Ekim ayının son haftasonu maçları da oynandı. Yapraklar dökülüp pembeler veda ederken, Kasım ayının standardı olan bıyıklar boy göstermeye başladı. Umut kestiğimiz bazı takımlar hayat belirtisi, bazıları da tökezleme eğilimi sergiledi. Patriots ve Broncos bildiğiniz gibi, ancak ne yazık ki Jaguars ve Raiders da öyle. Londra Falcons’a pahalı geldi ve 21-0’dan kaybetmeyi becerdiler. Rex Ryan kendi evinde Kyle Orton’dan 43 yemeyi başardı; Saints tren gibi gelen Packers’ı raydan çıkarabildi derken uzatmaya giden muhteşem bir Cowboys-Redskins maçıyla haftayı kapadık. Ne zamandan beri kovboylar-kızılderililer oyununu kovboylar kaybetmeye başladı?

Ortalama NFL takipçisinin gözünden kaçan veya merak ettiği şeyler olabilir. Üzülmeyin, Türkiye’nin en büyük NFL uzmanları bizde; yeter ki hak ettikleri sorular karşılarına gelsin. Sevgili yazarlar; sorularınız aşağıdadır. Geçen hafta çoğunuz yasaklara uymayarak takımlarınızın başını yaktınız. İşte bu haftanın cızz’ları: Manning (her türlüsü), Harbaugh (John serbest), Tebow (default), Sanchez (aynı adamın laciverti), Lombardi ve Oxford.

Maçların berabere bitmesi diye bir şey olduğunu bilmeyen NFL oyuncuları olmasına rağmen, hemen hemen her sene bir-iki maç berabere bitiyor. Bu sene Cincinnati Bengals’in bir beraberliği var ve bu sonuç yüzünden dört maç kazanmasına rağmen, lig sıralamasında beş galibiyetli Baltimore’un önünde. Baltimore ise kağıt üzerinde önde götürmesi gereken gruptan bir türlü sıyrılamadı. AFC North’ta bütün takımlar .500’ün üstünde gittiğine göre, Joe Flacco ve arkadaşların playoff’lara kalmak için neleri düzeltmeleri gerekiyor?

İzge Can Günal: Halkımızı kandırmayalım, Cincinnati Bengals bay haftasını geçtiği ama Baltimore Ravens geçmediği için öyle o, aynı sayıda maç oynandığı zaman galibiyet sayısı her zaman üste çıkacak. Onun dışında, sezon başı favori Bengals’tı aslında, ancak bu kadar saçmalamaları sonrası Ravens bir adım öne çıkar gibi oldu. Gibi oldu diyorum, çünkü açıkçası playoff’ta maç kazanabileceğini düşünmüyorum hiçbir AFC North takımının. Ravens’a gelirsek, Flacco’ya o kontratı verdikleri andan itibaren şu halde olmayı garantilemişlerdi. Defans iş yapmıyor, koşu oyunu çalışmıyor, oyun kurucun Flacco, bence beş maç kazanmış olmaları başarı.

Berk Orkun: Bu adamlar bu hafta fourth&goal’da QB Sneak’ten maç verdi. Tekrar yazmama gerek yok değil mi? Hani şu el üstünde tutulan Ravens savunmasından bahsediyorum. Eğer böyle işlere imza atmaya devam ederse Ravens defansı, Flacco ve hücum takımı ne yapsa playoff’lara yamanamaz. Torrey Smith bu hafta tek yard bile pas karşılayamadı, o biraz ekstra bir durum onu geçiyorum ama daha ziyade takım olarak ne yaptıklarını bilmeyen bir halleri var. Backroom Staff zaten hallice. Onlar için yolunda giden bir şey göremiyorum Taliaferro dışında. Özellikle savunmanın kendine çeki düzen vermesi gerekiyor, mesela QB Spy oyunlarında linebacker’lerın eli ayağı birbirine dolanacaksa oynamayın o setleri kardeşim. Ligden ihraç edilmiyorsunuz bir maçta QB Spy oynamayınca.

Görkem Şahinoğlu: Öncelikle Baltimore Ravens kime göre ve neye göre bu grubu kağıt üzerinde önde götürmeliydi? Bu da başlı başına bir tartışma konusu ama ben sana katılmıyorum, bu grubun favorisi zaten Cincinnati Bengals’ti. Bu sezon diğer sezonlara göre daha kötü savunma yaptıkları için ve AJ Green olmadan hücumda çok sıradan gözüktüklerinden mi tüm bu muamele? Gelelim asıl soru olan Ravens’a. Bu diyeceğim bazı Ravens taraftarlarının hoşuna gitmeyecek belki ama Ravens’ın kaybettiği maçlara baktığımız zaman takımın önüne taş koyan bir Joe Flacco görüyoruz. Her ne kadar Super Bowl kazanmış olsa da Flacco iyi oyunculukla elit oyunculuk arasındaki o eşiği bir türlü aşamıyor. Kendisi böyle düşünmese de bu böyle. Artık bahane edeceği yıldız bir koşucu ve takımın abandığı bir koşu oyunu yok ama Flacco ne zaman ki etrafından yardım almasa sonuca gitmekte zorlanıyor. Bu bir eksi değil, her oyun kurucu mükemmel olamaz, olmak zorunda da değil ama Ravens’ın şu haliyle başarılı olabilmesi için Flacco’nun olduğundan daha fazlası olması gerekiyor.

Oktayş Çavuş: Ravens GM’inin Flacco’nun kontratını düzeltmesi gerekiyor. Bir bardak süt için koca bir inek çiftliği aldılar, çiftlikteki diğer her şeyi gözden çıkartarak. Üstelik ellerindeki SB kazanan tüm defans takımı dışında, Flacco’nun pas hedeflerini de elden çıkartarak. Sadece gecen yılı ve bu yılı değil, takımın en az beş yıllık programını da riske atarak. Yeniden yapılanmalar her zaman için sancılıdır. O-Line zaten tökezliyordu. Pozisyonel değişiklikler yaparak günü kurtarmaya çalışıyorlardı. Üstüne üstlük Ray Rice’in suspension’ı da gözardı edilemeyecek kadar önemli bir handikap. Bengals? Bengals bence playoff’u daha çok hak ediyor. En azından Ravens’tan daha fazla.

Geçtiğimiz hafta dokuz oyun kurucu 300’den fazla yard pas atarken, bunların dördü 400’ün üstüne çıktı; Ben Roethlisberger ise kariyerinde 500’ün yard’ın üstüne çıkan ilk oyuncu oldu. Bu dokuz performansın tamamı zorlu rakiplere karşıydı. NFL’in arena football’a dönmesine çeyrek kalmışken, yeni NFL’in savunma koçları buna nasıl karşı koymalılar?

İzge Can Günal: Pass rush, pass rush, pass rush. Hele ki şu illegal contact gibi kararların çığrından çıktığı günümüz NFL’inde çare pass rush. Takımlar savunma planlarını pass rusher’larına göre kanalize edecek, agresif blitz’ler yapacak, ya da en azından gösterecek ki quarterback’in read’i bozulsun. Offensive line denilen zımbırtı ne kadar iyi olursa olsun 5’ten fazla pass rusher’ı kaldıracak kapasitede değil. Oyun kurucuya ulaştıkça, QB pasını atsa bile kendini yerde buldukça rakip takımı içgüdüsel olarak kolayca tahmin edebileceğin inside koşu oyunlarına, kısa paslara ve hatta gereğinden erken çıkartılmış paslara zorlarsın, göstere göstere interception yaparsın. NFL’de maç sonucunu QB performansı kadar belirleyen diğer tek şey turnover’lar.

Berk Orkun: Big Ben’i tarifi zor bir keyifle izledim, ama bu da aynı zamanda tam da bu soruyu aklıma getirdi ve ufak bir araştırmaya koyuldum. Eğer gerçekten doğaüstü bir çift pass rusher’a sahip değilseniz, vintage QB’lerin böyle maçlarına rast gelmeniz çok yüksek bir olasılık. Peki eğer bu cengaverlere sahip değilseniz ne yapabilirsiniz veya daha önce atalarımız neler yapmışlar? Cevap şaşırtıcı biraz; bluff oyunları. Özellikle Sugar Bluff ve Slant Protection Bluff setleri QB’lerin performansını bir seviyede sabitlemek için oldukça etkili oyunlar, üstelik evde yapması da oldukça kolay! Hemen iki ortalama pass rushing yeteneğine sahip DE alıyorsunuz, biraz çizgi hakimiyeti olan MLB, bir de Troy Plomalu kalibresinde bir SS. Eğer Plomalu bulamazsanız Chancellor da kullanabilirsiniz. İstatistikçi dostlarımız diyorlar ki bu oyunların oynandığı drive’larda 20-yard ve üzeri oyun oynanma ihtimali ciddi biçimde düşüyormuş. Video explanation kısmını Hilmi Hocama bırakıyorum.

Görkem Şahinoğlu: Şu durumda NCAA’den her yıl 32’şer 32’şer man coverage oynayabilen insan üstü atlet cornerback’ler ve J.J. Watt’lar gelmediği sürece savunma koordinatörlerinin yapabileceği pek bir şey yok. Burada asıl sıkıntı hücum koordinatörlerinin kafa yapısı aslında. Bu ligde başarılı olmanın yolu sanıldığı gibi en çok yard pas atabilen oyun kurucuya sahip olmak değil. İstatistikleri şuan tam olarak bilmiyorum ama gerçek şu ki belirli bir seviye üzerinde koşu hücumu olmayan takımlar dümende Rodgers da olsa Peyton (buraya dikkat Peyton dedim) da olsa zorlanıyorlar. Son Super Bowl şampiyonlarına baktığımız zaman da ne dediğimi anlayacaksınız zaten.

Oktay Çavuş: Mükemmel atılmış bir pasa karşı hiçbir savunma yapılamaz. Bunu elit QB’ler tekrar tekrar gözümüze sokuyorlar. Pas oyununu, bugüne kadar planlanan hiçbir coverage paketi durdurmayı başaramadı. Arka alanı kalabalık tutan nickel, dime gibi paketler bile kısa surede geçerliliğini yitirdiler. Benim savunma anlayışım agresif defensive front’lar ve zekasıyla oynayan, atletik ve yetenekli secondary’ler üzerine kurulu. Bir QB ne kadar çok rahatsız edilir, ne kadar çok darbe alırsa, o hücum programı o derece rotasından çıkmaya mahkumdur. Günümüzde football hücum oyuncuları üzerine kuruluyor. Draft’ta bile en az offensive back kadar O-Line draft ediliyor. Defanstaki odak noktası ise defensive back’ler. Oysa defansı başarıya taşıyan temel unsur down lineman’lar, run stiffer ve pass rusher’lar. Sistemsel bir hata var. Olay ancak lise ve NCAA koçlarının, eski güzel günlerdeki gibi, eldeki atletik ve yetenekli oyuncuları defans takımına kanalize etmesi ile düzelir.

New Orleans Saints sene başında Super Bowl favorileri arasında gösteriliyordu; ancak ilk altı maçını 2-4 tamamladı. Son maçta da ligin zorlu ekiplerinden Green Bay’i mağlup edince zorla 3-4’e tırmandı. Bu şekilde bakarsak sanki Saints zorlanıyor gibi, ama istatistiği ters çevirirsek Saints evindeki bütün maçları kazanıp, deplasmandakileri kaybetmiş de diyebiliriz. NFC yine çok çekişmeli gittiğinden Saints’in playoff’lara katılmak için tek şansı NFC South’u kazanmak gibi görünüyor. Rakipleri Panthers da kendi sorunlarında boğuluyor. New Orleans bu kadar yeteneğe rağmen neden vasat görüntü çiziyor? Evindeki maçları kazanıp geri kalanları kaybetmeleri tesadüf mü?

İzge Can Günal: Saints bence maç sonuçlarını göz ardı edip sahaya odaklanırsak hiç de vasat bir performans çizmedi, hatta şu anda ligin en underrated takımlarından biri. Bu sorunun cevabını Perşembe gecesi Panthers’ı deplasmanda hacamat etmelerinden sonra yazmanın avantajını kullanıyorum biraz ama, Mark Ingram’ın dönüşünden sonra hiç maç kaybetmezlerse bile şaşırmam. Brees, Graham, Ingram, Colston, Cooks, Stills derken ligin en önemli hücum güçlerinden biri Saints, hele ki bu sezon hiçbir takımın bırakın sağlıklı bir Jimmy Graham’ı, herhangi bir TE’yi doğru düzgün savunmayı beceremediğini hesaba katarsak NFC South’u kazanmaları en az Colts’un AFC South’u kazanması kadar yüksek bir ihtimal. Bu güney gruplarının birer takım dışında bu kadar başarısız olması hayra alamet değil…

Berk Orkun: Ingram’ın sakatlığının bu gidişatta rol oynadığını söylemek yanlış olmaz. Zaten bu beklenmedik gidiş hücumdaki sıkıntılardan filizleniyor. Brees, uzun zamandır Brandin Cooks gibi dinamik bir receiver ile oynamadı, onunla olan bağlantısının da tam oturmamış olması hücumdaki dengesizliği açıklayabilir ki Cooks’un istatistiklerine bakarsanız zaten istikrarsızlık göze çarpıyor. Bu seneki receiver sınıfının kalitesini yükselten isimlerden Cooks, ve bundan çok daha fazlasını da ortaya koyabilecek bir isim. Back slant, slot ve wideout gibi çok çeşitli görevleri yerine getirdi, NFL seviyesinde daha ilk senesinde yeni nesil receiver kalemlerinin tümünü birden tatmak hiçbir çaylak için kolay değildir. Panthers’ın kötü gidişatından yararlanarak ayağa kalkma şansları daim. Ve ben kalkacaklarını düşünüyorum. Savunmaları hakkında birşey söylemek gerekirse hala run defense konusunda sıkıntı çekiyorlar, belki bundan 2 hafta öncesi olduğu kadar değil ama hala bu onların en büyük zaafiyeti konumunda. Ev-Deplasman konusunda ise şunu diyorum; New Orleans atmosferi çok farklı bir şehir, aynı Seattle gibi. Bence bu aura etkisi teknik alanlarda yaptığımız değerlendirmeler kadar önemli. Saints’in evinde çok daha iyi oynaması bu bakımdan kesinlikle tesadüf değil.

Görkem Şahinoğlu: Bir önceki soruda dediğim gibi, topun hücum kısmında başarılı olabilmek için hücumda dengeye ihtiyaç var. Saints’in yıllardır ligin baş üstü takımlarından biri olmasının nedeni Brees kadar her zaman kabul edilebilir koşu hücumlarına sahip olması. Bu sezon Sproles’un gidişi, Ingram’ın sakatlığı derken bir türlü dikiş tutturamadılar. Ingram’ın dönüşüyle daha dengeli bir hücumun neler yapabildiğini Packers karşısında zaten gösterdiler. Defansları zamanla gelişme gösteriyor ama New Orleans Sants bu, hiç bir zaman defanslarıyla maç kazanan bir takım olamayacaklar. Kendi evlerinde bu kadar iyi olup da deplasmanda kayıp olmalarını iki nedene bağlayabiliriz. Birincisi dünyanın her sporunda geçerli olan itici taraftar gücü. Bazı ekipler coşkulu oynamaya daha yatkın oluyor ve bu noktada taraftar itici bir güç tıpkı Seahawks örneğinde olduğu gibi. İkincisi ise Saints’in iç saha maçlarını dome’da oynuyor olması. Kapalı sahada oynayan takımların açık sahalarda zorlandığını zaten uzun yıllardır biliyoruz.

Oktay Çavuş: Bounty Gate sonrası zaten Saints coaching staff ve defans takımında ciddi bir silkelenme yaşandı. Yine de kaybettiği maçlarda, Cowboys’a olan karşı hezimet dışındaki tum maçlarını sadece bir-iki sayi farkla kaybettiler ve hücum anlamında üretkenliklerini devam ettirdiler. Kaybettikleri maçlarla, kazandıkları maçlar arasındaki tek fark, birkaç third down conversion’da sergiledikleri performanstı. Green Bay savunması third down’larda Brees’i rahatsız etmeyi başaramayınca, maçı kazanma şansını elinden kaçırdı. Green Bay O-Line’da ve takım defansında hala tam anlamıyla toparlanabilmiş değil. Saints ise “kervan yolda düzülür” mottosuyla, günden güne daha iyi bir ritim yakalıyor. Bu sene Saints’in olası katılımı durumunda, playoff’larda sürpriz yaratabilecek takımların başında geldiğine inanıyorum.

NFL tarihinin punt yapılmayan ikinci maçı geçtiğimiz haftalarda Green Bay ve Chicago arasında yaşanmışken, bu hafta da üçüncü punt’sız maç yine Green Bay ve bu sefer New Orleans arasında oynandı. Üstelik bu sefer bütün kick’ler touchback olduğu için, tarihin kick veya punt return yapılmayan ilk maçını da görmüş olduk. Kick’lerdeki touchback sevimsizliğini kaldırmak için ne önerirsiniz, drive’lar doğrudan 20. yard’dan mı başlanmalı? Peki ekstra’lardaki gereksiz bir puanlık vuruşu önlemek için preseason’daki gib 15. yard’dan mı vurulmalı, yoksa ekstralar benim dediğim gibi birinci yard’dan mı oynanmalı?

İzge Can Günal: Top yerde sekmeden direkt olarak end zone’un dışında giderse 40 yardadan başlanmalı, topun yandan dışarı çıkması gibi, diğer touchback kuralları geçerli. Topun ilk olarak saha içine düşmesi demek bu, yani daha fazla return demek, kickoff’larda coffin corner gibi topun endzone’un köşesine gönderilmesinin denenmesi demek, daha fazla risk demek. Ekstra puanda ise mesafenin geriye çekilmesi -çok sık görmesek de- fake denemelerini imkansız hale getiriyor. Zaten sadece %5’lik bir isabet farkı oldu geriden yapılan ekstra puanlarda. Bir yarda bence en mantıklısı, şu anda ekstra puanlar %45 civarı bir başarı ortalamasına sahip, bir yardaya taşınması %60-65 civarına (hatta belki daha fazla) çekecektir bu yüzdeyi. Benim bildiğim Bill Belichick ihtimal yarıdan fazla olduğu sürece iki sayıyı dener.

Berk Orkun: Drive’ların doğrudan 20 yarddan başlaması ne NFL ekonomik yapısına uyar ne de seyircilerin keyfiyetine. Daha fazla return izleyeceğimiz (ve elbette NFL’in daha fazla reklam alabileceği…) her tür statüko değişimi bizim için evladır. Şu anki önerim eğer top oyun alanına girer, endzoneda oyuncu topu yakalar ve kneel yaparsa drive’ın 10 yarddan başlaması. Return ortalaması yanlış hatırlamıyorsam 17 gibi birşeydi, bu sayede koçlar daha fazla return yapmaya hevesli olacaklardır. Bir yarddan oynanması bence de makul bir durum, takımlar daha fazla iki sayılık oyun oynamaya hevesleneceklerdir böylelikle.

Görkem Şahinoğlu: Maçı izledim ama maçta punt ve return yapılmadığını şimdi bunu okuyunca fark ettim. Soruya gelirsek böyle teknik işler benim fazla ilgimi çekmiyor malesef ama boş geçmek de olmaz, sonuçta Türk’üz ve elbette her şey hakkında bir bildiğimiz olmalı değil mi? Şimdi Berk’in de dediği gibi olayın ekonomik boyutlarını düşündüğümüz zaman touchback olayını ortadan kaldırmak imkansız. Zaten benim anlamadığım şey touchback vuran taraf için bir ödül olarak gösteriliyor ama rakip 20 yarddan başlıyor ki bu hiç de ödül gibi durmuyor. Bu açıdan bakarsak endzone içinde diz çökmek yasaklansın ve diğer her türlü touchback 30 yard civarı başlasın ki kicker’lar touchback’ten kaçınsın. Biliyorum çok saçma oldu ama benim önerim bu. Extra point olayı ise bence kısmen kalkmalı. Yani bir sayılık kick kaldırılsın, isteyen iki sayılık hak kullansın veya iki sayılık hak oynamak zorunlu olsun.

Oktay Çavuş: Sorun şu ki NFL yönetimi zaten return yapılmasını istemiyor. Eski oyuncuların bir taraflarından uydurup NFL’den para kopartama başladıkları şu komik “post concussion syndrome” davaları sonrası ligde komik kararlar görülmeye başlandı. Hit’lere ceza kesmeler, concussion geçiren oyuncuların ligden çıkartılmaları, return’lerin engellenmeye çalışılması, vs… Oysa bu aynı zamanda ligin kalitesini ve izlenme payını da düşüren stratejik bir hata. İnsanlar NFL’i sert, hızlı ve görsel bir takim sporu olduğu için izliyorlar. Sertlik kısmı bu kadar silinmeye başlayınca, Amerikan TV tarihinde ilk kez başka bir spor yayını (UFC) NFL reytinglerini geride bırakmaya başladı. Bu anlamda NFL yönetiminin eski oyunculara istedikleri paraları verip susturarak, ligin sertliğini dengelemeleri gerekiyor. Kısa vadede nasıl bir çözüm olur? Kick-off ve safety punt’lar geri alınır, touchback avantajı kaldırılır. Endzone’un içinde biten return’ler safety olarak değerlendirilir. PAT konusunda bence kural acısından sorun yok ama uygulamada saçmalıklar var. Rakip takımın yarı alanı içinde, fourth and short’ta punt yapan koçların two point conversion denemesini zaten bekleyemeyiz. Oysa her lise head koçunun elinde “PAT one point or two point chart”ı vardır. Belli skor durumlarında, her daim two point conversion denenir ama NCAA’de bu olay sona eriyor ve two point conversion seçeneği ortadan kaldırılıyor. Elbette ki, bu söylediklerimizin hiçbirinin gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz için, bu soruda atış serbest. Herkes bu konudaki en çılgın fantezilerini, sansürlemeden yazabilir. :)

Indianapolis Colts, önceki hafta güçlü rakibi Cincinnati Bengals’ı sıfıra karşı yenerken, bu hafta Pittsburgh’den 51 yedi. Big Ben’in kışın uyuyan değil uyanan ayılardan olduğunu biliyoruz, ama 51 sayı nasıl oldu, ne oldu da iki hafta arasında böyle büyük bir fark gerçekleşti?

İzge Can Günal: Birçok şey oldu ama en önemlisi Vontae Davis sakatlandı. Vontae Davis sakatlanınca corner’lar adam adamada Antonio Brown’ı tutamadılar, bu da beraberinde blitz yapamamayı, yani Robert Mathis de yokken sıfır pass rush’ı getirdi. Zone’a dönünce de Big Ben parça pinçik etti savunmayı. Son yazımda değindim, tekrar yazmayayım şimdi…

Berk Orkun: Vontae Davis sakatlandı, bence bu Colts için sezonun daha büyük bir kısmına da etki edecek bir durum. Hücum yönünden sıkıntıları yok ancak savunma dengesi çok alışılmadık bir reaksiyon gösterdi. Gelecek maçlarda elbette böyle bir skor göreceğimizi ben düşünmüyorum ancak Davis’in sakatlığı kalanı sorunlu olan Colts secondary’si için kötü haber.

Görkem Şahinoğlu: Doğrusu maçı canlı izlemedim o nedenle detaylı bir yorum yapamayacağım ama arkadaşların da dediği gibi Vontae Davis sakatlanmış. :/ Davis’in de ligin ender man cover yeteneğine sahip corner’larından olduğunu göz önüne alırsak ve kalan Colts secondary’sinin averaj bir grup olduğunu var sayarsak ve yine Roethlisberger’ın kış uykusundan uyandığını hesaba katarsak sanırım az çok anlaşılır bir tablo yaratabiliriz.

Oktay Çavuş: Redzone turnover’lar dışında kusursuz bir hücum karsılaşması oldu diyebiliriz. Luck belki yetenekli ve ileride elit olabilir ama şuan Rivers ile birlikte, ligin en overrated iki QB’inden biri. Big Ben pocket içinde çok rahattı, hiç baskı hissetmedi ve her down rakip defansı cezalandırmayı başardı. Neredeyse 90% pass completion oranı ile oynadı. Neticede takımına maçı kazandırmayı bildi. Luck for MVP? Hiç sanmıyorum.

Pazar günü Londra’da TSİ 15.30’da Amerikalıların da alışkın olmadığı bir şekilde sabahın dokuzunda Detroit Lions – Atlanta Falcons maçı oynandı. İngilizler ilk defa heyecanlı, blowout olmayan bir maç izlediler, önümüzdeki haftada Londra’da beş maç yapılması planlanıyor. Bu Londra’da maçlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Neden hep Londra? Berlin, Paris, Madrid gibi güzide Avrupa şehirlerimizin nesi eksik? Hem beş maç da fazla değil mi?

İzge Can Günal: Erken olması işi maraton haline getirdi ve çok güzel oldu, neredeyse 14 saat aralıksız Amerikan futbolu vardı izlenecek. Londra maçları olmasaydı da bir NFL maçı izleyememiş olacaktım henüz, kendilerine müteşekkirim. Şöyle bir durum var, Wembley gibi bir stadı her seferinde dolduruyorlar oldukça pahalı biletlere rağmen, tekerleği yeniden keşfetmeye çalışmaya da ihtiyaç duymuyorlar. Ancak Londra’daki maçlar daha çok “aaa NFL gelmiş, hadi çocuğumuzu götürelim” havasında biraz. Takım taşınsa tutmaz, zaten Londra’ya taşınacak adam da bulamazlar (gerçi Detroit’te falan da takım var, ehe). Ülkemizde takılan Yankees şapkaları beyzbolu sevdiğimizi ne kadar gösteriyorsa Fransa’daki Raiders formaları da futbol konusunda öyle. Tutarsa Almanya’da tutar, onu da NFL Europa yüzünden diyorum.

Berk Orkun: Paris, Münih ve Londra ideal adresler. Madrid hem mevcut ekonomik sıkıntı ve turistik düşüş yüzünden NFL’in stratejisine pek uygun düşmez. Londra her daim NFL-NBA için bir cazibe merkezi olmuştur, statların her zaman dolacağından emin oluşları da bu durumu tetikleyen bir diğer unsur aslında. Paris de muhtemel bir diğer adres, gelir çok yüksek olduğundan kimse pahalı biletlere çıt çıkarmaz, paşa paşa maça gider, kesinlikle Fransızca tezahürat eder ve evine döner. Münih de işler biraz da farklılaşabilir ama Paris ile Londra arası bir reaksiyon umabiliriz.

Görkem Şahinoğlu: Tamamen NFL’in globalleşme ve yeni pazarlara açılma çabası diyorum. Zamanında NBA’de de benzer hareketler görmüştük de NFL abartmaya başladı. Bu Londra dediğin nedir arkadaş? İngiltere prensi babanın oğlu mudur? Londra’nın havası, suyu çok mu faydalıdır? Asıl tartışılması gereken sorular bunlar. Açıkçası ben bu maçlardan rahatsızım. Sonuçta o hafta ev sahibi olması gereken takımın o avantajını elinden almış oluyorsunuz, bir de bu takımlar Seahawks ve Saints gibi takımlarsa büyük handikap. Ayrıca maden başka pazarlara açılacaksınız Londra’da beş maç niye? Son baktığımda Avrupa’da hala başka şehirler de vardı.

Oktay Çavuş: Londra’da yakın gelecekte iki NFL takımı kurulması gündemde. Neden Londra? Kim bilir? NFL Europe zamanı bile ilk havlu atan takımlardan biri London Monarchs olmuştu, Barcelona Dragons ile birlikte ve Avrupa’daki NFL football programı, planlandığı üzere tum Avrupa ülkelerine yayılacağı yerde, planlananın tam aksine Almanya ve Avusturya’da toplanınca, NFL yönetimi bu oluşuma son verme kararı almıştı. Eğer yine bir şekilde Avrupa’da NFL football misyonerliği planlanıyorsa, değişik zamanlarda, değişik lokasyonlar seçilmesi daha doğru olacaktır. Peki, burada ev sahibi takimin sucu ne? “Home Field Advantage” kavramı da mı tarih oluyor yoksa? Bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz.

Seri sorularımız ise şu şekilde: Ev sahibi takım savunmadayken hoparlörlerden suni gürültü pompalanması adil mi? Dört ve birlerde punt yerine hücum edilmesi nasıl kural değişiklikleriyle teşvik edilebilir? Kyle Orton Buffalo’yu playoff’lara taşır mı? Aaron Rodgers’ın sevinç hareketini taklit edenler tayfası ikinci sakatını da verdi, bu iş nereye varacak?

İzge Can Günal: a) Değil, zaten yasak, Colts’u da suçlamışlardı, öyle bir şey yapmıyoruz. b) Mantık aşısı çıkması lazım onun için, şu anda da her türlü daha mantıklı çünkü. c) Ahahahaha. d) Söz konusu oyuncuları tanımıyorum. Teşekkürler.

Berk Orkun: Sıralı liste halinde; -Kesinlikle değil. Judge Goodell buna da ceza kesmezse St. Louis yangın yerine döner. -Her takıma Jay Gruden klonu yerleştirmek fena fikir gibi gözükmüyor. -Yakışmadı. -Goodell özlük haklarına saldırı olarak ona da ceza keserse bence herkes sonsuza kadar mutlu yaşar veya tam tersi.

Görkem Şahinoğlu: -Öyle bir şey var mı ya? -Başarılı olan takımlara taco falan ısmarlayarak olabilir. -Patriots organizasyonu yarın ani bir kararla kendilerini fesih ederlerse neden olmasın? -Lamarr Houston’ın ki DCDC değildi sanki ya. Kendilerine J.J. Watt gibi daha sakin sack kutlamaları bulsunlar diyorum, Allah akıl fikir versin diyorum.

Oktay Çavuş: a) Gürültünün her türlüsü adaletsizdir. b) Coaching staff’ların beline beline odunla vurarak. Sen head koç olarak, kurduğum takımın her down ortalama 1-3 yard ilerleyebileceğine güvenmiyorsan, neden o takımı sahaya çıkartıyorsun? Hele ki skor olarak gerideysen ve rakip yarı alandaysan? c) Kyle Orton Bills’i playoff’lara taşıyabilir. Ama her hafta duymaya alıştığımız bu Kyle Orton soruları Hilmi Çeltikcioğlu’nu çok uzağa taşıyamaz. Kendisini yasaklılar listemize almayı öneriyorum? d) Sayı yapan ya da maç kazanan bir oyuncu neden sevinir? Yani, zaten bunun için sahaya çıkmıyor mu? Migros’taki kasiyer, verdiğimiz ürünlerin barkodlarını okutup, kredi kartı slipini müşteriye verince dans etse “Aaaa, deli manyak” deriz. Ama spor müsabakalarındaki ilginç, genellikle saçma sevinç gösterilerini ağzımız açık izliyoruz. Oysa temelinde saklı olan özgüven eksikliğine odaklanmak lazım. Ben çalıştırdığım takımlarda TD kutlamalarını yasaklardım. Oyuncu TD sonrası en sakin şekilde topu hakeme verip, sahadan çıkardı. Maçı kazanınca kutlama yapmak ayrı bir şey. Ama güzel bir oyun ya da sayı yapan bir oyuncunun kutlama yapması, o oyuncunun sahada bulunuyor olma sebebine aykırı.