Bu sene Kulüpler Ligi ciddi anlamda heyecan vadediyor. Tüm maçlar ortada ve her takım galibiyet için eşit şansa sahip. Elbette Boğaziçi Sultans ve Koç Rams herkesin bir nebze de olsa, şampiyonluk maçı için daha favori gördüğü takımlar. Ancak, ilk haftanın ardından lige yeni dâhil olan takımlar ezber bozdu diyebiliriz.

Gelelim maçların kısaca analizine. Koç Rams evinde Gazi Warriors’u konuk etti. Koç Rams sadece geçmiş yıllarda Gazi Warriors’ta oynayan oyunculardan bir kısmını değil, Gazi Warriors’un final oynama alışkanlığını da kendi bünyesine eklemiş oldu. Bu sebeple halef-selef maçı oldu diyebiliriz. Beklenen sürpriz gerçekleşmedi ve Koç Rams ilk maçını kazanmayı bildi. Burada konuştuğum herkes daha rahat ve yüksek skorlu bir galibiyet beklediğini belirtmişti. Ancak daha dengeli ve çekişmeli bir maç olmuş ki, Gazi Warriors son birkaç yıldır üzerine serpilmiş ölü toprağını atmaya başlamış demek ki.

Koç Rams sezon başındaki head koç değişikliği ve eski yabancı oyuncularından bazılarının yanına eklediği Amerikalı import’ları ile bu sezon artık çok yaklaşıp, bir türlü kazanamadığı finale adını yazdıracağına kesin gözü ile bakılan takımların başında geliyor. İlerleyen haftalarda izlenmesi gereken takımlar sıralamasında Koç Rams’i bulundurmanızı tavsiye ederim.

Mersin Mustangs bu haftanın ilk sürprizini gerçekleştirdi diyebiliriz. Mustangs, Türkiye’nin ilk takımlarından biri olan ve son iki yılın Üniversiteler Ligi şampiyonu İTÜ Hornets karşısında sahadan galip ayrılan taraf oldu.  Amerikalı import oyuncuları ve yıllardır yan yana oynayan tecrübeli kadrosu ile ligde geçici değil, kalıcı olduğunu ispatlamaya çalışan Mersin ekibi, Kulüpler Ligi’nin ilk müsabakasında bu ligin en köklü takımlarından birini yenerek bu iddiasını ortaya koymuş oldu.

Türkiye’nin ilk kurulan ve en çok şampiyonluk kazanmış olan ekibi Boğaziçi Sultans ise her sene artık alışılagelen “Sultans ile oynayacaksan, ligin ilk maçını oynayacaksın çünkü Sultans lige yavaş başlar, ama yükselen bir grafikle, özellikle son haftalarda en iyi performansını sergiler” klişesini daha da pekiştirmeyi başardı. Bu sene Teknik Kurul olarak yaptığımız fikstür değişikliği önerisi Federasyon Yönetim Kurulu tarafından onaylanınca, liglerin süresi kısaldı ve takımların daha kompakt ve daha fazla import koç ve oyuncu getirmelerine olanak sağlayan bir fikstür ortaya çıktı. Eskişehir Anadolu Rangers da lige katılım süresini geçirmemiş olsaydı, fikstürde bay haftası da olmayacağından, dolu dizgin bir lig izleme şansımız olacaktı.

Gelelim Milli Takım’ın tüm eski coaching kadrosu olarak, birlikte izlediğimiz maçın analizine. Malumunuz, Türk Hava Yolları, Boğaziçi Sultans’ın yeni sponsoru oldu. Ayrıca maç için gerçekten de THY sponsorluğunda bir maç oldu diyebiliriz çünkü top neredeyse tüm maç boyunca havadaydı. Açıkçası her iki takımın da RB’lerini ve koşu oyunlarını merak ediyordum. Ancak ne yazık ki beklentilerimin çok altında, vasatın bile altında bir koşu oyunu gördüm diyebilirim. Boğaziçi’nin starting RB’i ve Türkiye’nin en iyi RB’lerinden biri olan Sertan Kutval bu sene belli ki kendine Adrian Peterson’u değil, Eddie Lacy’i idol almaya başlamış. Sakarya Tatankaları’nın Amerikalı RB’i de, Boğaziçi’nin third down lineman’lı koşuyu durdurma öncelikli defansı karşısında, O-Line’dan da yardım alamayınca, pek bir varlık gösteremedi diyebiliriz. Maç boyunca yaptığı tek pozitif oyun dokuz yardlık TD koşusu oldu.

Her iki takım da son derece iyi QB’lere sahip. Tatankalar’ın QB’ini ilk kez geçen yaz İzmir’de düzenlenen ve koçluk yaptığım Clinic’te görmüştüm. Organizasyonda pek çok veteran oyuncu bulunmasına rağmen, tüm koç ekibi oy birliği ile MVP ödülünü ona vermeyi uygun bulduk çünkü yetenekleri dışında, yaşından beklenmeyecek bir olgunlukla takımına liderlik ediyordu. Ligin ilk maçında, deplasmanda ve üst üste kazandığı şampiyonluklarla ligi domine eden bir takıma karşı ilk Kulüpler 1. Ligi maçına çıkmak da son derece büyük bir sorumluluktur.

Boğaziçi’nin QB’i ise ilk kez izleme şansı bulduğum Filistin asıllı Amerikalı oyuncularıydı. Son zamanlarda izlediğim en accurate passer oldu diyebilirim. Gerçekten de Sultans teknik ekibi en sorunlu oldukları bölgeye, çok başarılı bir transfer gerçekleştirmişler. Kendilerini tebrik ederim. Hücum olarak her iki takım da eşit performans sergiledi ve aslında maçın hakkı beraberlikti. Tatankalar koşu oyununda hiç yokken, kritik down’larda gelen QB koşuları durumu dengeledi. Boğaziçi’nin QB delivery’si daha iyiyken, Tatankalar’ın özellikle #15 TE/WR’ları Cameron White son derece yaratıcı ve yıpratıcı oyunlar sergileyerek hücum etkinliğini eşitledi. Tatankalar koşu oyunlarında Line of Scrimmage’ı hiç kontrol edemediler. Buna karşılık Sultans durumu play calling ile eşitledi ve neredeyse tüm maç boyunca sadece altı temel oyun ile oynadılar.

Savunma performansı olarak da her iki takım eşitti diyebiliriz. Boğaziçi 3-4 diziliminde oynamaya devam ettiği sürece koşuyu durdurmak için gap stiffing yapacak. Ancak, backfield’ı kalabalık tutarak pas oyunun durdurmayı düşünebilmek için, çok “büyük” bir eksikleri var. Tony Siragusa, Haloti Ngata, Chris Zorich tarzı bir Nose Tackle. Zira büyük ve dominant bir NT’ın olmadan, three man rush ile QB üzerinde baskı kurabileceğini düşünmek, romantik bir hayalden öteye gidemez. Gidemedi de. Tatankalar’ın QB’i pocket içinde çok uzun süre, çok rahat kaldı ve ender olarak pocket dışında çıktığı durumlarda da koşu için çok fazla geniş alan buldu. Tatankalar ise Boğaziçi’nin spread hücumu karşısında ya bir WR’ı boş bıraktı ya da Cover ‘0’ oynayarak büyük risk aldılar. Maçın başında “Bu formasyonda atılan tüm seam ve slant’ler TD olur” sözümü onaylarcasına, Sultans tüm TD’larını bu oyunlardan kazandı.

Peki nasıl oldu da hem hücum, hem de savunma olarak aynı performansı sergileyen iki takım arasından, maçı kazanan taraf Tatankalar oldu? Maçın kaderini değiştiren, Tatankalar’ın special teams performansıydı. Burada kısa süreli de olsa, NFL tecrübesi kendini gösterdi. Tatankalar’ın 15 numaralı oyuncuları Cameron White yaptığı “punt fake run” oyununda 45 yardlık bir koşu ile ne kadar büyük bir tehdit olduğunu gösterdi. Maçı izleyen herkesin “Safety mi, touchback mi?” dediği pozisyonda, hakemlerin “Ne şiş yansın ne kebap” diyerek Tatankalar lehine verdiği kendi bir yard çizgilerinden first down oyununda, yine Cameron White yaklaşık 80 yardlık bir pas oyunu gerçekleştirdi ki zaten bu drive’da ikisi incomplete pas olan dördüncü haktaa Tatankalar 99 yardlık bir TD drive gerçekleştirdiler.

Maçın kırılma anı ise, yine Tatankalar’ın maça damgasını vuran oyuncusu White’ın gerçekleştiği “PAT block return TD” oldu. Herkes PAT ile skorun eşitleneceğini beklerken, Tatankalar sadece Sultans’ın bir sayısını engellemekle kalmadılar, yaptıkları return ile kendi hanelerine de artı iki puan eklemeyi başardılar.

Maçın son çeyreğinde Boğaziçi pek çok kez skoru lehine çevirme şansı yakalamışken, sadece uzun paslarla sonuca gitme çabası ile, rakibin açık verdiği alanları hedef almaktan uzak oyunlar seçilmesi ve WR’ların üst üste yaptıkları top düşürmeler sonucunda sayı bulmayı başaramadı ve galibiyeti Tatankalar’dan koparmayı başaramadı.

Her iki takım için son derece eğitici, izleyenler için ise seyir zevki yüksek bir mücadele sergilenen maçın galibi Sakarya ekibi oldu. İlerleyen haftalarda “Keep calm and watch TAFL football” diyorum. Zira bu sene çok daha farklı bir lig oynanıyor.

Herkese football dolu günler dilerim…