Sevgili NFLTR okurları, Cardinals lobisi olarak yeni yazımızla karşınızdayız. Geçen hafta oynanan Arizona – San Francisco maçını sevgili Önder Gacemer, 49ers açısından çok güzel bir şekilde değerlendirmişti. Biz de maçı Cardinals açısından yorumlamak istiyoruz.

Cardinals – 49ers maçı, sonucuna pek çok kişinin şaşırdığı ancak bizim geçen hafta da söylediğimiz gibi sürpriz yapabileceğimizi düşündüğümüz bir maçtı. NFLTR tahmin listesinde Kaan Özaydın hariç tüm yorumcuların 49ers’ın kazanmasını bekledikleri maçı Cardinals güzel bir oyunla kazandı. Aslında farkın daha yüksek olması gerekiyordu ancak Cardinals kicker’ı Zane Gonzalez üç field goal denemesinin ikisini kaçırarak bu haftaki field goal kaçırma yarışında üst basamaklarda yerini alınca maçın sonu Cardinals açımızdan oldukça stresli bir hale geldi. Ancak genel olarak ezici bir üstünlük olmasa da Cardinals’ın hak ederek kazandığını söyleyebiliriz.

Maç başlamadan önce en çok merak ettiğimiz nokta, Kyler Murray’nin 2019 sezonunun son sejiz maçındaki ilerleyişini ve “offensive rookie of the year” ödülünü kazanmasını sağlayan performansını koruyabilip koruyamayacağıydı. Maçın başlarında 10-0 geriye düşüp biraz korksak da Kyler Murray geçen seneki formunu devam ettirdiğini bize gösterdi ve takımın yeni silahı DeAndre Hopkins ile birlikte maçı güzel bir şekilde geri çevirdiler. Murray maçı 230 passing yardı bir TD pası ve 93 yard koşu ile tamamlayarak gerçekten çok etkili bir performans sergiledi. Ayrıca DeAndre Hopkins’in Cardinals hücumuna ne kadar önemli bir katkı sağlayacağını ilk maçtan görmek de ayrıca sevindirdi.  Geçen sezon Kyler Murray’nin silahlarının çok az olması yüzünden pası atacak adam bulamadığı zaman ya koşmaya çalışması ya da topu dışarı atmasını çok izlediğimiz için bu sene Hopkins ile birlikte Cardinals hücumunun adeta birkaç seviye birden atladığını gördük. Hopkins’in bu hafta tek başına Houston Texans’ın WR ekibinin tümünden fazla top tutmuş olması da bize takasın kazanan tarafının maddi ve manevi olarak şimdilik Cardinals olduğunu gösteriyor. Hopkins maçı 14 reception ve 151 yard ile tamamladı ve ilk haftadan ligin ilk üçünde yerini aldı.

Defans tarafında ise maçın başlarında Raheem Mostert’in uzun koşusundan sonra geçen seneki gibi mi olacak acaba korkusuyla maçı izlerken maçın sonlarına doğru gerçekten ligin en iyi LB ekiplerinden birine sahip olduğumuzu gördük. Maçın en kritk bölümlerinden birinde yeni transfer Devon Kennard’ın endzone’a bir yard kala durdurduğu TD maçın kaderini değiştirdi. Kennard’ın da ne kadar isabetli bir transfer olduğu ilk maçtan ortaya çıktı. En çok merak ettiğimiz çaylak oyuncumuz olan sekizinci sıra seçimi  Isaiah Simmons’a gelirsek, maçın sonlarına doğru kendini biraz toparlasa da lige henüz hazır olmadığını gördük. Simmons maçın başında Raheem Mostert’i çok basit bir şekilde kaçırınca Mostert’in 76 yardlık bir TD yapmasına sebep oldu. Ardından yine Simmons diğer RB Jerrick McKinnon’u tutamadığı için wide open kaldı ve oradan da 49’ers diğer TD’unu buldu. Aslında yediğimiz bu sayıların hazır olmayan bir rookie’nin starter olmasından kaynaklandığını söyleyebiliriz ama genel olarak baktığımızda önceden sadece kağıt üstünde düşündüğümüz konunun gerçekleşmeye başladığını tam olarak defansın “Worst to First” olma yolunda ilerlediğini görüyoruz.

Özellikle maçın sonundaki San Francisco’nun son drive’ında Patrick Peterson ve Byron Murphy’nin kritik müdahaleleri, secondary’de geçtiğimiz yıldan çok daha iyi olacağımızın habercisiydi.

Bu maç bize gösterdi ki Kyler Murray de Lamar Jackson ve Patrick Mahomes gibi ikinci yılında MVP olan QB’ler gibi daha fazla ön plana çıkarak ligin en iyileri arasında yerini alabilir. Bunu söylemek için biraz erken olsa da Murray’nin de MVP yarışında ismi geçenler arasında yer alacağına yürekten inanıyoruz.

Şimdi önümüzdeki dört maçlık fikstürde geçen haftaki yazımızda kazanacağımızı düşündüğümüzü belirttiğimiz rakiplerle oynayacağız. Sırasıyla Washington, Detroit, Carolina ve New York Jets maçlarını kazanarak lige 5-0 lık bir başlangıç yapmamız içten bile değil. Bu durumda da playoff’a ulaşma hedefimizde yolu yarılamış oluruz. O yüzden şimdilik yakın dönemdeki ilk hedef 5-0’lık başlangıcı gerçekleştirebilmek.

NFC West’in genel durumuna gelecek olursak Seattle Seahawks gerçekten korkulacak bir ekip olmuş gibi görünüyor. Russell Wilson yüzde 88.57 pas tamamlama oranı, 322 passing yard, dört touchdown pası ve sıfır interception ile gerçek bir canavar olduğunu her sene olduğu gibi bu sene de gösterdi. Kendisini artık bu sene elit QB’ler sınıfına tam anlamıyla geçmiş sayabiliriz. Takım olarak bakarsak Jamal Adams’ın defansa yaptığı katkının çok üst seviye olduğunu söyleyebiliriz. Hücum anlamında ise zaten çok güçlü olan Seahawks, Greg Olsen’ı da kadroya katarak full+full bir ofansa sahip olmuş durumda.

İlk haftanın asıl sürprizi ise LA Rams’den geldi ve ligin en iyi takımlarından biri olan Dallas Cowboys’u Sofi Stadium’un açılış maçında mağlup ettiler. Rams’de Malcolm Brown’un 79 yard koşu ve iki TD’luk performansı ile Robert Woods’un altı pas yakalama 105 yardlık performansları dikkat çekti. Rams Woods’un performansından çok memnun olmalı ki dört yıl 65 milyon dolara sözleşmesini uzattılar.

Sezon başında tahmin ettiğimiz gibi NFC West şu an için NFL’in en güçlü grubu olarak öne plana çıkıyor ve sezon sonunda bu gruptan üç takımın birden playoff’lara kalması bizim için sürpriz olmayacak.

Bir sonraki yazıda tekrar görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın…