NFL severler, merhaba. Keyifler yerinde değil mi? Evet, belki uzun süreli bir NFL’sizlik boşluğuna düştük ama bu bir son değil. Her yıl olduğu gibi akıllarda yer eden fakat bir o kadar da yorucu bir sezonu geride bıraktığımız şu günlerde belki de son yılların en heyecanlı off-season’ına da girmiş bulunmaktayız. Sadece 2020 NFL Draft sınıfının kaliteli birçok yetenekli oyuncuyla dolu olması ve bu isimlerin hangi takımlar tarafından seçileceği değil, aynı zamanda da adını bazı takımlarla hafızalara kazımış quarterback’lerin de artık yeni maceralara yelken açacağı bir sürece de önümüzdeki günlerde tanık olacağız.

Bu yılın serbest oyuncu piyasası ise bir hayli haber ve dedikodu dolu. Bunların başında tabii ki de üstadımız Tom Brady gelmekte. Kalacak mı gidecek mi sorularına her gün başka bir cevap gelirken, kendisi ile ilgili iddialarında ardı arkası kesilmiyor. Bir gün sabah uyandığımızda Tom Brady, Las Vegas Raiders’lı diğer gün ise San Francisco 49ers’lı oluveriyor. O yüzden ben diyorum ki sevgili Tom Brady, artık kendi durağını belirleyedursun biz ise diğer öne çıkan adaylara şöyle bir göz gezdirelim.

Özellikle oyun kurucu bakımından son yılların en hareketli dönemini yaşadığımızı en başta belirtmek isterim. 16 yıllık Los Angeles Chargers kariyerine noktayı koyan Philip Rivers, Dallas Cowboys’ta iyi işler çıkaran fakat elle tutulur bir başarıyı bir türlü yakalamayan Dak Prescott gibi isimler bu bahsettiğimiz oyun kurucuların başını çekiyor. Ne yapacağı merak konusu olan bir diğer isim olan Drew Brees ise yenilen pehlivan güreşe duymaz misali bir sezon daha New Orleans Saints’te kalacağını açıklayarak bizlere bir kez daha ‘O sene bu sene mi?’ dedirtti.  Bir de 2015 quarterback sınıfının baş belası, ilk iki sırasından seçilen oyun kurucular Jameis Winston ve Marcus Mariota var. Bu iki isim de artık yeni maceralara yelken açmak üzere…

Dak Prescott, Dallas Cowboys (2019 Sezonu: 388/596 pas tamamlama, yüzde 65,1 pas isabeti, 30 TD pası, 11 INT)

Oluşan şartlar dâhilinde sevgili Jerry Jones’un Dak Prescott’u takımda tutmak dışında yapacak hiçbir şeyi yok gibi gözüküyor. Öyle ki Super Bowl parolasıyla girdiği her sezonu bir başka hayal kırıklığıyla tamamlayan Dallas Cowboys’un yeni bir oyun kurucu aramak gibi bir maceraya gireceğini de hiç zannetmiyorum. Her ne kadar Dallas Cowboys, Dak Prescott’a uzun süreli ve bol sıfırlı bir kontrat vermek istemese de 26 yaşındaki oyun kurucu franchise tag ile takımda kalacak ve iyi de bir para kazanacak gibi. Lakin Prescott’un gönlünden geçen ise geçtiğimiz sezonun başında Russell Wilson’un aldığı kontrata benzer hatta daha iyisi bir anlaşma imzalamak. Bununla ilgili olarak geçtiğimiz Eylül ayında Prescott ile görüşmeye yapılmaya çalışılmış fakat iki taraf arasında mutabakat sağlanamamıştı. Bunun nedenlerinden başında ise Cowboys yönetimi Prescott’a yıllık 33 milyon dolarlık bir sözleşme önermesine rağmen biraz önce bahsettiğimiz konu olan Prescott’un neredeyse yıllık 40 milyon dolar istemesiydi. Sonuç olarak Prescott franchise tag ile bir yıllığına yüksek bir miktara takımda kalacak ama bakalım bu Dallas Cowboys’a istediği başarıyı getirecek mi? Ya da Prescott, franchise tag ile oynamayı kabul edecek mi? Fikrimce, Dak Prescott, Dallas Cowboys’un kendisinden başka şansı olmadığını çok çok iyi biliyor ve bunu da sonuna kadar kullanıyor. Oynadığı oyunla da zaten Cowboys’u iyice kendisine mahkûm etmiş durumda. Cowboys cephesi ise Jason Garrett ile ulaşılamayan zirve sonrası Prescott’u bir kez de Mike McCharty ile görmek istemesinden dolayı muhtemelen Prescott’u takımda bir şekilde tutacaklardır. Ancak Prescott’ın gönlü uzun vadeli bir kontrattan yana ve işler çıkamaza girerse 27 yaşındaki oyuncu holdout kartını oynayabilir.

Philip Rivers, Los Angeles Chargers (2019 Sezonu: 390/591 pas tamamlama, yüzde 66 pas isabeti, 23 TD paso, 20 INT)

Chargers takımı San Diego’dan Los Angeles’a taşınmasını karşın kendisi San Diego’da yaşamayı tercih eden Philip Rivers, 2017 sezonundan beri her gün lüks aracıyla 240 mil yani yaklaşık 386 km yol gidip gelerek takımının yanında oluyordu. Ocak ayında ise Philip Rivers, ayrılığının ilk elle tutulur sinyalini vererek San Diego’yu terk etti ve Florida’ya taşındı. Bu eylemin sonucunda da 38 yaşındaki oyun kurucu 10 Şubat’ta Los Angeles Chargers ile yollarını ayırmaya karar verdi. Lakin Rivers abimizin macerası pek burada bitecekmiş gibi durmuyor.

Her ne kadar kötü bir sezon geçirmiş olsa da Philip Rivers gibi 16 yıldır bu ligde. Bu süreöte 224 maça çıkan bir oyuncuyu almak isteyen birçok takım mevcuttur ki bunların başında Indianapolis Colts geliyor. Andrew Luck’ın emekliliğinden sonra Jacoby Brissett’in ellerine kalan Colts, maalesef 27yaşındaki oyun kurucudan da istediğini elde edemedi. Jacoby ile iki yıllık 30 milyon dolarlık sözleşmesi kalan Colts yönetiminde ise genel menajer Chris Ballard, Colts’un gelecek sezon Jacoby ile devam etmeyeceğini de tatlı bir dille açıklayarak spekülasyonlara da pek izin vermedi. Bu dakikadan sonra Colts’un Philip Rivers ihtimalinin bu sezonki serbest oyun kurucu listesindeki en üstteki isim olacağına hiç şüphe yok. Fakat anlaşmanın detayları nasıl olur, Rivers ne kadar para ister onunla ilgili ise kesin bir şey söylemek zor.

Rivers için diğer yazılan çizilen bir başka takım ise Tampa Bay Buccaneers. Jameis Winston konusunda kararsızlığını devam ettiren Tampa Bay için Rivers gibi bir isim hiç fena da durmuyor. Lakin Jameis Winston’a verilen beş yıllık emek ve bunun sonucunda birinci sıradan seçtiğin oyun kurucuyu yollayıp veteran bir isme takımı emanet etmek ve o emekli olduğunda yeniden bir oyun kurucu seçmek Tampa Bay’in izlemek istediği yol mudur bilemiyorum.

Ryan Tannehill, Tennessee Titans (2019 Sezonu: 201/286 pas tamamlama, yüzde 70,3 pas isabeti, 22 TD pası, altı INT)

Miami Dolphins’te yıllarca vasat altı performans gösterdikten sonra 31 yaşında kariyeri bitti derken Tennessee Titans’ta adeta küllerinden doğan Ryan Tannehill, serbest oyuncu piyasasında kendine yer bulsa da -Tom Brady kararını Tennessee’den yana kullanmazsa- Titans’ta gelecek sezon yine forma giyeceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Yedinci haftadan itibaren Marcus Mariota’dan aldığı starter’lık fırsatını çok iyi değerlendiren Ryan Tannehill, oynadığı 10 maçta elde ettiği yedi galibiyetle takımını playoff’a taşımış ve burada da New England Patriots ve Baltimore Ravens gibi takımlara karşı unutulmayacak galibiyetler elde eden ekipte yer almıştı. Her ne kadar bu zaferlerin en büyük müsebbibi Derrick Henry olsa da Titans’ın bu ikiliyi önümüzdeki sezonda bozmak isteyeceğini hiç zannetmiyorum. Muhtemelen bu uyumun ekmeğini birkaç yıl daha yemeği düşünen Titans’ın ise Tannehill’i nasıl elinde tutacağı ise asıl sorulması gereken soru. Bir yanda da kontratı biten bir Derrick Henry ve eski ikinci sıra seçimi Marcus Mariota varken Tannehill’in nasıl bir ücret ile takımda kalabileceği konusu Titans yönetiminin başını ağrıtıyor.

Teddy Bridgewater, New Orleans Saints (2019 Sezonu: 133-196 pas tamamlama, yüzde 67,9 pas isabeti, dokuz TD pası, iki INT)

Geçen sezon Drew Brees’in sakatlığı esnasında sürücü koltuğuna oturan Teddy, emanet olarak aldığı aracı hiç hasar vermeden hatta çok temiz kullanarak tekrardan sahibine teslim ederek güvenilirliğini bir nebze de olsa kanıtlamış oldu. Lakin 27 yaşındaki oyun kurucunun bu sürüşü boyunca koçu Sean Payton’ın, hücumda Michael Thomas’ın ve savunma oyuncularının da payı bir hayli büyüktü. Yine de oturmuş bir sistem içerisinde de Bridgewater, bir elmas gibi parlamasa da dişlilerin çalışması sırasında üzerine düşeni yaptı. Hal böyle olunca da insanın aklına, ‘Acaba bu adam başka bir takımda forma şansı elde etmeli mi?’ sorusu gelmiyor değil.

Bu konuda ipler tamamen Teddy Bridgewater’da. Geçtiğimiz sezonun başında yine bu dönemlerde Miami Dolphins, harıl harıl Ryan Tannehill’in yerine oyun kurucu ararken, Miami doğumlu Teddy’nin kapısını çalmıştı. Dolphins, oyuncuya New Orleans Saints’ten aldığından yüksek bir kontrat teklif ederek takımın geçiş sürecindeki oyun kurucusu olmasını istemişti. Ancak Sean Payton ve Drew Brees’e çok güvenen ve çok seven Teddy, Dolphins’in teklifini kabul etmeyerek yedek olarak Saints’e kalmayı tercih etmişti. Yine buna benzer bir durumla karşı karşıya kalacak gibi gözüken 27 yaşındaki oyun kurucu yine vereceği kararla kendi geleceğine yol verecek. Geçtiğimiz sezon Saints’e kalıp yeni bir maceraya çıkmayan Teddy, Drew Brees’in bu sezon da takımda kalacağını açıklamasıyla yine bir belirsizlik içinde kaldı. Ancak eğer Teddy, ‘Ben yeni bir hikâye yazmak istiyorum’ derse bazı NFL takımlarının bu çağrıya kayıtsız kalmayacaktır. Bunların en başında ise benim de uzun zamandır “Acaba olur mu? Hiçte fena olmaz hani” dediğim Chicago Bears geliyor. Mitch Trubisky ile felaket bir sezona imza atan Bears, geçen sezon hücumdaki performansıyla birçok maç deyim yerindeyse gözlerimizi kanattı, içimizi karattı ve bizlere hayatı sorgulattı.  Bu yüzden Chicago şehrinin kapılarının Teddy’e açık olacağını ve bu birleşmeden Matt Nagy’nin de katkısıyla güzel bir şeyler çıkabileceğini düşünüyorum. Ancak en başta da dediğim gibi bu olay tamamen Teddy’e bağlı. İsterse gider isterse kalır.

Jameis Winston, Tampa Bay Buccaneers (2019 Sezonu: 380/626 pas tamamlama, yüzde 60,7 pas isabeti, 33 TD pası, 30 INT)

Ne olacak bu Jameis Winston’un hali? Jameis Winston’ı nasıl tarif edebiliriz gerçekten hiç bilmiyorum. Hani bir şarkı vardır ya, “Sana git diyemem ama kal demek de gelmiyor içimden” diye… Şu an bu şarkı tam anlamıyla Buccaneers’in durumuna uyuyor. Yani bir oyuncu düşünün ki bir sezonda 33 TD pasının yanında 5,109 pas yardı ve maç başı 319 pas yardı ile lig istatistiklerinin zirvesinde yer alsın ama bir yandan da 30 interception atıp herkesi geride bıraksın. Bununla da kalmayıp lig bitiminden sonra gözünden ameliyat olsun. İnanılması çok güç ve bir o kadar şaka gibi gelen bu durumun sonucunda haberlerde Buccaneers’ın Jameis Winston’a bir sözleşme önereceği yönünde. Zaten Winston’u kolay kolay başka takım da almaz herhalde. Buradan Bruce Arians’a bir sabır dileyelim. Umarım Winston’ın geçirdiği LASIK ameliyatı iyi geçmiştir.

Marcus Mariota, Tennessee Titans (2019 Sezonu: 95/160 pas tamamlama, yüzde 59,4 pas isabeti, yedi TD pası, iki INT)

“Bu listenin ne olacağı en bilinmeyen adamı Marcus Mariota’dır” dersem pek de yanılmam diye düşünüyorum. Yerine gelen Ryan Tannehill çok yüksek olasılıkla takımda kalacak ama Titans yönetimi Mariota’yı da takımda görmek isteyecek mi orası büyük bir soru işareti. Sonuçta Mariota’nın kötü performansının sebebi koç Mike Vrabel’dan değilmiş, bunu sezonun ortasından sonra kesin olarak öğrenmiş olduk. Ancak Marcus Mariota, bence hala bu ligde iş bulabilecek ve ikinci şansı hak edecek bir potansiyele sahip. Bahsettiğimiz bu iki şansı verebilecek takımlar listesinde de oyun kurucularla başı dertte olan takımlardan Indianapolis Colts, Chicago Bears, New England Patriots, Los Angeles Chargers ve Oakland Raiders’ı sayabiliriz. Ancak Colts’un Rivers ilgisini, Patriots’un Tom Brady bilmecesini düşününce bu iki takım diğerlerine göre bir adım geride kalıyor. Öte yandan John Gruden’ın “Mobil bir oyun kurucu” arıyoruz çağrısına rağmen Raiders’ın Mariota’yı takıma katıp Derek Carr’ı yedeklemesini beklemek kulağa çok gerçekçi gelecek bir durum değil. Ancak yine de aklımızın bir köşesinde kalabilir. Chicago Bears için ise onların ihtiyacı aslında Trubisky’e forma yarışına girebilecek birisi. Biraz önce bahsettiğim Teddy Bridgewater’ın bu forma savaşını üstlenebileceğini düşünüyorum ama Mariota böyle tarz işlere girebilecek bir isim değil. Bu sebeple Chicago Bears ihtimalini de en azından kişisel olarak bir kenara bırakmak en doğrusu. Geriye kalan takım ise Los Angeles Chargers. Chargers, 26 yaşındaki oyun kurucunun gidebileceği ve iş yapabileceği ya da en azından kendini kanıtlayabileceği bir takım olarak gözüküyor. Tabii burada Mariota için önemli bir nokta daha mevcut o da Los Angeles Chargers’in draft’tan bir oyun kurucu seçip seçmeyeceği. Özellikle Rivers’ın ayrılışının resmiyete dökülmesinden sonra Tua Tagovailova ve Justin Herbert gibi isimlerle anılan Los Angeles ekibinin izleyeceği yok Mariota’nın kaderini belirleyecek. Şahsi fikrim ise Mariota’nın Chargers’ta eğer şans verirlerse kendini gösterebileceği yönünde…

Case Keenum, Washington Redskins (2019 Sezonu: 160-247 pas tamamlama, yüzde 64,8 pas isabeti, 11 TD pası, beş INT)

“Case Keenum ile Dolu Dolu Amerika” turunun bu seferki durağı bakalım neresi olacak. 32 yaşındaki gezgin oyun kurucunun artık herhangi bir takımda starter olabileceğin pek ihtimal vermiyorum. Ancak Keenum, bu ligin en iyi yedek oyun kurucularından biri olabilecek kapasitede. Eğer sağlam bir oyun kurucunuz varsa ve sakatlandıysa, o gelene kadar Case Keenum rahatlıkla takımı idare edebilecek güvenilir bir isim. Bu nedenden dolayı Keenum’un takım bulacağı kesin ancak bu takımın neresi olacağı hakkında çok net bir şey söylemek zor. Ancak yine de bir takım söylemem gerekirse sanki Kansas City Chiefs kulağa hoş geliyor gibi çünkü Matt Moore’dan boşalan bir yedek oyun kurucu pozisyonu söz konusu. Bu konuda hamle yaparlarsa başvuracakları ilk ismin Keenum olacağını düşünüyorum…

BONUS: Taysom Hill, New Orleans Saints (2019 Sezonu: 55 pas yardı, 156 yard koşu, 234 yard pas yakalama, bir TD koşusu ve altı TD pası yakalama)

Bir dakika Taysom Hill hala bu ligde oyun kurucu olarak iş bulabileceğini mi sanıyor? Sanırsak ki öyle. Şubat ayında katılmış olduğu bir podcast’te, “Kendimi kesinlikle bir franchise QB olarak görüyorum. Eğer Saints beni öyle görmüyorsa o zaman ayrılmak zorundayım.” şeklindeki açıklamalarıyla özgüveni ile bizlere ders verdi Taysom. Ancak kendisine hatırlatmak gerekir ki playoff’ta atılan bir pas ile ne yazık ki franchise QB olunmuyor. Yine de Taysom Hill’in üzerine bu kadar gitmemek gerek. Adam sonuçta New Orleans Saints maçları öncesi kapıda bilet satmak dışında her şeyi yaptı. Yeri geldi pas yakaladı yeri geldi savunmanın arasına dalarak birinci hak kazandırdı ya da rakip takımın punt’ı sırasında blok yaparak önemli işlere imza attı. Belki Minnesota Vikings’e karşı Alvin Kamara, Michael Thomas ve Drew Brees gibi dev isimlerin arasından çıkıp takımına çok büyük katkı sağlamış olabilir ama NFL’de başka herhangi bir takım Taysom Hill’i Sean Payton’ın kullandığı kadar etkili kullanabileceğini de pek sanmıyorum. Bundan ötürüdür ki Hill’in Saints’te kalıp yine “Ne iş olsa yaparım abi” şeklinde kariyerine devam etmesi gerekiyor…