Herkese merhaba, geçtiğimiz Cumartesi bir milli maç heyecanını daha tamamladık. 2012 yılında Romanya ile oynadığımız ilk hazırlık maçımızdan sonra milli maçsız ve amaçsız bir federasyon ile geçen beş yıldan sonra yeni yönetim ile normalleşme sürecinde Amerikan futbolu milli takımının milli maçı önemli bir gelişmeydi.

İlk hazırlık maçımızı yaptığımız Romanya, 2012 yılında dört takımı olan ve sınırlarının dışına çıkmamış bir milli takımdı. Ancak, Sırbistan ise 2003 yılında kurulan federasyonu ve bulunduğu bölge avantajı sebebi ile kulüp bazında ve milli takım bazında çok ciddi bir tecrübesi olan bir takım. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, kulüp bazında karşılaşmış olsak dahi, ilk ciddi sınavda Türkiye Amerikan futbolu milli takımının, Sırbistan milli takımı ile karşılaşması hem yönetim, hem de oyuncular açısından çok cesur bir karardı. Buradan emeği geçen ve ter döken herkesi kutlamak istiyorum.

Genel olarak defans ağırlıklı bir karşılaşma olan maçın daha başında tecrübesizliğimizin verdiği bir touchdown yedik. Daha sonra toparlayıp, Sırbistan takımını defansta durdurmayı başardık ve oyun kurmalarını engelledik. Ancak ofansımız oyun yapmakta zorlandığı için bir türlü oyun kuramıyorken, gene sahneye çıkan defansımızın yaptığı bir interception sonrasında ofansımızdan gelen touchdown ile ilk yarıyı 7 – 7 beraberlik ile kapatmayı başardık. Maçın ikinci yarısında gene tecrübesizliğimizin verdiği bir punt block sonrasında sayı yiyerek maçı 14 – 7 kaybettik.

Genel olarak bakıldığında bu maçın bir mağlubiyet değil, Türk milli takımı açısında ciddi kazanımların olduğu ve artık Avrupa’da bölgesel yeni bir gücün olduğunun ispatı olan bir maç olduğunu düşünüyorum. Her halükarda bu maçın kazananı Türk Amerikan futboludur.

Milli takımlar bazında, Avrupa Amerikan futbolu, A – B – C – D grupları olmak üzere dört gruptan oluşmaktadır. Planlamada, D grubundan başlamak üzere her yıl bir grup kendi arasında karşılaşır ve grubun lideri bir üst gruba geçerek sonraki yılda o grupta oynama imkanı kazanır. Bu şekilde takımlar gruplarında yükselir ve en son A grubu oynanarak Avrupa şampiyonu belirlenir. A grubu maçları bu yıl 27 – 29 Temmuz tarihlerinde Frankfurt’da oynanacak.

Bizim, Milli takım olarak bu noktada D grubundan başlamamız gerekir. Ancak bugüne kadar D ve C grupları hiç oynanamadı. Sırbistan ise 2015 ve 2016 yıllarında eleme usulü oynanan turnuvada Macaristan’ı 56 – 0 yenerek B grubunda oynamaya hak kazandı. B grubunda ilk maçında İsveç’i 17 – 0 yenmeyi başararak grup finalinde daha önce hazırlık maçında 34 – 31 yendiği İtalya’ya ile karşılaşmayı başardı. Grup finalinde ise Sırbistan, İtalya’ya 17 – 14 yenilerek elendi.

Sırbistan milli takımının, 2015 yılından beri dört üst seviyede takım ile karşılaşma yaptığını, hiçbir maçında 17 sayının altında kalmadığını ve ikisinden sayı yemeden ayrıldığını düşünürsek, milli takımımızın gerçekten zorlu bir rakip ile karşılaştığını söyleyebiliriz. Oynanan Sırbistan maçı ile Türk Amerikan futbolu milli takımının seviyesinin tespiti ve eksikliklerimizin tespiti açısından çok yararlı bir maç olduğunu söylememiz gerekir. Bu maç ile beraber Türk Amerikan futbolu milli takımının artık uluslararası turnuvalara katılmaya hazır olduğu ortaya çıkmıştır.

Bu maç ile gördük ki Türkiye Amerikan futbolu milli takımını 2011 yılında İtalya’da yapılan dörtlü turnuvaya katılımı federasyon eski başkanı Şahin Kömürcü tarafından engellenmeseydi şu an başladığımız Avrupa seviyesi yolculuğuna ve bu tecrübenin kazanımlara altı yıl önce başlayabilirdik. 2011 yılında tüm pasaportları, yol planı ve katılımı hazır olduğu halde Şahin Kömürcü turnuvaya gönderilmeyen milli takım, eğer o gün turnuvaya gitseydi biz milli takımın ilk ciddi sınavında “tecrübesizliği” sebebi ile yenildiğini değil, milli takımın Sırbistan’ı nasıl yendiğini konuşacaktık.

Ancak şu an gelinen noktada artık bazı şeylerin düzelmeye başladığından ve kaybettiğimiz zamanı yeniden kazanma imkanımız olduğundan bahsedebiliriz. Milli maçlar kişilerin egolarına kurban edilmeyecek kadar değerli karşılaşmalardır. Eski başkan döneminde kişisel egolar ve aman spor büyümesin, bir tek bana kalsın şeklinde ufak hesaplar sebebi ile sporun önüne konan engeller kalktığında çok daha iyi işlerin yapılabildiğini gözlerimizle görmekteyiz.

Türk Amerikan futbolu, Sırbistan ile oynanan milli maçta tarihine çok önemli bir kilometre taşı eklemiştir. Bu maçın ne kadar değerli ve nasıl bir uluslararası açılımın başlangıcı olduğunu bize zaman gösterecek. Çok rahatlıkla düzeltilebilecek ve kanımca tamamı ile tecrübesizliğimizin sebebi ile kaybettiğimiz maç, belki skor olarak mağlubiyet olarak görülse de Türk Amerikan futboluna çok önemli kazanımlar sağlamıştır. Yüreğinize, terinize ve emeğinize sağlık…

Kalın sağlıcakla…