San Diego Chargers bu haftayı bay geçtiği için onur ve heves kırıcı bir son dakika mağlubiyeti görmedik, fakat bundan önceki hafta oynanan Miami Dolphins maçının son çeyreği bir haftadan fazla süre yetecek kadar cefa ürettiği için football’suzluk çekmedik pek. Üstelik benim de Pazartesi günü iki sınavım olduğu için maç izlemedim, işime de yaradı doğrusu. Neyse, maça geçelim.

Bu dördüncü sezonum, şimdiye kadar bir kere bile yazılarımda Philip Rivers’a karşı bir şey söylemedim ama bugün buna son veriyorum. Ayın karanlık yüzüne hoş geldiniz… Burası twilight zone… Rivers belki de kariyerinin en kötü maçı olmasa da en kötü çeyreğini oynadı. Maç oldukça yakın giderken sadece dördüncü çeyrekte birisi pick-six olmak üzere 4 (yazıyla dört) adet interception atarak resmen maçı sattı. Rivers’ın “hero ball” dediğimiz maçı kurtarmak için riskli kararlar aldığı durumlara sokmak buna neden oluyor sürekli, fakat bu sefer sadece arka arkaya fazla oldu. Bu yeni bir şey değil, Chargers taraftarlarını şaşırtan bir şey de değil. Böyle durumlarda Rivers kafasında bir oyuncu belirleyip topu ona atmaya uğraşıyor ve çoğunlukla intercept ediliyor. Genelde bu kişi Antonio Gates olurdu fakat bu sene işler biraz değişti. Gates artık sadece olmaması gereken yerlerde bir yard çizgisinden topun zorla atılmaya çalışıldığı kişi. Bilen bilir, Tony Gonzalez’in touchdown rekorunu kırmasına az bir süre kaldı. Bu sezon iki adet daha touchdown yaparsa yakalayacak. Güzel bir rekor elde edecek olsa da, (sonuç olarak tarihin en fazla TD yakalayan tight end’i olacak) bu rekor uzun süre elinde kalmayacak. Hemen arkasında onu izleyen Gronk’un rekoru kırmasına kesin gözüyle bakıyorum. Neyse, şu rekoru kırsalar da biz de rahatlasak, Gates de, Rivers da.

Chargers için bu haftanın en önemli olayı Twitter’da baş gösteren “Evil McCoy” şakasıydı. Tabi takımın maçı olmayınca taraftarlar böyle şeylere yöneliyor.

Geçen hafta başlayan bu “meme”dalgası normal bir Kermit resmi ve normal şakalarla başladı. “Me: Daha fazla yeme şişmanlayacaksın. Evil Me: Dört tabaktan daha bir şey olmaz.” ayarında, anlayacağınız gayet vasat, leş gibi şakalardı. Ancaka bu resim acılarını çıkartmak için bir yol arayan sefil Chargers taraftarının eline geçince potansiyel sınırsızdı…

  • McCoy: Bir yard çizgisindeyiz, topu Gordon’a verelim.

+    Evil McCoy: GATES’IN REKORU

veya daha ince bir espri olarak;

  • McCoy: Takım için en iyisi neyse onu yaptık.

+   Evil McCoy: İyi bir antrenman haftası geçirdik demeyi unuttun.

Şeklinde espriler yaparak hem güldük hem de içten içe ağladık. (Not: espriler orijinal dilinde daha komik oluyor)!

Müjde! Chargers matematiksel olarak olmasa da teoride playoff’lardan elenmiş oldu. Böylece bundan sonra her hafta da Chargers’ın bir pozisyonunu değerlendirme kararı aldım. Gelecek hafta safety pozisyonuyla başlıyoruz, hem eldeki kadro, hem potansiyel free agent’lar, hem de draft’taki oyunculardan bahsedeceğim. Bekleniyorsunuz.

Müjde! (v.2) Biricik takımımız UC Davis Aggies bu sezon oynadığı son maçta EZELİ RAKİP Sacramento State’i yendi ve bir kez daha kupayı müzesine götürdü. Anladığım kadarıyla rakip bayağı kötüymüş. Bu arada bizim koç da kovuldu. Sevgili dostum Terrell Sayles bu haberi alınca pek bir üzüldü. Kendisi meğerse burayı onunla oynamak için seçmiş. Sarıldık, ağladık. Oda arkadaşı ise halen daha sakat…

Benden bu haftalık da bu kadar, Pazar günü Chargers, San Diego’da Houston Texans’la oynuyor. Kolay gelsin çocuklar kalbimiz sizinle! Ancak kaybetseniz de fena olmaz, misal bir Myles Garrett falan çok iyi oturur defansa. Neyse, haftaya Jabrill Peppers seven, sevmeyen herkesi buraya bekliyorum, çok kişinin söylemediği bir gerçeği paylaşacağım University of Michigan taraftarlıyla. Futbolun bitmesine az kaldı, zevkini çıkartın…