Merhaba sevgili NFLTR okurları, bu haftaki yazımızda Arizona Cardinals’ın Carolina Panthers’e karşı aldığı 31-21’lik sürpriz yenilginin sebeplerini irdeleyecek ve kazanılması gereken en kritik maçlardan bir diğerini daha kaybederek playoff hayallerine erken mi veda ediyoruz ya da hala bir umut var mı sorusuna bir cevap arayayacağız.

Öncelikle yazıya “Maşallah” dediğimizin üç gün yaşamadığını belirterek başlamak istiyoruz. Defans takımı ilk üç hafta gerçekten çok güzel oynamışken bu hafta sürpriz bir şekilde berbat bir performans gösterdi. Bunun sebeplerini sırasıyla irdeleyecek olursak, ilk önce sakatlıklardan başlayalım. Defansın önemli isimlerden Budda Baker ve Chris Banjo sakatlıkları sebebiyle maça çıkamadılar. Ancak onların eksikliğinin bu kadar hissedilebileceği aklımızın ucundan bile geçmemişti. Yerlerine oynayan 2019 Draftı’nın beşinci tur 139. sıra seçimi S Deionte Thompson beğendiğimiz bir oyuncuydu ve Budda Baker kadar olmasa da fena işler çıkartmıyordu. Ancak free agency’den kadroya katılan Curtis Riley de sahada olunca işler alt üst oldu. Riley’nin gösterdiği performans o kadar kötüydü ki maç biter bitmez serbest bırakıldı. Kendisi maç boyunca ne tackle yapabildi ne de adamlarını doğru düzgün tutabildi. Bu yüzden takımdan direkt gönderilmesi oldukça isabetli bir karar oldu. İkincisi ve maçın yüzde 80’lik kısmını kaplayan asıl sorun ise defans koordinatörü Vance Joseph ve onun harika (!) play call’ları oldu. 2019 sezonunda Cardinals taraftarlarının korkulu rüyası olan yanlış defansif taktikler sezon sonuna doğru düzelmiş olsa da, 2020’nin dördüncü haftası yeniden patlak verdi. Panthers hücumunun maç boyunca tabiri caizse yağ gibi akması, Cardinals taraftarları için çok sinir bozucu bir hale geldi ve #FireVanceJospeh hashtag’leri tekrardan taraftar forumlarının gündemi oldu. Oyuncu değişikliği konusuna tekrar gelirsek; Vance Joseph bu maçta Isaiah Simmons’ı sahaya starter olarak çıkarabilirdi diye düşünüyoruz. Panthers koçu Matt Rhule’un biraz da kolej futbolu tarzı oyunları olduğu için bu maç 49ers maçına nazaran Simmons’ın kendini daha iyi gösterebileceği bir maç olabilirdi. Neticede rookie olarak sahaya çıktığı ilk maçta karşısındaki Superbowl oynamış bir takım ona biraz ağır gelmişti. Eğer Vance Joseph, Simmons’ı sahaya çıkartsaydı belki iyi bir performans gösterebilirdi ve performansını daha rahat görebilirdik.

Biraz da hücum tarafına değinecek olursak, Kyler Murray’nin geçen haftalarda yaşadığı sorunları bu hafta yaşamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu maçtaki hücum sorunları ise tamamen Kliff Kingsbury’den kaynaklandı. Uygulamaya çalıştığı taktikler ne Kyler Murray’nin tarzına uyuyordu ne de Air Raid Offense ile alakalıydı. Öncelikle şunu çok iyi anlaması lazım ki, Kyler Murray’nin tarzı aşırı gösterişli oyunlara pek uygun değil. Kingsbury ise, Kyler Murray’e  sanki 15 yıllık tecrübeli, efsanevi bir oyuncuymuşçasına paslar attırmaya çalıştı (sürekli sahanın kenarına oynamak vs.). Bunun dışında Cardinals playbook’u en önemli anlarda, taraftarların “Deep ball yapma vakti geldi, Murray biraz koşsa mı?” diye düşündüğü anlardan ve hücumun çoğunluğu da sadece screen pass’lerden oluşuyordu. Kyler Murray screen pass’lerden ve defansın sürekli sayı vermesinden o kadar bunaldı ki maçı izlemek bizim için adeta işkence haline geldi. DeAndre Hopkins hala ligdeki recieving rekorunu korusa da bu maçta 41 yard ile sezonun en düşük mesafesinde kaldı. Verimsiz giden hücum planlarının üstüne bir de Cardinals’ın veteran guard’ı Justin Pugh maçın ortasında sakatlanınca işler Kyler Murray için çok daha zorlaşmış oldu Hatta durum o kadar vahim bir hale geldi ki, Murray’nin sahada ağzı ve yüzü kanamış ve yılmış halde fotoğrafları vardı. Bunların hiçbiri yetmezmiş gibi Kenyan Drake de bir pozisyonda yere yığılıp kalkamayınca koşu görevi de Kyler Murray’e kalmış oldu. Bütün bu gösterişli ve zor pas oyunlarına rağmen Kyler Murray maçı hiç interception atmadan üç TD pası  ve 78 rush yard’ı ile tamamlayarak sezon genelindeki ortalamalarını korudu. Hatta 48 yard’lık önemli bir koşusuyla güzel de bir play ortaya çıkartmış oldu.

Maçın genel sorunları bu şekildeydi fakat asıl sorun Cardinals’in bu hatalardan ne zaman ve ne şekilde kurtulacağı. Playoff yarışında erkenden havlu atmak istemiyorsak iş Kingsbury ve Joseph’a düşüyor ve acilen takımı ayağa kaldıracak çözümleri bulmaları gerekiyor.

NFC West’in diğer takımlarına da kısaca değinecek olursak, Seattle Seahawks Miami Dolphins deplasmanında son beş buçuk dakikasına 17-15 önde girdiği maçı son bölümdeki etkili oyunu ile 31-23 kazandı ve kayıpsız gidişatını devam ettirdi… Russell Wilson bu maçta biraz frene basarak (!) 360 yard, iki TD pası ve bir interception ile oynadı. Wilson’ın sezon başından beri sergilediği muhteşem performanslarının ardından pek çok QB açısından çok iyi olarak değerlendireceğimiz bu maçtaki istatistikleri kendisi standartları bakımından ortalama olarak görmeye başladık. Dallas Cowboys maçında sakatlanarak maçı yarıda bırakan Chris Carson bu maçta sahadaki yerini aldı ve 80 yard koşusunu iki TD ile süsleyerek bu seneki ilk koşu TD’larını da yapmış oldu. D.K. Metcalf de 106 yard pas tutarak “artık bu takımın birinci WR’ı benim” dercesine başarılı bir performans göstermeye devam ediyor.

Los Angeles Rams ise konuk ettiği New York Giants’ı son yedi dakikasına 10-9 önde girdiği maçta Cooper Kupp’ın TD’u ile 17-9 mağlup ederek 3-1’lik durumu ile grubun ikinci sırasına yerleşti. New York Giants’ın içler acısı hücumuna TD izni vermeyen Rams savunmasında Darious Williams maçın son dakikası içerisinde yaptığı interception ile Giants’ın bir sürpriz yapmasına engel oldu. Rams hücumunda koşucular Brown (9) ve Henderson (8) yine topu paylaşırlarken takımın toplam koşu yardının yalnızca 58’de pas yardının da 200’de  kalması dikkat çekti.

San Francisco 49’ers ise haftanın sürprizini yaparak kendi sahasında Philadelphia Eagles’a 25-20 mağlup olarak Cardinals gibi 2-2 durumunda haftayı kapattı. Nick Mullens’ın maç içinde bench’e çekilmesi de maçı kurtarmaya yetmedi. Samuel, Aiyuk, Bourne üçlüsüne toplamda yalnızca sekiz pas atılırken TE Kittle’a 15 ve RB McKinnon’a yedi pas atılması oldukça dikkat çekiciydi. Anlaşılan 49’ers koçu Shanahan Garoppolo ve Mostert’ın bir an önce geri dönüşünü bekliyor.

Arizona Cardinals için bu haftaki New York Jets maçı adeta tamam mı devam mı maçı olacak. Her ne kadar sezon iyi başlamış olsa da maçlar ilerledikçe bir sorunun bitip bir diğerinin başladığını ve adeta kısır bir döngüye girdiğimizi  görüyoruz ve bu şekilde devam ederse açıkçası playoff hayallerimiz erkenden suya düşebilir. Cardinals’in ilk beş maçtan en kötü ihtimalle bir yenilgi almasını beklerken iki tane kesinlikle kazanması gereken maçların kaybetmesi, ilerideki maçlar için de büyük sorun oluşturacak. Sürpriz bir şekilde kaybedilen bu maçlar ilerki haftalarda başka sürprizlerle telafi edilebilirse, bu zorlu division’a rağmen halen daha umut var diyebiliriz fakat bu takımdaki sıkıntı döngüsü devam ederse playoff’lara şimdiden elveda diyebiliriz.

Haftaya tekrar görüşmek dileğiyle…