Uzun bir süre sonra bir başka Miami Dolphins yazısıyla daha herkese merhaba NFLTR okurları. Bildiğiniz üzere turkuaz beyazlı takım 2020 sezonunda kötü bir giriş yapmasına rağmen sezonunun ilerleyen bölümlerinde özellikle savunmasının ön plana çıkmasıyla bir anda kendisini playoff yarışında bulmuş ancak son virajdan dönemeyip, playoff’a kalamamıştı. Bu olayın neticesinde tüm fatura hücuma kesilirken haliyle ilk hedef çaylak oyun kurucu Tua Tagovaliova olmuştu. Yine de savunmanın yaptığı güzel işlerle gelecek adına umut vermesi de bu sezondan elde kalan en önemli olumlu getirilerinden biriydi.

Nitekim ligin tamamlanmasıyla beraber takımdaki soru işaretlerinin başı Tua’nın franchise’ı taşıyacak bir isim olup olmamasıydı. Sezon ortasında formayı sırtına geçiren genç oyuncunun dalgalı performansı, soru işaretleri oluşmasının en büyük nedenlerden biriydi. Ancak Dolphins hücumunun da yetenek bakımından bir hayli dar bir ekibe sahip olması da aslında Tua’nın kendi oyununu ortaya koyamamasındaki durumlardan ilki olduğu da bir gerçekti. Bunun da farkında olan koç Flores, Tua ile devam edileceğinin sinyallerini vermesi önemli noktalarından biri oldu. Tüm bu gelişmeler neticesinde turkuaz beyazlı takım off-season’a Tua’nın elini güçlendirme parolasıyla girdi ancak ilk aşamada yüksek kontratlı oyunculardan kurtulmak genel menajer Chris Grier ve koç Flores’in önceliği olarak gözükürken hücuma da dikkat çekici sadece bir hamle yapıldı ve geçen seneye göre daha sakin bir serbest oyuncu dönemi geçirdi.

Geçtiğimiz yılın bu zamanlarında koç Flores’in eski öğrencisi olan Kyle Van Noy dört yıl ve 51 milyon dolar karşılığında takıma katılmıştı. Nitekim Van Noy bir sezonun ardından biraz önce mevzu bahis maaş bütçesinin azalmasının kurbanı olarak takımdan kesildi. Sezon içinde savunma hattında takımın önemli ismi olan Van Noy, gerek pas gerekse koşu oyunlarında joker görevi gören isimdi ve sahaya çıkar çıkmaz savunmanın önemli bir parçası haline gelmişti. Lakin bu ayrılığı sadece azalan maaş bütçesine bağlamak da pek doğru olmaz. Özellikle ikinci yılındaki linebacker Andrew Van Ginkel’in performansını arttırması da bu ayrılıktaki etmenlerden birisiydi. Wisconsin çıkışlı linebacker, bu ayrılıkla birlikte önümüzdeki yıl daha çok süre alması da gayet muhtemel görüyorum.

Takımdan ayrılan bir diğer savunmacı ise yine serbest oyuncu döneminde Buffalo Bills’ten gelen Shaq Lawson oldu. 26 yaşındaki oyuncu Houston Texans’a inside linebacker Benardrick McKinney karşılığında takas edildi. Üç yıl 30 milyon dolara takıma katılan ve Flores’in 3-4 savunma düzeninde outside linebacker olarak oynayan Lawson, 14 maçın yedisine ilk on birde başlamış ve bir fumble dönüşü TD, dört sack, 18 QB hit ve 32 tackle ile sezonu tamamlamıştı. Fakat sezon içinde özellikle inside linebacker pozisyonunda ciddi sıkıntılar yaşayan Flores’in öğrencileri bu hamleyle birlikte bu eksikliğini bir nebze de olsa gidermiş gözüküyor ki sezon içinde McKinney’in sezon içinde starter oyunculardan birisi olacağını düşünüyorum.

Madem savunma dedik yine buradan devam edecek olursak bir diğer ayrılık ise 2017 yılı beşinci tur seçimi olan defansif tackle Davon Godchaux ile oldu. Yeni sözleşme imzalanmayan Godchaux ise New England Patriots’un yolunu tuttu. Geçen yıl Christian Wilkins ile iyi bir ikili olan 26 yaşındaki oyuncu yaşadığı biceps sakatlığı sonrası yerini çaylak Raekwon Davis ve Zach Sieler ikilisi doldurmuş ve özellikle Raekwon Davis’in gösterdiği performans Godchaux’a olan ihtiyacı azaltmıştı. Yine de bu bölgedeki derinliği arttırmak isteyen koç Flores, eski takımı Patriots’tan defansif tackle Adam Butler’ı iki yıl 9,5 milyon dolara takıma kattı. Ayrıca koç Flores, geçen yıl inside linebacker pozisyonundaki tek alternatif olan Elandon Roberts ile de yola devam kararı alırken geçen yılın başında şanssız şekilde sakatlanarak daha başlamadan sezonu kapatan outside linebacker Vince Biegel ile bir yıl daha sözleşme yenilendi.  Son olarak nickleback olarak Justin Coleman ile bir yıl 2,75 milyon dolara; outside linebackerlar Brennan Scarlett ve Duke Riley ile de birer yıl 1,3 milyon dolara anlaşılarak savunmadaki derinlik arttırılmış oldu.

Kanayan yara hücuma geldiğimizde ise öncelikle yine ayrılıklar öne çıktı. Sözleşmesinin sonuna gelen yılların eskitemediği Ryan Fitzpatrick ile yola devam edilmedi ve tecrübeli oyuncu iki yıllık Dolphins kariyerini 24 maçta 33 TD pası ve 21 interception atarak tamamladı. Fitzpatrick ile birlikte Ted Karras, DeAndre Washington, Isaiah Ford ve Matt Breida ile de yollar ayrıldı ki burada son saydığımız isim olan Breida açıkçası kendimce büyük hayal kırıklıklarından birisiydi.

Hücuma yeni katılan isimlere baktığımızda ise Baltimore Ravens’taki dört sezonunda 51 maça çıkan center Matt Skura, 1,75 milyon dolara Ted Karras’ın gidişi sonrası takıma katıldı. Veteran running back sevdasını sürdüren koç Flores’in bu seneki tercihi ise Rams’ten ayrılan Malcolm Brown oldu. Bir yıllık 1,75 milyon dolara takıma katılan 27 yaşındaki oyuncu, genç bir running back grubu arkasında forma mücadelesi verecek. Geçen seneki Las Vegas Raiders karşısındaki mucizede Ryan Fitzpatrick’in “no-look” pasını yakalayan Mack Hollins ile de bir yıl sözleşme uzatıldı.

Nitekim Florida ekibinin hücumda en dikkat çeken hamlelerden ilki dört senedir Indianapolis Colts’ta olan Jacoby Brissett’i bir yıl beş milyon dolara yedek oyun kurucu olarak takıma katması oldu. Tua’nın arkasına Fitzpatrick’in ayrılışı sonrası veteran bir isim bakan Flores bu tercihini 2016 yılında beraber çalıştığı isimden yana kullanması da pek şaşırtıcı olmadı. İkinci hamle ise hücum hattından sonra özellikle yetenek havuzunun bir hayli dar olmasından dolayı sıkıntılı olan receiver ekibine geldi ve Houston Texans’tan ayrılan Will Fuller ile bir yıl 10 milyon dolara takıma katıldı. Texans kariyerinde Watson ile özellikle uzun pas oyunlarında öne çıkan Fuller’ın bu tarz oyunları Flores’in takımında da yapmasını bekliyorum ki sezon içinde Tua bu tarz oyunlardaki tercihi olan Jakeem Grant’ten istediği verimi hiç alamamış olması da hücum opsiyonlarını kısıtlamıştı. Eğer Fuller sezon içerisinde sağlıklı kalabilirse Tua için iyi bir alternatif olarak gözüktüğünü söyleyebilirim.

Dolphins için asıl bomba ise yakın zamanda gerçekleşti. Normal şartlarda Laremy Tunsil takasından gelen üçüncü sıra hakkı bulunan turkuaz beyazlı takım, sürpriz bir hareket yaparak San Francisco 49ers ile takasa girdi ve bu üçüncü sırayı, 2021 draft’ı 12. sıra, 2022 birinci tur ve 2023 birinci tur karşılığında Kaliforniya ekibine gönderdi. Ancak üçüncü sıradan 12. sıraya düşen Dolphins’ten peşine bir sürpriz takas daha gelerek Philadelphia Eagles’in altıncı sıra seçim hakkına karşılık 49ers’tan aldığı 12. sıra hakkını ve 2022 birinci tur vererek tekrardan yükselmiş oldu. Tüm bu alışverişlerden sonra Dolphins, 2021, 2022 ve 2023 draft’larında toplam beş birinci tur, dört ikinci tur ve üç tane üçüncü tur seçim hakkına sahip oldu.

Tabii ki buradaki asıl soru işareti 49ers ile yapılan takastan sonra neden tekrardan Eagles’a iki tane birinci tur verildiği idi. Bu sorunun cevabı da iki farklı isimden geçtiği düşünüyorum: Ja’Marr Chase veya DeVonta Smith… Genel menajer Chris Grier 2021 receiver sınıfının en gözde isimlerinden olan Chase ve Smith’i on ikiden seçmek pek kolay olmayacağını düşünmüş olacak ki bu hususta elinin de bir hayli rahat olmasından ötürü risk almak istememiş olması, bu iki özel oyuncu için bu şekilde bir hamle yapması olması gayet olası olarak gözüküyor.

İlk turdan receiver seçileceğini tahmin ettiğim draft’tan ise Dolphins’in seçenekleri şu şekilde olacağını düşünüyorum: İlkinin Najee Harris’in olduğu senaryoda 23 yaşındaki koşucu ile devam etmek; ikincisi, savunmanın en zayıf karnı olan pass rusher için bir defansif end veya edge oyuncusu seçmek; üçüncüsü ise diğerlerine göre zor bir olasılık olsa da Penei Sewell hamlesiyle hücum hattını güçlendirmek. Bu senaryoları takımın eksikleri üzerinden düşündüğümü de belirteyim. Bununla birlikte ilk turdan küçük bir ihtimal de linebacker hamlesi gelebileceğini düşünsem de bu bölgeye ikinci ve üçüncü turdan seçim olması daha muhtemel. Alt turlardan ise alternatif olması açısından secondary seçimi gelirse de pek şaşırtıcı olmaz.

En nihayetinde sakin geçen Mart ayını bu sefer de takas ettiği draft seçimi haklarıyla karlı kapatan Dolphins’te “Muhteşem İkili” olarak adlandırdığım masa başında Chris Grier ve sahada Brian Flores iyi işler yapmaya devam etmesi Miami ekibi adına umut verici…