TAFL’deki hakem sorununa aslında site olarak uzun zamandan beri değinmek istiyoruz, ama ligimizde yaşanan sürecin ve durumun hassasiyeti açısından bu yazımız için sezon sonunu beklemek daha doğru olurdu. Son zamanlarda “Türkiye Amerikan Futbolu Ligi”ne hakemler damga vurmaya başladı. Önce hakemlerin haklı isyanı sebebi ile ligler başlayamadı. Sonra hakemler alacakları olduğu halde maçlara çıkmaya başladılar ama bu sefer takımlar hakemlerin yönetim sıkıntılarını sürekli yansıtmaya başladılar. En sonunda da ODTÜ-Gazi maçında bir hakem kardeşimiz dayanamayarak maçı terk etti. Bu yazımda hakem sorununa değişik taraflardan bakmaya çalışacağım.

Hakem kimdir?
Bir spor oyununu, müsabakasını veya karşılaşmasını, spor müsabakasının kurallar bütününe uygun olarak, gerektiğinde kuralları kendisi yorumlayarak yöneten kişi veya kişi topluluğuna hakem denir. Spor müsabakalarında hakemin varlığı, sporun kurallara göre ve tarafsız oynanmasının en önemli unsurudur.

Hakemlerin sorunları neler?

Öncelikle hakemler tarafından bakalım. Federasyon faaliyetlerinde 185 adet hakemimizin olduğunu açıklamış olsa da, hepimizin bildiği gibi başhakemlik yapan hakem sayısı en fazla 5-6 olmakla beraber, toplam aktif hakem olarak 12 İstanbul ve 25-30 Ankara olmak üzere, 40 civarında hakemimiz vardır. Bu hakem grubu tüm maçlara özveri ile yetişmeye çalışmaktadır. Şundan eminiz hakemlerin özverisi olmasa ligimiz bu sezon kesinlikle oynanamazdı.

Maçların çoğunluğunda bu hakem kadrosuna lig oyuncuları ve spor ile alakalı kişiler destek vermektedir. Kesinlikle iyi niyetle ve çok ciddi para alacakları olduğu halde hakemlik yapıyorlar. Ellerinden geleni yapıp hakem kadrosunun sahada bulunmasını sağlıyorlar. Federasyonun yapamadıklarını yapıp, hakem ödülleri hazırlıyor ve hakem duyurularını forumda dahi olsa duyurmaya çalışıyorlar. İyi niyet konusunda kuşkum yok. Ancak, her ne surette olursa olsun, hakem olmayan kişilerin hakem olarak sahaya çıkması nizami midir?

Mutlaka ama mutlaka, gözlemci, hakem, antrenör ve oyuncu ayrımının yapılması gerekir. Bu ayrım ve sınırları belirlenmediği sürece yaşadığımız her olayın sonucu kaos olur. Sahada ter döken oyuncular ve antrenörler her ne surette olursa olsun sahada maç yönetmemesi gerekir. Kurumsallaşmanın başarılması gerekirken, şuan yaşadıklarımız Amerikan futbolunu, federasyon öncesi duruma geri götürür.

Yarın, hakemin olmadığı bir resmi müsabaka sonucunda takımlardan biri itiraz eder ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kuruluna başvurursa ne olur veya 2.Lig takımlarından biri, 1.Lig oyuncusu şu kişi benim maçımda hakemlik yaptı ve kendisine rakip olarak bizi gördüğü için maçımızda haksız kararlar verdi ve yükselmemi engelledi derse ne olacak, bu sebeple saha içerisinde bir tartışma çıkarsa ne olacak?

O zaman bana diyeceksiniz ki, tamam bu kişiler tamamı ile iyi niyetleri ile aldıkları bu görevleri almasınlar, oyuncular hakemlik yapmasın. Ama o zaman maçlar oynanamayacak. Düştüğümüz durum çok acıdır. Yaşadığımız ortamın federasyonun olmadığı dönemden hiçbir farkı yoktur.  O dönemde de hakemler oyuncular içerisinde atanırdı, şimdi de aynısı oluyor. Üç yıl önce, hakem eğitimleri yapan ve Avrupa Kupası maçlarına hakem gönderen bir spor branşımız var iken şuan her maç öncesi sağdan soldan hakem ayarlamaya çalışan bir yapı haline geldik. İlerlemek yerine geriye gitmekteyiz.

Peki burada Federasyon ne yapmalı?
Burada federasyon sporu geliştirmesi gerekmekteyken, spor geliştirememekte ve sürekli geriye götürmektedir. Teknik Kurul kararları gibi günlük ve copy-paste kararlar ile federasyon yönetilmeye çalışmaktadır. TRF Ana Statüsüne bakılırsa federasyonun görevlerinin şunlar olduğu görülür;

Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Ana Statü, Türkiye Beyzbol Softbol Korumalı Futbol ve Ragbi Federasyonu Genel Kurulu, Federasyon Başkanı, Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Disiplin Kurulu ile diğer kurulları ve kulüp, sporcu, antrenör, teknik direktör, hakem, idareci, menajer, gözlemci, temsilci ve benzeri spor elemanlarını, Federasyonun çalışma usul ve esasları ile Genel Müdürlük ve Tahkim Kuruluyla olan ilişkilerini kapsar.
Federasyonun görevleri
MADDE 6 – (1) Federasyonunun görevleri şunlardır:

c) Antrenör, hakem ve gözlemcilerin yetiştirilmesini ve seminerlerle eğitilmesini sağlamak, başarılı olanların belgelerini düzenleyip tescillerini yapmak, bunların çalışmalarını sürekli izlemek,
ç) Ülke içinde turnuva, şampiyona ve lig düzenlemek ve bunun devamını sağlamak bu müsabakalarla ilgili hakem, temsilci, gözlemci ve diğer görevlilerin atamasını yapmak,

Burada Federasyon yapmak zorunda olduğu, mevcudiyetinin sebebi olan görevi yapmamaktadır. Hakem eğitememekte ve sahaya tescilli hakemlerin çıkmasını sağlayamamaktadır. Peki bunun sonucu nedir?

Bunun sonucunda, yaptıkları görev ile alakalı yeterli eğitim almamış veya sürekli eğitimler ile desteklenmeyen hakemler sahada yanlış kararlar vererek istenmeyen olayların yaşanmasını sağlamaktadırlar.

Hakemler ne yapmalı?
Hatırlarsınız Pamukkale Horozları Takımının oyun kurucusu Mustafa kardeşimiz bir maçta beyin kanaması geçirdi. Daha önce yazdığım yazıda belirttiğim gibi herkes kadar maçın hakemi de bu yaşanan sakatlıktan sorumludur. Hakemlere, daha önce başlattığımız süreçte verilen eğitimler devam edebilseydi, hakemimiz sahada güvenliği her şeyden üstün tutması gerektiğini bilir ve belki bu sakatlığın yaşanmasının önüne geçebilirdi. Bu konuda yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Benzer bir sakatlık geçtiğimiz haftalarda Kıbrıs’ta yaşandı. Koç Stallions oyun kurucusunun çenesi kırıldı. Hakemlerin sertliğe veya rakibin savunmasız kaldığı durumda olabilecek darbelere karşı oyuncuları koruması gerekir. Bu iki olay ile alakalı tüm anlatılanlar, hakemlerin önce güvenliği gözetmediğini akıllara getiriyor. Hakem sahanın tek hakimi olarak oyuncuların güvenliğini sağlamak ile mesuldür.

Isparta ve İTÜ takımları arasında oynana 1.Lig karşılamasında hakem kendisine tribünden yapılan kötü söz nedeni ile tribünü boşalttırdı. TRF Amerikan futbolu müsabaka talimatnamesine göre hakemler müsabaka esnasında müsabaka alanı içerisinde tek yetkilidir. Hakem müsabaka alanında mevcut yetkisini kullanarak zaten 3-5 taraftarı olan bir sporda “kendi güvenliği” için tribün boşalttırabiliyor ise aynı hakemlerin müsabaka içerisinde “oyuncu güvenliğini” de aynı hassasiyet ile korumaları gerekir.
Peki bu işlerin çözümü nelerdir?

Çözüm, federasyonun günlük ve copy-paste kararları bırakıp, sporun kurumsallaşması çalışmalarını yapması gerekir. Bu sezon bitimi ile önümüzde oluşacak 6 aylık dönemde sürekli hakem eğitimlerinin yapılması gerekir. Sporun kurumsallaşması hakem sayısının da artmasını sağlayacaktır.

Amerikan futbolun birçok hakem eğitim faaliyetine katılmış biri olarak şunu söyleyebilirim. Bizim gibi branşlarda hakem eğitimi yapmak çok kolaydır çünkü uluslar arası federasyonlar, hakem ve antrenör eğitimi dediğiniz anda direkt yardım etmektedir. Avrupa Amerikan Futbolu Federasyonuna (EFAF) ilk üye olduğumuz yıl, Türkiye’ye biri Ankara, biri de İstanbul olmak üzere iki defa hakem eğitmeni göndermiş ve Türkiye’ye yalnızca “otel” masrafı karşılığında hakem eğitimi yapma şansı tanımıştır. O dönemde Türk Amerikan futbolu hakemlerinde yaşanan gelişme ile hakemlerimiz yurt dışında eğitime katılmış ve Avrupa kupalarında görev almışlardır. Bu iş bu kadar basittir.

İstendiğinde ve gerekli görüşmeler yapıldığında hakem eğitimi yapmak bu kadar kolaydır. Ancak bunları yapmak için federasyon görevlerinin emeği ve amacı olmalıdır. Benim şahsi çabalarım ile 2010 yılında yaptığım bu çalışmalar, benim istifam sonrasında devam ettirilmemiş ve şuan aynı anda üç Amerikan futbolu maçını aynı anda yönetecek hakem kalmamıştır.

Çözümün ikinci unsuru ise, hakem ücretlerinin artık düzenli ödenmesi gerekmektedir. Federasyon hakemlerin hakkı olan ücretlerini bir tehdit unsuru olarak elinde tutmaktan vazgeçmelidir.

Federasyon en temel iki ödemesi olan hakem ödemesi ve saha ödemelerini yapamazken, geçen yıl belirlenen 1.200.000.- TL bütçenin, federasyon iddiasına göre % 70’i ödenen 800.000.- TL’nin nereye harcandığını insan merak ediyor.

Türkiye Ragbi Federasyonu diğer branşı ragbiye baktığımızda bizden çok daha kötü durumda olduklarını ve maçlara hakem ataması dahi yapılamadığını görmekteyiz. Hakem ataması olmayan bir müsabakanın mahalle maçında farkı olmaz. Bu açıdan bakıldığında hakemlerimiz iyi niyetli ve özverili davranışları için kutlanmayı hak ediyorlar.

Ancak beklenen ama olmaması umulan oldu ve ODTÜ – Gazi maçında hakem artık dayanamayarak maçı bıraktı ve tribün ile küfürleşti. Bu bile 10 yıl geriye gittiğimizin “patates”in sahada kovalandığı günleri yaşadığımızın göstergesidir. İşte bu yaşanan sonun başlangıcıdır. Bu sporu yapan tüm kurumların silkelenerek kendisine gelmesi ve asli görevlerini artık yapması gerekir. Yöneticilik sporu sürekli geriye götürmek değil, sporu ileri götürmek ve bu süreçte yaşanabilecek sorunları tahmin ederek önlem almaktır.

Sonuç olarak, Türkiye Ragbi Federasyonu branşlarında ciddi bir hakem sorunu yaşanmaktadır. Yeterli eğitimler yapılmamaktadır. Oyuncu sağlığı ve güvenliğine önem verilmemektedir. 1.Lig’de oyuncu olan arkadaşlarımız 2.Lig maçlarına hakem olarak atanmaktadır. Burada atanan arkadaşlarımızın tamamının niyetli olduklarına eminim, ancak yaşanacak bir tartışma veya olayda sonuçları daha vahim olur. Artık, Türk mantığından sıyrılarak, bir olay olduktan sonra değil, bir olay olmadan önlem almak gerekir.  Federasyon asli görevlerinden biri olan hakem eğitimi ve ataması görevlerini yerine getirememekte ve bu vesileyle liglerimizde bir resmiyet sorunu yaratmaktadır. Federasyonun artık bu branşların federasyonu olduğunun farkına vararak ona göre davranması ve asli görevlerini yerine getirmesi gerekmektedir.