Haftalık: Kara Pazar

Herkesin bildiği üzere geçtiğimiz Cuma günü Black Friday nam-ı değer Kara Cuma günüydü. Amerika, Kanada ve İngiltere gibi ülkelerde Şükran Günü sonrasına denk gelen bu günde elektronik ürünler başta olmak üzere birçok marka Kara Cuma’ya özel indirimler yaptığını ve insanların bunları almak için birbiriyle ölümüne yarıştığına birçok kez şahit olmuşuzdur. İşin aslı Kara Cuma olarak adlandırılan günün “Kara” olmasının sebebi 1961 yılında Philadelphia eyaletinde bir mağaza yaşanan izdiham ve kaostan dolayıdır. Ne yazık ki ülkemizde de ilgi gören bugün, aslında önde gelen markaların ceplerini doldurmaktan başka bir şey değildir. Asıl amaç şişirilmiş fiyatlar üzerinden yapılan göstermelik indirimler ile insanların ilgisini çekmeye çalışıp, normal bir günde 10 lira vermeyeceği şeye sırf Kara Cuma algısı yüzünden 50 lirayı gözden bir çırpıda çıkarması amaçlanmıştır. Ülkemizde ise Muhteşem Cuma, Harika Cuma, Cuma gibi Cuma hatta Adam Gibi Cuma şeklinde farklı formlarda adlandırılan günde de insanlar mesai saatlerinde olmasına rağmen alışveriş merkezlerine akın ederek mağazaların kapısında saatlerce bekleyip kasalarda uzun kuyruklar oluşturmuşlardır. Umarım gelecek yıllarda insanlarımız bu konuda daha da bilinçlenirler diyerek sözü de falza uzatmadan NFL’e geçiş yapalım…

Biz Amerikan Futbolu severler için en önemli gün ise kuşkusuz Pazar günleridir. Fakat geçtiğimiz Pazar günü ligde “bu kadar şeyde aynı anda olmaz kardeşim” denilen olaylar yaşandı. Ligin en kötü takımları olarak adlandırdığımız Cincinnati Bengals’in ilk galibiyeti, Miami Dolphins’in Philadelphia Eagles karşısında unutulmayacak zaferi ve Washington Redskins’in Carolina Panthers’ı alt etmesi haftaya damgasını vurdu. Zirve takibinde ise Baltimore Ravens’in San Francisco 49ers karşısındaki galibiyetinin ardından New England Patriots’un Houston Texans’a kaybetmesiyle birlikte Lamar Jackson ve arkadaşlarının AFC’de liderliği alması da bizleri bir hayli şaşırttı. Tüm bu gelişmelerden sonra da bende geçtiğimiz Pazar gününü tüm bu olayları göz önünde bulundurarak “Kara Pazar” olarak adlandırdım. Umarım biz football severler olarak daha çok Kara Pazar görürüz.

Kısa bir 13. hafta turuna da çıkacak olursak, Perşembe günü oynanan maçların ilkinde Chicago Bears, Detroit Lions’ı yenerken Mitch Trubisky oynadığı son 16 maçta ilk defa 300+ pas yardı elde etti. Buffalo Bills, Dallas Cowboys karşısında deplasmanda sürpriz bir galibiyet alırken Bills, Patriots ile arasındaki farkı bir galibiyete indirmiş oldu. New Orleans Saints ise Atlanta Falcons’u yenerek NFC Güney’i üst üste üç sezon kazandı.

Pazar günü akşam 21.00 maçlarında ise, Washington Redskins, 1998 yılından sonra ilk defa Carolina Panthers’ı mağlup etti. Miami Dolphins ise Eagles karşısında beklenmedik bir galibiyet alırken Devante Parker 159 yard ve iki TD ile öne çıktı. Ligin galibiyetsiz tek takımı olan Cincinnati Bengals ise 350 gün sonra New York Jets’i yenerek galibiyete merhaba dedi. Derrick Henry’nin üçüncü maçında da 100+ rushing elde ettiği karşılaşma da Tennessee Titans, AFC Güney derbisinde Indianapolis Colts’u mağlup edip sıralamada rakibinin üzerine çıktı. 2004 yılından sonra ilk defa iki maç üste üste beş sack yapan Tampa Bay Buccaneers, Jacksonville Jaguars’ı yendi. Maç içinde ise Nick Foles, kötü performansından dolayı yedeğe çekilip yerini Gardner Minshew’a bıraktı. Karlar içinde oynan maçta Green Bay Packers, New York Giants’ı mağlup ederken, San Francisco 49ers, bu sezon ikinci mağlubiyetini yine bir son dakika alan golüyle aldı. Son olarak Pittsburgh Steelers, draft edilmemiş çaylak Delvin Hodges ile Cleveland Browns’u yenmeyi başardı.

Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece oynanan maçlarda ise Los Angeles Rams, Robert Woods’un kariyer gecesini yaşadığı maçta Arizona Cardinals’ı mağlup etti. Kansas City Chiefs ise Oakland Raiders’ı yenerken AFC Batı takımlarına karşı oynadığı son 28 maçtan 25 galibiyet çıkarmış oldu. Denver Broncos çaylak oyun kurucusu Drew Lock’un ilk kez starter olup iki TD pası attığı maçta Los Angeles Chargers’ı son dakikadaki alan golüyle yenmeyi başardı. Ve son olarak Houston Texans, 2009 yılından sonra ilk defa New England Patriots karşısında galip geldi.

Haftanın Olayı: Punter’dan Kıcker’a Touchdown Pası

Amerikan futbolu tarihinde birçok kez “Trick Play” olarak adlandırılan oyunlara rastlamışızdır. Bu oyunlar genellikle, bir pas yakalayıcının oyun kurucuya pas atmasıyla TD elde etmesi veya bir takımın punter’ı sahadayken “Fake Punt” yani topu punt yapar gibi snap sonrası eline alıp bir pas yakalayıcıya pas attığı oyunlar şeklinde olmaktadır. Yani bunlar en bilinenler olsa da çeşitli varyasyonlarla koçlar tarafından değiştirilebilir. Fakat Pazar günü Miami Dolphins ile Philadelphia Eagles arasında oynanan maçta NFL tarihinde eşine ender rastlanacak bir durum gerçekleşti ve bir Punter, Kicker’a TD pası atmayı başardı. Olayın tam olarak nasıl gerçekleştiğine şu videodan bakabilirsiniz. TD pasını yakalayan Dolphins kicker’ı Jason Sanders ise NFL tarihinde 1977 yılından sonra TD pası yakalayan kicker olmasının yanında Punter’ın Kicker’a TD pası atması aynı zamanda NFL tarihinde bir ilk olabilir. Sanders maç sonrasında verdiği açıklamada ise “Her şey çok hızlı oldu. Açığa konumlandım ve onların bize ne oluyor diye bakması bizim aradığımız şeydi. Set denildiği anda topun snap’leneceğini biliyordum ve sonrasında gerçekleşti” şeklinde konuştu. Miami Dolphins ise geçen sezon ki ödüllü “Miami Miracle” oyunundan sonra yine enfes bir oyunla aynı ödüle göz kırptı.

Haftanın Maçı: Minnesota Vikings (30) – Seattle Seahawks (37)

Maçın Adamı: Rashaad Penny (74 Koşu Yardı, bir TD koşusu, 33 yard receiving, bir TD)

Haftanın sonucu merakla beklenen ve sonucu NFC’deki playoff sıralamasını çok yakından ilgilendiren maçta Minnesota Vikings, zorlu Seattle Seahawks’a konuk oldu. Maç öncesinde San Francisco 49ers’ın maçını kaybetmesiyle birlikte NFC Batı’da liderlik şansı eline geçen Seahawks, gelen bu ikramı da geri çevirmedi ve Minnesota Vikings’i mağlup ederek bu sezonki 10. galibiyetini aldı.

Genel olarak maçla ilgili bir iki şey söylemek gerekirse, oyun kurucuların düşündüğümüz gibi ağırlıklarını koyamadıkları bir maçtı. İki takımında savunmaları ön plana çıkarken, her iki takım da koşucuları için alan açmaya odaklandı. Bu yüzden maç daha çok savunma hattı oyuncuları ile hücum hattı oyuncuları arasında geçtiğini söyleyebiliriz. Fakat maçın kırılma noktası ise maç boyunca iyi idare eden Vikings savunmasının üçüncü çeyreğin son çeyreğinde bir anda dalgınlıktan dolayı David Moore’a rahat bir TD izni vermeleri oldu. Bu dakikadan sonra toparlanmakta zorluk çeken Vikings’te üstüne bir de Kirk Cousins’in interceptionı gelince ibre tam anlamıyla Seahawks’a döndü ve Russell Wilson ve arkadaşları da bu dakikadan sonra fazla sürprize izin vermeyerek maçı kazanmayı bildi.

Kazanan ekipte tabii ki de Russell Wilson öne çıkan isimdi. Fakat bu maç özelinde Wilson’un biraz sönük kaldığını söylemem gerek. Fakat maçı 21-31 pas isabeti ve 240 pas yardı ile tamamlayan 31 yaşındaki oyuncu, daha önceki San Francisco 49ers maçındaki gibi yine takımın arkadaşlarının motivasyonunu yüksek tutma konusunda yine çok iyi iş çıkardı. Her pozisyon sonrasında hücum oyuncularını cesaretlendirmeye çalışan Wilson, Seahawks’ın bir ara geriye düştüğü zamanlarda bile ayakta kalan isimdi. Pete Carroll böyle bir oyuncuya sahip olduğu için kesinlikle çok şanslı olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Sönük kaldı dememize rağmen Russell Wilson, David Moore attığı 60 yardlık pas ile maça bir şekilde etki etmeyi de başardı.

Seahawks hücumunda ise öne çıkan isim takımın ikinci running back’i Rashaad Penny’idi. Bu sezon ikinci defa Chris Carson ile neredeyse aynı rakamlarda snap count ile oynayan Penny, özellikle dördüncü çeyreğin başında Russell Wilson’un 13 yardlık pasını yakalayarak yaptığı TD ile farkın açılmasında önemli rol oynadı. Maç boyunca da mücadele konusunda hiç geri kalmayan 23 yaşındaki oyuncunun sezonun bu bölümünde form tutmaya başlaması kalan maçlarda ve playoff’larda Seahawks’ın işine ciddi şekilde yarayacaktır. Diğer yandan 102 yard koşup bir de TD yapan Carson bu sezon beşinci defa 100 koşu yardını geçmeyi başardı. Pas oyunlarında ise D.K. Metcalf ve Jacob Hollister takımın ihtiyacı olduğu anlarda iyi işler çıkarsalar da bu maç özelinde Chris Carson ve Rashaad Penny’e koşu alanı açma konusunda daha çok öne çıktılar. Maç içinde dikkatimi çeken bir pozisyonda üçüncü çeyreğin dokuzuncu dakikasında Seahawks’ın Rashaad Penny ile bulduğu TD’da D.K.Metcalf açtığı koridor ile hücum sisteminde çok yönlü bir oyuncu olabileceğini gösterdi.

Seahawks savunması ise Minnesota Vikings koşucularına sadece 78 yard koşu izni vererek rakibini durdurmayı başardı. Bobby Wagner yaptığı 10 tackle ile yine savunmada ayakta kalan isim olurken, Jadeveon Clowney bu maç biraz sönük kaldı. Fakat onun yerine bu sezon başında Detroit Lions’tan takıma katılan Ezekiel Ansah, yaptığı üç QB Hit’i ile Kirk Cousins’a zorlu anlar yaşattı. Geçen yılın üçüncü tur seçimi olan Rasheem Green ise yaptığı forced fumble ile takımını maç içerisinde ilk kez öne geçmesinde pay sahibiydi. Yazının başında belirttiğim Kirk Cousins’ın interceptionının sahibi Tre Flowers, secondary’de de maç boyunca öne çıkan isimdi.

Kaybeden ekipte ise Kirk Cousins uzun hafta sonra etkisiz kaldığı maçı oynadı. Dördüncü haftadaki Chicago Bears mağlubiyetinden sonra ağır eleştirilen ve takım arkadaşlarıyla sorunlar yaşayan Cousins o maçtan sonra ciddi şekilde oyununu geliştirmiş ve bu maça kadar işte olması gereken Cousins bu denilen bir oyunla Vikings’in galibiyet serisinde önemli bir rol oynamıştı. Fakat bu maçtan önce çıktığı yedi Pazartesi maçını da kaybeden 31 yaşındaki oyun kurucu bu seriyi bozamadı ve beklenenin altında bir oyun ortaya koydu.

Vikings hücumunda ise kırılma anı kesinlikle Dalvin Cook’un sakatlanıp oyunu terk etmesi oldu. Zaten pek gününde olmayan Dalvin Cook yaptığı iki fumble ile de bunu biraz bize göstermişti fakat onun yokluğu özellikle oyunun son bölümlerinde Vikings’in maçı çevirme denemelerinde ağır şekilde hissedildi. Adam Thielen’ın bu maçta da olmayışından dolayı yine pas oyunlarında tüm yükü çeken Stefon Diggs, Seahawks secondary’sinin markajı altında kalmaktan kurtulamadı. Tight end Kyle Rudolph, Irv Smith Jr. ve fullback C.J. Ham’den de pas oyunlarında istediğini alamayan Vikings, bu oyuncuları maç içinde daha çok koşu alanı açmak için kullandı. Yine de bu maçta da TD yapmayı başaran Kyle Rudolph bu sezon üst üste dördüncü maçında da TD yaptı.

Savunma da ise bu sezon ilk defa 218 koşu yardı gibi yüksek bir rakama izin veren Vikings, maç boyunca yine performansı üst düzeydi. Hatta maçın ikinci çeyreğinin beşinci dakikasında Russell Wilson’ın pasını bloklayıp hemen ardından Anthony Harris ile 20 yardlık interception return TD yapan savunma aynı zamanda takımını öne geçirmişti. Lakin Xavier Rhodes ve Harrison Smith arasında yaşanan bir anlık anlaşmazlık pahalıya mal oldu. Bir süredir beraber oynayan ve maç içinde sürekli iletişim kurmayı ihmal etmeyen bu savunmanın böyle bir hatayı yapması da şaşırtmadı değil.

Nitekim Seattle Seahawks, karşılaşmadan galip ayrılarak haftalardır takip ettiği San Francisco 49ers’ı geçerek NFC Batı’da lider olmayı başardı. Minnesota Vikings ise bu sezon ikinci kez Green Bay Packers’ı yakalama şansını tepti. Fakat önündeki üç maçı kazanıp hala NFC Kuzey’i kazanma şansı var.

Haftanın Oyuncusu: DeVante Parker (7-10 Pas Yakalama, 159 Yard, iki TD)

Bu sezonki performansıyla özellikle sezon başında dalga konusu olan Miami Dolphins’in bir oyuncusunun “Haftanın Oyuncusu” olabileceği kimsenin aklına gelmezdi herhalde. Fakat Dolphins Wide Receiver’ı DeVante Parker, Eagles karşısında ortaya koyduğu performansla hem kariyer maçını geçirdi hem de takımına uzun süre unutulmayacak bir galibiyet elde etmesinde önemli bir pay sahibi oldu. 2015 yılının birinci tur 14. sıra seçimi olan 26 yaşındaki oyuncu seçildiği günden itibaren istenilen performansı bir türlü gösterememişti. Hatta geçen yıl takımdan gönderilmesi bile ciddi şekilde gündemdeydi. Fakat geçen yılki sakatlıklardan dolayı tekrardan formayı kapan Parker, sezon sonunda ise Dolphins tarafından bir yıllık üç milyon dolar gibi bir ücret karşılığında takımda tutulmasına karar verilmişti. Bu sezon kötü receiver kadrosunda fena işler yapmayan Parker, takımın bu haftaya kadar ayakta kalan isimlerin başında geldiğini söyleyebiliriz. Biz de DeVante Parker’ı bu başarısını tebrik edelim ve umarım bu performansıyla takımda kalmaya devam ederek gelecek yıllarda da aynı şekilde bir oyun ortaya koyar.

Haftanın Hücum ve Savunma 11’i

Gelecek Haftanın Maçları

NFL’de 14. haftanın programı alev alev yanıyor. Tam anlamıyla “şöyle olursa böyle olur” maçları oynanacak olan önümüzdeki haftada o kadar güzel ve birbirinden heyecanlı maçlar var ki bir an önce başlaması gerekiyor. Hatta şimdi başlasın lütfen. Neyse sakinliğimi koruyup şu programa biz göz atalım.

İlk olarak Perşembe’yi Cuma’ya bağlayacak gece saat dörtte son haftaların hayal kırıklığı takımı Dallas Cowboys, son iki maçını kazanan Chicago Bears’a konuk olacak. Buradan olası bir Cowboys mağlubiyetinde head koç Jason Garret ile yolların ayrılmasını muhtemel olacağını düşünüyorum.

Pazar günü 21.00 seansında ise işi gücü bırakıp sadece iki maça odaklanmamız gerekiyor. Birincisi tabii ki de Baltimore Ravens – Buffalo Bills karşılaşması. Geçtiğimiz hafta San Francisco 49ers’ı yenerek Patriots’un kaybıyla AFC Konferansında liderliğe yükselen Ravens’ın şimdi bence çok ciddi bir rakibi var. Buffalo Bills ise Cowboys karşısında aldığı kritik galibiyetle Patriots ile farkı bir galibiyete indirmesinden sonra hem AFC Doğu hem de AFC Konferansında liderlik maçına çıkacak. Böyle yüksek bir motivasyonla maça çıkacak Buffalo Bills’in Lamar Jackson ve arkadaşlarına deyim yerindeyse ecel terleri döktüreceğine hiç şüphem yok. Açıkçası bu maç aynı zamanda sezonun önemi en büyük maçı olabilir.

Diğer bir yandan yine Pazar 21.00 seansında işi gücü bırakmamız gereken maçta New Orleans Saints, bu sezon en ciddi sınavını San Francisco 49ers karşısında verecek. Şu an 49ers ile aynı dereceye sahip olan Saints, eğer kendi evinde oynayacağı bu maçı kazanırsa aynı zamanda NFC’de liderliği de ele geçirmiş olacak. 49ers cephesinde ise bu maçı kazanarak Seattle Seahawks’ın kendilerine yaklaşmasını engellemeye çalışacak.

Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece 12’de ise geçen senenin AFC Konferans Finali rakipleri olan New England Patriots ve Kansas City Chiefs kozlarını paylaşacak. Son haftalarda toparlayan ve sakatlığın etkileri de geçen Patrick Mahomes ile tekrardan eski hücum gücüne kavuşan Chiefs, Patriots’tan geçen yılın rövanşı almaya çalışacak. Öte yandan Patriots ise bu maçı kaybetmemesi gerektiği de bir gerçek çünkü eğer kaybederlerse olası bir Buffalo Bills galibiyeti ile bir anda wild card potasına düşecekler. O yüzden bu maçı da kaçırmamak gerekiyor.

“Prime Time” maçımız da ise Seattle Seahawks, Los Angeles Rams’e konuk olacak. Bu iki ekibin ilk karşılaşmasında Seahawks, Rams’i kendi evinde mağlup etmeyi başarmıştı. Bu maçta da Rams’in playoff umutları azda olsa devam ettiği için Seahawks’a kolay lokma olacağını düşünmüyorum. Seahawks ise kazanarak 49ers’ı takibini sürdürmek isteyecek.

Pazar günü uykunuzu alın diyerek herkese iyi haftalar diliyorum…