonraki yazıda görüşmek üzere diyelim…