Selamlar arkadaşlar, bu yazıda sizlere yönetime geldiğimizden beri yapmış olduğumuz icraatları ve federasyon hakkında bilmediğiniz, sizlere yanlış aksettirilen bilgilerin doğrularını yazacağım. Bir dönem, forumdan sizleri bilgilendirme çabam olmuştu fakat gelen haksız ve ağır eleştiriler üzerine ortamı daha da germemek adına bu uğraşa ara verdim. Umarım burada yazdıklarım sizlere neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda daha net bir fikir verir.

Öncelikle IFAF-EFAF arasındaki bağlar ve bizlerin buradaki konumumuz ile başlamak istiyorum. Bildiğiniz üzere IFAF ve EFAF arasında uzun süredir gelen kavganın sonucunda IFAF, EFAF’ı ekarte etmek ve Avrupa’da söz sahibi olmak adına Ifaf Europe adlı bir oluşuma gitmiştir. Burada sizlere “bizlerin bu konuda basiretsiz kaldığımızı bu ortamda güçlü bir çıkış yapamadığımız”ı söyleyenler olmuştur. Aslında tam tersine…  Türkiye, Federasyon Başkanımız Sayın Şahin Kömürcü beyin akılcı tutumu ile çok önemli rol oynamış ve bunun neticesinde bizim istememize gerek kalmadan şu andaki üst düzey yöneticiler için yönetim kuruluna girmemizi istemişlerdir. Ancak şu andaki yönetim geçici yönetim olmakla beraber 2 ila 4 aylık bir çalışma döneminin ardından yerini asil yönetime bırakacağından, biz tercihimizi asil yönetimde kalmak olarak uygun gördük.

Bu seneki final maçına IFAF Başkanı Sn. Tommy Wiking’in gelmesi ve EFAF’ın yönetim kurulundan 3 önemli isminde katılması Avrupa ve Dünya Federasyonlarında ne konumda olduğumuzun önemli bir göstergesidir. Yönetime geldiğimiz zaman bizlere katıldığımız toplantılarda siz Asya Liginde oynayın diyen insanlar bugün Türkiye’yi yanına almak adına yoğun çaba sarf etmektedirler.

Yine bir çoğunuzun bildiği üzere 1 Eylül 2012 tarihinde Polonya’da Avrupa Kupasının oynandığı statta Avrupa Karması ile Amerika Karmasının bir maçı olacaktır. Bu organizasyon IFAF Europe’ın bir organizasyonu olup bu organizasyona beş oyuncu ve bir antrenör ile katılımımız taktir edersiniz ki federasyonumuzun bu mecradaki gücünün bir kanıtıdır.

Milli takım olayına gelirsek görev dönemimiz boyunca dört milli takım kampı ve Türkiye’de ilk defa bir milli takım maçı gerçekleştirdik. Yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz bu maç aslında daha önceden de gerçekleşebilirdi ancak maalesef camiamızdan gelen yönetimdeki arkadaşların tutumları neticesinde ancak bu zamanda gerçekleşebilmiştir. Bu arkadaşların yönetimden istifaları sonucunda ben ve Sayın Mehmet Güçlü hocamız Amerikan futbolunun idaresinden sorumlu olduk ve sayın başkanımızın verdiği büyük destekle de sonunda ülkemizde yıllarca hasreti çekilen bu organizasyonu başarı ile gerçekleştirdik. Bu konuyu biraz daha açarsak maçımızın tarihini belirledikten sonra milli takım hocalarımızla yapmış olduğumuz görüşme sonucu bir kamp tarihi belirledik ve kendilerinin maçlarını izleyerek belirlemiş olduğu oyunculardan oluşan kafilemizi Antalya’da beş yıldızlı bir otelde kampa aldık. Çok verimli geçen bu kampın neticesinde belirlenen takımımızı maç gününden 3-4 gün önce Edirne’de bir kampa daha alıp oradan Romanya’ya kara yolu ile geçip orada da dört yıldızlı bir otelde kalarak maçımıza çıktık ve ezici bir galibiyetle Türk Amerikan futbolu tarihine güzel bir ilk sayfa açtık.

Bunların haricinde bizden önceki dönemde, o dönemlerde çalışmış arkadaşlar bilirler, federasyonun takımlardan lige giriş ücreti adı altında 8000 TL gibi bir rakam istemesi artı oyuncu başına 150 TL lisans ücreti istemesi üzerine Ankara’daki mali genel kurulda ben ve arkadaşlarımın yoğun itirazları üzerine takım başına 8000 TL lık sadece lige girerken ödenecek olan tutar kaldırılmış, ancak lisans ücreti olarak yine de 50 TL ödemek durumunda kalmıştık. Bizler yönetime geldiğimizden beri lisans ücretleri 30 TL ile sınırlandırılmış ve artış olmamıştır. Bu alınan 30 TL de tamamen GSM‘nin lisans için bizden istediği paradır. Ayrıca her yıl takımların gittikleri deplasman başına takımlara ücretleri düzenli olarak ödenmiştir.

Tüm bunlara ek olarak geçmiş dönemden kalan borcun kapatıldığı gibi bütçemizin düşük olduğu dönemlerde de federasyonun bütçesine  denk sponsorluklarda sayın başkanımız tarafından bulunmuş ve bütçemize dahil edilmiştir. Değerli dostlar, bu bilgileri iyi-kötü tasnifi için değil, geçmişi asla ve asla karalamak için değil sadece ve sadece bilgileri tazelemek için ifade ediyorum. Nihayetinde spora gönül verenler olarak bizler; spora daha çok destek olanları, spora daha çok finans bulanları, bizim sorunlarımızla daha çok ilgilenip çözüm üretenleri, bu ülkenin spor bayrağını uluslar arası alanda daha ileri taşıyanları tespit etmek ve desteklemek durumundayız. Bu durum hayatın akışı içinde son derece makul bir tespittir. Başarının artması ve rekabetin gelişmesi için de bu gereklidir.

Bunların dışında bazı istatistiksel bilgileri sizlere sunmak isterim;

  • 2008 yılında göreve geldiğimizdeki lige katılım gösteren Amerikan futbolu kulüp sayısı 13 iken şu anda 2011 yılında 17 takım liglere katılmıştır.
  • 2008 yılında lisanslı oyuncu sayısı 750 iken geçtiğimiz 2011 yılında lisanslı sporcu sayısı 1550 olmuştur.
  • 2008 yılında eğitimli antrenör sayısı 25 iken bugün itibariyle eğitimli antrenör sayımız 65 olmuştur.
  • 2008 yılındaki hakem sayımız 55 iken şu anda hakem sayımız 185’e yükselmiştir.
  • 2008 yılında faaliyet yapılan il sayımız 5 iken geçtiğimiz 2011 döneminde 10 ilde faaliyet gösterilmiş olup bu sene bunlara Bursa, Çanakkale gibi birçok ilde eklenecektir.
  • 2008 yılında 2 olan lig sayısını 4’e çıkarttık.
  • Bütçemiz 2008 yılında 300.000 TL iken şu anda yaklaşık 1.200.000 TL ye ulaşmıştır.

Rakamlar ortada arkadaşlar. Hala birileri sizlere çeşitli masallar anlatacaklardır ama lütfen sizler bizlerle irtibata geçerek gerçeklere itibar ediniz. Benim telefonum camiada hemen herkeste vardır. Olmayanda Federasyonu arayıp öğrenebilirler. Lütfen bir sıkıntınız bir derdiniz olursa benimle irtibata geçmekten çekinmeyin. Bizler sizin için çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz. Biz kurullarımızda hep camianın önde gelenleri çalışsın istedik ama maalesef o işlerde biraz sıkıntılı oldu. Önümüzdeki dönemde kuracağımız kurullarda faal olacak bunun içinde şimdiden camiada isimlerin değil çalışacak kişilerin bu kurullara girmesini sağlayacak ve çalışmalarının peşinde olacağız. Birlik ve beraberlik içinde çalışmaya, eski hastalıklardan ve camiaya rahatsızlık verip gelişmemizi önleyen tutum ve davranışlardan uzaklaşan herkese kapımız ve gönlümüz açık. Ülkemiz ve camiamız bizden kısır tartışmalar değil sporda başarı istiyor. Lütfen bunu çok iyi anlayalım.

Onun için diyorum ki;

Buyurun gelin beraber çalışalım…

Ekip çalışması içinde sevgi, saygı ve başarı odaklı bir yönetimin ya içinde olalım ya da başarısı için yanında bulunalım.

Ülke bizim,
Federasyon bizim
Başarı hepimizin olsun.

Yazan: Taner Hacıbekiroğlu