Merhabalar, değerli NFLTR.com okurları… NFL’de 15. haftanın sonuna gelirken yavaş yavaş grup birincileri, playoff’ları garantileyenler kendini göstermeye başladı. Zaman ne çabucak geçti de normal sezonunun sona ermesine iki hafta kaldı, hiç anlayamadık. Kabus gibi geçen zorlu bir yıl olan 2020’ye football heyecanıyla veda edeceğiz artık. Önümüzdeki hafta 2020’nin son maçları da oynanacak ve 2021’in ilk haftasıyla beraber playoff’a kimlerin kalıp kimlerin kaladığı resmileşecek. Peki, Green Bay Packers 2020 yılını nasıl bitirecek?

Baktığımızda kağıt üstünde her şey Packers için harika gidiyor, her şey güllük gülistanlık. Acak öyle değil. Geldiğimiz bu haftaya kadar kolay fikstürünün ekmeğini yiyen bir takım profili var. Bu sezonun geri kalan maçlarında da olduğu gibi şahane bir ilk yarı performansı gösterip ikinci yarılarda kopuk oyunlarla kendisinden zayıf takımlara karşı oyunu son dakikaya kadar bitiremeyen bir takım ile karşı karşıyayız. Ancak NFC puan durumuna baktığımızda ilk sırada yer alıp wild card haftasını direkt geçecek olan bileti almanın eşiğindeler. Bunun için galibiyet derecesi, ikili averaj derken büyük bir avantajları var fakat ben Saints’in, Chiefs karşısında mağlup olmasına rağmen daha çok hak ettiğini düşünüyorum. Baktığımızda Saints’in birinci olması artık düşük bir olasılık ama gözüktüğü kadar da zor değil. Açıkçası, ben Saints’in Chiefs karşısında kazanacağını düşünüyordum ki kazanabilirlerdi. Maçın dinamiklerine girmeden bazı küçük şeyler farklı cereyan etseydi skor da farklı olabileceğini düşünüyorum. Tüm kadro olarak sahada olan ve diri bir Drew Brees’in olduğu New Orleans Saints, NFC konferansının en güçlü takımı. Bir kısmını geçtiğimiz ve içerisinde bulunduğumuz, üç maçlık periyotta Saints’in üçte üç yapma olasılığını Packers’tan daha fazla görüyordum. Packers’ın bir maç fire vereceğinden çok emindim ve bunun iki maç olabileceğini de düşünmedim değil. Green Bay Packers, bir maçta çok kötü patlayacak ama hangi maçta? Bunun playoff’ta olması çok sıkıntılı olur çünkü takımın şu anki mevcut görüntüsü Super Bowl takımı olma görüntüsünden bir hayli uzak ve bir değişime ihtiyacı var. Kaliteli oyuncuların etkisiyle alınan galibiyetler, takımın gerçek durumunu yalan bir perde ile örtüyor.

Carolina Panthers karşılaşmasına bakarsak koşu oyunlarında etkili bir oyun ortaya koyan Packers hücumu ilk yarı hiç de fena değildi. Bu sezonki 40. TD pasını atan Rodgers, üç sezon 40+ barajını geçen ilk quarterback olmayı başardı fakat bu maç, pas performansından verim sağlanamadığını gördük. MVP yarışında bir yara aldı diyebiliriz ancak bunu büyük ölçüde receiver performanslarının yetersiz kalmasına bağlıyorum. Rodgers, bu maçta cepte de oldukça çok sıkıntı yaşadı. Tabiri caizse bu sezon yemediği dayağı bu maç yedi. Rodgers’ın beş sack yediği bir maç kulağa çok sıra dışı geliyor. Geçen hafta Packers O-Line’ına methiyeler düzdükten hemen bir hafta sonra QB’sini pek iyi koruyamayarak beş sack’e izin vermesi de bir enteresan oldu. Rodgers’da cepte her zamandan olduğundan daha çok kaldı ve başta ikinci yarı olmak üzere sönük kalan isimlerden oldu.

Panthers karşısında işini tamamen düzgün yapabilen tek kişi Aaron Jones oldu. Jamaal Williams’ın sakatlanmasının ardından daha çok topu eline aldı ve bunu da iyi değerlendirdi. Gerçekten ligin en “underrated” koşucularından olduğunu bir defa daha gösterdi. Temas ardından kazandığı yard’lar ile rakiplerine karşı çok büyük tehlikeli teşkil eden Jones, maçı da 145 koşu yardı ile bitirmeyi başardı. Bunun 113’ünü ilk yarıda elde etti ve açıkçası ikinci yarıda da daha çok kullanılması gerekirdi. Takım ilk üç ataktan üç TD ile dönerken bunun ardından beş hücum üst üste punt ile sahadan ayrıldı. Packers, ilk yarı 21 sayı elde ettikten sonra ikinci yarıdaki tek sayısını geçen haftada da gördüğümüz gibi Mason Crosby’nin clutch 51 yard’lık alan golü ile elde etti. Baktığımızda defans da ilk yarı iyi bir performans gösteriyordu. İlk yarı sadece üç sayıya izin vermişlerdi. Ancak, yine takım olarak garbage time havasına giren Packers yine maça son noktayı koymakta zorlandı. Bu maçlarda fişin erkenden çekilmesi gerekiyor artık ve bu anlarda oyundan kopan bir Packers izlemekten sıkıldım. Bu maçın ikinci yarısını izlerken bir taraftar olarak acı çektim.

Çok beğendiğim, ligde geleceğinin çok parlak olduğuna inandığım bir koç olan Matt LeFlaur, bu maçta da hatalı tercihlerde bulunduğunu düşünüyorum. Derin pas ve play-action oyunlarıyla bir efektiftik yakalanabilirdi ama bunu göremedik. Onun yerine bu maçta haddinden fazla tercih edilen screen pasları gördük. Adams’ta dahil olmak üzere verim sağlayamayan receiver’lar varken Tavon Austin’i birazcık da olsa denemesi gerekmez miydi? Bu maç bir defa bile ona neden pas hedeflenmediğini kavrayamadım. Adams’ın, Packers rekoru olan sekiz maçlık TD serisinin sonlandığını gördük. Yedi reception yapsa da performansı 42 yard ile aşağıda kaldı. Her ne kadar Robert Tonyan, beş maç üst üste TD yaparak bunu Gronk’tan sonra ilk gerçekleştiren tight end olsa da maçı 18 yard kazanımı ile bitirdi. Sıkışan ve tutuk kalınan bu anlarda bir “Andy Reid’e” çok ihtiyaç duyuldu. Packers hücumu tutuk kaldığı anlarda oyunu açabilecek, çözebilecek bir üst akıl lazım. Mahomes’u bugünkü haline getirip potansiyelini açan kişi dersem buna çok kişinin karşı çıkacağını düşünmüyorum. Mahomes bir büyücü olabilir ama Rodgers da bunun aşağısında kalmaz.

Bir diğer taraftan, Green Bay defansı fena bir maç çıkarmadı diyebiliriz. Ancak yine defans elite bir hücum ile karşılaşmadı. Red zone defansının maçın kazanılmasında önemli bir yer aldığını söyleyebiliriz. Undrafted bir rookie olan Krys Barnes maçı tamamlayamasa da sahada bulunduğu an içerisinde iç linebacker pozisyonunda iyi bir maç çıkardı. Packers’ın kendi bir yard’ında zorladığı fumble’a olan müdahalesi etkileyiciydi. Barnes’dan farklı olarak Adrian Amos’da iyi bir maç çıkardı. Koşu zaafı olan Green Bay defansı Mike Davis iyi savunsa da D.J Moore’u durduramadı ve 131 tutulan pas yardı ile oyunu son ana kadar devam etmesinde başrol oynadı. Hatta Panthers’ın maç bitmeden yaptığı alan golünden önceki oyunda D.J Moore’un tutmasına izin verdikleri pasın ardından nasıl bir konsantrasyon eksiği olduysa üç kişi beraber bir oyuncuyu deviremedi. Bu da çok pahalıya mal olabilirdi, neyse ki şanslılardı da maçın sonunda bir şok yaşanmadı.

Şimdi bir de önümüzdeki haftanın rakibine geçelim. Koşu tehdidi olarak ligin en etkili rakibi diyebilirim. King Henry, bana kalırsa ligin en iyi koşucusu. Sahip olduğu güç ve atletizmin birleşimi ile yaratık diyebileceğimiz bir isim. Toplam 1,679 koşu yardı ile ligin açık ara lideri bu alanda, en yakın takipçisi ise 1,484 yard ile Dalvin Cook. İzlemesi inanılmaz keyifli bir running back..

Titans’ın AFC South’da, Colts ile yarışları yakın bir şekilde devam ediyor ve Lambeau Field’a kazanmak için geleceklerdir. Bir Packers taraftarı olarak Derrick Henry benim en çok korktuğum oyuncu olur ve bu maç her türlü 100 yardı geçecektir, asıl soru 200 yard’ın üstüne çıkar mı? Tennessee Titans, sezonun başından beri yerden yere vurduğumuz Packers koşu defansını delik deşik edecek takımların başında yer alıyor. Maçı idare etsin diye sahada olması beklenen Ryan Tannehill’in, franchise QB olabilirim mesajı verdiği bir sezon izliyoruz. Oyununu geliştiren, tehlikeli oyun kuruculardan biri haline geldi ve o da iyi bir maç çıkartacaktır. A.J Brown ve Corey Davis ile etkili bir silahları olan Titans hücumu, Green Bay’in bu sezon gördüğü en zorlu hücumun başında yer alıyor. Sezonun başlarında Saints ile oynanan maçta Saints takım olarak oturmamış, dağınık bir hali vardı. Benim açık ara favorim bu maç Tennessee Titans ve sahadan farklı bir skor ile ayrılmalarını bekliyorum.

Titans’ın profil olarak en seveceği takımlardan biri muhtemelen Green Bay’dir. Bu maç, Packers’ın yüzüne çarpılan bir soğuk su olup ve hülyalardan uzaklaşmasını sağlayacaktır ve maçın aslında play-off’lar öncesinde olması Green Bay için iyi de bir şey, bu takım play-off’ta her türlü Rodgers’ın eline bakacak ama bunu bir tık daha iyi hale getirmek adına yapılması gerekenler var ve bu karşılaşma bunun için bir fırsat. Bu hafta SNF’da bol skorlu bir maç oynanacağını düşünüyorum. Packers’ı bu hafta çok zorlu bir maç bekliyor, bakalım seneyi nasıl kapatacaklar…

Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…