2015 NFL Sezonu, San Francisco’da, ligin en iyi iki takımının kozları paylaştığı Super Bowl 50 ile geride kaldı. Dev karşılaşmanın kazananı, 24 – 10’luk skor ile AFC’nin en iyisi Denver Broncos oldu. NFC’nin en iyisi Carolina Panthers ise özellikle hücum anlamında karşılaşma boyunca hayal kırıklığı yarattı diyebiliriz…

Daha çok savunmaların ön plana çıktığı karşılaşma, görece NFL’i yeni takip etmeye başlayan izleyiciler için biraz sıkıcı geçmiş olabilir. Hatta ve hatta maçın büyük bölümü aydınlık bir havada oynandığından devre arası şovu da sizi hayal kırıklığına uğratmış olabilir. Maçın şov bölümünü ve hikâyelerini, bir podcast’te ya da başka bir yazıda ele alırız, gelin bu yazıda işin Amerikan futbolu kısmına odaklanalım…

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki, Denver Broncos ve Carolina Panthers, bu yıl NFL’in en iyi iki takımıydı. Bunu sadece istatistiklere bakarak söylemiyorum. Keza istatistiklere bakarak ligin en çok sayı atan takımı Carolina Panthers’ın ligin en iyi hücumu olduğunu düşünebilirsiniz. Hayır, Carolina Panthers ligin en iyi hücumuna sahip değildi. Sezon geneline baktığımızda New England Patriots, Arizona Cardinals, Cincinnati Bengals gibi takımlarının daha iyi hücum ettiğini söylemek mümkün. Keza istatistikler Denver Broncos’un defansını ligin en iyi defansı olarak gösteriyor ancak maçları izlediyseniz Kansas City Chiefs defansını Broncos’un bir adım önüne koymanız mümkün. Yine de takımlara bir bütün olarak baktığımızda (hücum, defans, özel takımlar ve teknik ekipler), Denver Broncos ve Carolina Panthers, 2015 NFL Sezonu’na –ve playoff’lara– damgasını vuran, ligin en iyi takımlarıydı. Super Bowl’da ise “en iyi” kazandı.

Sezonun ilk yarısından sonra, Denver Broncos ve Carolina Panthers’ın buralara gelmesi zaten bekleniyordu. AFC’de New England Patriots’ın, NFC’de ise Arizona Cardinals ve biraz da Seattle Seahawks’ın bu takımları zorlaması bekleniyordu, öyle de oldu. Denver Broncos, AFC Finali’nde her ne kadar yakın skorlu bir maç da olsa, defansıyla New England Patriots’ı eze eze yenerken, Super Bowl’da yapacaklarının sinyalini çoktan vermişti. Carolina Panthers, NFC Yarı Finali’nde Seattle Seahawks karşısında az kalsın 31 – 0’dan maçı verirken bir “Acaba?” dedirtti ancak Arizona Cardinals’a fark atıp, Carson Palmer’a kariyerinin en kötü maçını çıkarttığında Super Bowl için çoktan favori olmuştu bile. Sonuçta Arizona Cardinals’ın veteran quarterback’i Carson Palmer, bu sezon kariyerinin en iyi performansını sahaya koymuş ve adını MVP adaylarının arasına yazdırmıştı. Sonuçta Carson Palmer’a dört interception, iki de fumble olmak üzere toplam altı top kaybına zorlayan Carolina Panthers’ın Peyton Manning’i durdurması bekleniyordu değil mi? Sonuçta kariyerinin en iyi sezonunu geçiren tecrübeli bir ismi durduran Panthers’ın, Denver’ın zayıf karnı olan, hayatının en kötü yılını geçiren Peyton Manning’e cehennemi yaşatmalıydı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı…

23 pas denemesinde 13 isabet, sadece 141 yard, bir interception bir de fumble olmak üzere toplam iki top kaybı, sıfır touchdown pası. İstatistiklere baktığımızda Carolina Panthers, Peyton Manning’i durdurmuş gözüküyor değil mi? İşin aslı pek öyle değil. İki sene önce bir Super Bowl’da en çok isabetli pası atarak tarihe geçen –geçen sene bu rekor Tom Brady tarafından kırıldı– Peyton Manning maç boyunca pek varlık gösteremedi ancak kritik yerlerde hata yapmamayı da başardı. Zaten Denver Broncos’un da Peyton Manning’ten beklediği buydu. Peyton Manning, 2015 NFL Sezonu’nda öyle kötü performanslar gösterdi ki sezonun başında Denver çoğu maçı Peyton’a rağmen kazandı. Sezonun son maçında, altı buçuk maç aradan sonra sahaya geri dönen Peyton Manning “idare eder” şekilde oynamaya başladığında Denver, önce playoff’lar için saha avantajını elde etti, ardından Pazar gecesi Lombardi Trophy’i havaya kaldırdı. Özetle Panthers karşısında Peyton Manning, 2015 – 2016 model Peyton Manning olarak sahadaydı. Olaya bu gözle baktığımızda Carolina Panthers savunmasının beklenin aksine sahaya ekstra bir şey koyamadığını söyleyebiliriz..

Peki, Denver bu şekilde nasıl kazandı ve Carolina nasıl kaybetti? Bunun iki sebebi var, birincisi Cam Newton, ikincisi Von Miller.

Maçtan bir önce hem MVP hem de “Yılın En İyi Hücum Oyuncusu” ödüllerini alan Cam Newton, adeta Pazar gecesi sahada yoktu. Nasıl mı? Madem Peyton’ın istatistiklerine baktık, şimdi Cam Newton’a da bakalım…

41 pas denemesinde sadece 18 isabet, 265 yard pas, biri interception, ikisi fumble olmak üzere toplam üç top kaybı ve sıfır touchdown pası. 45 de koşu yardı. Koşu yardlarını bir kenara bırakın, diğer istatistikler, 2015 NFL Sezonu’nun en iyi ismi olan Cam Newton’ın standartlarından çok uzaktaydı. Hatta ve hatta işbu istatistikler, sezonun en kötüsü olan Peyton Manning’in istatistikleri ile aşağı yukarı aynı. Ayrıca Cam Newton’ın istatistiklerden ziyade maçın bitimine dört küsur dakika varken ve Denver Broncos, 16 – 10 öndeyken yaptığı bir fumble var ki dilek olay bir durum(!).

Bir yanda elinden geleni yapan ve hemen maçın başında gayet başarılı bir drive ile takımının alan golü bulmasını sağlayan 39 yaşındaki Peyton Manning… Diğer yanda maçın hemen başında Von Miller tarafından sack edilip, kaybettiği top ile takımının 10 – 0 geriye düşmesine sebep olan ve daha sonra maçı kazanmak için ortaya pek bir şey koymayan Cam Newton…

Kimse Cam Newton’dan maçta geriden gelen bir Tony Romo bir Matt Ryan hırsı beklemiyordu. Zaten Cam Newton öyle gerilerden gelen bir takımın quarterback’i de değil. Cam Newton, hücumunu sırtlayıp, takımını erkenden öne geçiren, farkı açan bir quarterback. Hatta bazen farkı fazla açıp, mola alıp, takım arkadaşıyla zafer fotoğrafları çeken bir quarterback(!). Hal böyle olunca Super Bowl’da topluca muhteşem performanslar ortaya koymaya gelmiş Von Miller, T.J. Ward, Derek Wolfe, DeMarcus Ware gibi isimler karşısında geriden gelmek kolay olmuyor. Hatta bu geriden gelip büyük maç kazanma işini “Yılın Koçu” Ron Rivera bile o kadar alışkın değil ki Super Bowl’da maçın bitimine kısa bir süre kala ve takımına iki touchdown gerekirken, dördüncü hakta özel takımını sahaya sürüyor ve punt vurdurtuyor… Bunlar biraz anlaşılabilir durumlar sonuçta çekirdeğinde Cam Newton ve Luke Kuechly’nin bulunduğu Panthers, genç bir takım, problem tecrübe eksikliği, önlerinde çok Super Bowl var denip geçilebilir amma velakin yukarıdaki paragrafta bahsettiğim maçın dört dakika kala gelen fumble çok şey anlatıyor…

Pozisyona gelecek olursak, Von Miller yine Cam Newton’ı bir fumble’a zorluyor. Top düşüyor, T.J. Ward aldığı topu Carolina’nın dört yardına kadar götürüyor ve üç oyun sonra C.J. Anderson yaptığı touchdown koşusuyla maçın skorunu tayin ediyor. Buraya kadar her şey olağan, sonuçta bunlar Amerikan futbolunda olabilecek şeyler. Ancak Cam Newton’ın topu geri kazanmak için, önündeki topa atlamayışı, Carolina Panthers taraftarlarının boğazını düğümleyecek cinsten…

Henüz daha lisede quarterback’lere anlatılan en önemli şeylerden biri fumble olduğunda “gereksiz yere” topa atlamayıp sakatlıktan kaçınmaları gerektiğidir. Keza böyle bir anda alacakları darbe çok ciddi bir sakatlığa sebep olabilir. Bu duruma ilişkin benim hatırladığım örneklerin başında 2005 sezonun son maçında Drew Brees’in San Diego Chargers formasıyla oynadığı son maç var. Brees böyle bir pozisyonda omzunu sakatlıyor.

Zaten bitmiş bir sezonda yaptığı fumble’ı telafi etmeye çalışan Brees’e bu sakatlık uzun bir rehabilitasyon süreci ve Miami Dolphins’ten alabileceği büyük bir kontrata mal olmuştu. Ancak emin ki iş Super Bowl’a gelince ve takımı altı sayı gerideyse, Drew Brees hiç çekinmeden bu topa atlardı. Tony Romo da Aaron Rodgers de Tom Brady de hatta belki çıtkırıldım Jay Cutler bile bu topa atlardı. Özetle, Cam Newton atlamadı ve Carolina maçı kaybetti. Bu fumble’dan sonra Josh Norman’ın üçüncü hakta yaptığı defensive holding’in ve bir sonraki hücumlarında dördüncü hakta punt vurmalarının da Carolina Panthers’ın maçı kaybetmesinde büyük etkisi oldu. Yine de başarıda nasıl tüm objektifler sezon boyunca Cam Newton’a çevrildiyse başarısızlıkta da sorumluluk Cam Newton’ın üzerinde olmalı. Liderler başarısızlığın sorumluluğunu üstlenir…

Sezon boyunca dansları, aşırı sevinçleriyle gündemden inmeyen, 26 yaşındaki Cam Newton ise mağlubiyette büyük rol oynamasına rağmen, maç sonu sorumluluğu pek üstelenmedi. Klasik, “Daha güçlü döneceğim” gibi sözlerin yanında basın toplantısında sorulara “Evet”, “Hayır” gibi kısa cevaplar verdi ve üstüne basın toplantısını da terk etti. Görünen o ki bu sezon sahadaki oyunu oldukça gelişen Cam Newton’ın mental anlamda halen gelişmek için zamana ihtiyacı var. Zaten mental açıdan bir adım daha atabilirse adını ligin en iyi quarterback’i tartışmasında Aaron Rodgers ve Tom Brady’nin arasına yazdırması içten bile değil. Bu açıdan işbu Super Bowl galibiyetinin Cam Newton’ın olgunlaşması için bir artı olduğunu söyleyebilirim…

Diğer taraftan ise Denver’ın kazanması Peyton Manning’in için güzel muhteşem bir veda oldu. Peyton’ın bu yılki hikâyesi ayrı bir yazının konusu olsun. Şimdilik Peyton Manning’in emeklilik kararını bekleyelim ve iki takıma da bizlere bol hikâyelerle dolu muhteşem bir sezon yaşattıkları için teşekkür edelim…