Yıllardır Türkiye’de, Avusturya’da ve Amerika’da birçok Amerikan futbolu maçını stadyumlardan canlı izlesem de bir türlü bir NFL maçına gitme fırsatım olmamıştı. Yine yıllardır, dönem dönem NFLTR’de yazarlarımızın Amerika’ya gittikleri izledikleri NFL maçlarını yazmalarını büyük bir zevkle biraz da imrenerek okurdum. En son sezonun üçüncü haftasında Oktay Çavuş, New York’ta New Orleans Saints – New York Giants maçını canlı izleyip, yazısını yazınca dedim artık ben de bir maça gitmeliyim. Sonunda o fırsat, geride bıraktığımız Pazar günü elime geçti ve Los Angeles’ta Buffalo Bills – Los Angeles Rams maçını Coliseum’da izledim.

Öncelikle şunu söyleyebilirim ki bir NFL maçını stadyumdan canlı izlemek çok farklı bir deneyimmiş. Karşılaştırma yapmam gerekirse; bir TAFL maçından sonra Avusturya’da bir AFL maçı izleyince verdiğim tepki “Bu bambaşka bir spor olsa gerek” olmuştu. Benzer bir tepkiyi AFL için, ilk izlediğim NCAA maçında vermiştim. Canlı olarak takip etme fırsatı bulduğum diğer organizasyonlar 2010 yılındaki Washington Redskins’in hazırlık kampı ve 2016 yılında NFL scout’larının katıldığı USC’nin Pro Day’i idi. Ancak NFL maçı dediğim gibi oldukça farklı bir deneyim…

Los Angeles’ta Amerikan futbolu denince akla gelen ilk takım, doğal olarak USC Trojans. Öyle ki Trojans’ın popülaritesi, takım iyi gittiğinde öyle bir yükseliyor ki şehrin diğer popüler kolej takımı UCLA Bruins’i bırakın, diğer profesyonel spolar liglerinin takımları, Los Angeles Lakers, Los Angeles Clippers (NBA) ve Los Angeles Kings’i (NHL) dahi geride kalıyor (MLB takımı Los Angeles Dodgers’a bir parantez açmak istiyorum, beysbolun kitlesi daha farklı olduğu için ve seyirciler maçlara genelde sosyalleşmeye gittiği için, onun alıcısı her zaman belli). İşte bu durum, bu yıl biraz değişti. Malumunuz Rams, St. Louis’ten Los Angeles’a taşınınca şehre uzun yıllar sonra tekrardan NFL gelmiş oldu. Rams’in yeni stadı yapılana dursun, şuanda Los Angeles Rams, USC Trojans ile aynı stadyumu, tarihi Los Angeles Memorial Coliseum’u paylaşıyor. Bu durum aynı sahada iki gün üst üste, iki üst düzey Amerikan futbolu karşılaşması oynanmasına neden oluyor, geçtiğimiz hafta sonu olduğu gibi. Bunun etkisi ne derseniz, Bills – Rams maçının özetini bakacak olursanız, sahadaki USC Trojans logolarının tam olarak silinmediğini görebilirsiniz.

Cumartesi günü, Coliseum’un ev sahibi USC Trojans, Arizona Wildcats takımını ağırladı. Bu maça gitme gibi bir planım yoktu ancak maçın başlamasına yakın elime bedava bir bilet geçince uğramadan geçemedim. Los Angeles’ta öğlen vakti havanın ne kadar yakıcı olduğunu hesaba da katmadığım için, sadece yirmi dakika üstü açık statta dayanabildim. Seyircilerin amacı eğlence, skor 21 – 17, Colorado Buffaloes galibiyeti. Özetle klasik NCAA maçı… Ancak maçtan yaklaşık 24 saat sonra, yine aynı Coliseum’da çok farklı bir ortam vardı. Bu sefer seyircilerin asıl amacı Amerikan futboluna doymaktı, eğlence ise biraz daha ikinci plandaydı.

Stubhub.com sitesinden maçın başlamasına 20 dakika kala biletimi aldım. Bize hep gelen bir sorudur: “NFL maçına gideceksek, bileti maç gününde alsak ucuz olur mu yoksa önceden mi almak lazım?” Hep önceden alın ki sıkıntı yaşamayın derdik ancak maçın başlamasına 20 dakika kala 90 dolarlık biletlerin 30 dolara düştüğünü gördüm. Bir NFL maçına gidecekseniz bu ihtimali de göz önünde bulundurabilirsiniz. Bir diğer önerim ise mutlaka maç öncesi biletinizin çıktısını almayı unutmayın. Yoksa benim gibi ilk çeyreğin ilk yedi dakikasını kaçırabilirsiniz.

Koltuğum, endzone kısmında 19.sıradaydı, dolayısıyla sahaya oldukça yakındım. Bu da çok ilginç bir deneyim oldu diye bilirim. LeSean McCoy, touchdown’ı yaptıktan sonra ile göz göze geldik desem yeridir. :) Sahaya bu kadar yakın oturunca, televizyondan gördüğüm, her tarafını boyayıp, değişik makyajlar yapıp, ilginç kasklar, takılarla takımını desteklemeye gelen kitleye de çok yakındım. Sanırım maça NFL ürünü giymeden giden tek kişi olarak tribünde biraz sırıttım.

Maç esnasında beni şaşırtan en büyük şeylerden biri de Los Angeles Rams taraftarı kadar Buffalo Bills taraftarları görmem oldu. Farklı NFL takımlarının formalarını, ürünlerini giyen kişiler de vardı tabii. Hatta biri 12 numaralı Green Bay Packers, Aaron Rodgers formasını giymiş, Rodgers’ın ismini bir kağıt parçasıyla kapatmış, arkasına McCoy yazmış. Espriyi çözemedim, gülmedim… Onun dışında iki takım taraftarlarının bir arada oturup, alkolünde sonuna kadar içildiği bir ortamda hiçbir taşkınlığın yaşanmaması da oldukça şaşırtıcıydı, sonuçta biz Türkiye’de hem futbolda hem de Amerikan futbolunda buna alışık değiliz. Alkol demişken, NCAA maçlarında normal seyirciye alkol satılmıyor. NFL maçlarında ise bira stantlarında inanılmaz büyük bir kuyruk vardı. En ucuz bira 10 dolarlık Coors Light idi. Bud Light ve Budweiser ise 14 dolardan başlıyordu. Yabancı markaların fiyatlarına bakmadım, sosisli, nacho gibi Amerikan futbolu maçlarının olmazsa olmaz yiyeceklerinin fiyatları da oldukça tuzluydu. Ben karşıdaki bakkaldan biramı, çerezimi alır gelirim diyorsanız, o iş de biraz zor. Şayet bu sezon başlayan bir uygulama ile NFL ve NCAA maçlarına sadece şeffaf çanta ile giriliyor. Aklınızda bulunsun, yanınızda kız arkadaşınız, eşiniz falan varsa, çantasını bırakıp, şeffaf çanta alması için uzun kuyruklara girmesi gerekecek…

Maça gelecek olursak, sürenin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Los Angeles Rams’in yedi top kaybı maçta oyuncuların performanslarından o kadar etkileniyorsunuz ki en kötü oyuncu bile muhteşem bir performans ortaya koyuyormuş gibi geliyor. Daha önce NCAA maçı izlediyseniz aradaki seviye farkını hemen anlayabiliyorsunuz. Hani bir muhabbet vardır ya, NCAA’nin en iyi takımı Alabama, Cleveland Browns’ı yener diye, işte böyle bir durumun söz konusu bile olmayacağını anlayacağınız en iyi ortam bir NFL maçı tribünü. Örnek vermem gerekirse, Los Angeles Rams’in oyun kurucusu Case Keenum… Kendisi NFL’in averaj altı, vasat oyun kurucularından biri. Zaten maçın sonunda da bir interception atıp, takımının ümitlerini noktalayan isim oldu. Ancak o anda cep dışına bir kaçışı var ki hızına hayran kaldım. Artık Michael Vick, Steve Young gibi göz açıp kapayıncaya kadar cepten kaçabilen oyuncuları siz düşünün.

Karşılaşma deplasman ekibi Buffalo Bills’in 30 – 19’luk üstünlüğü ile bitti. Bu maç öncesi Los Angeles Rams, üç maçlık bir galibiyet serisine sahipti. Kaybetmeleri ise benim şanssızlığım oldu diyebilirim. Maçın bitmesine yakın, çoğu seyirci karşılaşmayı terk etmeye başlarken ben sonunda oyuncuların sahanın ortasında toplanıp dua etmesini dahi izledim. Siz de öyle yapın… Yolunuz Amerika’ya düşerse ve gittiğiniz şehirde o hafta bir NFL maçı varsa siz de bu deneyimi muhakkak yaşayın…