Jacksonville Jaguars’ın son Houston deplasmanı, takım için önemli bir kırılma teşkil etmişti. 2-11’lik dereceyle halihazırda berbat geçen sezonun 15. haftasında Texans’a karşı alınan 21-20’lik mağlubiyet, takımın kendisine verdiği sınırsız krediyi en nihayetinde tüketen head koç Gus Bradley’nin kovulmasına sebep olmuş ve bu karar, Bradley ile geçen dört yıl içerisinde takımın sahip olduğu kimliğin toptan tasfiye edileceğinin de bir göstergesi olmuştu.

Hoş, eşeğe altın semer vursan eşek yine eşek misali, Jaguars takım olarak Houston NRG Satdyumu’nu terk ettikten dakikalar sonra yaptığı resmi açıklamayla Bradley ile olan tüm ilişiğini kesmesine rağmen Houston deplasmanı dönüşü Bradley’i takım uçağına alıp beraberinde Jacksonville’e getirerek onu adeta yol masrafından kurtarmış (!) ve gökten inen bir kararla koca bir organizasyonun sahip olduğu kimliğin değişmeyeceğini de göstermişti.

Ancak her ne olursa olsun, bir Houston deplasmanında ayak seslerini duyurmaya başlayan bu “değişim” bir başka Houston deplasmanında ilk meyvelerini vermeye başladı ve Jaguars, savunmasının domine ettiği mücadelede AFC Güney grubunun favorisi Houston Texans’ı, kendi seyircisi önünde 29-7’lik skorla mağlup etmeyi başardı.

Bu galibiyet ile Jaguars, NRG Satdyumu’ndaki buruk anılarının üzerine bir sünger çekmekle kalmadı ve 2011’den bu yana, ilk kez bir sezona da galibiyetle başladı. Buna ek olarak, 2011 sezonunun ilk haftasından bu yana ilk kez bir sezonda,  1-0 ile de olsa galibiyet sayısını mağlubiyet sayısının üzerine çıkarmayı başardı.

Kısa Jaguars tarihinde önemli bir kilometre taşı temsil eden bu karşılaşmanın analizine geçmeden önce Jaguars yazılarının olmazsa olmazı niteliğindeki “Absürd Olaylar Köşesinde Bu Hafta” bölümüne bir göz atalım.

Kendi Kendime Gelin Güvey Oldum

Houston Texans karşısında Jaguars’ın en çok işleyen ünitesi, hiç şüphesiz savunma hattıydı. Oyuna giren her oyuncunun, sadece oyun anlamında değil istatistiksel anlamda da pozitif katkı verdiği bu ünite, karşılaşmayı toplamda 10 sack ile tamamlayınca Jaguars tarihinde bir maçlık sack rekoru da beraberinde geldi.

Herhangi bir ünitesinin bu kadar büyük bir performansa imza atmasına pek de alışık olmayan Jaguars, rekor geldikten sonra hızını alamayıp Twitter’da “Sacksonville” adıyla bir hashtag açarken daha sonrasında da resmi takım hesabının adını “#Sacksonville” olarak değiştirdi.

Açıkçası ben daha önce ben şöyle ne gördüm, ne de duydum. Tamam, NFL tarihinde bazı takımların bu şekilde lakaplarla anıldığını biliyoruz. Örneğin ‘70’lerde ‘Mean’ Joe Greene’li L.C. Greenwood’lu Pittsburgh Steelers savunma hattının efsane lakabı “Steel Curtain”ı hangimiz hatırlamıyoruz veya Seattle Seahawks secondary’sinin şu anda da sahip olduğu “Legion of Boom” yakıştırmasını hangimiz duymadık? Ancak, ben daha önce kendi lakabını kendi hazırlayan ve bütün medya kanallarını kullanarak, bu lakabını duymadık insan bırakmayan bir takım daha görmemiştim.

Bu da yetmezmiş gibi, takımlarının bu son derece “mütevazı” ve “ağırbaşlı” davranışını gören bazı kurnaz Jaguars taraftarları da durumdan nemalanıp, üzerinde sadece “Welcome to Sacksonville” yazan dandik t-shirt’leri, zamanında Florida eyalet seçimlerinde “Çare Bortles” deyip oy pusulalarına Blake Bortles yazan bu vefalı ancak bir o kadar da aldatılması kolay Jacksonville halkına tanesi 25 dolardan kakalamaya çalıştı.

Maçın Analizi

Şaka bir yana Jaguars savunma hattı, kelimenin tam anlamıyla Houston hücumunu darmadağın etti. Başroldeki isim ise hepinizin bildiği üzere Jaguars’ın 60 milyon dolarlık defansif end’i Calais Campbell’dı. Her ne kadar Campbell, 3.5’i ilk yarıda olmak üzere maç boyunca yaptığı dört sack ile öne çıksa da iki yard kaybettiren tackle (tackle for loss) ve beş quarterback hurry’si ile istatistik kağıdını fazlasıyla doldurdu. Buna ek olarak, Jaguars’daki esas pozisyonu defansif end olan Campbell, bazı savunma snap’lerinde defansif tackle olarak yerleşip muazzam bir iç rush (interior rush) performansı sergileyerek Jaguars’ın uzun yıllardan beri aradığı komple bir savunma hattı oyuncusu olduğunu da herkese ispatladı.

Campbell’ın domine ettiği maçta Jaguars savunma hattının görünmez kahramanları ise iki genç edge rusher, Dante Fowler Jr. ve Yannick Ngakoue idi. Fowler Jr., üçüncü çeyrekte benzerine az rast gelinecek bir pozisyonda bacağıyla DeShaun Watson’ı strip sack’e maruz bırakırken, ilk yarıda da 53 yard’lık fumble return touchdown’u ile off-season döneminde  kendisine yapılan eleştirilere en güzel cevabı sahada vermiş oldu. Geride bıraktığımız sezon şapkadan çıkan ve sekiz sack ile takım rekorunu kıran Ngakoue ise tecrübeli tackle Duane Brown’dan yoksun Texans hücum hattının başlattığı sack furyasından nasibini iki sack ile aldı.

Oyunun hücum tarafında ise Jaguars, wide receiver Allen Robinson’ı henüz ilk drive’da ACL sakatlığına kurban vermesine rağmen, bir numaralı wide receiver’ını kaybeden quarterback Blake Bortles, hücumda verdiği istikrarlı kararlarla ön plana çıktı. Jaguars’ın yeni hücum anlayışı gereği Texans’a karşı sadece 21 pas denemesinde bulunan Bortles, maçı bir touchdown pası ile bitirirken 2014 – 2016 sezonları arasında tam 62 top kaybı yaparak Jaguars bench’ine saç baş yoldurtan oyun kurucu, Pazar günü sahayı hiç top kaybı yapmadan terk etti ve kendisine biçilen rolü de gayet iyi oynadı.

Bortles’ın hücum hacminin azaldığı bir ortamda ise sahneye Jaguars’ın çaylak running back’i Leonard Fournette çıktı. Maç boyunca 26 taşıma yapan ve üç kez de pas yakalayan Fournette, Jaguars’ın öncelikli hücum silahı görevini gördü ve karşılaşmayı da 100 yard’lık koşu oyunu ile tamamladı. Her ne kadar Fournette’in taşıma başına aldığı yard 4.0’ın altına inse de 2017 NFL Draftı’nın dördüncü sırasından Jaguars’ın yolunu tutan oyuncu, maçta bir de koşu touchdown’u kaydederek gelecek için umut verdi.

Tabi Fournette ve Bortles’ın bu performanslarının altında Jaguars hücum hattının payı da fazlasıyla büyük oldu. Yeni sezon öncesi çok eleştirilen Jaguars hücum hattı, aynı kaderi paylaştığı Kansas City Chiefs’in New England Patriots karşısında yapmış olduğu gibi rakip savunma hattı ve pass rusher’larını susturdu. Öyle ki bu alanda J.J. Watt, Jadeveon Clowney ve Whitney Mercilus gibi süperstar’lara sahip olan Texans savunması maçı sıfır sack ile bitirip Bortles üzerinde kayda değer bir baskı üretemezken Watt, maçı bir tackle ve bir quarterback hurry, Clowney ise sadece bir tackle ile tamamlayabildi.

Jacksonville için adeta peri masalı gibi geçen bu karşılaşmada kicker Jason Myers’ın kaçırdığı alan golü ve PAT, takımda tereddütlere sebebiyet verirken pre-season sonrası IR’a düşen Dede Westbrook’tan sonra Allen Robinson’ın da sezonu kapatması moralleri bozdu. Ancak şu unutulmamalı ki, Jaguars hücumu maçın neredeyse tamamını Robinson’sız oynadı ve buna rağmen Robinson’ın eksikliği pek de hissedilmedi.

Öte yandan Robinson’ın sakatlığından sonra, sezon öncesi pozisyonu slot receiver’a çekilen Allen Hurns’ün tekrardan açığa dönüp takımın birincil target’ı olması, kulağa en mantıklı gelen senaryo.

Son Eklemeler…

İkinci hafta evinde Tennessee Titans’ı ağırlayacak olan Jaguars’ı, Texans deplasmanına göre çok daha zorlu bir sınav bekliyor. Nitekim, son yıllardaki yatırımları ve draft seçimleriyle NFL’in en iyi üç hücum hattından birisini oluşturan Titans karşısında her elini kolunu sallayanın maçı sack veya sack’lerle bitirmesi pek olanaklı gözükmüyor.

Son olarak, geride bıraktığımız iki yılın en agresif transfer politikasını izleyen Jaguars’ın ilk haftada aldığı bu galibiyetin bize gösterdiği bir şey ki, o da Yeşilçam’ın her toplumsal mesajına da kanmamak lazımmış. Nitekim parayla saadet de bal gibi oluyormuş…