Merhaba sevgili NFLTR okurları, bir buçuk ayı geçen bir süredir Viyana, Avusturya’da bulunuyorum. Tabii bir Amerikan futbolu sever olarak ucundan da olsa buradaki Amerikan futbolu ortamını da tatmaya çalışıyorum…
AFL’deki takım sayısının neden bu kadar az olduğunu sorduğumda ise aldığım cevap, alt liglerdeki takımlarla olan seviye farkının fazla olması oldu, hem sahadaki oyun hem de maddi destek açısından. Öyle ki alt liglerle aradaki seviye farkını indirmek için AFL’de üç olan yabancı oyuncu hakkı, geçtiğimiz yıllarda bir oyuncuya indirilmiş, bunun üzerine bir alt lig olan Division I’dan iki takım AFL’e çıkacağına taahüt etmiş ancak bu gerçekleşmeyince iki alt lige düşürülme gibi ağır bir yaptırıma maruz kalmışlar. Anlayacağınız federasyonun takımlar üzerinde oldukça büyük bir yaptırım gücü var, federasyon başkanın Avusturya’da yayınlanan NFL maçlarında yorumcu olduğunu da burada ufak bir anektod olarak vermek istiyorum…
Maç organizasyonlarında ufak bir NFL, NCAA ortamı var diyebilirim, ev sahibi takımın starter’ları teker teker anons ediliyor, alevler, hatta havai fişekler eşliğinde sahaya çıkıyorlar, maçlar televizyondan canlı olarak yayınlanıyor, ev sahibi takımın 15 dansçı kızı danslarıyla, 30 kişilik cheerleader kadrosu da akrobatik hareketleriyle seyirciyi tüm maç boyunca ateşliyor.
Vikings touchdown yaptığında tüm tribünün beraber touchdown dansları yapması, bir Harley’nin saha etrafında turlaması, müzikler, maç boyunca olan bira, sosis servisi bilete verdiğiniz paranın karşılığını aldığınızı hissettiriyor. Tabii tüm bilet fiyatlarını, maç esanında bir seyircinin yeme, içmeye de ortalama 15 Euro para harcadığını düşünürsek, takımlara buradan ciddi bir hasılat kalıyor. Buna maç günü satılan takım ürünlerini, cheerleader ve danscı kızlardan alınan aidatları (Evet! Yanlış okumadınız cheerleader’lar takıma para ödüyorlar) da eklersek, maç hasılatı olarak oldukça büyük bir rakam ortaya çıkıyor. Maç orgazinasyonu konudaki benzer şeyler Danube Dragons için de geçerli.
Özellikle Vikings – Raiders maçında fumble’ların interception’ların havada uçması beni biraz şüphenledirse de tribünden bunun sebebinin ilk maç olması, Vikings’in yeni bir yapılanmaya gitmesi, normal sezonun o kadar ciddiye alınmaması ve iki takımında quarterback’lerinin oldukça genç oyuncular olduğu söylendi. Zaten izlediğim ikinci maç olan Danube Dragons – Swarco Raiders maçında hiç interception olmadı, fumble sayısı yanlış hatırlamıyorsam bir idi. Son olarak, sürenin istinasız olarak gösterilmesi, hakemlerin headset ile sesini tribünlere duyurması da eklersek maçın oldukça izleyici açısından oldukça anlaşılır olduğunu söyleyebilirim. Özetle, sezon açılışında, Vienna Vikings’in üç çeyrek boyunca rahat geçirdiği maçta Swarco Raiders’ın son çeyrekte muhteşem bir geri dönüş yapmasına rağmen, son saniyelerde başarısız olan onside kick ile 26 – 21’lik mağlup olduğunu belirteyeyim. Sözün özü, hem sahadaki heyecan açısından hem de organizasyon olarak oldukça güzel bir gündü.
Özellikle Danube Dragons’ta takımın tek yabancısı olan quarterback Alex Good oldukça dikkatimi çekti diyebilirim. NCAA’de Division II quarterback olarak oynayan Alex Good’ın Michael Vick tarzı bir stile sahip olduğunu söyleyebilirim, dolayısıyla game changer bir oyuncu ancak maçın genelinde blocking tight end olarak oynayan Uras Aslan’a müsait pozisyonda attığı yüksek pas ile Türk Amerikan futbolu severlerin kalbini kırdı. Uras pası yakalayabilse Odell Beckham tarzı bir catch yapmış olacaktı. Uras’ın maç boyunca hiçbir blok kaçırmazken, special team’lerde de sürekli olarak sahadaydı. Kendisi artık takımın veteranlarından biri olmuş durumda.