Evet, gülmeyin. Bunu ben değil bir çok NFL uzmanı söylüyor. Bu oyunun en gösterişli pozsiyonları olan QB ve RB sınıfı olarak zayıf bir draft olsa da diğer pozisyonlarda müthiş bir patlama ve derinlik var. Özellikle savunma çizgisi oyuncuları bakımından çok zengin bir sınıf var elimizde. Bu yazımda bu oyuncuların en dikkat çekenlerini sizler için tanıtmaya çalışacağım. Böylelikle sezon öncesi onlar hakkında bilgi sahibi olabilir ve başlayan combine’larda hangi oyuncuyu daha yakından takip etmeniz gerektiğini görebilirsiniz.

Hatırlayacak olursanız sezon içinde bu sezon drafta girecek QB’ler üzerine bir yazı yazmıştım. O nedenle oyun kurucularda fazla derine inmeyeceğim ve bahsetmediğim birkaç isme değineceğim. Tabi o zamandan bu zamana değişen çok şey oldu. Geno Smith büyük bir düşüş yaşadı, Matt Barkley omuzundaki sakatlığın da etkisiyle resmen çöktü. Ancak bunların hiç biri bu iki ismin bu draftın en iyi iki QB’si olduğu fikrimi değiştirmiyor. Sezon sonuna doğru en büyük çıkışı yapan ve bu iki isimden sonra hatta belki de Barkley’den bile önce draft edilmesi beklenen isim Mike Glennon(fotoğraftaki oyuncu). Glennon geçtiğimiz sezonu 4,031 yard ve 31 TD pasına karşılık 17 INT ile tamamladı. Bir önceki sezonu da buna çok yakın rakamlarla tamamladığını düşünecek olursak istikrarlı bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz. Zaten lisedeyken ülkenin en iyi beş QB’sinden biri olarak lanse edilen bir oyuncudan bahsediyoruz. 1.98 olan boyu ona büyük avantaj sağlıyor. Tek eleştirilen yönleri biraz isabet oranı ve pocket içindeki duruşu. Çünkü pocket daraldığında buna iyi tepki veremiyor. Yani ayakta kalabilmek için güçlü bir line’a ihtiyaç duyan bir QB.

Önceki yazımda bahsetmediğim isimlerden bir diğeri de Landry Jones. Jones geçen yıl drafta girmekten son anda vaz geçip bir sezon daha Sooners adına oynamaya karar vermişti ki bu kararın ona çok bir fayda sağladığını söyleyemeyiz. Kendisinin ana özelliklerinden bahsedecek olursak elimizde tam bir NFL tipi pocket passer var diyebiliriz. Atletizmi olmayan ancak pocket içinde çok başarılı olabilen ve topu elinden hızlı çıkaran bir oyuncu. Ritmini yakaladığında rakip savunmalar için çok tehlikeli bir isme dönüşebiliyor. Ancak onun hakkında asıl sorunlar da burada başlıyor. Çok dengesiz bir oyuncu ve baskı altında hata yapmaya çok yatkın. İşler kötü gitmeye başladığında güveni kolay sarsılıyor ve hata üstüne hata yapabiliyor. Son zamanlarda değeri en çok artan isimlerden biri de Syracuse QB’si Ryan Nassib. İri bir size’a sahip olan Nassib’in aynı zamanda oldukça güçlü bir kolu var. Bunun yanında üstün saha görüşü, rekabetçi yapısı ve pocket daraldığı zaman kendine zaman ve boşluk yaratma becerisi onu değerli kılan başka noktaları. Bu draftın en büyük steal adaylarımdan kendisi. Yakından takip etmekte fayda var.

Running back pozisyonuna baktığımız zaman QB sınıfına göre neredeyse daha zayıf bir sınıf ile karşılaşıyor. Bu bölgenin en değerli adamı olan Marcus Lattimore da içleri sızlatan sakatlığa kurban gittikten sonra kalite bir hayli düştü. Öyle ki Eddie LacyLaVeon Bell ve Giovani Bernard gibi underclassman oyuncular drafta girme kararı aldılar. Lattimore sakatlıktan sağlıklı döndüğü takdirde bu bölgenin hala en iyi oyuncusu ancak ona güvenip ilk turlardan draft edecek takım yok gibi. Kendisi her ne kadar NFL doktorlarını şok edeceğini söylese de takımlar onun için riske girmeyeceklerdir. Ancak kendisi üçüncü turdan da seçilse yedinci turdan da seçilse sürpriz olmayacak. Onun yokluğunda bu grupta başı çeken isim Alabama Crimson Tide’ın son RB üretimi Eddie Lacy. Oyun tarzı olarak bir önceki Alabama RB’i Trent Richardson’ı andırıyor. Büyük bir oyuncu olmasa da oldukça güçlü ve guardlar arasına güçlü koşular yapabiliyor. Bu dediklerimden bir power back tanımı çıkarmayın. Aksine çok da süratli bir oyuncu Lacy. Hem güç hem de hızı bünyesinde barındıran bir oyuncu desek daha doğru olur. Alabama’nın BCS Bowl’u kazanması ve kendisinin bu mücadelede gösterdiği üstün performans ve Heisman yarışını ikinci bitiren Manti Te’o’yu sahadan silişiyle değerini resmen katladı. Bu drafta ilk seçilen RB olması kuvvetle muhtemel.

Lacy’nin ardından dikkatleri çeken diğer RB yine bir underclassman olan Giovani Bernard. UNC çıkışlı oyuncunun oyunundaki en büyük silahı ne hızı ne de gücü. Onu bu kadar değerli kılan inanılmaz bir yön derğiştirme kabiliyeti ve çabukluğu. Bu özellikleri bakımından Eagles RB’si LeSean McCoy’yu çokça andıran bir isim. Aynı zamanda kickoff ve punt returnlerinde de çok kullanılabilecek tehlikeli bir isim. Bernard’ın değerini arttıran başka özellikleri de backfield’dan gelip pas yakalama yeteneği ve pas oyunlarında QB’sine sağladığı koruma. 2010 yılındaki ACL sakatlığı onun hakkında şüphe uyandırsa da bu drafta Lacy’den sonra seçilecek ikinci RB’nin Bernard olduğunu düşünüyorum. Bu isimlerden sonra üçüncü sırada Montee Ball’u görüyorum. 2011 yılı kesinlikle Ball’un yılıydı. Heisman finalisti olan Ball 1,932 yard ve toplam 39 TD ile sezona damga vurmuştu. Ancak NFL yerine okulunu tercih etmesi büyük sürpriz olmuştu. Wisconsin’de geçirdiği son sezon 2011’deki junior yılı kadar etkileyici olmayınca doğal olarak o performansının üstüne gölge düşmüş oldu. Ball’u bu sınıftaki diğer RB’lerden ayıran özelliği diğer oyuncular gibi gösterişli bir yönü yerine çok dengeli bir RB olması. Çok iyi bir saha görüşü olması onu değerli bir zone koşucusu yapıyor. Ayrıca biraz daha riskten uzak bir seçim gibi. Bu üç oyuncu dışında dikkat çeken diğer isimler ise Oklahoma State’ten Joseph Randle ve Clemson’dan Andre Ellington.

Wide reciever grubuna baktığımız zaman çok önemli potansiyellerin var olduğunu görüyoruz. Bunlardan ilki California üretimi olan Keenan Allen. Allen, Cordarrelle Patterson ile birlikte bu draft’ın en iyi WR’si olarak gösteriliyor. En çok takdir edildiği nokta doğru düzgün bir QB ile oynayamamasına rağmen elde ettiği başarılı kolej kariyeri. Allen fiziksel özellikleri ve yetenekleri bakımından kusursuz bir no.1 WR olabilecek kapasitede. Boyu dikey pozisyonlar da ona avantaj sağlıyor. Çok duyarlı ellere sahip ve bu da onu dış alanda etkili bir yakalayıcı yapıyor. En büyük zayıflığı olarak hızını gösterebiliriz. Çok hızlı bir oyuncu değil ve topu yakaladıktan sonra hızından çok fiziksel gücüyle ekstra yard kazanmaya çalışıyor. Tabi birde geride bıraktığımız sezon sol dizinden yaşadığı sakatlığı onun hakkındaki en önemli soru işareti.

Tennessee çıkışlı Cordarrelle Patterson ise bir çok gözlemciye göre bu sınıfın en iyisi. Hem size hem de hızın mükemmel bir kombinasyonu. En önemli özelliği çok yönlü oluşu. Reciever pozisyonunun yanı sıra returner olarak ve RB olarak bile kullanılıyor. Hızı ve yön değiştirme yeteneği onu bu kadar değerli kılan noktalar. Öyleki çoğu WR’nin ve yukarıda bahsettiğim Allen’ın aksine onun işi genelde topu yakaladıktan sonra başlıyor. Lige girmesiyle birlikte neredeyse her takımda ilk on bir başlayabilecek kapasitede. Ancak sadece bir sezonluk Division 1 tecrübesi daha öğrenecek çok şeyi olduğunu gösteriyor. İlk turun dışına çıkmasına imkânsız gözüyle bakıyorum, hatta seçilecek ilk WR olabilir. West Virginia’dan Tavon Austin, Clemson’dan DeAndre Hopkins ve USC’den Robert Woods öne çıkan diğer isimler.

Tight end pozisyonunda konuğumuz yine iki oyuncu. İlk olarak Stanford çıkışlı olan Zach Ertz’den bahsedelim. Ertz, özellikleri bakımından bana fazlaca Jason Witten’ı hatırlatıyor. Çok yumuşak ellere sahip. Size ve güç olarak da çok yerinde ve NFL’de muhtemel eşleşme sorunları yaratabilecek bir isim. Stanford’da geçirdiği son yılında takımın bir numaralı hücum silahıydı ve ligdeki tüm TE’ler arasında en çok pas yardına sahip oyuncu oldu. İlk turdan seçilmesi çok muhtemel. Diğer isim ise Notre Dame TE’si Tyler Eifert. Eifert bir TE’den çok bir WR özelliklerine sahip. Çok güçleri elleri var ve en zor pozisyonlarda bile topu yakalmayı başarabiliyor. Aynı zamanda düşünüldüğünden çok daha iyi bir blokçu.

Bu draftı bu kadar özel kılan nokta ise çok kaliteli offensive line oyuncularını barındırması. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz Luke Joeckel. Çoğu düşünceye göre bu draftın en yetenekli ve en iyi oyuncusu. Uzun kollara sahip, oldukça atletik ve çabuk ayakları var. Left tackle’da mağlup edilmesi çok zor bir oyuncu ve bu da onu bu kadar değerli yapıyor. Jake Long ve Joe Thomas’ın yeni versiyonu. Ondan sonra bu pozisyonun en iyisi olarak Central Michigan’ın NFL’e sunduğu Eric Fisher geliyor. Joeckel’ın sahip olduğu özelliklerin aynılarına Fisher da sahip. NFL’de uzun yıllar LT olarak Pro Bowl seviyesinde oynayabilecek bir oyuncu. Senior Bowl’da ortaya koyduğu performans ile değerini daha da arttırdı. Bu pozisyondaki dikkat çeken isimlerden bir diğeri olan Lane Johnson ise ilginç bir geçmişe sahip. Lisedeyken QB olan Johnson, kolejde de bir sezon yedek QB olduktan sonra sırasıyla DE ve TE’ye geçmiş. En son olarak ise RT ve LT pozisyonlarında görev alan Johnson sonunda mevkisini bulmuş. Çabuk ayaklara ve iyi bir atletizme sahip. Ancak OT tecrübesinin az olması en büyük handikapı. Alabama’lı DJ Fluker da dikkat edilmesi gereken diğer bir tackle. Çok güçlü bir oyuncu ve rakip defans oyuncularını gücünü kullanarak mağlup ediyor. Ancak yavaş ayaklara sahip olduğundan RT oynaması daha muhtemel.

Tackle’lardan guard ve center’lara geçerken hemen DJ Fluker’ın takım arkadaşı ve draftın en kaliteli oyuncularından bir başkası olan Chance Warmack ile devam ediyoruz. Alabama’nın o kusursuz koşu hücumunun en önemli yapı taşıydı Warmack. İnanılmaz bir blokçu. Mark Ingram ve Trent Richardson’ın yakaladığı başarıların arkasındaki adam. Çok güçlü ve dayanıklı. Koşuculara yer açmak kadar QB’sini korumakta da çok başarılı. Neredeyse alt edilemez bir isim. Haliyle draftın en değerlilerinden. Hemen arkasından gelen isim ise Jonathan Cooper. UNC çıkışlı oyuncu Warmack ile benzer özelliklerinin yanı sıra üstün bir atletizme sahip. Bu da onun birçok farklı şemalarda başarıyla görev yapmasını sağlıyor. Atletizmi ve mobilitesi ise koşu oyunları için çok önemli bir isim. Aynı zamanda pas korumasında da üstün yeteneklere sahip. Alabama’lı Barrett Jones da benim favori center’ım. Alabama kariyeri boyunca offensive line’ın her pozisyonunda oynadığı için bir joker olarak da görülebilir. Onu da gözden kaçırmamakta fayda var.

Bir sonraki yazımda da savunma oyuncularından bahsedeceğim. Haftaya görüşmek üzere…