Wild Card haftası da bittiğine göre, Pro Bowl soytarılığını saymazsak sezonun son yedi maçına girmiş bulunuyoruz. Playoff mekiğimiz stratosferi geçerken Bengals, Steelers, Lions ve Cardinals modülleri aramızdan ayrıldı. Bu haftadan sonra, son sekiz takımın yarısı playoff’ların geri kalanını kanepeden izleyecek. Editörümüz Kaan’ı Erzincan’da şahane ağırladığım için haftanın en güzel maçını yazmak da bana düştü.

Takımlar Dallas Cowboys ve Green Bay Packers, saha Lambeau Field ve mevsim de kış olunca akıllara hemen Ice Bowl maçı geliyor, ama bu tuzağa düşmeyin. Ev sahibi takım, Lombardi zamanının Packers Sweep yapan ezici koşu takımından çok uzak; Dallas ise yeni yetme bir takım değil, Amerika’nın takımı olmuş durumda. 90’ların Troy Aikman – Brett Favre yıllarıyla karşılaştırmak bile biraz saçma. Brett Favre, Green Bay’e maça gelmek için Bart Starr’ın ayağa kalkmasını bekliyor, Troy Aikman ise maçı FOX için yorumlamaya geliyor.

Benzetmelere takılmayalım, mevcut duruma bakalım. Deplasmanda maç kaybetmemiş Dallas Cowboys, evinde namaglup Green Bay’e konuk oluyor. İki takımın da koşu ve pas oyunları zirvede. Savunmaları için ise haydi elit veya dominant demeyelim, ama hızlı ve dinamikler. Yıllarca hatırlanacak bir playoff maçı olacağı kesin. Kesin ama eğer bu iki takımdan birinin taraftarı değilseniz nereye bakacağınızı bilemeyebilirsiniz. Endişeye gerek yok; bu yazıyı okuyun, anlamadığınız yer olursa açın sorun. Başlayalım…

Dallas Savunması – Green Bay Hücumu:

Bu seviyede artık sadece gerçekten iyi ve tam takımlar maç yaptığı için “DeMarco Murray’ı durdurmak için yüklensek Romo, Bryant ve Witten’a pas atacak” durumunu tahta başında çözmenin imkanı yok. Playstation’da Madden oynamadığımıza göre tek yapılacak rakipten iyi oynayıp birebirde karşıdaki oyuncuyu yenmek. Bu da ne demektir, gerektiğinde sadece line oyuncularınla Aaron Rodgers üzerinde baskı kurabilmelisin. Safety’lerini öne çekmeden yedi kişiyle Eddie Lacy’yi durdurabilmelisin. Sadece dört defensive back ile Nelson, Cobb, Adams ve Richard Rodgers’ı kontrol altında tutabilmelisin.

Bu sene Green Bay’i yenen dört rakipten ikisi olan Lions ve Bills savunmaları, gerçekten dominant line oyuncularına sahipti. Bu tarz takımlara karşı koşmak zaten zordur ama bu üstünlük pas oyununa da şöyle bir darbe vurabiliyor. Aaron Rodgers cep içinde en iyi süzülen oyun kuruculardan biridir, ama üstüne gelen herkes bloklansa bile Ndamukong Suh cebi çökerttiği anda yapacak fazla bir şey kalmıyor. Dallas için de bu reçete önerilebilir. NFL seviyesine gelmiş koçun aklına gelmeyecek şey değil elbette. Burada çıkıp “Lacy’nin koşusunu engelleyip Rodgers üzerine baskı kurmak lazım” gibi bariz şeyleri yazmakla Hilmi Abi olunmuyor. Dallas savunması sakin olup, aşırı blitz’den kaçınmalıdır. Rodgers hem savunmanın hareketini okumakta, hem de topu elinden çıkarmakta inanılmaz hızlı davranabiliyor. Altı kişiyle blitz yapıp da Eddie Lacy sahanın ortasında topla buluşursa, safety’lerini saha gömer, sen de seneye mahsul olarak toplarsın (draft kadar etkilidir bu tarım yöntemi). Sakin ol, koşuyu durdur, cover two oyna. Eğer rakibin başını erkenden ezemezsen zaten her halükarda 20 sayı yiyeceksin, rakibe büyük oyun yaptırmayıp kendi hücumuna 21 sayı atma fırsatı versen yeter.

Green Bay hücumu için ise Dallas savunmasını yenmek için fazla bir tavsiyeye gerek yok. Her zamanki gibi koşu oyununu kullanıp rakibin önde en az yedi adam bulundurmasını sağlayarak Aaron Rodgers’ın önünü açmak gerekiyor. Gerisini o halleder zaten. Eğer koşu oyunu işlemezse alan savunması ile Rodgers’ı 250 yard’ın altında tutmak mümkün.

Green Bay Savunması – Dallas Hücumu:

Bütün sene DeMarco Murray’nin etkili koşu oyununu seyrettikten sonra bu maç için çıkıp “Savunma amuda kalkıp Romo’nun aklını karıştırsın” yazmayacağıma göre, reçete ortada. DeMarco Murray’yi at gibi koşturtmayacaksın. Sene ortasından itibaren içeriden koşan adamlara karşı (Matt Forte) Clay Matthews içeride linebacker’lık yaptı. LeSean McCoy gibi dışarı kaçanlara karşı ise Clay eski yerinde kalıp dışarıdan oynadı. DeMarco Murray, her yerden vurabilecek yetenekte oyuncu. Clay Matthews içeriye geçtiği zaman dışarıda Mike Neal ve Nick Perry yerini az çok doldurabiliyor, Clay de içeriden dahi rakip oyun kurucuya baskı kurabiliyor. Dışarıda olduğu zaman ise koşu savunması sekteye uğruyor. Clay bu maç daha çok içeride kalmalı.

Green Bay’in koşuyu durdurabildiğini varsayınca işler biraz daha kolaylaşıyor. Tramon Williams ve Sam Shields, safety yardımıyla Dez Bryant’ı durduramasa bile dizginleyebilir. Jason Witten’ın sürekli first down almasını engellemek için ise pas oyunlarında AJ Hawk’ın yerine Sam Barrington’ı izliyoruz zaten. Bu iki pas tutucu az çok kontrol altında tutulabilirse, yine de yenilecek iki-üç touchdown Aaron Rodgers’ı çok üzmez. Elbette bütün bunlar Murray’nin yavaşlatılabildiği varsayımına dayanıyor. Aksi takdirde Morgan Burnett koşuya yardım eder, Ha Ha Clinton-Dix, Bryant’ın savunmasına destek olur. Savunmanın geri kalanı da Terrance Williams ve Jason Witten’ın end-zone’a girişlerini arkadan seyretmek zorunda kalır.

Dallas için ise Green Bay savunmasının anahtarı çok bariz. Her ne kadar sene başına göre Packers’ın koşu savunması epey toparlandıysa da, elinizde Murray gibi bir silah varsa kullanmaktan çekinmemek gerekir. Yavaş yavaş ilerlenecek, rakip öne gelirse arkaya pas atılacak, Süre kullanılıp Aaron Rodgers kenarda bekletilecek, maç kazanılıp Jerry Jones mest edilecek.

Diğer Etkenler:

İki takımın special teams kadroları ve oyunları, maçı bir ya da diğer tarafa ittirecek kadar farklı değil. Elbette talihli bir punt return touchdown’u maçın kaderini belirleyebilir ama özellikle dikkat edilecek bir konu değil. Bir de şimdi çıkıp “bu maçta top kaybı yapmamak önemli” gibi boş laflar da edecek değilim, çünkü şimdiye kadar “Bu maç kolay, dört-beş interception atarsa Rodgers’ın canı sağolsun” diye yazmışlığım yok. Bunları bırakalım da, savunma ve hücum dengeleri dışındaki etkenlere bakalım:

– Rodgers’ın sakatlığı: Aaron Rodgers, maçı tamamlayabilse de (ve kazanabilse de) normal sezonun son maçında baldır sakatlığı daha kötüye gitti. Wild Card haftası bol bol dinlenip iyileşti ama epey de idman kaçırdı. Bu maçta sakatlığı nüksederse ve hatta nüksetmeyip ufak ufak tedirgin ederse bile Rodgers’ın oyunu oldukça etkilenir. Rodgers her maç 150 yard koşan bir oyun kurucu değil, ama cepte danseden, cepten çıkıp oyunu uzatan, gerektiğinde first down’ı koşarak alan bir oyuncu. Bu özelliği eksilirse Green Bay pas hücumunu dizginlemek çok daha kolay olabilir.

– Soğuk hava: Maçın yeri, tarihi ve hava durumu tahminleri ortada, Dallas takımı uçaktan inince “Aaa, ne kadar soğuk. Hiç de mont almadım yanıma,” gibi gafil avlanacak değil. Şu anda organizasyonun tamamı ve milyonlarca taraftar bu konuda düşünüyor. Düşünülmeyecek gibi de değil. İnsan vücudu aşırı sıcakta daha çabuk yorulur, dehidrasyon ve kramp riski olur, bunu herkes bilir. Aşırı soğukta ise vücudunuz sizi dinlememeye başlar. Soğuk havada sahada tam performans sergileyebilmek için gerek iradesi olmayan, zaten NFL’de oynayamaz. Ancak Pazar günü yaşanacak hava, gerçek savaşçıları ortaya çıkaracaktır. Türkiye’deki liglerde oyuncular saha dışında üşürken, alttan ısıtmalı koltuklar ve üflenen sıcak hava dolayısıyla NFL’de asıl soğuk yer sahanın içi. Dallas oyuncuları sahada ateş yakıp ısınmak zorunda kalacak demiyorum ama bu kadar yakın geçmesi beklenen bir maçın sonucunu değiştirecek etken, tundranın soğuğu olabilir.

Fazla Uzamadan Kapatalım:

Bu haftaki en denk maç bu olacak diye düşünüyorum. Ardahan’daki bir kelebeğin kanat çırpması ile değişebilecek koşullar ve diğer şans faktörlerini bir yana bırakırsak, maç gayet ortada. İlle de tahmin gerekirse ev sahibi olmanın avantajı Green Bay’i Seattle’a götürecektir. Nasıl? Seattle – Carolina maçı daha oynanmadı mı? Fark etmez, galip takım Seattle’a gidecektir.

Playoff’larda takımınız varsa zaten keyiflisiniz. Unutmayın ki her maç, bu seneki son maçınız olma potansiyeli taşır. Bu deneyimin hakkını verin. Arkadaşlarla beraber toplanıp seyredin, özel yemek organizasyonu yapın, böbreğinizi satmayacak boyutta bahis yapın, dağ başında bile olsanız (hüngür) camiayla dirsek teması halinde seyredin. Hakkını verip sezona bomba gibi bir final yapmazsanız içinizde kalır, Mayıs ayı falan gibi saçma sapan “Top Ten” yazılarını falan aramaya başlarsınız. Beni dinleyin, kendinizi o duruma düşürmeyin ve futbol zevkiniz azalmasın.