Uzun bir aradan sonra tüm Amerikan futbolu severlere selam olsun. Her sene olduğu gibi bu sene de yorucu bir sezonu daha geride bırakıp tüm heyecanımızı Super Bowl’a saklamıştık ki tarihin en kötü Super Bowl maçına tanıklık ettik. Doğrusu şu ki Amerikan futboluna gönül veren biri olarak hala etkisinden çıkamadım. Ne rezalet bir maçtı o öyle… Tüm sezonun gerçekten de en iyi oynayan iki takımının maçından beklentimiz en azından red zone’da kıyasıya rekabet ya da oyun kuruculardan uzun paslardı… Fakat ne yazık ki hiçbiri olmadı ve tüm hevesimiz kursağımızda kaldı. Uzun lafın kısası rezalet bir Super Bowl gecesi geçirdik ve elimizde kalan tek şey uykusuzluk oldu. Bundan sonra ki temennimiz diğer takımların bu karşılaşmadan ders alıp gelecek sene bizlere gelecek yıllarda daha güzel maçlar izletmeleri…

Ne olursa olsun Super Bowl bitti umutlar gitti demiyoruz tabii ki çünkü aslında her şey yeni başlıyor. Takımların eksiklerine göre hamleleri, ayrılmak isteyen yıldız isimler, NFL Combine’da draft’ta seçilecek oyuncuların gösterdiği anormal performanslar gibi olaylar bize rezil geçen Super Bowl’u çoktan unutturdu bile. Fakat biz Dolphins taraftarları için ne yazık ki sezon kolay kolay bitmiyor.

Her sene playoff umudu ile sezona girip gelişme bölümünde New England Patriots galibiyetini kutluyoruz ve acaba mı diyoruz fakat ardından saçma sapan maçlar kaybedip kapanışı Youtube’dan Dan Marino’nun en iyi oyunlarını ve geçmiş Super Bowl karşılaşmalarını (En son Miami’nin kazandığı) izleyerek sezonu sonlandırıyoruz. Çok sıradan gerçekleşen bu normal sezon ritüelinden sonra oturup Patriots’un playoff maçlarını izliyor ve AFC East’in ne kadar çöp bir grup olduğuyla ilgili ağır eleştiriler dinliyoruz. Yeni umutlar yeni heyecan falan filan fakat gel gelelim ki her sene aynı tiyatro malesef ki devam ediyor.

Her şeye rağmen bu sene takıma yeni bir hava katacak hamleler oldu. İlk önce Adam Gase başarısız üç sezonun sonunda kovuldu. Ardından takımda herkese kafasına göre kontrat yapan ve Ryan Tannehill ile yaklaşık 77 milyon dolarlık sözleşme yapıp takımın geleceğine pranga bağlayan Mike Tannenbaum görevlerinden azat edildi ve artık sportif hiçbir konuyla ilgili olmayacağı belirtildi. Bunlar gitmesi gereken isimlerdi ve zamanında hamlelerdi. Yerlerine gelen isimler ise tam nokta atışları oldular. İlk önce Chris Grier, Tannenbaum’dan boşalan koltuğa geçti. Ardından NFL’in en ilginç takımlarından olan ve ne yaptığını tam olarak anlayamadığımız Oakland Raiders’ın kovduğu Reggie McKenzie, Chris Grier’a yardımcı olarak takımı kurması için göreve getirildi. Şu ana kadar McKenzie’nin hangi pozisyonda olduğuyla ilgili net bir açıklama olmasa da McKenzie gibi bir ismin Dolphins kadrosunu kuracak olması bizim için umut verici.

Tüm bu umutlu gelişmelerin benim nezdimde en önemli olanı kesinlikle Patriots savunmasından sorumlu Brain Flores’in Miami’nin başına geçmesi. Bu hamle tabii ki de bir sezon içinde hemen Miami’nin Super Bowl oynayacağı anlamına gelmiyor. Fakat şu zamana kadar yapılan hamleler bize gösterdi ki sağlam bir kadro kurulacak. Bunun için seçilen hoca hem Super Bowl şampiyonu, hem New England Patriots’ta yıllarca çalışmış hem de genç. Bu saydığımız özellikler bile aslında gelecek adına çok olumlu işler. Brain Flores’in gelecek üç veya dört sezon içerisinde Chris Grier ile çok faydalı işler yapıp sahaya damga vuracak bir kadro kuracaklarına inancım 10 üzerinden bin diyebilirim.

Peki, nasıl başlayacak bu yeni kadro kurma işi. Aslında Dolphins yönetimi bunu Adam Gase gibi hücum dehası kabul edilen bir hocayla yapmak istedi. Fakat üzerindeki baskı mı desek yoksa başka bir şey mi desek bilemedim Adam Gase’i yaşlı ve emekliliğe yaklaşmış oyuncular tercih etmeye zorladı. Dolphins’in sahibi Stephen Ross’ta yaptığı açıklamada Gase’in gitmesini sadece kötü sonuçlara değil aynı zamanda kötü kadro yapılanmasına bağlamıştı. Geldiğimiz nokta da ise Gase’in gidişinden sonra bir bir yaşlı oyuncularla yollar ayrılmaya başlandı ve kontratı biten oyuncularla sözleşme imzalanmadı. Bu oyuncular kimdir diye sorarsanız onları da hücum ve savunma başlığı altında incelemek daha doğru olur diye düşünüyorum.

Hücumdan başlayalım o zaman…

Hücumdaki ilk göze çarpan olay New England Patriots’un receiver koçu Chad O’Shea hücum koordinatörü olarak göreve getirilmesiydi. Daha önce hiç play caller olarak görev yapmayan Chad O’Shea’yi takıma getirmek pek akıllıca bir hamle gibi gözükmüyor fakat Brain Flores’le birlikte çalışmasından ve birbirlerini tanımalarından dolayı iyi anlaşacaklarını düşünüyorum. Hücum performasına dönecek olursak, aslında sezon başında gayet diri bir hücum takımı vardı sahada. Bir sene boyunca sakat olan Ryan Tannehill takıma dönmüştü ve üst üste gelen üç galibiyet ile Miami haftalık güç sıralamalarında zirveyi zorlamıştı. Ardından gazı çabuk kesilen Dolphins bir de üstüne Ryan Tannehill’i gene kaybedince sıradan bir takım halini aldı. Fakat yeni sezonda bu şekilde devam etmek istemeyen Chris Grier ilk NFL Combine’da QB pozisyonundaki oyuncularla ilgilendi. Hatta çıkan dedikodularda Josh Rosen ile ilgilendiği bile haberlere çıktı lakin yalanlandı çünkü Cardinals’ın Josh Rosen karşılığında birinci tur draft hakkı istediği konuşuluyordu ki doğal olarak Dolphins’te bunu genç oyun kurucu için harcamak istemedi. Özellikle bu sezonki NFL Combine’ı gördüğümüzde sınırları zorlayan oyuncular vardı ve bunları kaçırmak pek akıllıca olmazdı. Bir diğer görüşme ise Tyrod Taylor ile yapıldı. Muhtemelen Brock Osweiler’ın yerine yedek QB olarak görüşülen 29 yaşındaki oyun kurucunun imzası olası gözüküyor. Kim bilir belki Osweiler’dan daha iyi bir yedek olur(!).

Chris Grier’ın ilgilendiği isimlerin başında ise Drew Lock geliyor. Dört yıldır Missouri Tigers’da forma giyen Lock bu sezon Liberty Bowl’da Oklahoma ile karşılaştı fakat maçı 33-38 kaybetti. 2018 yılında ise çıktığı 13 karşılaşmada 28 TD pası atan Lock toplamda 3498 yard pas attı ve sadece sekiz interception ile sezonu tamamladı. İstatistiklere bakınca bile yatırıma değer bir oyuncu olarak gözüken Drew Lock kesinlikle Ryan Tannehill’den daha faydalı olacaktır. Özellikle 2017 yılında attığı 44 TD pasını Ryan Tannehill dört yıllık kolej kariyerinde bile atamadı (Tannehill’in kolejde toplam 42 TD pası bulunuyor). İşte böyle bir oyuncuya Mike Tannenbaum denen adam 77 milyon dolar kontrat verdi. Hangi akıl ve mantıkla böyle bir karar verildiğini halen aklım almıyor. Neyse Tannehill’e bugünlük bu kadar yüklenmek yeter ve biz Lock’a dönelim… Drew Lock’la ilgili en güzel yorumu ise kesinlikle “The Ringer” sitesinde yapılan mock draft’ta yazılmış: “Smoke-free Jay Cutler” yani sigarasız Jay Cutler. Ne olursa olsun kaçırma bu adamı Chris Grier…

QB seçimini ilk tur dışında yapmayacak olan Dolphins diğer draft haklarını ise receiver ve running back pozisyonları için kullanacağı kesin gibi. Fakat receiver pozisyonunda ciddi yol ayrılıkları da olacak gözüküyor. İlk önce takıma geçen sene New England Patriots’tan katılan Danny Amendola sadece bir sezon kalabildi ve serbest bırakıldı. Çok da kötü bir performans sergilemeyen Amendola, Tom Brady gibi bir yaşayan efsaneyle oynadıktan sonra Tannehill ve Brock Osweiler ile oynamak pek kolay olmamıştır. Yine de 59 pas yakalama ile takımda en çok pas yakalayan isim olmayı başardı. Buradan da kendisine verdiği emekler için teşekkür ediyoruz… Diğer bir receiver DeVante Parker’ın ise bileti daha üçüncü haftadan kesilmişti fakat sakatlıklardan dolayı Adam Gase tarafından tekrardan takıma çağırıldı. Takasta kullanılması muhtemel olan Parker için Dolphins yönetimi aynı zamanda bir yıllık üç milyon dolarlık bir kontrat imzalamak da istiyor lakin şu ana kadar kesin bir bilgi daha yok. Albert Wilson ve Jakeem Grant’in de sakatlıktan dönüp takıma tekrar katılacağını hatırlarsak draft’tan seçilecek genç bir veya iki receiver ve Drew Lock ile pas oyunlarını ciddi bir silaha çevirebilir.

Running back pozisyonu için ise Frank Gore’un ilerleyen günlerde emekli olmasını veya takımdan kesilmesini bekliyorum. Her ne kadar yaşlı kurt diye adlandırsam ve çok sevsem de artık running back mevkilerinin yaş ortamaları 22’ye kadar düştü. Hem geçen sene çaylak Kalen Ballage,  hem Miami Miracle’ın sahibi Kenyan Drake hem de takımda kalmasına karar verilen ve speacial team için düşünülen Brandon Bolden ile iyi bir koşu hücumu yapılabilir. Fakat free agent haftasında takıma bir running back katılırsa hiç şaşırmayın derim. Tight end içinse yine bir New England Patriots oyuncusu olan Dwayne Allen takıma katıldı. Sanırım Dolphins, baktı ki Patriots’a engel olamıyor bu sefer içerden fethetmeye başladı. Resmen Dolphins yavaş yavaş Patriots’un reserve takımı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. NFL’de oyuncu kiralama olayı olsa eminim ki Patriots genç oyuncularını pişmesi için, yaşlı oyuncularını da takımda kalabalık yapmasın diye Dolphins’e yollardı. Neyse Dwayne Allen’a dönecek ve kısaca bahsedecek olursak Indianapolis Colts tarafından draft edilen 29 yaşındaki tight end Colts’ta başarılı sezonlardan sonra Patriots’a gitti fakat burada Rob Gronkowski’nin gölgesinde kaldı ve çok kullanılmadı. Colts kariyerinde 126 pas yakalama ve 19 TD ile oynayan Allen, kısa Patriots macerasından sonra Dolphins’te Mike Gesicki ile birlikte yıllardır süren tight end eksiğini doldurabilecek mi göreceğiz.

Hücumda bundan başka fazla bir şey olduğunu söylemek zor. Drew Lock’un draft durumu şu an için Dolphins’in takibinde. Fakat en büyük değişim beklenildiği gibi savunmada olmaya başladı hele ki geçen sezon ki rezil savunma performansından sonra kaçınılmazdı. İlk önce yıllardır Miami forması giyen savunmanın önemli isimlerinden olan Cameron Wake ile yollar ayrılıyor. Miami taraftarlarınca çok sevilen isimlerin başında gelen 37 yaşındaki oyuncunun ayrılığı maalesef ki çok doğru bir karar çünkü son yıllarda DE bölgesinde oynayan oyuncuların eskisi gibi şişman ve iri olmasının yanında aynı zamanda çevik olması da gerekiyor. Yeri geldiğinde running back’ler ile kapışması, yeri geldiğinde de QB savunmasında rahat pas attırmaması savunma açısından önemli bir nokta. Cameron Wake’te her ne kadar atletik bir oyuncu olsa da yaşı itibari ile yavaşlığı bu sezon Dolphins’in QB savunmasında en kötülerden biri olmasındaki nedenlerden biri. Beş kere Pro Bowl’a seçilen Wake kariyerinde 98 sack bulunuyor ve son 10 yılda Dolphins adına en fazla sack yapan oyuncu olarak göze çarpıyor. Her ne kadar ayrılık kararı doğru olsa da soyunma odası için büyük bir kayıp olacağı kesin. Wake abimiz kesinlikle çok özlenecek.

Cameron Wake’in partneri olan ve sezon başında Los Angeles Rams’ten takıma katılan Robert Quinn’de yeterli performansı gösteremedi ve takımdan ayrılmasına karar verildi. İlk önce takas için düşünülen Quinn, eğer takas olmazsa serbest bırakılacak. Suh’tan sonra takıma katılan 28 yaşındaki oyuncunun performansı maalesef beklendiği kadar iyi olmadı. Sezonu 38 tackle ve 6.5 sack ile tamamlayan Quinn sadece yetersiz performansı değil aynı zamanda 10 milyon dolarlık kontratı da takıma fazla yük olmaya başladı. Son olarak DE pozisyonundaki oyuncuları komple değiştiren Dolphins’te Andre Branch ile de yollar ayrılacak. 2016 yılında Jacksonville Jaguars’tan takıma katılan Branch DE’ler arasında en kötü perfomansı gösteren oyuncu olarak göze çarptı. Toplamda 27 tackle ve 1.5 sack ile sezonu tamamlayan 29 yaşındaki oyuncunun sekiz milyon dolarlık kontratından kurtulmak da bir başka sevindirici haber. Bu üç oyuncunun gidişiyle Dolphins hem savunmayı baştan kurabilecek hem de yaklaşık 27 milyon dolarlık bir cap space oluşturmuş olacak.

Bu üç oyuncunun ayrılışından dolayı Dolphins NFL Combine’da bol bol savunma oyuncularıyla görüştü. Bunların içinden en göze çarpan isimlerin başında ise DT Ed Oliver geliyor. 2017 yılında konferansında yılında oyuncusu seçilen ve üç sezondur Houston forması giyen Ed Oliver kolej kariyerini 122 tackle ve 13.5 sack ile tamamladı. NFL Combine’ında son derece atletik olduğu göze çarpan oyuncuyu Brain Flores gözüne kestirmiş gibi duruyor. Geçen sezonki fiyasko savunma performansından sonra savunma oyuncularını seçme işini Super Bowl şampiyonu bir hocaya bırakmak çok doğru bir karar olacaktır.

Bir diğer seçilmesi kuvvetli isim ise son şampiyon Clemson’ın DE oyuncusu Clein Ferrell. İsmi bile heyecan yaratan Ferrell’ın kolej kariyeri de bir hayli dikkat çekici. Geçen sezon Clemson ile şampiyon olurken Ferrell’da 29 tackle ve 11.5 sack ile  kendi konferası olan ACC’de yılın savunmacısı seçildi. Dört yıllık kolej kariyerini ise 84 tackle ve 27 sack ile tamamlayan genç oyuncunun takıma katılması kesinlikle Dolphins savunmasına hava katacaktır. Özellikle yukarıda belirttiiğim gibi Ferrell gibi oyuncuların Brain Flores’in elinde daha iyi gelişim göstereceğine inancım tam.

DE pozisyonu için son aday ise herkesin de tahmin ettiği üzere yine New England Patriots’tan bir oyuncu olan Trey Flowers. Çaylak kontartı bu sene biten 25 yaşındaki oyuncunun takıma katılması muhtemel gözüküyor çünkü New England, Philadelphia Eagles’tan 33 yaşındaki Michael Bennett ile yedi milyon dolarlık sözleşme imzaladı. Normalde bu sözleşmeyi Flowers’ın alması beklenirken Bill Belichick’in daha tecrübeli bir oyuncuya yönelmesi Flowers’ı boşa çıkardı. Sezonu 57 tackle ve 7.5 sack ile tamamlayan Flowers deyim yerindeyse Flores’in ellerinde büyüdü ve Flores’in Trey Flowers’ın takıma katılmasında baya istekli olduğu da gelen haberler arasında.

Peki ya takımda kalan isimler? Bu soruyu sorarken ilk akla gelen isim geçen sene yedi interception ile lig lıderi olan ve üçüncü sezonunda Pro Bowl olan Xavien Howard ile aynen devam edilecek. Yeni kontrat ile ilgili görüşmeleri olumlu geçen 25 yaşındaki oyuncunun takımda kalmaya istekli olması da biz Dolphins taraftarlarını sevindiren olumlu bir gelişme. Bir diğer soru işareti olan Kiko Alonso ile ilgili de yeni bir kontrat imzalamak istediği yönünde haberler… Chris Grier ise yaptığı açıklamada Kiko ile şu anki kontratından devam edileceğini ve 28 yaşındaki oyuncunun da takımda kalacağı belirtildi. Geçen sezon 125 tackle ile savunmanın bel kemiğini oluşturan bir oyuncunun takımdan ayrılması da zaten çok büyük kayıp olurdu.

Geçen sezon Adam Gase ve Matt Burke ile bir takım sorunlar yaşayan Reshad Jones ise takımda kalmaya karar verdi ve sezon biter bitmez omzundan ameliyat geçirdi. Yeni sezon çalışmalarına hemen başlayan 31 yaşındaki oyuncuyu yeni sezonda yeni görevler bekliyor olacak. Yanındaki partneri Minkah Fitzpatrick ile birlikte forma giyecek olan Jones artık strong safety olarak forma gİyerken görebileceğiz. Minkah Fitzpatrick ise geçen sene gösterdiği iyi performanstan sonra kalıcı olarak free safety oynayacağı açıklandı. 27 Aralık 2018’teki Jacksonvillle Jaguars maçından sonra yazdığım gibi Reshad Jones’un pozisyon bilgisi zayıf olduğu için linebacker’lara yakın oynaması savunma açısından daha iyi olacaktır. Minkah ise oyun görüşünün daha ileri olduğunu geçen sezon bize kanıtladı ve free safety pozisyonunda oynaması Dolphins savunmasına büyük değer katacağına eminim. Bir diğer safety T.J. McDonald ise büyük ihtimalle takımda kalmaya devam edecek. Minkah’ın free safety’e çekilmesi aslında biraz da onu takımda tutmak için çünkü genelde SS olarak oynayan 28 yaşındaki oyuncu Rams’de de oynarken aynı pozisyonda oynadı ve daha verimli olduğu açıkca görülmüştü.

Şu ana kadar ciddi bir yapılanma sürecinde olan Miami Dolphins’te şu ana kadar aldığımız haberlerin hepsi olumlu olarak göze çarpıyor. Sadece tek sorun Ryan Tannehill’in durumu. Gidecek mi kalacak mı yoksa geçiş QB’si mi olacak sezon içinde göreceğiz. Gerçi hücum anlamında geçen sezon Dolphins kötü bir sene geçirdiğini söyleyemeyiz. Özellikle sakatların da iyileşmesiyle birlikte geçen sezonun başındaki gibi bir hücum performansı izleyebiliriz Dolphins’ten. Ancak draft’ta mutlaka Drew Lock’un seçilmesi gerekiyor. Gerekirse kontratı bitene kadar da Tannehill takımda kalabilir ama giderse de yok demeyiz Dolphins taraftarı olarak. Fakat eğer Lock seçilmez ise yerine seçilen savunma oyuncularıyla sağlam bir savunma takımı oluşturulması gerekir.

Son olarak Dolphins tanking yapacak mı sorusuna kesinlikle hayır cevabını veren Chris Grier yaptığı açıklamada sahada her şeylerini ortaya koyan oyunculara hadi bu maçı kaybedin demek doğru olmaz diyerek içimize su serpti. Bu açıklamalardan sonra yapılanma sürecinde Brain Flores ve Chris Grier’e olan inancımız tam. Umarız Miami’yi sadece gece kulüpleri ve sahilleriyle değil de aynı zamanda futbolda da eskiden olduğu gibi bir marka haline gelir…