2021 NFL Draftı’na oyuncuların pozisyon olarak değerinden çok eksiklerini tamamlamak için nokta atışı yapma hedefiyle giren Miami Dolphins, draft’ın tamamlanmasıyla birlikte kazananlardan biriydi. Özellikle ilk dört seçimin takımın stater’ları olarak ilk günden forma şansı bulabilecek isimler olmaları da bir bakıma Grier-Flores ikilisinin güzel işler yaptığının bir göstergesi.

Ancak running back pozisyonu için ilk gün Najee Harris ve Travis Etienne’in gitmesi, ikinci gün ise Broncos’un Javonte Willaims’ı trade-up yapıp Dolphins’ten bir sıra önce seçmesi turkuaz beyazlı takımın alt turlar için planlarını bozması başka bir yol izlenmesine neden oldu.

1. Tur, 6. Sıra: Jaylen Waddle, WR, Alabama  

Ja’Marr Chase’in bir üst sıradan seçilmesinin akabinde receiver pozisyonu için ikinci opsiyon olarak Devonta Smith ismi geçse de Grier-Flores ikilisi Jaylen Waddle ile yola devam etme kararı aldı. Alabama yıllarından sonra tekrardan Tua ile birlikte oynama fırsatını yakalayan Waddle, özellikle hızıyla ön plana çıkarken “post” ve “fade” rotalarındaki takibiyle birlikte gerek 15-20 yardlık gerekse 25 yard ve üzeri paslarda geniş alandaki becerileriyle “playmaker” bir isim olarak öne çıkıyor. Nitekim çok parlak bir kolej kariyeri geçirmeyip Jerry Jeudy, Henry Ruggs ve Devonta Smith gibi isimlerin arkasında kalmış olsa da hücuma kattığı esneklik ve yeteneklerini ön plana çıkarmasıyla Dolphins hücumunda güzel işlere imza atabilecek potansiyeli mevcut. Kısa yardlar için ilk seçenek olarak akıllara gelmese de “3×1” setlerde slottan safetylerle bire bir kaldığı pozisyonlarda ciddi bir touchdown tehdidi olarak güzel işlere imza atabilir.  Bu manada Will Fuller gibi benzer bir oyun yapısına sahip bir takım arkadaşıyla oynayacak olması da kendisi için büyük bir avantaj.

1. Tur, 18. Sıra: Jaelen Phillips, Edge, Miami  

Bir diğer “sonunda” dedirten hamle olan Jaelen Phillips. Draft öncesinde de belirttiğim gibi pass rusher meselesini de kökten çözebilecek bir isim olarak belki de. Phillips’i en beğendiğim seçim olarak addedebilirim. Normalde kolej futbolu kariyerine UCLA’de başlayan Phillips, 2020 yılında Miami Hurricanes’te gösterdiği sekiz sack, 15,5 tackle for loss ve toplam 45 tacklelık performansıyla ilk tur için ideal bir seçim haline dönüştü. Atletizminin yanında mevkiisine göre azımsanmayacak hızı da olan Philips, oyun kurucuya ulaşmak konusundaki yetenekleriyle ciddi bir potansiyel barındırıyor. Ek olarak 4-3 defans şemasında defansif end oynamak dışında 3-4’te de outside linebacker olarak da forma giyebilmesi Flores’in savunması için önemli bir avantaj olacaktır.

Nitekim Jaelen için tek sıkıntı sakatlık karnesinin bir hayli kabarık olması. 2017 yılında hem sağ hem de sol ayak bileğinden sakatlanıp üstüne bir de concussion geçiren oyuncu, toplamda sadece altı maç forma şansı bulabilmişti.  2018 yılına da benzer şekilde şanssızlıklarla başlayan Phillips, off-sezonda mobilet kullanırken araba çarpması sonucunda sol el bileğinden iki operasyon geçirmek zorunda kalırken sezon içerisinde sadece dört maç oynayabilmiş ve kolej kariyerindeki ikinci concussion’u geçirerek futbolu bırakma noktasına gelmişti. Fakat pes etmeyen Phillips, 2019 yılında Miami’ye transfer olurken o yıl NCAA transfer kuralları gereği bir sene oturarak 2020 yılında güçlü ve sağlıklı bir şekilde dönmeyi başarmıştı. Draft öncesi yapılan medikal testlerden de bir sıkıntı çıkmaması Phillips’in Miami’de kalmasını sağlayan önemli bir etmen olarak öne çıktı.

2. Tur, 36. Sıra: Jevon Holland, S, Oregon  

Secondary’e yaptığı yatırımlara devam eden Flores’ın bu seneki hamlesi ise Oregon çıkışlı safety Jevon Holland oldu. Özellikle free safety pozisyonu için ideal bir seçim olarak gözüken Holland, coverage becerisi dışında ön alana da destek verebilen bir oyuncu da olması bir bakıma koç Flores’in savunması için kendisini çok değerli bir parça yapıyor. Kolej kariyerindeki ilk sezonunda beş, ikinci sezonda da dört interception yapan 21 yaşındaki oyuncu, nickleback olarak da oynayabilme özelliğine sahip. Fakat bu hususta “double move” yapabilen receiver’lara karşı bir zaafı bulunduğunu da eksi hanesine ekleyebiliriz. Yine de zaman zaman üç safety ve bir linebacker ile line arkasını doldurarak alışılmışın dışında savunma setlerini tercih eden Flores için Holland ismi, elini rahatlatacak cinsten bir oyuncu.  Ayrıyeten geçen sene seçilen Brandon Jones ile birlikte Dolphins’in yıllardır aradığı safety ikilisini bulduğunu da umuyorum.

2. Tur, 42. Sıra: Liam Eichenberg, OT, Notre Dame  

Hücum hattında muhakkak bir hamle yapması gereken turkuaz beyazlı takım bu tercihini Notre Dame çıkışlı Liam Eichenberg’ten yana kullandı. 23 yaşındaki oyuncunun sağ ve sol tackle olarak oynayabilmesi en büyük avantajlarından biriyken, hücum hattındaki oyuncu derinliğini de arttırmak için yerinde bir hamle olarak değerlendirilebilir. Hele ki Tua’nın kör noktası olan sağ tackle pozisyonunu daha önce kolejde oynaması da zaman zaman Robert Hunt’un sağ gard’a kaydırılıp kendisini de sağ tackle olarak görmemize vesile olabilirken gerekli durumlarda gard olarak da iş yapabilecek kapasitede bir isim. Nitekim henüz tam manasıyla oturmamış bir hücum hattının bir parçası olması da adaptasyon konusunda zamana ihtiyacı olan Eichenberg, gelecek yıllarda takımın starter isimlerinden birisi olmaya aday bir seçim.

3. Tur, 81. Sıra: Hunter Long, TE, Boston College  

Açıkçası Hunter Long ismini ilk duyduğumda şaşırdığımı söyleyebilirim. Kendisi kesinlikle beklediğim bir isim değildi çünkü Dolphins’in tight end olarak Mike Gesicki, Adam Shaheen ve Durham Smythe’den oluşan farklı profillerde oyuncuları zaten mevcuttu. Smythe’in genellikle bloklarda kullanması; Shaheen’in endzone’da ki işleri ve Gesicki’nin gerek line arkasında gerek safetylerle bire bir eşleşmelerinde tuttuğu toplarla TD’leri yapmasıyla pek de fena olmayan bir ekibi vardı. Ancak Hunter Long ismi bir bakıma Dolphins’in hücumda zaman zaman ikili tight end setlerini kullanmasını yahut Gesicki’nin “Y receiver” olarak oynatıp Long’un underneath rotalarında Tua’ya garanti opsiyon olmasını sağlayabilir. Bu da doğal olarak Dolphins hücumunun çeşitlenmesini sağlayacaktır. Tabii bir de kontrat yılındaki Mike Gesicki için Long iyi bir sigorta oyuncusu olduğunu söyleyebiliriz.

7. Tur, 231. Sıra: Larnel Coleman, OT, Massachusetts  

Geçen yıl ilk tur seçimi olan Austin Jackson’a yedek olması açısından orijinal olarak sol tackle oynayan bir isim olan Larnel Coleman, biraz öncede bahsi geçtiği gibi yedek lineman’ı olarak takıma katılan isimlerden birisiydi. Coleman ile birlikte sekiz oyunculuk hücum hattı ekibi 14’e çıkmış olurken olası bir Austin Jackson’un sakatlığı durumunda Larnel’i bu mevkiide geçici bir oyuncu olması gayet muhtemel.

7. Tur, 244. Sıra: Gerrid Doaks, RB, Cincinnati  

Wide receiver ve pass rusher seçimleri dışında Dolphins adına tüm draft’ı takip etmemin asıl nedenlerinden birisi de running back tercihinin olup olmamasıydı. Nitekim bu seçimin son sıralardan gelmesi bile kendi adıma sevindiriciydi. Her ne kadar ligde yedinci yılını geçiren Malcolm Brown ve draft edilmemiş çaylak olarak gelip kendini gösteren Salvon Ahmed yedek olarak olsa da Cincinnati çıkışlı Gerrid Doaks gibi fiziksel bir koşucu Dolphins’in ihtiyaçlarından biriydi. Üç senelik kolej kariyerini toplamda 1,712 yard ve 14 TD ile bitiren Doaks, takımın tackle arası koşucularından birisi olarak güzel işlere imza attı. Kendisi gibi yine bir yedinci tur seçimi olan Myles Gaskin’in önümüzdeki sezon özelinde starter olduğunu düşündüğüm senaryoda Doaks’ta iç koşuların tercih edildiği down’larda şans bulabileceğine inanıyorum…