Dın dın dıııınnn.. Zilin sesini sonunda duyduk ve hazırlık maçları ile 2016 NFL sezonu müjdelendi. Üzerimizdeki ölü toprağını atmak, buraları biraz hareketlendirmek gerek. Daha önce hiç yapmadığımız bir şeye ne derseniz? Daha önce benim de varlığından haberdar olmadığım kristal küremi tozlu raflardan çıkarma vakti. Küre küre söyle bana.. Pardon, o aynaydı galiba. Neyse, sihirli sözlere gerek yok. Uzun zamandır bu satırlarda mock draft’lar yaparak, NCAA oyuncularını sizlere ahkam keserek anlattım, şimdi çıtayı biraz daha yükseltelim. Kafamda belirlediğim bazı konu başlıklarında bireysel değil de takımsal bağlamda geleceğe ışık tutacak tahmin ve inançlarımla karşınızdayım. Hadi bakalım küre, akıt gelsin..

SEZONUN SÜRPRİZ TAKIMI – AFC

OAKLAND RAIDERS

Burada kendi takımıma torpil geçtiğimi düşünebilirsiniz ama Raiders, önümüzdeki sezon için sadece benim değil tüm Amerikan futbolu çevrelerinin sevgilisi konumunda. Bu takımın önümüzdeki sezon başaracakları ne kadar sürpriz sayılır ayrı bir tartışma konusu fakat 2002’den beri playoff’a kalmayı başaramayan bir takımdan bahsediyorsanız wild card oynamaya hak kazanmak bile büyük başarı ve sürpriz olarak sayılır. Kaldı ki Raiders, geçen sezon iki playoff takımı çıkarmış ve bunlardan birinin Super Bowl kazandığı ligin en zorlu gruplarından birinde mücadele ediyor. Peki onlardan neler beklemeliyiz? Oakland Raiders, son yıllarda draft ile yapılanma ve bu süreçte yapının temel taşı olan oyuncuların birlikte büyümesiyle önemli yol katetti. Bu sezonu bu kadar beklentili ve özel kılan nedir derseniz eldeki oturan temele ihtiyaca yönelik çok temiz eklemeler yapıldı. Öyle ki gümüş-siyahlılardan en düşük beklenti playoff’lara kalmak olarak belirlenmiş durumda. Hatta ve hatta AFC West grubunu kazanabileceklerini bile düşünenleri sayısı azımsanmayacak çoklukta.

Khalil Mack’in geçen sezon gösterdiği canavarımsı performansın sadece daha da vahşileşmesi bekleniyor. NFL’de uzun zamandır onun gibi hareket kabiliyetine sahip pass rusher görmedik. Bu Mack, Lawrence Taylor demek değil ama ona epey yakın bir şey olma yolunda evriliyor. Bruce Irvin’in de katılımıyla atacağı sıradaki büyük adım heyecan uyandırıyor. Pass rusher deyip geçmeyin, Von Miller’ın Broncos’a, J.J. Watt’ın Texans’a kattıkları ortada. Raiders’ın başarısını asıl etkileyecek faktör ise Derek Carr’dan başkası değil. Ortalama bir çaylak sezonundan sonra geçtiğimiz sezon gösterdiği gelişim Raiders’ın yeniden kazanan bir takım olmasında en büyük nedendi. Bu takım neredeyse bir asırdır franchise quarterback arıyordu ve artık bulduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz sanırım. Takıma yapılan iyileştirmelerin odak noktasında offensive line vardı. Neredeyse Cowboys line’ına kafa tutacak bir offensive line’dan bahsedebiliriz. Bu da Carr’ın hesabına çalışacak. İlk sezonu ile ikinci sezonu arasındaki gelişim oranında bir gelişimi üçüncü sezonunda da sürdürürse Oakland Raiders, yeni sezonda tüm beklentileri karşılayıp aşmaya geliyor.

SEZONUN SÜRPRİZ TAKIMI – NFC

TAMPA BAY BUCCANEERS

Küreme baktığım zaman burada net bir görüntü görmekte zorlandım. 2016 sezonu için sürprize imza atmasını beklediğim takımların neredeyse tümü AFC konferansında olunca NFC’deki az ve birbirine denk adaylar arasında tercih yapmam pek kolay olmadı. Sonunda küremin bana gösterdiği takım ise Florida’nın uzun süredir bahtsız olan takımı Tampa Bay Buccaneers. Kendileri hakkında en son Lovie Smith’i koçluğa getirdikleri sezon umut doluydum tekrar aynı duyguları beslemem de ilginçtir ki Lovie Smith’in kovulmasından sonra oldu. Smith, o dönemde özellikle savunmasında büyük isimler bulunan takımdan beklenen etkiyi yarattırma hususunda başarısız oldu. Daha yeni koç değiştirmiş bir takımdan sürpriz yaparak başarılı olmasını beklemek biraz fazla optimist gözükse de takımın başına getirilen Dirk Koetter zaten Lovie Smith döneminde de takımdaydı ve hücum koordinatörü olarak görev yapıyordu.

NFC genel olarak playoff yapmak için zor ve sıkışık bir konferans olarak karşımıza çıkıyor. Baktığımız zaman neredeyse üç-dört takımın yeri garanti hissine kapılabilirsiniz. Yine de NFL’de sürpriz playoff takımları her zaman olmuştur. Bucs kadrosunda başarılı olabilmek için neredeyse her elemanı zaten barındırıyor. Geçtiğimiz yılın bir numaralı seçimi Jameis Winston, korkulanın aksine gayet aklı başında bir şekilde takımı idare etti tüm sezon boyunca. Başarılı bir çaylak sezonunun ardından ikinci sezonunda da sıçrama yapmasını bekliyorum. Bunu başarabilmek için elinde imkanlar da mevcut. Mike Evans ve Vincent Jackson’dan oluşan reciever ikilisi her genç quarterback’in rüyalarını süsleyen bir tandem. Winston, geçtiğimiz sezon bu ikisini birden efektif kullanma noktasında biraz yetersiz kalsa da çaylaklığına verelim. Artık daha tecrübeli. Doug Martin yine geçtiğimiz sezon ligin en iyi running back’lerindendi. Büyük kontratı kaptı diye kendisini salmazsa benzer bir performans beklemek hakkımız. Tampa Bay’in yıllardır en büyük sorunlarından biri offensive line’dı. Son yıllarda yapılan draft seçimleri ve transferlerin odak noktası bu grubu geliştirmek içindi ve bu sezon meyveleri toplamalarını bekliyorum. Son olarak benim yeteneğine çok güvendiğim ikinci tur seçimi pass rusher Noah Spence de potansiyelini sahaya yansıtırsa keyifli bir Buccaneers takımı bizleri bekliyor. Panthers’ı tahtından indirmek zor olsa da güneyli korsanların NFC’de sürpriz takım olma ihtimali az değil.

SUPER BOWL’UN AFC ŞUBESİ

PITTSBURGH STEELERS

Aslında bu çoğu NFL severin olmasını istediği bir durum şöyle ki Steelers, son bir kaç sezondur ligin en zevk veren takımı. Gel gelim o ve bu nedenlerden, şanssızlıklardan ve biraz da kendi hatalarından dolayı sadece zevk veren takım olarak kaldılar. Geçen sezon Roethlisberger ve Antonio Brown’ın kritik zamanlarda gelen sakatlıkları bu takımın Super Bowl’a ulaşmasını engelledi. Bu sezon da tamam, işte bu yıl onların yılı demeye hazırlanırken takımın pas ataklarına nadir bulunan bir element katan Martavis Bryant’ın bir sezon uzunluğundaki cezası can sıktı derkeeen Le’Veon Bell’in bir kez daha dört maç ceza alması Steelers için umutları söndürmüş vaziyette.

Aslında enseyi bu kadar çabuk karartmaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Bryant ve Bell elbette takım için önemli oyuncular ancak Roethlisberger ve Brown’ın kayıplarına kıyasla yerleri daha doldurulabilir isimler. Öyle ki Steelers, geçtiğimiz sezon Martavis Bryant’ın paralel evrenden ikizi olan Sammie Coates’u draft ederken tam da bu günleri düşünüyordu. İlk sezonunda pek ortalarda gözükmemiş olabilir ama Bryant’ın da cezasıyla daha çok şans bulacaktır ve kendisi için bir çıkış sezonu öngörüyorum. Bell’de ise durum daha farklı. Bryant gibi tüm sezonu kapsayan bir ceza ile karşı karşıya değil ve bu cezaya itiraz ederek düşürme şansı da mevcut. Bell çok özel bir oyuncu olsa da Steelers, geçen sezon bir şekilde gençlik pınarını keşfeden DeAngelo Williams ile de başarılı olabileceğini gösterdi. Topun hücum tarafında Big Ben ve Antonio Brown dışında herkesin yerini doldurabilecek genişlikte bir kadroya sahipler. Tam kadro oldukları zaman ise ligin en iyi quarterback, en iyi running back ve en iyi wide reciever’ının kendilerinde olduğunu iddia edebilecek bir konumdalar. Savunmaları mükemmel olmasa da yeterli seviyede ve Steelers hücumu, her maç yediğinden fazla atabilecek kapasitede. Patriots ve Broncos’un olduğu konferansta Steelers gibi dengesiz bir takımın Super Bowl yapması riskli bir tahmin gibi görünse de ilk saydığım iki takımın da kendine göre sorunları mevcut ve Steelers, yanında olmak için daha cezbedici.

SUPER BOWL’UN NFC ŞUBESİ

ARIZONA CARDINALS

Cardinals, 4-0 ile başlayıp 5-11 ile bitirdiği 2012 sezonundan, Kevin Kolb-Ryan Lindley-John Skelton gibi göz kanatan quarterback üçgenlerinden her sezon üstüne koya koya günümüzde ligin en iyi ve en komple takımlarından biri haline geldi. Son bir iki sezondur artık hedefler Super Bowl olarak belirlenmiş durumda ve o sezon neden bu önümüzdeki olmasın? İki sezon önce Carson Palmer’ın sakatlığıyla Super Bowl hayalleri biten kırmızıların geçen sezonu da yine Carson Palmer’ı NFC finali atmosferi çarpması sonucu sona ermişti. Fakat şu bir gerçek ki Arizona Cardinals, şuanda ligin en donanımlı kadrosuna sahip ekibi ve her iki konferans için de Super Bowl’un en güçlü adayı.

Geçen sezon uzun süredir izinde gittikleri Seattle Seahawks’ı NFC West tahtından indirmeyi nihayet başarmışlardı. Seahawks’ın üst üste iki Super Bowl oynayıp birini kazandığı zamanlardaki kadar dominant bir kadroları olmasa da ona en yakın şeye sahipler. Bruce Arians gibi ofansif bir dehanın kontrol ettiği hücum takımı Steelers ile aşık atacak hatta daha bile iyisini yapacak seviyede. Carson Palmer, takımın başarısı için en önemli isim konumunda ve NFC finalindeki batırışını saymazsak geçen yıl kariyerinin en iyi oyununu oynadı ve kariyerinin sonuna doğru gelse de bu seviyeyi en azından bu sezon da sürdürebilir. Takımın en gıpta edilecek yanı ise skill pozisyonlarında inanılmaz bir niceliğe ve niteliğe sahip olmaları. Running back’ler ile başlayacak olursak size tackle arası koşabilecek hızlı ve tecrübeli adam mı lazım? Al sana Chris Johnson. Ele avuca sığmayan, pas oyunlarında etkili scatter bir back mi lazım? Al sana Andre Ellington. Peki bunların hepsini yapabilen, ligin belki de en iyi pas yakalayan, tüm down’larda oynayabilen biri mi lazım? Al sana David Johnson. Tartışmasız ligin en iyi running back rotasyonu Cardinals’ta diyebiliriz. Wide reciever’ların da aşağı kalır yanı yok. Yüksek paslarda etkili, fizikli pozisyon reciver’ı olarak Michael Floyd, klasik her şeyi yapabilen reciever Larry Fitzgerald ve yüksek hızlara çıkarak derin sahada ölümcül tehlike yaratan John Brown ile J.J. Nelson’a sahipler.

Savunmaya baktığımız zaman Cardinals, son yıllarda her zaman ligin en iyilerinden oldu. Ty Mathiue ve Patrick Peterson pozisyonlarının en iyi oyuncuları olarak sayılabilir. En büyük eksikleri pass rusher idi ve ligin en iyilerinden Chandler Jones’u getirdiler. Calais Campbell gibi bir devin yanına Robert Nkemdiche gibi bir kumar oynadılar ki tutarsa vay rakip hücumların haline. Bruce Arians’ın sorunlu oyuncularla çalışmaktan korkmaması ve onları adam etmesi bilinen bir şey, en somut örneği de Mathieu. Nkemdiche de hizaya gelirse Super Bowl için Cards’tan daha iddialı bir takım göremiyorum.

SEZONUN HAYAL KIRIKLIĞI – AFC

CINCINNATI BENGALS

Yazı uzadıkça uzadı farkındayım ancak kısa kısa hayal kırıklığı yaratması muhtemel takımlardan da bahsedelim. Cincinnati Bengals uzun süredir belirli bir standart dahilinde başarılı olan bir takım öyle ki kendilerinin kayıp geçen sezonlarını dahi hatırlamıyoruz. Buna rağmen her sene playoff ilk turunda kaybetmek gibi kötü bir alışkanlıkları da mevcut. Aslında burada Bengals’ı seçmek biraz garanticilik oldu keza bu takımın artık Super Bowl yapamadığı her sezon hayal kırıklığı ile sonuçlanıyor. Fakat Bengals, önümüzdeki sezon geçmişi de arayabilir. Topun savunma tarafında bir hayli yaşlanan bir kadroları var ve artık değişim zamanı geldi onlar için. Reggie Nelson, Leon Hall takımdan ayrılırken Rey Mauluga ve Domato Peko gibi isimler de artık miladını doldurmak üzere. Beni asıl endişelendirin ise hücum tarafında yaşanan kayıplar. A.J. Green’in saz arkadaşları Marvin Jones ve Mohammed Sanu’nun ikisi birden takımdan ayrıldı. Top tutma özürlü Brandon LaFell ve çaylak Tyler Boyd’un bu ikilinin yerini doldurması bekleniyor ki bu çok gerçekçi bir beklenti değil. Andy Dalton’ın en iyi sezonlarını geçirmesine vesile olan ve takımın hücumunu yeniden şekillendiren Hue Jackson da artık Ohio’nun öteki tarafında. Her şeye rağmen running back ve offensive line, takımın en sağlam bölgeleri ama bu beklentileri karşılamak için yeterli olmayabilir.

SEZONUN HAYAL KIRIKLIĞI – NFC

WASHINGTON REDSKINS

Washington Redskins’in geçtiğimiz sezon ne kadar bedavadan NFC East’i kazandığını ve playoff oynamaya hak kazandığını sanırım hepimiz kabul ediyoruz. Nedenini anlayamadığım bir şekilde ülkemizde bir hayli Redskins taraftarı var ve bir kısmı da arkadaşım. O yüzden bu satırları okuyacak olursanız bana kızmamanızı temenni ediyorum. Öncelikle önümüzdeki sezon daha rekabetçi ve sert geçecek bir NFC East ön görüyorum, yani işler geçen yıl olduğu gibi Redskins’in hesabına işlemeyecek. Kirk Cousins tüm eleştirilere rağmen sağlam bir sezon performansı ortaya koymuş olsa da benim kendisi ile ilgili hala şüphelerim mevcut. Redskins’in onunla hala uzun soluklu sözleşme imzalamamış olması da bu şüphelerimi destekler gibi. Cousins’ın daha yakın ve daha psikolojik geçmesi olası olan division maçlarında neler yapacağını merak ediyorum. Kaldı ki tight end Jordan Reed’i resimden çıkardığımız zaman pas hücumunu tam kapasite işletme konusunda eksik kaldığına geçen sezonlarda şahit olduk. DeSean Jackson’ın derin saha hızı dışında kullanabildiği bir opsiyonu yok bu durumda. Beni en çok endişelendiren ise takımın Matt Jones dışında topu koşturacak gerçek bir opsiyona sahip olmaması. Jones’a güven duymaları elbet güzel bir şey fakat NFL’de tek bir adama güvenmenin sonuçları pek de hayırlı değil.