Merhaba football severler, bu hafta sizlere lige giren ve takımlarında defansı domine eden d-line ve linebacker’ları tanıtacağım. İlk olarak D-line’ları ele aldığımızda her ne kadar karelerde onların big hit’lerinin görmesek de genelde anne babalarımızın maçı izlerken “ya bu ne bunlar ne yapıyor güreşiyorlar mı” yorumunu yapmalarına neden olan oyuncular olsalar da bu sporun başlangıç noktasındaki ilk darbeyi alan ve vuran ve saliseler içinde oyunun geri kalan kısmını belirleyen ilk hareketi yapan oyunlar olmaları onların ne kadar önemli olduğunu bizlere tekrardan hatırlatıyor.
Sizlerinde bildiği gibi dünyada en çok kullanılan 4-3 defans formasyonun da bulunan line hattına baktığınız da line’ın iki açık tarafına yatan DE’ler ve tam onlarında ortalarında bulunan DT’lar dan oluşmakta. DE’lerin genel özelliklerine baktığımızda genel ve verimli olanlara baktığımızda 195 cm boyu ve 120 kilo civarı olmaları onları daha etkili kılmakta bunların üstüne hızlı bacaklara sahip olmaları ve sahada görebileceğiniz en etkili vücut şekline sahip olmaları gerekmekte. Genelde onlardan istenen açık koşularda koşucuya oyunu izleyip contain yapıp yetişmeleri iç koşularda ise mümkün olduğunca O-Line’a baskı kurup arkalarında duran linebacker’lara yol açmalarıdır. Pas oyunlarında ise DT’larla beraber bir şekilde planlı olarak baskı kurup O-Line’ın kurduğu pocket’ı bozup oyun kurucuya ulaşmaları istenmektedir.
DT’ları incelediğimizde genel fiziki özellik olarak 190 cm boya sahip olmaları ve 130 kilo civarı olmaları onları ideal standartlara ulaştırmakta. Güç olarak baktığımızda patlama gücü onlarda ön plana çıkmakta ve genel olarak Bench Press’de 30 tekrar yapmaları yeterli denebilir. Hıza baktığımız zaman çok hızlı olmalarına gerek yok çünkü koşucuya ulaşabilecekleri mesafeler çok kısa, onlar için daha fazla önemli olan hızlı reaksiyon verip çabuk hızlanabilme yeteneğidir. Formasyon olarak baktığımızda 4-3 sisteminde ortadaki üç oyuncu ile devamlı uğraşmaları (guard lar ve center) onları sorumluluk olarak çoğumuza öğretilen A ve B gap’lerini hücum açısından da 0, 1, 2 gap’lerine yoğunlaşmaları istenmekte.
Her geçen gün gelişen defans sistemlerine iyice moda olan 3-4 sisteminin yerleşmesi sizlerinde anlayacağı gibi üç line’a inilmesi hızlı DE’leri linebacker’lığa kaydırmakta ve onları dört linebacker arasında iki açığa almakta… Genel bir görüntü olarak baktığımızda sanki line’ı beş kişi olarak görmemize neden olmakta bu yeni yeni oturtulmaya çalışılan sistem gerçekten uygun oyuncuları bulduğunuzda gerçekten inanılmaz baskı kurmakta ve özellikle pas oyunlarında O-Line’ı çok zorlamakta. İşte sizlere o zor bulunan ve bu sene lige giren benim için en önemli iki D-Line oyuncusunu tanıtacağım.
İlk olarak geçtiğimiz sezon NCAA’de kendime yeni gözlemler yapabileceğim takımlar ararken karşıma çıkan Auburn süper yıldızı Cam Newton’ın takım arkadaşı Nick Fairley ile başlamak istiyorum. Fairley bu yıl Lions tarafından 1.tur 13.sıradan lige girdi ve beni hiç şaşırtmadı. Oyun zekası gibi zamanla ve ilgiyle gelişen izleme yeteneği, çok uzun bir süre sonra artık gözlerime line hareketlerini görebilme yeteneği verdiği anda karşıma çıkan Fairley, NCAA’de iki O-Line oyuncusunu birbirine vurup sonrada onları QB’ye kadar götürüp birde ona vurdurabilen bir güce isteğe sahip olup maç boyunca izleyen herkesin gözlerini o noktaya çevirtebilmekte. Tabiî ki bu NFL’de bu şekilde işlemeyecek ama yıllar içinde eminim ki bunu sizlerinde görmenizi sağlayacak. Atletik bir DT olan Fairley bu sene combine’da 40 yardı 4.84 koşarak şuan da ülkemizde bulunan çoğu Football’cudan çok daha iyi bir derece yakalamış oldu. 193 cm boyunda 132 kilo ağırlığında olan Fairley’nin derecesi gerçekten de fizik kanunlarını zorlamakta.
NCAA kariyerine baktığımız zaman 2008-2009 yılındaki düşük rakamlarına bir anlam veremesem de son yılında yaptığı rakamlar inanılmaz diyebiliriz son yılında yaptığı istatistik çok iyi bir OLB istatistiğini andırsa da onun kocaman bir DT olduğunu unutmamak lazım. 60 tackle yapmış olması yazımda bahsettiğim dar alanından çıkıp daha fazla koşup hızlı RB’lere yetiştiği anlamına gelebilir bu da onu özel DT yapan özelliklerin başında gelmekte.
Oyun özelliklerine baktığımız zaman 4-3 sisteminde baya etkili olan 3-4 sisteminde de alıştığımız çok iri yani 150 kilo civarı olan DT’lar gibi NOSE TACKLE’da oynayabilen Fairley koçlarına birçok seçeneği beraberinde getirmekte. Bunların yanına birde oyun zekâsını koyduğunuz zaman bu sene NCAA’deki en iyi DT olması normal karşılanabilir. 2010 yılında Lombardi ödülünü alan Fairley All American olmuş ve bu seneki finallerin en değerli oyuncusu seçilmiştir.
Lions, geçen sene de inanılmaz bir yetenek olan ve geçen senenin en iyi DT olan Suh’u kadrosuna katmış ve defansının göbeğini inanılmaz güçlendirmişti. Bu iki oyucuyu yan yana izlemeyi dört gözle bekliyor ve bu ikilinin bu sene kaç tane QB’yi bench’e göndereceğini izleyip görmek istiyorum.
Sırada sizlere yeni Jared Allen diye bileceğim Houston tarafından 1.tur 11.sıradan draft edilen Wisconsin Üniversitesi’nin yıldızı J.J. Watt var. Bu yeni nesil atlet, yeni nesil taktiklere uyum sağlayıp her zaman çok çalışıp birçok spor dalını yapmış ve Amerikalı koçların gözdesi olarak lige 1 turda girebilmiştir. DE oynayan Watt aslında neredeyse DT kalıbında olup bu kalıbın ona bir beyaz olarak, lige bu kadar üst sıralardan girmesine yardım ettiğini söyleyebiliriz.
Lise yılların tight end de oynayan Watt hızı ve hassas elleri sayesinde bu mevkide de baya başaralı olmuş ve NCAA kariyerine Central Michigan Üniversitesi’nde başlayıp ilk yılını TE olarak geçirmiştir. Sonrasında Wisconsin Üniversitesi’ne geçen Watt, 2009 ve 2010 yılında yaptığı istatistiklerle NFL’e girmeyi başaradı. Watt şuan ligin yeni yırtıcı beyazı olarak kariyerine başlayacak.
Fiziki özelliklerine baktığımız zaman 198 cm boyunda ve 132 kilo ağırlığındadır. Daha önce de söylediğim gibi atletik bir DT’ı andıran Watt, NCAA kariyerinde bazı zamanlarda hem DT hem de DE oynamıştır. Combine larına baktığımız zaman;
İlk baçta dikkati çeken bu büyüklükte bir insanın 40 yardı 4.81 olması ki bizim ülkemize göre değerlendirirsek sadece birkaç LB bu derecede bir 40 yard koşacağı gerçeği bu kiloda hiçbir line oyuncusunun koşamayacağı gerçeği ile birleşince inanılmaz denilebilecek kadar iyi gibi gözüküyor. Bunun üstüne birde birçok Amerikalı O-Line’ı bile zorlanarak yaptığı 34 tekrar Bench Press onu daha da özel bir oyuncu yapıyor.
Oyun özelliklerine baktığımız zaman hızını ve gücünü tekniği ile birleştiren Watt, NCAA kariyerinde şuanda NFL’de olan birçok O-Line oyuncusunun oynadığı yıllarda onları çok rahat geçerek RB ve QB’lere ulaşmış ve sadece iki yılda normalin üstü bir istatistiğe ulaşmaştır. Benim görüşüme göre onun en büyük üstünlüğü ise daha önce bahsettiğim, bu aralar moda haline gelen bir sistem olan 3-4 defans formasyonun vazgeçilmez bir parçası olması. Bu nasıl oluyor diye sorarsanız da ilk başlarda DE-DT-DE diziliminde olan sistem yeni nesil atletlerin lige girmesi ile DT-DT-DT halini almış ve savunma bölgesini her ne kadar yavaşlatmış gibi gösterse de aslında daha da güçlendirerek arka bölgeye ekstra bir adam boşa çıkartmıştır. İşte Watt gibi hem DT hem de DE oynayabilen oyuncular bu sayede ön plana çıkıp 1.turda lige girmeye başlamışlardır.
Watt’ın NCAA istatistiklerini incelediğimiz zaman iki yıl içerisinde yaptığı toplam 36,5 tackle onun ne kadar fazla topu istediğini ve koşu oyunlarında bir linebacker kadar çabaladığını göstermekte. Kesinlikle genel bir DE’den fazla tackle yapan Watt, son yılında yaptığı yedi sack ile de bu sene ligde neler yapabileceğini gösterdi diyebilirim.
Yazımın son kısmında her zaman olduğu gibi maçlarını takip ettiğim ama ilk 11’de başlayıp başlayamayacaklarından emin olamadığım birkaç oyuncuyu sizlere sunuyorum;
1.tur 3.sıra seçimi olan, bu sene lige en üst sıradan gire D-Line olan Marcell Dareus, Bills tarafında seçildi.
1.tur 31.sırada, Ohio State’den gelen Cam Heyward, Steelers tarafından seçildi.
1.tur 20.sırada, Iowa’dan gelen Adrian Clayborn, Buccaneers tarafından seçildi.
2.tur 9.sırada, Clemson’dan gelen Jarvis Jenkins, Redskins tarafından seçildi.
7.tur 44.sırada, Oklahoma’dan gelen Jeremy Beal, Broncos tarafından seçildi.
Yukarıda isimlerini verdiğim oyuncular takımlarında büyük bir parçayı oluşturup oynadıkları sürelerde birçok ödül almış oyunculardır.
Bu yazımda sizlere sadece iki oyuncuyu tanıtmamın nedeni bu oyuncuların diğerlerinden daha özel olması değil sadece benim gözlemlediğim kadarı ile sistemlerinde daha iyi oynamalarıdır. Sizlere bu yazımda daha fazla teknik bilgi vermeye çalıştım umarım ilerleyen yıllarda verdiğim bilgiler sizlerin karşınıza çıktığı zaman “bundan bahsediyormuş” dedirtebilir bir sonraki yazım Linebacker’lar ile ilgili olacak, görüşmek üzere…