2013 draft’ından bu yana yazmakta olduğum ve bu yıl beşincisini yazdığım klasik kazananlar-kaybedenler yazıma hoş geldiniz. 2017 NFL Draftı, draft değerlendirdiğim bu süreç içinde kesinlikle en heyecanlı geçen draft oldu ve sanıyorum ki bir çoğunuz benimle aynı fikirdesiniz. Bütün bir sezon boyunca kötülenen quarterback’ler için takımların çılgınca takasa girmesi, sınıf ne durumda olursa olsun quarterback pozisyonunun hala en çok talep gören pozisyon olduğunu bir kez daha idrak etmemizi sağladı. İki yıl önce Todd Gurley ve Melvin Gordon ile başlayan running back’lerin yükselen ilk tur trendi geçen sezon Ezekiel Elliott’ın ligi domine edişiyle beraber bu yılın draft’ında da sürdü ve ilk on içinde tam iki running back’in draft edildiğine şahit olduk. Bunu 2013 draft’ından sonra bunu söyleselerdi gülüp geçerdik.

Bunlar, 2017 Draftı’na dair olaylardan sadece bir kaçı. Her draft’ın olduğu gibi bu draft’ın da kazananları ve kaybedenleri oldu. Birazdan notları dağıtmaya başlayacağız fakat öncesinde klişe hatırlatmamızı bir kez daha yapmakta fayda var. “Bir draft sınıfını değerlendirmek için en az üç sezonluk bir süreye ihtiyacımız var” demiş bir draft insanı. Aslına bakacak olursak bu doğru bir yargı. Şuanda yapılan değerlendirmelerin mock draft yazmaktan bir farkı yok ama hep dediğim gibi, işin zevkli yanı da bu zaten. O zaman başlayalım…

Kazananlar

Indianapolis Colts

Indianapolis Colts, sezon sonu Ryan Grigson’ı kovup yerine Chiefs’in personel direktörü Chris Ballard’ı GM pozisyonunda işe alarak ne kadar yerinde bir hamle yaptığını daha sezon başlamadan gösterdi. Yıllardır Luck’ın etrafında draft merkezli bir takım oluşturamamak Colts’un en büyük zafiyeti olmuştu. Chris Ballard, daha ilk draft’ı ile bu durumu tersine çevirmek üzere…

İlk turdan yaşanan kaos sonucu bir kaç üst düzey profile sahip oyuncu düşüşe geçti. Bunlardan belki de en önemli olanı Ohio State’ten Malik Hooker’dı. Çölde su gibi savunmasında “playmaker” arayan Colts için Hooker’ın 15. sıradan kucaklarına düşmesi fevkaladenin de fevkinde bir senaryo oldu. Hooker, bir safety’den beklediğiniz sertliğe sahip olmasa da sahada yer aldığı her saniyede top kaybına sebebiyet verebilecek bir oyuncu. Daha ilk günden Colts defansına güç katacaktır. İkinci turdaki Quincy Wilson seçimi de ilk turdaki senaryoya benzer aslında. Sınıfında en beğendiğim beş cornerback’ten biri olan Wilson, nedense NFL takımları tarafından aynı sevgiyi pek göremedi ancak toplamda 46. sıradan onu seçebilmek altın değerinde. Wilson, press, adam adama ve alan savunmalarının hepsinde başarılı bir cornerback ve o da Hooker gibi ilk günden takıma katkı verecek seviyede. Ayrıca geçen sezon kendi yönüne atılan paslarda rakip quarterback’lerin sadece .29,9 pas reytingine sahip olduğunu belirtelim.

Sadece bu iki seçim bile yeni GM Ballard’ın sırtını sıvazlamaya yetecekken üçüncü turda yapılan Terrell Basham ve dördüncü turdaki running back Marlon Mack seçimleri, taraflı tarafsız herkesi mest etti. Yani ben mest oldum en azından. İlk olarak Basham ile başlayacak olursak ilk iki seçim kadar hazır bir oyuncu olmasa da bu draft sınıfında orta turlarda seçilebilecek en potansiyelli üç pass rusher’dan birisiydi (Tyus Bowser ve Derek Rivers diğerleri). İlk etapta Ohio’da oynadığı defensive end pozisyonundan Pagano’nun 3-4 diziliminde outside linebacker pozisyonuna geçişi tamamlaması gerekecek fakat Colts’un zayıf pass rusher rotasyonunda ilk etapta kendine yer edinebilir. Marlon Mack ise bu draft’ın derin running back sınıfında arka planda kalmış bir isimdi. South Florida’nın tüm zamanlarda en çok koşu yardı alan oyuncusu olan Mack, hem koşu hem de pas oyunlarında etkili bir isim ve çoğu otoriteye göre geçen sezon Jordan Howard’ın beşinci turdan seçildikten sonra yaptığı etkiyi yapabilecek bir oyuncu. Frank Gore’un da 34 yaşına geldiğini düşünecek olursak bu sezon oldukça fırsat bulacaktır. Son olarak yedinci turdan seçilen linebacker Anthony Walker, benim daha üst turlarda seçilmesini beklediğim bir oyuncuydu ve Colts için bir steal olabilir.

Cleveland Browns

Geçen yılın ardından Cleveland Browns’ı bir kez daha köşemin kazananlar tarafında ağırlıyorum. Aslında Browns’ın özellikle draft özelinde mantıklı hamleler yaptığına pek alışık değiliz fakat iki yıldır kayıtsız kalamadığım şekilde başarılı işler yaptıklarını düşünüyorum. Belki de Paul DePodesta etkisidir. Birinci sıradan Myles Garrett gibi bir canavarı seçmek fazla bir beceri gerektirmese de gelecekte hayal kırıklığı yaratacak bir başka birinci tur QB seçiminden uzak durmaları akıllıcaydı. Üstelik ilk turda tam üç seçim yapmışken quarterback’ten uzak durdular. Browns’ı bu draft’ın kazananı yapan nedenlerden bir başkası da Houston Texans ile yaptıkları takas sonucu 2018 yılı için ekstradan bir ilk tur seçim hakkı daha kazanmış olmaları. Browns’ı daha önce hiç olmadığı kadar sağlıklı bir şekilde yapılanırken görüyorum. Garrett ile birlikte tüm draft’ın en iyi oyuncusunu seçtiklerini zaten söyledik. Bu noktadan sonra takımın inşası sürecinde yapı taşlarından birisi olmasını bekliyorum. Devamında ise Browns, yine Texans’tan gelen 25. sıra hakkıyla Michigan’dan çok yönlü savunmacı Jabrill Peppers’ı seçti. Peppers’ın ilk etapta box safety olarak kullanılmasını bekliyorum ve sahadaki aksiyonları ile geçen sezonun koşuya karşı en kötü takımlarından biri olan Browns’ın bu alandaki sıkıntısını çözmede yardımcı olacağını düşünüyorum. Ayrıca lider bir oyuncu oluşu ve özel takımlardaki değeri ile kaliteli bir seçim oldu.

İlk turun sonuna tekrar takas yaparak seçtikleri David Njoku ise savunmakta çoğu takıma eşleşme sıkıntısı verecek bir tight end. Gary Barnidge hala kadrodayken bir tight end daha çok gerekli olmasa da toplam yetenek bazında Njoku ilk turda seçilmesi gereken bir isimdi ve kariyerinin ilk döneminde bir tight end’den çok recieving opsiyonu olarak düşünülmeli ki zaten Barnidge’ı da sonra serbest bıraktılar. Browns, herkesin beklediği quarterback’i ikinci turun ortalarında DeShone Kizer’ı seçerek buldu. 52. Sıradan Kizer seçimi değerli bir seçim oldu. Kizer, günün sonunda bu draft’tan çıkan en iyi quarterback olabilir ancak burada önemli nokta Browns, oyuncunun gelişimi için gerekli ortamı ne kadar hazırlayabilir? Her halükarda bu draft’ta bir QB seçeceklerdi ve benim Kizer seçimiyle ilgili bir sorunum yok. Hatta yerinde bir seçim olduğunu düşünüyorum.

Üçüncü tur seçimi Larry Ogunjobi fazlasıyla iri bir oyuncu ve geçen sezon NCAA’de koşuya karşı en etkili defensive tackle’lardan biriydi. Bir miktar penetre yeteneğine de sahip olmasıyla Browns defansının ortasında Danny Shelton ile ilginç bir ikili oluşturabilirler. Beşinci tur seçimi Roderick Johnson yüksek bir lise recruit’i olmasına rağmen Florida State’te geçirdiği dönem boyunca beklenen seviyeye gelemedi ancak beşinci tur için değerli bir seçim olduğu kanısındayım. RT pozisyonu için yine eski bir Seminoles olan Cam Erving ile savaşacak. Altıncı turda seçilen Caleb Brantley, hala hakkında devam eden soruşturma nedeniyle riskli bir seçim olsa da bu sınıfın en iyi interior rusher’larından biri. Browns en kötü ihtimalle altıncı tur seçimini çöpe atmış olacak en iyi ihtimalle ise altıncı tur hakkıyla ikinci tur değerinde bir oyuncu seçmiş olacak.

Houston Texans

Draft’ın ilk gecesinde kumar oynayan takımlardan birisi Houston Texans’tı. Birinci tur 25. sıradan 12. sıraya çıkıp DeShaun Watson’ı seçmek için önümüzdeki yılın ilk tur hakkını da vermek zorunda kaldılar fakat ben bu kumarın tutacağına inananlardanım. Texans kadrosunda en büyük ve belki de tek eksik quarterback’ti ve Watson, bu sınıfta NFL seviyesine en hazır oyuncu. Bu bakımdan baktığımız zaman mükemmel eşleşme gibi duruyor Watson – Texans eşleşmesi. Texans, bir QB’nin başarılı olabilmesi için her türlü imkana sahip ve Watson da kendisini kanıtlamış bir lider. 57. sıradan yapılan Zach Cunningham seçimi oldukça değerli. Neredeyse ikinci turun sonunda birinci tur kalibresindeki bir linebacker kapmış oldular. Cunningham, kaçırdığı tackle’larla eleştirilen bir savunmacı olsa da geride kalan sezonda tüm Power-5 konferanslarında 56 koşu durdurmayla bu alanda birinci sıradaydı. Kaçırdığının iki katını kaçırmıyor demek. Ayrıca akıcı bir mobiliteye sahip olması coverage konusunda da başarılı olduğunu gösteriyor. Çok yönlülüğüyle yaşlanan Texans linebacker hattına gençlik aşısı olacaktır.

Üçüncü turda D’Onta Foreman seçimi de yine bir değer seçimiydi. Geçen sezon tüm Division I’de 2,016 koşu yardıyla sezonun en iyi running back performansını gösterdi. Lamar Miller’a iyi bir yardımcı olabilir. Eğer size’ını daha etkili kullanmayı öğrenebilirse Texans için Jay Ajayi tarzı bir oyuncuya dönüşebilir. Julien Davenport ise benim orta turlarda seçilebilecek favori offensive tackle’ımdı. Texans’ın ilk etapta daha hazır bir OT’ye ihtiyacı olsa da Davenport, gelecekte kaliteli bir oyuncuya dönüşebilir. Dördüncü turda seçilen diğer bir isim olan Carlos Watkins de Clemson’ın şampiyonluk yolunda önemli isimlerden biriydi. İki boyutlu bir defensive tackle olması erkenden forma giymeye başlamasına neden olabilir.

Kaybedenler

Chicago Bears

Bu en bariz seçimdi. Bears’ın sadece bir sıra yukarı çıkıp Trubisky’yi seçebilmek için çok fazla kaynak harcadılar. Hem de daha yeni Mike Glennon’a yıllık 15 milyon dolarlık bir kontrat vermişken. Sonuçta sezonu ligin dibinde bitirmiş bir takımdan bahsediyoruz, ellerindeki yüksek seçim haklarıyla takıma daha erken katkı verecek isimlere yönelmeleri gerekiyordu. Bundan üç, dört sene sonra Trubisky muhteşem bir quarterback’e dönüşürse herkes bu takası unutacak elbette ancak bence Bears, tek bir hamleyle gelecek iki, üç senesini çöpe attı.

İkinci tura geldiğimizde ise durum daha da vahim. Az önce de söylediğim gibi, Bears’ın olabilecek en erken şekilde takıma etki edecek seçimlere ihtiyacı varken ikinci turdan bir Division-II okulundan proje bir tight end draft ettiler. Adam Shaheen, basketboldan futbola dönen furyanın başka bir örneği. Evet, fazlasıyla atletik ve güzel bir potansiyele sahip ancak ikinci tura değer miydi? Bence değmezdi. Şahsi fikrim bu oyuncunun dördüncü turdan önce draft edilmemesi yönündeydi. Üçüncü turda seçim hakkını da Trubisky takasında kaybeden Bears, tek beğendiğim seçimi dördüncü turda Eddie Jackson’ı seçerek yaptı ki o da tartışmalı bir seçim aslında. Jackson, Bears için kaliteli bir free safety’ye dönüşebilir ancak öncelikle sağlıklı kalabilmesi lazım. Aaron Rodgers ve Matthew Stafford gibi QB’lerle senede dört maç yapan ve en zayıf karnı cornerback olan bir takım olarak bu pozisyona hiç seçim yapmamaları da kaybeden olmalarındaki sadece bir başka neden.

New York Giants ve Los Angeles Rams

Bears dışında ciddi bir şekilde kaybeden takım bulmakta zorlandım açıkçası. Giants ve Rams’in yaptığı seçimler zaman içinde her iki kutba da gitmeye çok müsait ancak daha iyisini yapabilecekken çıkarttıkları iş açıkçası benim pek hoşuma gitmedi. Giants ile başlayalım. 23. sırada en büyük ihtiyaçları olan OT veya LB seçebilmek için çok uygun durumdalardı. Üstelik Ryan Ramcyzk, Cam Robinson, Rueben Foster ve Zach Cunningham gibi seçenekler hala tahtada dururken Evan Engram tercihlere bana kalırsa biraz reach oldu. Engram, Giants hücumunda çok faydalı bir oyuncuya dönüşebilir ki ben de bu yönde düşünüyorum ancak takıma en çok katkı sağlayacak seçim olduğunu da düşünmüyorum. Eli Manning her ne kadar kariyerinin sonuna yaklaştı havası verilse de bence en az iki, üç sezon daha oynayacak. O yüzden üçüncü turda seçilen Davis Webb’in Eli’ın yerini alacak oyuncu olduğu görüşlerini ben pek yemedim. Benzer şeyler dört sene önce Ryan Nassib’i draft ettikleri zaman da söylenmişti. Yani Webb’in Eli’ın arkasında yok olup gitmesi daha yüksek ihtimal.

Rams tarafında ise tüm plan Jared Goff’a iş yapabileceği silahlar vermek üzerineydi. Evet, teoride bunu yaptılar ancak doğru oyuncularla mı? İlk turda seçim hakları olmaması ellerini zaten daraltmışken ikinci turda yapılan Gerald Everett seçimi büyük bir reach. Everett, iyi bir tight end potansiyeli ancak Goff’un go-to reciever’a ihtiyacı var. Üstelik bu takım geçen sezon Tyler Higbee’yi gelecekteki tight end etiketiyle seçmişti. Halbuki bir tur daha bekleseler Everett’i hala seçebilirlerdi. Wide reciever seçimleri Cooper Kupp ve Josh Reynolds güzel seçimler olsa da zaten kadroda bulunan Tavon Austin ve Robert Woods’tan pek fazla artısı olan oyuncular değil. Rams’in bu draft’ta alfa bir reciever veya en azından alfa potansiyeli taşıyan bir reciever (selam JuJu Smith-Schuster) seçmesi gerekiyordu ve sınıfta kaldılar…