Beklenen günlerin geriye gelmesine sevinmemek mümkün değil, artık sezon başladı ve konularımız “Kim ne yapar, ne eder?”den çok, “Kim ne yaptı, ne etti?”ye dönebildi, izlemekten zevk aldığım ve değer verdiğim takım Chicago Bears ise son sezonlardaki görüntüsünü aratmadan sezona başladı.

Houston Texans: 23 – Chicago Bears: 14

Chicago Bears, kötü sayılabilecek bir hazırlık döneminin ardından sezonun açılış karşılaşmasında Houston’da Texans karşısına çıktı ve beklenenin aksine maça hızlı giren taraf olmayı da başardı. Texans’da Brock Osweiler, franchise QB kontratına imza atıp da takımının başındaki ilk karşılaşmasına tutuk başladı diyebiliriz, ilk birkaç drive’da bocalayan Texans hücumu karşısında Cutler ve arkadaşları ilk TD bulan taraf oldu ve ilk yarıyı da 14 – 10 önde kapamayı bildi. Gelgelelim Chicago Bears’ın kaydettiği bu 14 sayı maç boyunca da kaydedeceği sayılardı sadece ve ikinci yarı tamamen duran bir hücum, beş defa sack yiyen ve Pro Football Focus istatistiklerine göre de maç boyunca pas hücumlarında %53.6 oranında baskı yiyerek NFL’in ilk haftası itibariyle en fazla zorda kalan QB’ye sahip bir Chicago Bears.

Jay Cutler ile alakalı çok ahkam kesiyorum bazen kabak tadı veriyor farkındayım, bu karşılaşmada kendisini değerlendirecek olursak “günahı olmayan adam” diyebiliriz onun için. Yaz döneminde takıma Arizona Cardinals’dan katılan sağ tackle oyuncusu Bobbie Massie ve center pozisyonundaki oyuncuların sakatlanmasıyla beraber asıl pozisyonu olmamasına rağmen orayı kotarmaya çalışan 2016 draft’ı ikinci tur seçimi çaylak Cody Whitehair’ın da katkılarıyla, J.J. Watt korkusu birçok defa ofans çizgisinin patlamasına neden oldu. Ayrıca Cutler’ın kaydettiği interception’a bakarsak, orada hatanın yanlış rotada giden Kevin White’a ait olduğunu da görürüz.

Beni asıl üzen ise defans takımımın durumuydu karşılaşmada. Her ne kadar 23 sayı çok görünmese de Texans’ın QB ve RB’lerinin yeni olduğunu unutmamak lazım, bu adamlar daha birkaç aydır playbook’u öğreniyorlar ve Brock Osweiler ne de Lamar Miller hazır görünmediler (daha da doğrusu kendileri açısından sezonun formda maçlarından biri olarak bunun sayılmayacağı kesin ileride). Bears için ortada olduğunu düşündüğüm bu karşılaşma böylece yitirilmiş oldu. Matt Forte’nin yerini doldurması beklenen Jeremy Langford’ın hiç de fena bir performans sergilemediğini söylemek gerekiyor ayrıca.

Pazartesi Gecesi Futbolu: Chicago Bears – Philedelphia Eagles

NFL’in belki de en bol goygoyu yapılan, primetime saatinde olması ve haftanın ilk iş günü sonrasında insanların keyiflenmek için TV başına geçmelerinin de etkisiyle Monday Night Football’un yeri farklıdır. Chicago Bears’ın bu sezon sadece ikinci haftada fikstüre göre MNF karşılaşması var ve bu da kendi evinde beklentilerin ne olduğunun kestirilemediği Eagles’a karşı. Philedelphia Eagles sezon başlamadan hemen önce Teddy Bridgewater’ın sakatlığının ardından Sam Bradford’ı “kazıklayarak” Vikings’e gönderdi ve 2016 draft’ında ikinci sırada seçtiği QB Carson Wentz’i de sezona başlattı. Wentz ilk karşılaşmasında Cleveland Browns karşısında (lütfen gülmeyiniz) iki TD pası atarak hiç fena olmayan bir NFL başlangıcı yaptı, her ne kadar Cleveland Browns’a karşı da oynamış olsa (yüz kaslarınızda hareketlenme olabilir lütfen stabil kalınız) ilk profesyonel Amerikan futbolu karşılaşmasında sahada hiç de çaylak gibi durmadı. Üstelik sezonun ilk hazırlık karşılaşmasında sakatlanmış ve akabinde geride kalan tüm maçları da kaçırmış olmasına rağmen… Chip Kelly’den kalan enkaz ne pahasına olursa olsun temizlenmeye çalışılıyor, bunun için oyuncu sirkülasyonu üst düzeyde oldu, kazık atıldı, kazık yendi (Bkz. Kiko Alonso ve Byron Maxwell takası) ancak sonuçta sezona Carson Wentz ile başlayan bir Eagles’a gelindi. Bears’ın Eagles’dan daha komple ve “hazırlıklı” bir takım olduğunu söylemek hayalcilik değil, Chicago Bears bu karşılaşmada kazanmaya yakın taraf.

İlk Haftada Göze Çarpanlar

– Seattle Seahawks oyuncuları, sezon başlamadan birkaç gün evvel Twitter’da, ulusal marş sırasında “çok acayip bir şey” yapacaklarını duyurmuşlar, herkese de Colin Kaepernick misali bir protesto örneği çıkaracaklarını düşündürmüşlerdi, maç gününe kadar bu tansiyon yükseldi ancak gördük ki yapacakları şey sadece takımca birbirlerinin kollarına girmekten ibaretmiş, “çok yaratıcı”.

– Detroit Lions’ın ne kadar kötü olduğuna ve olacağına dair öngörülerde bulunan bendeniz, sezonun açılış karşılaşmasında söylediklerimi yutkunmaktayım. Ya Lions’ın dinamik RB ikilisi Ameer Abdullah ve Theo Riddick’i çok hafife aldım ya da (ki gerçek ihtimal bu) Indianapolis Colts üzerinde fazlaca beklentim vardı.

– Jameis Winston sezonu dört TD pası ile açtı Falcons karşısında. Kolej zamanında karakteri ile alakalı soru işaretleri barındırdığı konuşulan bu adamın kariyeri fazlaca yüksek olacak gibi.

– Blaine Gabbert da maç kazanmayı bildi. Aslında Los Angeles Rams karşılaşmayı kaybetti desek daha doğru olur. Hard Knocks ile hazırlık kamplarını izleme şansı bulduğumuz Rams’de, defansta Aaron Donald, hücumda da Todd Gurley haricinde cacık olmadığını sanırım anlamış bulunmaktayız. Ayrıca Jeff Fisher iyi koç, hoş koç, eski de bir Bears oyuncusu ancak sabır taşı olsa Stan Kroenke’nin yerine çatlar. Bir de Rams için, en uygun QB’nin Sean Mannion olduğunu düşünüyorum (ya da adamın preseason performanslarını çok seviyorum, bilemiyorum). Diğer yandan 49ers olur da bir biçimde “beklenti üzerine” çıkmayı başarırsa Chip Kelly’nin hangi rahiplere gidip okuttuğunu öğrenmek lazım.

– Minnesota Vikings QB’si olmadan da kazanabiliyor. Shaun Hill yerine Matt Asiata da oynasa QB pozisyonunda pek farklı olmazdı, “hücümlar maç kazandırır, defanslar ise şampiyonluk” teoremi Minnesota’da tersten işliyor.

– Rex Ryan’lı Buffalo Bills en azından hücum yapabiliyordu geçen sene, ikinci bir Ryan gelince takımın koç kadrosuna onu da kaybettiler gibi duruyor.

– Dallas Cowboys maçı Dan Bailey’nin atacağı alan golü ile rahatça kazanabilirdi ancak birinin Terrence Williams’a oyun kurallarını öğretmekten önce Madden oynatması lazım, temelden başlamalı, eğer Cowboys’u seçerse de pasları biraz daha Dez Bryant’a sıksın mümkünse.

– Cam Newton’ı kenarda diş ipi ile temizlik yaparken gördüğümde aklıma Beşiktaş’ın zamanındaki teknik direktörü Jean Tigana geldi, ağzından kürdanı eksik etmezdi, en azından devre arasında bir acılı götürseydi Newton da enerjisi düşmeseydi.

-İlk haftanın en ilginç karşılaşmasını Oakland Raiders kazandı, hele ki Jack Del Rio’nun karşılaşmayı PAT ile eşitlemek yerine iki sayıya gitmesi ve kazançlı çıkması da Saints’in asabını bozdu. Yalnız burada bir subliminal mesaj olduğunu düşünüyorum, Las Vegas’a taşınma olasılığı fazla olan Raiders’da koç Del Rio alıştırmalara pek evvelden başlamış.

– Haftanın en ilginç ikinci karşılaşmasını da San Diego Chargers kaybetti. Yıldız WR Keenan Allen da sezonu kaybetti. Chargers için tekrar bir yeniden şarj sezonu olması muhtemel, bu gidişle takımın adı Rechargers olacaklar.

– Cleveland Browns… Gülmeyin…

– David Johnson tam bir “workhorse”, hangi ligde oynuyorsam mutlaka fantasy takımıma kattım, mutluyum ve gururluyum.

– İroniler, podcast’in sevgili konuşanı, sitenin bilgin insanı Hilmi Çeltikçioğlu’ndan etkilenerek hazırlanmıştır, bir sonraki hafta görüşmek üzere…