12. Adamın başkentinden herkese tekrardan merhaba. Bazı bayanlar, “Siz erkekler hep aynısınız.” derler. Oysa biz bunun doğru olmadığını biliriz ve kanıtımız da vardır. Bizce erkekler ikiye ayrılır ve maç yaparlar. İşte, damarlarımızdaki bu spor aşkı bizi hayata tutan dallardan biridir. Amerikan futbolu ise en sevdiğimiz sporlardan biri, duruma/kişiye göre birincisidir.

Amerikan futbolu sezonunun  ve yeni sezon yazılarımın başlamasından sebep çifte mutluluk ve duble haz yaşamaktayım. Bu sezon da Kuzey Pasifik cephesinden Seattle yazılarımla sizlerle birlikte olmaya çalışacağım. Esnafların günlük kapanıştan sonra aldıkları, günün mali tablosunu özetleyen Z raporu vardır. Şubat – Mart gibi Seattle için benzer bir sezon değerlendirmesini alacaktım olmadı. 2016 Şubat’ında Z raporunu almak için sezon öncesine bakıyoruz. A’dan başlıyoruz Z’ye gidiyoruz. İlk maç öncesi takımın gelen – giden ve draft edilen oyunculardan hareketle hazırlık maçlarındaki form durumu ve normal sezon fikstür analizini yapalım…
Offseason’da önceki yıllara oranla daha hareketli ve kaliteli hamlelere imza attığımızı düşünüyorum. İç transferdeki başarımızı dış transfer ve draft  hareketlerine de yansıtmayı başardık. Jimmy Graham pozisyonunda tam bir yıldız, bir canavar. Tight end mevkiinde sakatlıklardan dolayı dikiş tutturamamış ve sınırlı yeteneklerden ötürü süreklilik sağlayamamıştık. Buna wide reciever’larımızın kısıtlı ve dar potansiyellerini maç performansı ve istatistiksel açıdan da katarsak hücumun pas tarafı için aranan ilaç bulundu.  53 kişilik kadro sakızlı adam tarafından açıklandı. Biz de önce hücumdan başlayarak mevkilerdeki önemli isimleri, form durumlarını, mevkilerin artı ve eksisini yorumlayalım. Takımın yıldızlarından Richard Sherman, Earl Thomas, Marshawn Lynch, Russell Wilson, Jimmy Graham, K.J. Wright ve Bobby Wagner ya hiç oynamadı ya da çok kısıtlı süre sahada kaldı; öncelikle bunu belirtelim.
Oyun kurucular: Russell Wilson, üç yıllık kariyerinde başarı basamaklarını yeteneğini geliştirerek hızla çıktı. Hazırlık maçlarında sınırlı süre alan Wilson, kalburüstü bir performans izletti bize. Hazırlık döneminde kendini korumak adına play option koşularına başvurmadı. Denver maçında sakatlanmasına rağmen takımımızın “B” planı Tarvaris Jackson, en azından kağıt üzerinde. R.J. Archer pas oyunlarında geleceğe dair ışık sunan bir çocuk, ama Seattle kendisi için doğru kimya değil. Son maç Oakland’da üçüncü quaterback olarak topun berisine geçen B.J. Daniels, Russell Wilsonvari hareketleri, action paslarıyla Seattle seyircisini heyecanlandırdı. 53 kişilik kadroda ikinci quaterback’i göstermek adına Tartavis Jackson’u listeye karaladığımızı düşünüyorum. B.J. Daniels maçların bazı bölümlerinde hücum dinamizmini farklı ritimle hızlandırabilir ve Wilson’un yerine geçebilir.
Koşucular: Takımımızın hücum stratejisi koşu öncelikli. Bunu bilmeyen, Seattle maçı izlemesin kardeşim. San Diego maçında “bir-ki-üç ses kontrol” tarzında koşturulan ve terlemeden kenara alınan Lynch’i özleyenler pazarı beklemek zorunda. Robert Turbin –Christine Michael –Thomas Rawls sıralamasıyla maçlara başladık ve bitirdik. Yukarıda demiştim ya draftta da dişe dokunur işler yaptık. Bunlardan biri Thomas Rawls. Dört maçta da koştu, koştu ve koştu. “L” harfini biraz ters çevirelim ve azıcık döndürelim. İşte, çaylak oyuncumuz Thomas Rawls üstüne gelen DE ve LB, OLB topluluğunun arasından, yanından ufak, atik, kıvrak slalomlarla geçti. Fred Jackson ile anlaştığımızı duyunca Rawls’ın kadroda kendine yer bulamayacağından korkmuştum. Neyse ki sezonda kendine yer buldu, faydalı işler yapacağına inanıyorum. Geçen seneki yazılarımda Marshawn Lynch’in yedeği olmadığından; koşu oyunumuzun için sağlam bir yedeğe ihtiyaç duyduğumuzdan dem vuruyordum. Al sana kardeşim Fred Jackson, al sana kardeşim Thomas Rawls. Jakson’ın formunu bilemiyorum ama Rawls 3-3.5 yard ortalama ile oynayabilecek formda an itibariyle.
Receiver’lar: Wide receiver mevkisinde başa oynayan bir takımda kesin ilk on bir çıkan dediğimiz bir isim bence yok. Doug Baldwin, Jermaine Kearse geçen seneden yerleri sağlam olan oyuncular. Super Bowl’da bizi son hücuma kadar getiren tutuşlar Chris Matthews’ten gelmişti lakin hazırlık maçlarını hayal kırıklığıyla, saman alevi gibi parlayamadan bitirdi. Kevin Smith ve çaylak Kasen Williams practice squad’a ötelendiler. İlerleyen maçlarda Kasen Williams’a forma verileceğine inanıyorum. Gelelim bir doğru hamleye daha: #16 Tyler Lockett (83 numara Ricardo Lockette ile karıştırmayalım. Soyadında “e” eksik yazılır ama oyununda eksiği yok fazlası vardır.) Kick return, punt return ve pas TD’ı yaptı. Geçen sene umut ışığı gördüğüm Byron Walters, Florida yolunu tuttu Jaguarlar için oynayacak. Bu çaylak bir harika dostum. İnanılmaz bir atletizm (tamam bir Odell Beckham Jr. değil), durdurulamayan bir sürat, savunmanın belini kıran bir saha okuyuşu ve yön değiştirme… Maçları izlediyseniz kick returner, punt returner ve pas oyunlarında ne demek istediğimi anlayacaksınız. Maçları izlemeyen arkadaşlar için önerim Youtube’da (olası) videolarıdır. Pas oyununu adam gibi işletebilirsek bu çocuk ile çok takımın tatlı canını epey yakacağız.
Tight End’ler: Hücumda en zayıf ikinci bölgemizdi. Zayıf karnımızı bilmeyen ve unutanlar için: O-Line.  Amerikan futbolu oyuncusu olmayıp ülkemize gelse dizi sektöründe kirazlı, çilekli, incirli, greyfurtlu bir aşk ve zenginlik dizisinde baby face’inden ötürü başrol alabilecek Luke Willson ile bazı maçların sonunu getirip final yolunda ilerlemiştik. Bu sene işler değişti. Jimmy Graham geldi, efsane geldi. New Orleans’ta son beş sezon maç başına beş üstü pas yakalama isabetiyle ortalığı kasıp kavuran Graham, Seattle için aranan kandı. Fakat Russell Wilson’un önüne gelen playbook’lar ile Drew Brees’in playbook kitabındaki setler çok farklı. Koşunun hakim olduğu Kuzey Pasifik’te Graham için işler bu kadar kolay olmayacak. Hazırlık maçlarında Kansas maçının ikinci çeyreğinde Wilson’la girdikleri al gülüm ver gülüm dışında sahada kendini gösteremeyen, unutulan isimdi. Başarı için Graham–Wilson uyumu ve sıkı fıkılığı şart. Seattle hücum sistemi ve Graham için bir alışma ve adaptasyon dönemi gerekiyordu. Belli ki bu dönem henüz bitmemiş. Jimmy Graham’ın New Orleans’ta tuttuğu beş üstü top sayısına ilk maçlarda ulaşması zor.  Bizde maç başına beş top atılırsa kendisine yine kardır. Endzone’a yaklaştıkça, Graham büyüyen biri. İş endzone’a dayanınca hangi takım onu istemez ki?
O-Line: Hücum çizgimiz en zayıf karnımız. Bu sene de bu böyle biline. İlk iki maçta Wilson rahat nefes alamadı, koşu hücumunda koşu koridoru açılamadı. OL hattımızın snap sonrası tek değil yek bir hareketlenmeye; diğer ifadeyle hücum shift’ine ihtiyacı var. QB koruması azaldıkça pas hücumumuz azalıyor, verimsizleşiyor, riskli oluyor; Wilson’un play option koşularıyla üstüne düşen yük artıyor. Hücum süremiz azalıyor/artamıyor. Tempoyu rakip quaterback ayarlıyor haliyle. False start cezaları ayrı bir çile Seattle için. Jimmy Graham takasıyla giden center Max Unger yerine Patrick Lewis şimdilik görev adamı. Bu sezonda da ne yazık ki O-Line’dan dert yanacağız, şimdilik yeter lafı uzatmayalım.
D-Line: Son iki maçta savunmanın başlangıcını beğendim. İlk iki maç iyi değillerdi ama son iki maç beni ve Philip Rivers’ı da maç içinde verdiği röportajda belirttiği üzere  şaşırttılar. Etkili blitzler, sackler, fumble oyunlarını izlerken şaşırmadım desem yalan olur. İlk maçta Denver yedek quaterback’i ve 250. sıra seçimi quaterback’i yüksek pas isabet oranı ile oynadı. Denver O-Line’ı Payton Manning’i iyi koruyordu geçen sene, kabul fakat yedek takımlar sahaya girmesine rağmen maç genelinde Denver oyun kurucularının kılına dokunmaktan imtina eden ön hattımız vardı. Kansas maçında da yedek oyun kurucunun pocket’inde başına buyruk hareket etmesi ileriye dönük beni endişelendirmişti. Son iki maçtaki efor sağlam umut verdi. Cassius Marsh, Jordan Hill ve Frank Clark övgüyü hak etti. Yine bir çaylak: Frank Clark… OL hattına bir gladyatör gibi saldırıyor. Nerede tackle ve sack varsa ben oradayım, der gibiydi. Draft’tan keşfedilen bir altın madeni daha.
Linebacker’lar: Bobby Wagner kısıtlı süre aldı, bu bölümlerde rakibin ilk hak ile snap mesafesinde ve koşu oyunlarındaki blitz’leriyle geçen seneki formundan bir şey kaybetmediğini gösteriyor. Yanında K.J. Wright ve Bruce Irvin geçen seneki seviyede bize güven, rakip hücumculara korku veriyor. Dört maçlık dönemde bu hattın en çalışkanı geçen sene draft’tan aldığımız Kevin Pierre Louis oldu. Tecrübelenme, öğrenme yılı olmuş bu arkadaş için. Off-season’u iyi değerlendirmiş. Pozisyon okumasıyla, doğru zamanda doğru yerde olacak hamle kabiliyetiyle kendine ilk on birde yer buldu. Seattle savunmasındaki algı: “Nowhere to go” ile başlar, secondary’deki “depth on defense” ile biter. İşte bu arkadaşlar koşu oyunlarında birinci algıyı, pas oyunlarında ise ikinci algıyı oluşturmada etkenlerdir.
Defensive Back’ler: Secondary maçlarda pek parlak değildi, biraz kötüydü. Richard Sherman, San Diego maçında birkaç snap oynadı o kadar. Earl Thomas yoktu. Byron Maxwell, Philadelphia’ya gitti. Ezber bozan bir yapıyla çıktık maçlara. Tye Smith CB, DeShawn Shead SS beğendiğim iki performans oldu. Kam Chancellor, Legion of Boom üyesi, iskelet kadrodan biriydi. Takıma döneceği konuşuluyor Pete Carroll şimdilik bunun olmayacağını söylüyor. Nickelback’te ufak bir delik var, gemiyi etkilemeden onarılmalı.
Özel Takımlar: Özel takımdaki punt ve kicker’ımız ortalamanın üstünde. San Diego galibiyetini getiren uzun mesafelik atışın kahramanı Steven Hauschka maç kazandıracak oyunculardan. İşin önemli tarafı şu: Punt savunmasında hızlı ayaklar sayesinde rakibe yard kazandırmıyoruz. Kick dönüşlerinde ise eksiklerimiz var, çalışmak gerekiyor. Punt ve kick hücumlarında ise Pete Carroll sırasıyla Tyler Lockett, B.J. Daniels ve Kevin Smith’i denedi. Tyler Lockett bu iş için biçilmiş kaftan.
Bu bölümü sonlandıralım, sonlandırırken de hazırlık döneminin yıldızlarını bir kez daha anımsayalım. Hücumda koşu returnleri ve pas hücumlarındaki verimliliğiyle umudumuz çaylak WR Tyler Lockett ve RB çaylak Thomas Rawls. Savunmada ise ritmini ve formunu koruyan Bobby Wagner, çaylak duvarını başarıyla geçen Kevin Pierre Louis, tabi ki dört maçın savunma yıldızı çaylak Frank Clark. Bu sene çaylaklardan yana yüzümüz epey gülecek.
Suratsız Fikstür
Gelelim 16 maçın dağılımına. Yazının ikinci ve son bölümünde iş, yarı analiz, yarı tahmin. Fikstürü detaylı yazmanın gereği yok. İlk sekiz maçın beşi deplasmanda. Bizim yerimizi belirleyecek periyot bu periyot olacak kanısındayım. NFC ve AFC North takımlarının hepsiyle oynayacağız. Kendi grubumuz dışındaki iki NFC grubu maçlarında rakip grup birincileri Dallas ve Carolina olacak. Rams deplasmanı ile yerel saatimizde sabah 10.00 maçıyla başlayıp efsanevi mekan Lambeau Field’a gideceğiz. İlk maçı kazanırız gibi ama Rams son sezonlarda canımızı yakıyor, aklımızın bir köşesine yazalım. Green Bay maçı ise sezonun en keyifli maçlarından biri olacak. NFC Finali’nde tarihi bir maç ve dönüş yaşandı sahamızda. Deplasmanda onlarla nasıl ve ne kadar boy ölçüşebileceğiz? İzleyeceğiz ve göreceğiz…
AFC North’tan sezona iyi başlayıp kötü bitirmeyi son dönemlerde gelenekleştiren Bears ile ilk iç saha maçımızı yapıp tam tekmil hücum takımı olan Calvin Johnson, Matthew Stafford ve eski dost Golden Tate ile savunmamızı bir kez daha sınayıp kanıtlayacağız. Normal sezon takımı olarak gördüğüm kırılgan bir takım Cinninati ile deplasmanda oynayacak olmamız bir handikap olabilir. Evlerinde çok baskın oynarken deplasmanda zorlanıyorlar.  Nispeten kolay Carolina iç sahası ve rekabetin zirve yapacağı San Francisco deplasmanı  ve rövanş için çıkacağımız Dallas deplasmanları ile maç sayımızı yarılayıp dinlenme haftasına gireceğiz.
Son sekiz maçın beşi CenturyLink Field’da. Suratsız  fikstürümüzün ufak da olsa bize gülümsemesi şu dönem. Arizona, 49ers, Big Ben ve saz arkadaşlarıyla evimizde oynayacağız. Üçte üç yapılması gereken saha avantajlı ve zorlu bir dönem. Hatta Minnesota deplasmanını da katarsak dörtte dört, hedef olmalı. Zira sonrasında Baltimore deplasmanı var, çetin bir deplasman. Kalan üç maç için tabirim yokuş aşağı: Cleveland, Rams içeride ve Arizona ile çölde normal sezona elveda. Şimdi, derece ne olur diye tahmin yürütelim. 11-5/ 10-6 ile wild card yaparız gibi geliyor. Graham’ı New Orleans’taki gibi kullanırsak, O-Line adam gibi durmayı bilirse ve diğer faktörler geçen seneki gibi işlerse 12-4 olur. 13-3 mü? Ben o kadarını hayal edemedim. Yeni sezonda Seattle maç yazılarında görüşmek dileğiyle…