NFL’de normal sezon başlayınca zaman ayrı bir hızla akıyor sanki. İlk üç hafta tamamladı, Perşembe gecesi yine bir takımın diğerine fark attığı (Bu hafta New York Giants, Washington Redskins’e açımadı) maç ile dördüncü haftaya girdik, takımların bay haftaları bile başladı. Dördüncü haftada bay yapacak takım sayısının altı olması sebebiyle –sezonun geri kalanında genelde her hafta iki takım bay yapacak) bu hafta az ama öz maç izleyeceğiz, tadını çıkarmak lazım. Bay haftaları göz açıp kapayıncaya kadar gelmiş oldu ve sezonun ne kadar ilerlediğini takımların QB durumlarına bakarak anlamak da mümkün. Şimdiden üç quarterback sakatlıkların ve kötü performansların etkisiyle formalarını kaybettiler. İlk olarak Tampa Bay Buccaneers’ta Josh McCown geçtiğimiz sezonki halinden hiçbir eser kalmadığını kanıtlarcasına oynayınca, bir de hafif bir sakatlık geçirince yerini Mike Glennon’a kaptırdı. Geçtiğimiz yıl çaylak sezonunda oldukça iyi işler çıkaran Glennon’a Bucs’ın yeni head koçu Lovie Smith’in pek güvenmediğini göz önünde bulundurursak, kendisinin sezon sonuna kadar starter olup olamayacağıyla ilgili kesin bir şey söylemek mümkün değil.

İster şans deyin, ister kader, 2014 NFL Draftı’nın en göz önünde bulunan üç quarterback’inden ikisinin aynı hafta starter olacak olması gerçekten kayda değer bir durum oldu. Belki de kariyerleri boyunca birbirleriyle kıyaslanacak Blake Bortles ve Teddy Bridgewater, dördüncü hafta takımlarının ilk 11’de yer alacaklar ve koçlarının açıklamalarına göre bir sakatlık vs. olmazsa bu durum sezon sonuna kadar değişmeyecek. Bortles, Jacksonville’de Chad Henne’nin kötü performansı sonrası, Bridgewater ise Minnesota’da Matt Cassel’in sezonu kapatması sonrası formayı kaptı. İki oyuncunun da adının dönem dönem “2014 NFL Draftı’nda ilk sıra seçimi olacak isim” olarak anıldığını da hatırlatalım. Şuanda 2014 çaylak sınıfının en gözde dört QB’sinin üçü starter (Bortles-Bridgewater-Carr), starter olmayıp, sahaya sadece handoff yapmak için giren diğer ismin ise manşetlerde en çok yer kaplayan çaylak oyuncu olması ise ayrı bir yazının konusu, evet Johnny Manziel şuan haftanın gündeminde kendine bulamıyor. Onun yerine Super Bowl XLVIII rövanşı niteliğinde Seattle-Denver maçı, sezona hızlı başlayan Arizona Cardinals ve Philadelphia Eagles, sezona yavaş başlayan Green Bay Packers, Blake Bortles ve Teddy Bridgewater sizlerle…

NFL’de sezonun en çok beklenen maçlarından biri bu hafta oynanan Seattle Seahawks – Denver Broncos maçı oldu. NFL tarihinin en farklı Super Bowl’larından birinin rövanşında Denver yine Seattle’ın bileğini bükemedi. Üstelik kağıt üzerinde, off-season’daki hamleleriyle oldukça güçlenen bir Denver söz konusu. Sizce Seattle her şeye rağmen halen Denver’dan daha iyi bir takım mı yoksa Denver’ın Seattle’a şansı mı tutmuyor?

Berk Orkun: Seattle bu erayı yıllardır bekliyordu. çok başarılı draft’lar gerçekleştirdiler, kimyalarını çok iyi oluşturdular ve gayet iyi bir backroom staff’a sahipler. Denver ise tabir yerindeyse daha toplama bir yapıya sahip. Bu yüzden kimyanın oluşması daha uzun bir süreç gerektiriyor, ben temel farklardan birinin bu olduğunu düşünüyorum. Ancak ben hala Broncos yapısının Seahawks ile baş edemeyecek bir takım olduğu görüşüne katılmıyorum, son maçta yine bir Hawks dominasyonu izlesek de bunun böyle devam edeceği konusunda şüphelerim var. Peyton Manning’in ne kadar büyük bir mentalist olduğunu biliyoruz, eninde sonunda bir ucundan tutup bir çözüm getirebilecektir. Bazı otoriteler Hawks’ın Broncos’a karşı bir “anti” kompleks oluşturduğunu söylüyorlar. Haksız sayılmazlar, Denver savunma ekibi ve şemaları Marshawn Lynch gibi route-maker bir RB’e karşı hala oldukça zayıf kalıyor. Broncos bu gibi problemleri çözmeyi başarırsa daha dengeli bir eşleşme izleyebiliriz.

Görkem Şahinoğlu: Seattle Seahawks her şampiyonluk adayı takımı yendikten sonra bu soru sürekli kendini tekrar edecek mi? İlk haftadaki soruya verdiğim cevap büyük oranlarda burada da geçerli; Seahawks şuanda izlediği draft’la yapılanma politikasının ekmeğini çok haklı olarak yiyor ve bunun sonucu olarak ligin en komple takımı. Onları yenebilmek için yapmanız gereken şeyler; a) Kusursuz hücum b) Koşuyu savun. Denver Broncos cephesine baktığımızda bunların ikisinin de karşısına tik atmakta zorlanıyoruz. Hadi bu maç Manning’in son çeyrekteki inanılmaz oyunu ile daha bir ortada gibi görünebilir ama sahada yine Seahawks dominasyonundan bahsetmek mümkündü ve kusursuz bir Broncos hücumu izlediğimizi de söyleyemeyiz. Koşuyu durdurmanın ise yakınına bile yaklaşamadılar. Burada Broncos’un kimyasını bozan üç isimden bahsetmek mümkün. Birincisi Lynch’i hiçbir şekilde durduramıyorlar, ikincisi Chancellor, Earl Thomas’ın yanında underrated kalıyor ama Super Bowl dahil Manning’in beyninin içini çok iyi okuyor, üçüncüsü ise ne olursa olsun sakinliğini yitirmeyen bir Russel Wilson. Yani sorunun cevabı evet, Sehawks hala Broncos’tan daha iyi bir takım.

Çağatay Akaya: Geçtiğimiz sezonki Super Bowl, maçın başladığı andan itibaren Seahawks kontrolünde geçti, hem defansta, hem ofansta. Henüz ilk snap’i alamayan Peyton Manning, maç boyunca da geri dönüşe fırsat dahi bulamadı. Bunun üzerine Broncos, defans takımına yaptığı hamlelerle ölü sezonda adından söz ettirdi. Ben, bu sezon, Super Bowl yolunda bu iki takım ola ki karşılaşırsa geçtiğimiz sezondan çok daha farklı bir senaryo ile karşı karşıya kalacağımızı, karşılaşmayı Broncos’un kazanacağını düşünüyorum. Tek maç elbette yüzde yüz garanti verilecek bir durumda olmaz ancak Broncos, geçtiğimiz seneden kanımca daha iyi yerde. Peyton’dan rekorlar kıran TD performansları görmemek, takımın ayaklarının iyice yere basması da bunun örneklerinden.

Hilmi Çeltikçioğlu: Preseason’da sakatlık olmasın diye ilk 11 oyuncuları neredeyse hiç saha yüzü görmüyor. Bu sebepten, Eylül ayı oyuncuların birbirine alışma maçlarıyla geçiyor. İlk dört maça fazla takılmamak gerekiyor o yüzden. Seattle elbette güçlü bir takım, ama önceki hafta görüldüğü gibi yenilmez değiller. Denver da ligin elit takımlarından biri ve Peyton’ın son bir-iki yılına denk gelecek şekilde salary cap harcayıp eksiklerini yamadılar. Bu maç bence Super Bowl rövanşı olacak bir maç değildi. O çok ayrı bir konu. Seattle biraz daha hazırmış maça, evinde oynamanın da avantajıyla az bir farkla kazanmış. Fazla büyütmeye gerek yok.

Green Bay Packers son yıllarda olduğu gibi bu sene de sezona oldukça yavaş başladı. Head koç Mike McCarthy’nin sezon başında yaptığı, hiç olmadığı kadar iyiyiz tarzı açıklamalarının ardından ilk hafta gelen Seahawks mağlubiyetinin ardından bu haftada gruplarındaki en önemli rakiplerinden Detroit Lions’a mağlup oldular. Üstelik Packers, koşu hücumunu da tamamen unutmuş gözüküyor. 1-3 (Düzeltme: 1-2) durumunda olan Packers için artık çanlar çalmaya başladı mı?

Berk Orkun: Packers her ne kadar tarafımca sevilen bir takım olmasa da Lombardi’den ötürü her zaman saygı duyduğum bir takım oldu. Bu yüzden artık görevimi yapma zamanım geldi sanırım. Birkaç sezon geriye gidelim, Packers, Super Bowl’da Steelers’ı mağlup ettiğinde Aaron Rodgers’ın elinde injury reserve’den oluşan bir topluluk vardı sadece. Şimdi oldukça sağlıklılar ve bence sistem bakımından da gayet iyi durumdalar. Bu noktada aslında koç haksız sayılmaz. Lions maçının ise belirleyici bir unsur olduğunu düşünmüyorum, ligin en vurucu hücum takımlarından birine sahip bir ekipten bahsediyoruz, çoğu şeyin seyrini değiştirebilecek Tate-Johnson-Bush gibi zıpır adamlara sahipler. Kısa süre içerisinde neleri yanlış yaptıklarını gözlemleyip tekrar şampiyonluk takımı olabileceklerinden şüphem yok.

Görkem Şahinoğlu: Green Bay Packers’ın son dönemlerde itici gücü her zaman hücumu oldu, bu sezon o hücumda tökezleyince takım da tökezledi. Ancak bunun Packers’ın kötü hücum etmesinden çok ilk üç haftada çok özel savunma gruplarına karşı oynamış olmalarına bağlıyorum. Seahawks’ı zaten biliyoruz ve Jets ile Lions da çok göz ardı edilen güçlü savunma ekipleri. Bu üçünün ortak özelliği özellikle son iki takımın daha çok güçlü olduğu yanın koşu savunması olması. Eddie Lacy’de yaşanan bir düşüşten söz ediliyor ancak kim olsa Jets ve Lions ön bloguna karşı koşmakta zorlanır, tıpkı geçen haftaki Matt Forte gibi. Packers’ın hücumda yaşadığı sıkıntı koşu ve pas dengesini oluşturamamaktan kaynaklanıyor yani. Sezon ilerledikçe ritim bulacaklarını düşünüyorum keza çok dengesiz bir gruptalar. Ne Lions ne Bears ne de Vikings güven vermekten uzak. Grubu kim kazanırsa sürpriz olmaz.

Çağatay Akkaya: Öncelikle, geleceği görmüş olduk sanırım, nitekim Packers’ın Bears’a yenilmesi ancak onları 1-3 yapacak ki gönülden de Bears haricinde bir şey geçmiyor. Packers için ana sorun savunma, sonrasında koşu hücumu. Eddie Lacy hiç ama hiç güven vermiyor, koşamıyor, pas hücumunda yer alması beklenirken orada da performans yok. Savunmada ise geçen sene Bears yazılarında yere yere bitiremediğim Julius Peppers hamlesi hiç yaramamış Packers’a, elbette sadece Peppers’a bağlanacak iş de değil. BJ Raji’nin sakatlığı da koşu hücumlarında bellerini bükmüş gözüküyor, yine de Packers, istemeye istemeye söylesem de NFC North’dan çıkacak takım olacak ancak ilk playoff maçında sezona da elveda diyecektir tahminim.

Hilmi Çeltikçioğlu: Çalan tek çan, zorlu NFC North grubundaki rakiplerinden birine kaybetmiş olmak. Onun dışında savunma, ligin en dinamik hücumlarından birine karşı sezonun şimdiye kadarki en iyi oyununu çıkardı. Koşu oyununa gelince, aslında Lions rakibini koşu oyununa zorladı ve öndeki 6-7 kişiyle koşuyu durdurduğundan maçı kazandı. İlk yarı dengeli oyun seçimi yapan koç McCarthy, ikinci yarının sonlarına doğru skor yüzünden pasa yüklenmek zorunda kaldı. Yoksa Green Bay en koşamadığı yıllarda bile koşudan asla vazgeçmez.

NFC West’te geçtiğimiz sezon 10 galibiyet alan Arizona Cardinals, playoff yüzü görememişti. Cardinals bu hafta grubundaki San Francisco 49ers’ı devirirken, Philadelphia Eagles ile birlikte üç haftada üç galibiyet alan tek takım konumuna geldi, üstelik bu galibiyetlerden ikisini yedek oyun kurucuarı Drew Stanton ile aldılar. Sizce Arizona Cardinals bu sezon şeytanın bacağını kırıp 49ers ve Seahawks’ı geride bırakabilir mi yoksa üç maç konuşmak için çok mu erken?

Berk Orkun: Larry Fitzgerald’a pas atmayı denerlerse ben de fantasy takımım da taraftarlar da daha mutlu olacak inanın ki. Drew Stanton iyi bir grafik yakaladı, Cardinals defansı yine dünyanın en güvenli yerleri arasında, ancak franchise hücum lideriniz olmadan 49ers ve Hawks’a meydan okumak bence pek de iyi bir fikir değil. Fitzgerald’ı işlerin içine dahil etmek zorundalar. Üçte üç konusuna gelecek olursak tatmin edici bir çizgi yakaladılar evet ama üç maç hala dünyanın her yerinde konuşmak için çok düşük bir ölçü.

Görkem Şahinoğlu: Öncelikle ufak bir düzeltme yapayım, 3-0 olan takımlar sadece Eagles ve Cardinals değil. Cincinnati Bengals da aslan gibi üç maçını kazandı, ne yani Andy Dalton’ın takımı diye mi tüm bunlar? Neyse, şu aşamada 3-0’lık derecenin pek bir anlam ifade ettiğini düşünmüyorum, üstelik de NFC West’te. Hatırlatırım ki iki sene önce de Cardinals lige 3-0 başlamıştı ve sonunda neler olduğunu hatırlıyoruz. Neyse ki bu sezon bir değil iki iyi quarterback’e sahipler. Cardinals’ın geçen sezondan süregelen bu çıkışı sürpriz değil, Seahawks’ı geçip grubu birinci bitirirlerse de sürpriz olmayacak. Bruce Arians çok iyi bir koç ve bir kalastan bile quarterback yaratabilir, evet buna gerçekten inanıyorum. Defansları zaten ligin en iyi grupları arasında. Ben bu sezon Niners’ı geride bırakacaklarını düşünüyorum, genel olarak bakıldığında daha iyi bir takım görüyorum Cardinals’ta. Sezonun akışına göre Seahawks’ı da geçme şansları var ama bunun için Carson Palmer’ın geri dönmesi lazım. Stanton her ne kadar iyi iki maç oynasa da bazı takımları yenmek için daha fazlasına ihtiyaç duyarsınız. Ayrıca Kaan’ın da yakındığı ve Berk’in de bahsettiği Fitzgerald olayına ufak değinmek istiyorum. Fitz’i hepimiz çok severiz, siz fantasy kadrolarınızda olduğu için daha çok seversiniz ama artık bir şeyi kabul etme vakti geldi. Arizona’da artık yeni bir no.1 var ve onun da adı Larry değil, tahmini size bırakıyorum. (Not: Yazar burada Michael Floyd’un tahmin edilmesini istiyor)

Çağatay Akaya: Kansas City, geçtiğimiz sezon grubundan da mütevellit muhteşem başladı sezona. Kesin şampiyon olurlar demedik. Cardinals “önemli” galibiyetler aldı yedek QB ile, lafım yok, defansları muhteşem, lafım yok, üçüncü WR pozisyonundaki çaylakları John Brown, üç TD pası aldı şimdiye kadar, lafım yok, hücumda pas-koşu, maç genelinde de hücum-defans için iyiler, özel takımları sağlam, bunlara da lafım yok. Tek lafım, “daha bir bekleyelim” olacak…

Hilmi Çeltikçioğlu: İlk soruda da söylediğim gibi, üç maç sonu konuşmak için çok erken. Cardinals geçen sene de playoff’a çıkamayan en güçlü takımdı. Başka bir division’ı rahatlıkla alabilecek güçteler. Bu sene ise Seattle ile başa baş gidebilir, hatta San Francisco’yu geçebilirler. Arizona’yı boş geçmeyin derim. Yine de 16 maçtan üçü, bir şey demek değil.

Bu hafta Minnesota Vikings ve Jacksonville Jaguars maçlarından mağlup ayrılırken, iki takımda 2014 NFL Draftı’nın ilk turunda seçtikleri quarterback’leri ilk defa sahaya sürmüş oldular ve ardıdnan Vikings’te Teddy Bridgewater, Jaguars’ta ise Blake Bortles starter olarak açıklandı. Sizce 2014 sezonunda hangi çaylak QB daha çok etki bırakacak ya da Bridgewater ve Bortles takımlarına Cassel ve Henne’den daha fazla şey katabilecek mi?

Berk Orkun: Kesinlikle katacaklardır. Uzun vadede elbette, kimse impact season beklentisi içine girmesin. Bridgewater her ne kadar pek güvenli bir duruş sergilemese de eninde sonunda Minnesota Vikings bu deneyi yapmak zorundaydı. Bortles’ın ilk maç performansı daha etkileyiciydi, ancak formasyonlar konusunda eksikleri var. Daha çok antrenman, daha çok maç yiğidim.

Görkem Şahinoğlu: NFL’de en çok sevmediğim bir şey varsa o da bridge quarterback’lerdir. Chad Henne ve Matt Cassel işlerini eninde sonunda kaybedeceklerdi zaten. Hadi Cassel’e bir şans daha verilebilirdi de Henne’nin sezona starter olarak girmesi büyük saçmalıktı zaten. Eğer üçüncü sıradan quarterback seçecek kadar umutsuz haldeyseniz o adamı oynatmanız lazım, hele ki preseason da Henne’den daha iyi olduğunu göstermiş olmasına rağmen. Geç olsun güç olmasın diyelim şans eseri hem Bridgewater hem de Bortles aynı hafta direksiyona geçti. Bu iki ismin de takımlarına kıvılcım vereceğini düşünüyorum çünkü vermeliler. Geçtiğimiz hafta sergiledikleri oyunların da ölçüt olmaması gerekiyor. Sonuçta hazır olmadan sahaya sürüldüler ve özellikle Bortles gabage time oynadı. Kadrolara bakıldığı zaman Bridgewater’ın etrafındaki oyuncular bakımından daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz ama Bortles da benim çok inandığım bir oyuncu. En azından hem Bortles’ın Henne’den hem de Jaguars’ın ilk üç haftadakinden daha iyi olmasını bekliyorum.

Çağatay Akkaya: Zor soru. Hangisi daha çok göz önünde olacak dersek, seçildiği yer itibariyle Bortles, sanki beklentiler de büyük, Jaguars ligin alay konusu olmaya falan çok aday, onları bu yerden çekip çıkaracak bir kahramana ihtiyaçları var, doğrudur. Bridgewater için elbette starter başlamak bir şans, yalnız o kadar çalkantılı bir Vikings yapısı içinde buldu ki kendini, takımı buradan çekip çıkarması ise mucize. Tarz olarak daha çok beğendiğim, biraz da Big-Ben’e benzettiğimden ötürü Bortles, o nedenle onun daha çok göz önünde olacağını düşünüyorum. Henne’nin performanslarına bakınca da ondan daha fazla katkı vermeyeceğini düşünmek zor.

Hilmi Çeltikçioğlu: Bortles’ın sahaya sürülmesini doğru buluyorum, çünkü hem draft edildiğinde NFL’de oynamaya daha hazırdı, hem de yedeğinden daha üstün bir oyuncu. Bridgewater’ın ise şu haliyle Cassel’dan daha iyi olduğunu zannetmiyorum. Ancak sakatlık sebebiyle sahaya girdiyse artık neyi var neyi yok ortaya sürecek. Takımlar her zaman starter’larına idmanda daha çok eğilirler ve Teddy için bu ek fırsat faydalı olacaktır. Takımın bu seneki başarısı için aynı şeyi söyleyemem. Son yıllarda Vikings’in her türlü oyun kurucusuna koltuk değneği olan Adrian Peterson, oğlunu değnekle dövdüğü için sezonu bile kapatabilecek konuma geldi. Hiç bir şeye üzülmem, Cordarrelle Patterson’ı düzgün bir QB ile göremediğime üzülürüm. Göster kendini Teddy, grubunda Rodgers, Stafford ve Cutler var bak…

Son olarak haftanın en heyecanlı ve olaylı maçlarından biri, iki NFC East takımı Philadelphia Eagles ile Washington Redskins arasında gerçekleşti. Chip Kelly’nin durdurulamaz hücumu, Kirk Cousins’in ilk maçı, DeSean Jackson’ın eski takımı Eagles’a karşı ilk defa forma giyişi derken düelloyu kazanan takım 37 – 34 ile Eagles oldu. Eagles bu sezon NFC East’ten rahat çıkacak gibi gözüküyor, geçen sezonun sonlarına doğru açılan Chip Kelly ve öğrencilerini böyle nereye kadar devam edebilirler? Philly tekrardan playoff’lar ve ötesi için iddialı bir takım haline geldi mi?

Berk Orkun: Bu kadar etkili bir takım Chip Kelly, draft’lara sarhoş katılmasa nasıl bir konumda olurdu merak etmeden edemiyorum. Mobiliteye bu kadar sırtını dayayan bir hücumu izlemek elbette tüm futbolseverler için ayrı bir zevktir. Savunma konusunda da fena işler çıkartmıyorlar, ama playoff ötesi bir takım olmak istiyorlarsa en azından bluff-pass-rush oyunlarında ilerleme kaydetmek zorundalar. Daha açık bir cevap vermem gerekiyorsa, bu gibi başlangıç adımlarını atarak yavaş yavaş “o” takım olabileceklerini düşünüyorum. “Eminim Selçuk Bey, son kararım.”

Görkem Şahinoğlu: Sezon başlamadan önce Eagles’ı Super Bowl yolunda under the radar olarak görüyordum ve bu fikrim hala geçerliliğini koruyor. Şimdi Eagles, Super Bowl’a çıksa ve hatta kazansa kimse şaşırmaz ama böyle bir şeyin olmasını da beklemez. Aslında Chip Kelly’nin takımı da tam bu bilinmezlikler üzerine kurulu. Her şeyi yapabilirler ama hiç bir şey yapamaya da bilirler. Sezonun ilk üç maçını da 10+ sayı farklı geriye düşüp kazanan ilk takım oldular. Türkçesi her maçı çevirebilecek bir ofans gücüne sahipler. Savunmaları da daha çok top kaybı yaratmaya yönelik oynuyor, bu ileri de sıkıntı yaratabilir. Onların geleceğini etkileyecek çok önemli bir oyuncu var ve o Mychal Kendricks. Kendricks ligin en iyi iç linebacker’larından ve yeri doldurulması imkansız bir oyuncu. Onun sağlıklı dönmesi ilerisi için Eagles’ın daha umutlu olmasını sağlar. NFC East mi? Tartışmaya bile değmez, verin adamlara kupalarını.

Çağatay Akkaya: Sorularda yanıtlıyor, yazılarda hep vurguluyoruz, pasa dayalı bir lig yapısı var artık NFL’de, uzunca bir süredir de böyle. Hal böyle olunca, Nick Foles etkili bir silah oluyor, koşu için de McCoy gibi bir oyuncuya sahipseniz, normal sezonda şu NFC East’ten çıkarsınız. Playoff ise detayların önemli olduğu sahne. Geçtiğimiz sezona göre, Eagles takımında en önemli değişen “detay” nedir, Darren Sproles. Sproles, oyunda eksik şeyleri tamamlayabiliyor Eagles adına, pas alan, return yapan bir cep herkülü. Chip Kelly’nin heyecan verici bir oyun oynattığı, Eagles karşılaşmalarında artık yayıncı kuruluşlar tarafından “tempo saati” tutulduğunu da bildiğimize göre, Eagles’ı en azından playoff’un ilerleyen safhalarında görmek keyif verici olur diye düşünüyorum.

Hilmi Çeltikçioğlu: Sakin olalım, daha üç hafta oynandı. Eagles elbette bildiğimiz gibi, ama division’ları öyle boş bir grup değil. Şampiyonlukla grup sonunculuğu arasında bir iki şanssız sakatlık var sonuçta. Bunun yanı sıra, Chip Kelly’nin takımını seyretmek gerçekten zevkli, ama geçtiğimiz üç maçta sırasıyla 17, 27, 34 sayı yediler. Playoff’lara kadar yol uzun ve savunmanın biraz toparlanması gerekiyor.