Merhabalar, değerli NFLTR.com okurları…Packers yazıları olmadan geçen uzun bir sürenin ardından tekrar aranızdayım. Sizleri birkaç hafta yazısız bırakmış olsam da Packers taraftarları adına güzel bir şekilde dönüş yapıyoruz çünkü şanlı Green Bay Packers’ımız sezonun ilk playoff koltuğunu garantilemeyi başaran takım olmayı başardı. NFC Kuzey grubunun değişmez liderinin şaşmadığı bir sezonu daha geride bırakmış olacağız yine. Geriye kaldı geceleri rüyamıza girip bizleri endişelendiren tek bir şey: Konferans Finalleri…

Arayı Kapatalım Biraz: Green Bay’de Neler Yaşandı?

Bir bay haftası, bir Rams karşılaşması ve bir Bears derbisinin olduğu haftaları boş geçsek de Green Bay Packers boş geçmedi ve kazanmaya devam etti. Geçmiş gitmişe fazla değinmeden maçlara kısaca değinip oyuncuların ve takımın genel performansını değerlendirmek istiyorum. Özellikle Rams maçı konferans dengeleri adına oldukça mühimdi. Rams’in beklentilerin bir hayli altında kalan hücum performansıyla beraber sahadan Packers galip gelmeyi bildi. LA temsilcisi karşısında LaFleur’un “coaching” başarısına şapka çıkarmak gerekir. Doğru ve etkili oyun tercihleri ile hücumda çok büyük fark yarattı. O-Line’ın delik deşik olması ve birçok starter’ından mahrum olmasını da göz önüne olarak çizdiği oyunlarla Donald ve Miller’ın Rodgers’ı sahaya tabiri caizse gömmesine de engel oldu. Rodgers bu maçta sadece bir defa sack oldu ve bu da Rodgers’ın scramble yaptığında gelen bir sack idi. Bu maçta defans ve Cardinals antrenman kadrosundan yükseltilen Rasul Douglas’ın iyi oyunu ve pick-six’i ön plana çıktı. Jaire Alexander gibi elite bir cornerback’in eksikliğinde Douglas’ın ortaya çıkması Packers’ı tüm oyuncuların üstüne koymasının yanında en iyi 10 savunmadan olmasını sağlayan etkenler arasında çok değerli bir yer almayı başardı. Kendisi bir sonraki kuzey derbisinde de maça damga vurarak yine yaptığı pick-six ile maça direkt katkı yapmaya devam etti. Ancak derbiye damgasını vuran bu değildi açıkçası. Green Bay Packers bu maçta return’lerde tam 259 yard verdi. Evet, doğru duydunuz. İki yüz elli dokuz yard… Khalil Herbert ve Jakeem Grant, Bears hücumuna maksimum katkıyı sağlayan isimler oldu. Packers yazıları yazmaya başladığımdan beri special teams’i eleştirmekten dilimde tüy kalmadı. Bu sezon special teams’te bir de Mason Crosby’nin düşen performansı oldukça tedirgin ediyor. Belki bu sene play-off’larda daha çok dördüncü hak oynarız. Packers savunması da Bears karşısında çok iyi bir oyun çıkarmasa da haşmetli hücumu bolca skor bularak maçı kazandırmayı başardı.

Aaron Rodgers ise bu maçta bulduğu 341 yard ve dört TD isabeti ile MVP yarışında kendisini haritaya koydu. Özellikle parmak sakatlığı haberini aldığımız zamandan beri ayrı bir seviyeye çıkan Rodgers, bir nebze sağlıklı olan top yakalama ekibiyle elite performans koymaya devam ediyor. Bir de A.J. Dillon’ın katkısından bahsetmeden geçmek olmaz. Bu sezon Packers’ın hücum standardını belirlemesinde çok değerli bir rol aldı. Hatta buradan şunu iddia ediyorum, geçen senenin koşu sınıfında Jonathan Taylor’dan sonraki en iyi running back oyuncusu. Davante Adams’a ise çok fazla değinmiyorum. Kariyer senesini geçirmiyor ama verdiği performans ile takımı yine değerli bir seviyede tutuyor. Randall Cobb’dan da oynadığı süre içinde iyi verim alınıldığı söylenebilir, kendisi şu an sakatlık problemi yaşasa da sezon öncesi beklentileri karşıladığını söyleyebilirim.

NFC Kuzey’i Getiren Maç: Rakip, Baltimore Ravens

Maçın son çeyreğine 31-17 önde giren Packers son saniyelere doğru maçı vermenin eşiğine geldiği, heyecan seviyesi yüksek olan maçta hikâyeyi Baltimore Ravens’ın skoru 31-30 yapan TD’un ardından maçı almak adına iki sayı denemesine gitmesi yazdı. Bunun başarılı olmamasıyla beraber Packers üst üsteü üç defa grubunu lider bitirmeyi garantiledi. Matrix filminin de yaklaştığı bu zamanlarda baş rolünü Shane Falco’nun, pardon Keanu Reeves’in oynadığı “The Replacements” filminin bir sahnesi akıllara geldi. Filmde, maçı kazanmak adına iki sayıya giden koç Jimmy McGinty, Falco’nun kötü pasına rağmen maçı kazandıracak kararı vererek “kral” konumuna gelmişti. John Harbaugh da bundan etkilenmiş olsa gerek ki Steelers maçında olduğu gibi yine bunu denedi fakat bu konuda yüzünün güldüğünü daha görmedik. Ravens’ın bir yandan eksikleri nedeniyle de filmi andırmasıyla beraber bu güzel yapımı böylece anmış olalım.

Bu maçın sahadaki en etkili oyuncusu Mark Andrews oldu. Darnell Savage’ın savunmakta zorlandığı yıldız tight end 136 ve iki TD ile “fantezi football” sahiplerine bayram ettirdi. Maçın son anında ise Andrews karşısında Eric Stokes’u eşleştirmesiyle beraber Savage’ın “double team” yapmasıyla maçın kazanılması sağlandı. Belki maçın başında böyle bir strateji uygulansa daha rahat bir maç izleyebilirdik. Sonuçta bu takımın Marquise Brown dışında elle tutulur bir WR oyuncusu bulunmuyor. Huntley ise adeta Lamar Jackson’ı aratmayacak bir performans sergileyerek oyunun iki tarafında da müthiş bir katkı sağladı. Green Bay mobilitesi bu denli yüksek olan QB’ler karşısında fazla bir deneyimi olmaması sebebiyle bunu gayet normal karşılıyorum. Diğer yandan Fields ismi belirtilebilir ama şunu belirtmek isterim; adamın koçu Matt Nagy (Umarım Bears ile uzun yıllar devam eder). Sahip olunan linebacker tandemine de bayıldığımı tekrar belirtmem gerekir. Defans adına en son şunu söyleyerek hücum tarafına geçmek istiyorum. Son iki maçtır 30 sayı verse de sakatlıkların iyi dönüşüyle Super Bowl kazandıracak bir ekip olduğunu düşünüyorum. Zaten Packers en son en iyi on defans arasında yer aldığında Lombardi kupası evine gelmişti.

Takım lideri Aaron Rodgers, MVP standardındaki oyununa devam ederken 442 TD ile Brett Favre’ın Packers rekoruna ortak oldu. Bir diğer önemli kilometre taşını geçen isim ise Davante Adams oldu. Bu maçta yakaladığı TD pası ile Jordy Nelson’ı geçerek Don Hutson’ın arkasında Packers tarihinin en çok touchdown pası yakalayan ikinci oyuncusu oldu. Maça dönecek olursak, hücumdaki dengeli paylaşım galibiyetin unsurlarından oldu. Herkesten eşit miktarda verim almayı sağlayan LaFleur oturmuş bir Packers hücumu sağlaması oldukça değerli. Marquez Valdes-Scantling’de iyi maç çıkartarak takımın pas yakalamada yard lideri oldu. Eğer sakatlık da yaşamasaydı bu sene Super Bowl adayı bir takımda “Solid WR2” konumuna yükselmesini bekliyordum. Baktığımızda her sene üstüne koyarak geldiğini görüyoruz. Her zaman tehlikeli bir derin tehdit olsa da bu sene daha çok kısa mesafeli paslar aldığını gördük. Yaptığı TD sırasında da çok güzel bir rota koşmasının meyvesini yedi. Seneye daha da iyi olacaktır. Takım, bir değerli katkıyı da Lewis’ten almayı başardı. Güvenilir bir oyuncu ve deneyimine bağlı duruşu ile Tonyan yokluğunda takıma değer kattı. Deguara ile iyi bir tandem oluşturdukları söyleyebiliriz. Koşudan da her zamanki normal katkı sağlandı, belki A.J. Dillon’a biraz daha top verilebilirdi…

Haftanın Maçı: Acıların Takımı Browns

Cleveland Browns’un sahip olduğu kaybeden bir takım kültürü var. Baktığımızda defans ve hücum açısından çok iyi bir takım ama sahaya bunu hiçbir şekilde yansıtamıyorlar. Bu noktada takıma prangaları vuran ismin Baker Mayfield olduğunu düşünüyorum. At desen atılmaz, kullan desen kullanılmaz. Şu takımın başında bir Rodgers olsa açık ara AFC lideri olabilecek bir takım açıkçası. Bu uçuk bir örnek olsa da daha oyunu oturmuş lider karaktere sahip bir isim olsa Browns Super Bowl için direkt aday hale gelebilirler. Philip Rivers bile emeklilikten gelip oynasa yeterli olacaktır. Bu doğrultuda Browns’ta QB kim olursa olsun Packers defansının haşlamasını bekliyorum. Koşu oyununda da Hunt eksikken Chubb’a fazlaca bir yük düşüyor. Eğer Browns kazanacaksa hücumdan ekstra bir katkı zorunlu. Defans boyutunda ise başta Myles Garrett’in varlığı çok büyük bir etken ve tehdit sağlıyor herhangi bir rakibe. Ohio ekibinin grup liderliği maçına çıktığı haftanın ardından grup sonuncusu olmasının da acısını çıkarmak istiyorsa bu maça bir ayrı asılmaları şart. Maçın gidişatının ikinci çeyreğin ortalarına doğru belli olacağını düşünüyorum. Ligde de son haftalara gelinirken her maçın değeri çok fazla, umarım seyircileri de tatmin edecek bir oyun seyrederiz…

Önümüzdeki yazılarda görüşmek dileğiyle…