12. Adamın başkentinden herkese merhaba, son dört maçımızın üçünü evimizden uzakta oynadık. On altı maçlık fikstürün ikinci çeyreğini iki galibiyetle kapatıp dinlenme haftasına girdi oyuncularımız. Oyuncular yorgunluklarını atarken NFLTR.com’un Seattle Seahawks yazarı olarak ben iş başındayım. Bu hafta Dallas Cowboys karşısında 13-12 ile, altmış dakikayı mutlu bitirdik. Tekrardan .500 galibiyet seviyesine geldik. Evet, eski şampiyon Seattle Seahawks  buna seviniyor. Spor bu, dün zirvede olursunuz yarın kaybedenler kulübü olabilirsiniz. Amerikan spor dünyasında .500 galibiyet oranını yakalamışsanız başarılı, tersinde ise başarısız takım olarak algılanırsınız. Dereceye bakarak konuşacak olursak, mantıklı ve doğru bulduğum algılama şeklidir.

Amerikan major sporlarında Seattle Seahawks ve NBA’den Los Angeles Lakers’a yıllardır  takip ederim. Bu gönül bağı, şampiyonluklarının uykusuz gecelerde kutlarken, mola aralarında sınavlara hazırlanırken, maçı izleyip ardından işe giderken, üşenmeden tüm sezonun tamamını izlerken kurulmuştu. İşte Pazar gecesi önce NFL’de ardından NBA’de Dallas ile rakip olduk. İki maç da istediğim gibi sonuçlandı. Cowboys’u yendik, playoff yolunda ağır aksak gidiyoruz; Mavericks’e yenildik, Batı’da bizi paspas, süpürge, patates, nane nane haline getiren koç Byron Scott’ın gitmesi yolunda derece 0-3 oldu, birkaç mağlubiyet daha sabredelim… Kobe Bryant’ı bırakalım, diğer Bryant, Dez Bryant ile işimize bakalım.

Shut Down Cornerback

Maç içindeki maçlardan biriydi Dez Bryant – Richard Sherman eşleşmesi. Sezonun sakatlıktan yeni kurtulan yıldızı, sezonun formsuz yıldızına karşıydı. İki sene önce başlayan ve geçen sene alevlenen “shut down cornerback” tartışması sönmeden devam edebilir. Nitekim Richard Sherman eski günlerine, yakın geçmişteki performansına döndü. En iyi beş, bilemediniz on wide receiver’dan biri Dez Bryant bu maçta sahada mıydı? Kariyerinin en kötü maçlarından birini yaşadı. Bu hafta sahalara dönmesem daha iyi olurmuş, ifadesi vurmuş bilinçaltına. Top, Tony Romo’da olsaydı bu kadar rahat konuşabilir miydim acaba? Muhtemelen evet. Geçen sene Aaron Rodgers karşısında “shut down” performansıyla o kanadın şalterini ilk dakikadan indirmedik mi? Tersinin yaşandığı durumları inkâr etmiyor, bilinçaltımıza gömüyorum.  Interception’ını da faul ile engelleyen Dez Bryant’ın çaresizliğinden maçta ciddi sakatlık yaşayan Ricardo Lockette’in tedavisi sırasında artistlik yapması da ayrı bir trajediydi. Lockette’in de boyun bölgesinden başarılı bir ameliyat geçirdiğini belirtelim…

Pete Carroll’ın USC’den yedek quaterback’i Seahawks’a karşı Matt Cassel kariyer maçını yaşadı. Burada, “kariyer maçı” ifadesi bir başarı ifadesi olarak burada kullanılmamaktadır. Dört koşuluk, 43 yardlık play option koşularıyla açık ara kariyer rekorunu kırmasına kırdı lakin pas oyunlarında ne yapabildi, neye cüret edebildi? Chicago Bears maçındaki senaryonun benzeri: Yedek quaterback, quaterback’e emanet edilemeyen-sunulamayan playbook pas oyunları, Legion of Boom takeaway baskısı. Oyuncular aynı, dekor ve sahnelenme yeri ayrı, o kadar. New York Giants’a karşı interception ziyafeti yaşatıp ağzı sütten yanan Matt Cassel yoğurdu üfledi ama yemeye cesaret edemedi. Sert savunma başlangıcı ile Cassel’i ruhsal çöküntüye uğratıp ayaklarını titretebilir ve güvenini sarsabilirdik. Başaramadık bunu ama play option koşular dışında güven kazanmasını engelledik.

Dallas Cowboys hücumdaki kartları neydi: Dez Bryant, Darren McFadden ve kadrodaki herhangi bir tight end’e atılacak paslar. Herhangi bir TE derken, hatırlatmak istediğim nokta bizim savunmanın kör noktasının TE savunması olması. Yüksek skorlu bir maçın olmayacağı belliydi. Beni yalanlarcasına ilk hücumlar uzun süreli ve sayı getirici oldu. Son zamanlarda maçlara hızlı başlıyor, rakibimize de dur demiyoruz. İlk çeyrek tam bir al gülüm, ver gülüm oluyor şu haftalarda. TE üzerinden oynamayan Dallas varı yoğu Darren McFadden ve yedeği  C. Michael koşularıydı. Koşu oyunlarındaki sayısal liderliğini pas oyununda da izledik McFadden’ın. Maçın başında koşu savunmamız üç-dört yarddan itibaren başlıyordu. Scrimmage’larda kayboluyorduk. Ball control’ün yarı yarıya paylaşılmasının açıklaması budur. 10+ üzeri isabetli pas atamayan rakip topa bu kadar uzun süre sahip oluyorsa koşudan sebeplendiği içindir.

Red zone’dan touchdown’a ulaşma başarımız üç pozisyonda bir idi. Jimmy Graham’i kadrosunda bulunduran bir takım için facia, açıklaması, izahı imkânsız bir sayısal değer. Bu maçta bu karanlık istatistik iyice alacakaranlığa gömüldü. Keza 3&1 oyunlarında da epey zorlanmaktayız. Topu sonuca götüren her hamle bizim için eziyet. İkinci devre önce Jimmy Graham, sonra Tyler Lockett devresiydi. Açıkçası bu maçta pas hücumu koşu hücumumuzdan daha iyiydi. Marshawn Lynch ile first down getirecek koşular yaptı takım ama sayısal değerimizden ve koşu kimliğimizden uzaktaydık. Bir bakıma umut verici bir gelişme. Jimmy Graham önemsendikçe pas oyunu gelişecek, koşu oyunundaki baskınlık azalacak. Hücum homojen ve dengeli olacak. Pas ve koşu, iki tehlikeli silahımız olacak. En azından umut bu yönde. Geçen sene işleyen, ekmek getiren “yağmur damlası” paslarımızı kolay kolay durduramıyorlar.

Hiç mi Hiç SACK YEMEDİK

Bunu not edelim, hatta yan başlık yapalım ki bu tarihi an unutulmasın. Ligin açık ara en çok sack yiyen takımı Seahawks bu maç hiç mi hiç sack yemedi, sack’a izin vermedi. Tarihi bir başarı bizim için. Maçın tek sack sayısı son saniyelerde Bruce Irvin tarafından geldi. Russell Wilson’a özgürce pas atabilecek pocket sunduk mu nasıl da güzel ilerliyoruz…

Dördüncü çeyreğe saniyeler kala Russell Wilson, kendi babasına bile atmayacağı pasla interception yaptı. Dördüncü çeyreğe önde girip hemen geriye düştük. Takımın en formda isimlerinden biri belki de birincisi Steven Hauschka’nın saha sayısı denemesi bloklanıyordu. Dördüncü çeyrek hezimetini Teksas’a  yanımızda getirmiştik sanki. Temiz pocket’lardan dolayı play option’a gerek duymayan üç numaramız üç play option koşusuyla ‘final drive’da ihtiyacımız olan yard ve firts down’ları getirdi.

Son iki sezon ligin zirvesindeki maça çıkan takıma yakışmayan hatalar da son iki dakikada bizlerleydi. Dallas’ın molası kalmamışken ve biz süreye oynarken, en azından oynamak zorundayken ilk acemice hata geldi. Süre akıyor ve iki dakika molasına rahat rahat girebilecekken 2.15 dakika kala Lynch koşusuyla süreyi 2.07’de durduruyoruz. Dallas’ın elinde mola hakkı olsa bundan iyisini yapamazdı. 40 saniye buradan kaybedildi ve rakibe maçı döndürme yolunda 26 saniye yerine 1.06 dakikalık süre verildi.

İkinci hata: Matt Cassel’in ayaklarına uçarcasına dalan Bennett’in on beş yard ceza yememize sebep olması. Üçüncüsü ise ilk yarının sonunda koçun art arda aldığı ama hakemlerin vermediği ikinci mola talebi dolayısıyla gelmesi gereken Dallas Cowboys first down hakkıydı. Kural kitabına göre hareket eden hakemler olsaydı first down alan Dallas’ın hanesine sayılar yazılabilir ve maçın gidişatı, sonucu hatta playoff tablosu ve hayalleri değişirdi. Bu üç hata aynı maçta hatta aynı sezonda bir NFL takımının yapmayacağı hata. NCAA Football Div. II’de olabilecek hatalar silsilesi. Maçtaki tek touchdown’ın da yanlış yorumlanması… Bir New York, Chicago, Los Angeles değiliz. Yani ülkenin en büyük şehirlerinden biri değiliz. Breaking Bad’de çekicinin çok para istemesi üzerine Seattle’dan mı getiriyorsun arabayı; Fringe’da Seattle’dan Boston’a gelen kişi için tüm ülkeyi dolaşmış gibi muhabbetlerde de vurgulandığı üzere ülkenin en ucunda olan şirin bir kent, şehiriz. Hakemlerin Detroit, Green Bay maçları gibi maçlarda alenen bizi destekliyormuş gibi görülmesine anlam veremiyorum. Seattle’ı korumak ve kollamak için 12. Adamın baskısından başka bir saha dışı baskı yok.

Özetle, geçen senenin rövanşı alındı, derece 4-4. Playoff yolu sisli ama kapalı değil. Umut var hala. Dört galibiyet zayıf ekiplere veya sakatlıktan ötürü kan kaybına uğramış dişli takımlara karşı kazanıldı. Elmanın diğer yarısı yani kalan sekiz maç daha kolay, kağıt üzerinde. Vites arttırabileceğimiz bir yola giriyoruz. Bu hafta sonu maçımız yok, sonraki hafta sezonun en kritik maçına çıkıyoruz. Rakip Arizona Cardinals olacak. NFL’de dokuzuncu haftayı geride bırakalım, playoff hesap kitabının yer aldığı kısa soluklu yazıyla sizlerle olmak isterim. Şampiyon olsak da son hücumdan dolayı olamasak da, yensek de yenilsek de yazılarım soluksuz devam ediyor. Haftaya Seattle Seahakws fikstür/playoff analiz yazısında ve olabilecek muhtemel takas gelişmeleriyle görüşmek dileğiyle…