Takvime bakınca görüyoruz ki 14. haftada artık kitaplara karıştı. Daha sezon açılışı dünmüş gibi aklımda ama NFL gibi kısa bir sezonun güzelliği de burada sanırım. Normalde her haftanın Pittsburgh Steelers ile ilgili ilginç olayı ile başlayıp daha sonra değerlendirme kısmına geçerdim fakat bu hafta Baltimore Ravens maçını Heinz Field’de izleme şansı bulduğum için gözlemlerimi aktarmak istiyorum. Hatta gözlemlerim ile bir arada Ravens maçını da değerlendirmiş olurum. Sonra da Bengals ve Browns maçlarından kısaca bahsedip önümüzdeki hafta dananın kuyruğunun nasıl kopacağını irdeleyelim.

Yaşadığım deneyimi herkes ile paylaşayım da eğer Amerika’da soğukta maça gidecek olan varsa yardımcı olsun. Öncelikle bilet elde etmek lazım. Sağ olsun Carnegie Mellon Üniversitesinin yüksek lisans ve doktora öğrencileri birliği Ravens maçı için indirimli bilet satıyordu, o yüzden ben de 50 dolar gibi Steelers maçları için çok uygun bir fiyata bilet bulmuş oldum. Eminim herkesin böyle şansı olmayacaktır ama bilet almak için Ticketmaster, Stubhub ya da SeatGeek gibi farklı kaynakları kullanmak mümkün. Fakat her ucuz malda olduğu gibi bu biletin yeri de biraz sorunluydu. Öncelikle bilet kale arkasında, ikinci katta ve stadyumun üstü açık kısmında kalıyordu. Bir de toplamda bu bölümde aşağıdan yukarıya 38 sıradan 33. sırada yer alıyordu. Yani utanmasak stadın dışından izleyecektik. Bir de Heinz Field yer olarak Pittsburgh’daki üç nehrin birleştiği bölgede yer alıyor. O yüzden çok rüzgar aldığından hissedilen sıcaklık normalin beş, altı derece altında olabiliyor.

Gelelim maç gününe. Pek tailgate olaylarına katılmadığım için o konuda pek gözlemim olmayacak ama Heinz Field’e yolunuz düşerse arabayla çok yakınlara girmemenizi tavsiye ederim çünkü trafik biraz can sıkıcı olabiliyor. Tabi bir de fahiş park fiyatlarından da hiç bahsetmiyorum. Onun yerine nehrin hemen karşısında şehir merkezinde uygun fiyatlı ve trafiksiz park yerleri bulabilirsiniz ve treni kullanarak Heinz Field’e beş dakika içinde ulaşabilirsiniz. Pittsburgh kışın sert geçtiği (tabi Buffalo kadar değil) bir şehrimiz. O yüzden maç saatinde beklenilen hava sıcaklığı eksi dört derece idi. Bir de nem ve rüzgarı da işin içine koyunca hissedilen sıcaklık eksi 10 dereceye kadar iniyordu. O yüzden kat kat giyindim (belden aşağı dört, belden yukarı altı kat) ve stadın yolunu tuttuk. Beklenildiği gibi stat Ravens gibi büyük bir rekabet maçı için tıklım tıklım doluydu. Bir şekilde yerlerimize vardık ve yürümenin verdiği vücut sıcaklığı ve Sean Davis’in Ravens’ın ilk hücumundaki interception’ı içimizi ısıttı. Bir de bunun üzerine iki pozisyonda iki TD bulan Steelers skoru 14-0’a getirdi.

Yalanım yok ve bir Steelers taraftarı olarak bunları söylemem biraz talihsiz ama içimden geçen Steelers’ın farkı açması ve muhtemelen devre arasından sonra sıcak evime dönüp maçı televizyondan bitirmek idi. Fakat Ravens maçtan düşmedi ve Alex Collins’in iyi koşuları ve Sean Davis’in akıl almaz hataları ile maç 17-14’e geldi. Daha sonra devrenin bitimine 1.52 kala topu alan Steelers bu sürede Chris Boswell’in ayağından bir alan golü buldu ve devre 20-14 ile noktalandı. Hala maçın başından kalan sıcaklık idare ediyordu ama ikinci devre hiç sıcak geçeceğe benzemiyordu. O yüzden bari iki üç parça bir şeyler yiyelim dedik ve sosislimizi, patates kızartmamızı alıp yerlerimize döndük. Tabi ki 40 kişilik beklediğim bir sıra söz konusu ama o da işin cilvesi. İkinci devreye Steelers başlayacaktı. İçimden geçen ilk hücumda bir TD bulmamız ve sonra topu koşturarak maçı bitirmekti. Hatta ve hatta yine eve erken dönme fikri gayet güzel geliyordu. Daha sonra Steelers hücumlardan boş döndü ve Ravens 10 sayı buldu ve maç 24-20’e geldi. İşler hiç iyi gitmiyordu, hücum birşey üretemiyor, savunma da Alex Collins ve Joe Flacco’yu durdurma namına hiçbir şey yapamıyordu. Bir de saçma sapan alınan fauller ve sonunda Ravens’ın bulduğu skor ile maç 31-20’e geldi. Artık Steelers için dönüş çok zordu, bir de Jacksonville maçından kalma kötü anılar aklıma gelmeye başlamıştı. Ben Roethlisberger bir sonraki hücumda interception atacaktı ve maç bizim için içinden çıkılmaz bir hale gelecekti korkusu başlamıştı. Diğer taraftan aman atsın interception, ben de eve dönerim diye içimden geçmeye başlamıştı. Artık o maç başından kalan sıcaklık tamamen gitmiş, ayak parmaklarının hissiyatı yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştı. Daha sonra Steelers beş dakikada, 80 yardlık bir oyun oynadı. Ancak işin sıkıntısı bu iyi seriden sadece ü. puanla dönüldü ve skor 31-23’e geldi.

Steelers taraftarları bilir, üçüncü çeyrekte Steelers sayı yaptıktan sonra, başlama vuruşu yapılmadan önce Renegade şarkısı çalar ve tüm stad bir anda gaza gelir ve tüm seyirci maçın içine girer. Kendi çektiğim videoyu linkten izleyebilirsiniz. Daha sonra hızlı bir savunma serisinden sonra top yeniden Steelers’a geçti. Sadece bir dakika 15 saniyede bir TD bulan Steelers, iki puan denemesinde Bell’in fazla dans etmesinden dolayı başarısız oldu ve skor 31-29’a geldi. Artık maç tekrar başlamıştı ve Steelers momentumu arkasına almıştı. Fakat Ravens iyi bir özel takım oyunu ile 40 yard kazandı. Daha sonra iki faül ile 35 yard ve koşu oyunları ile iki buçuk dakika da sayı buldu. Skor 38-29’a olmuştu. Stadyum artık sessiz bir ortama dönüşmüş, kimi insanlar “Aman canım o kadar da önemli değil haftaya Patriots’ı yenersek bu maçın önemi yok” demeye başlamıştı.  Maçın bitimine yedi dakika vardı ve Steelers, Bell ve Brown’ın ön plana çıktığı seride üç dakika 15 saniye içinde bir skor buldu ve durumu 38-36’a getirdi. Hala molalar duruyordu ve iki dakika uyarısını da işin içine katarsan çok uzun zaman vardı. Savunmanın Ravens’ı durdurması lazımdı. Ravens sadece topu koşturmak yerine iki kere pas denemesinde bulundu ve saatten sadece bir dakika eritebildi.

Topu kendi sahasında 17 yarddan alan Steelers, ilk hakta Ben’i koruyamadı ve sack üzerine top Steelers sekiz yard çizgisine geriledi. Daha sonra iki pozisyonda TE Jesse James’e atılan paslar ile ilk hak kazanıldı ve rahat bir nefes alan Ben Roethlisberger yine Antonio Brown’a efsanevi bir pas daha attı ve maçın bitimine 56 saniye kala top Baltimore 30 yard çizgisine geldi. Bu noktadan sonra Steelers’ın ve en başta ofansif koordinatör Todd Haley’nin ne yaptığını anlamak mümkün değildi. Baltimore’un bir molası kalmıştı ve Steelers iki koşu oyunu oynayıp saati 12 saniyeye kadar indirebilecekken, iki pas oyunu oynadı ve alan golü ile maçın bitimine 42 saniye kala 39-38 öne geçti ve de Baltimore’un molası hala duruyordu. Tabi ki Ravens’ta Justin Tucker gibi 60 yarddan alan golü atabilecek bir kicker olunca stadyumda herkesi bir korku sarmıştı. Neyse ki Ravens’tan bir oyuncu sakatlandı ve molalarını kullanmak zorunda kaldılar. Daha sonra da üçüncü hakta T.J. Watt, Flacco’yu sack’ledi ve top ileriye doğru fumble oldu. Böyle durumlarda saat durdurulmuyor ve işlemeye devam ediyordu. Maç noktalandı. İlgilenen varsa bu kurala Holly Randall kuralı diyorlar.

Böylelikle Ravens’ı bir sayı farkla olsa da yenmeyi başardı Steelers. Savunma olarak pek çok sorunları olsa da hücum gerçekten günü kurtardı. Bizim ayaklarda hissiyat falan kalmamıştı ama sonuna kadar kaldığımıza değdi. İki sene üst üste Heinz Field’ta oynanan Ravens maçları yılın maçı olmaya aday oldu. Steelers durumunu 11-2’e getirdi ve AFC North’u ikinci sene üst üste kazanmış oldu. Baltimore 7-6’ya geldi ve playoff yolunda bir darbe aldı. Ama kolay takvimi ile 10-6 yapabilecek olan Baltimore, Steelers’ı playoff’larda tekrar ziyaret edebilecek takımların başında yer alıyor.

Grubun diğer takımı Cincinnati, Pazartesi akşamı Steelers maçında verdiği kayıpların boşluğunu dolduramadı ve kendi evinde ligin zayıf takımlarından Chicago Bears’a 33-7 kaybetti. Hem savunma, hem de hücum yönünden hayalet görüntüsü çizen Bengals’te artık Marvin Lewis’in suyu baya baya ısındı. Belki sadece koç ile kalmayıp, genel menajeri de kovalayabilirler. Kara pazartesinde Bengals dikkat edilecek takımların başında. Browns ise kendinen beklenilmeyecek düzeyde iyi bir maç oynadı ve 21-7 öne geçtiği maçta uzatma da Green Bay’e 27-21 yenildi. Durumunu 0-13’e getiren Browns’da cezadan dönen WR Josh Gordon performansı ile göz doldurdu. Onun dışında üç TD pası atan çaylak QB Deshone Kizer yine interception hastalığından vazgeçmedi ve maçı yine 2 interception ile noktaladı. Gerçekten bu maçları daha uzun konuşmayı düşündüm ama  şuraları yazarken bile içim sıkıldı.

Önümüzdeki hafta Steelers Pazar günü 04:25 maçında kendi evinde New England Patriots ile oynayacak ve bu maç büyük ihtimalle AFC’de kimin bir numara olacağını belirleyecek. Pazartesi akşamı deplasmanda Dolphins’e yenilen Patriots ve Belichick’in bu yenilgiden nasıl döneceği merak konusu. Ama son iki haftadır istenilen kadar verimli oynayamayan Tom Brady’nin aşil tendonundaki sakatlığın etkileri sanki birazcık ortaya çıkıyor gibi. Eğer Steelers Miami’nin yaptığı gibi hücum çizgisinde CB’leri ile Patriots’ın fiziksel olarak ufak WR’larına agresif oynayıp bir üstünlük kazanırsa ve üç ya da dört kişi ile Brady üzerine baskı kurabilirse, yine Pazartesi akşamında olduğu gibi kızgın ve sinirli bir Brady görebiliriz. Sol tackle Nate Solder’ın bu seneki zayıf performansı (çocuğunun lösemi durumu da etkili) ve sağ tackle Marcus Cannon yokluğunda yedek Cameron Flemming’in o noktayı dolduramaması Brady’i pek çok sack ve darbeye mağruz bırakıyor. Tabi ki geçtiğimiz Pazartesi akşamı Patriots’ın en büyük eksiği Gronkowski idi ve bu hafta cezasından dönecek. Son maçlar ve Brady’nin Steelers’a karşı önceki performansları hep Patriots’ı favori gösterse de maçın Steelers’ın evinde olması ve Patriots savunmasında çok fazla eksik olması benim gönlümü Steelers’a doğru kaydırıyor. Ha bir de Steelers taraftarıyım. Ancak çok güzel bir maç olacak ve Steelers 37-33 kazanacak diyorum. İşin ilginç olanı eğer Patriots bu maçı kaybedip tüm maçlarını kazanırsa ve de Jaguars tüm maçlarını kazanırsa. Jaguars iki numaralı yeri alacak ve Patriots yıllar sonra wild card hafta sonunda maç oynamak zorunda kalacak. Tabi ki Steelers kazanırsa ve Jacksonville yenilirse Steelers bir numarayı garantiliyor.

Grubun diğer maçında ise Ravens, Cleveland deplasmanına gidecek. Muhtemelen yine ilk çeyrekte Cleveland bir şeyler ortaya koymaya çalışsa da, Ravens savunması Kizer’e bir kaç beden büyük gelecektir ve Ravens bu maçı büyük farkla kazanacaktır. Skor tahminim 33-14. Son olarak ise Cincinnati, Minnesota deplasmanına gidecek. Lig için pek şansı kalmayan Bengals’ın ligin en iyi savunmalarından olan Vikings’e karşı pek etkili olacağını düşünmüyorum. Savunma bir süre dayansa da eninde sonunda Vikings’in koşu oyunu ritmini yakalar ve bu maçı Vikings, Bears’in yaptığı gibi 33-7 ile kazanır.

Geçen hafta Ravens, Steelers maçına 27-22 Steelers kazanır demişim pek tutmadı. Ancak galiba artık eskisi gibi düşük skorlu Ravens – Steelers maçlarını pek görmüyoruz. Daha ortada geçen maçlar çok sık gelmeye başladı. Belki de pasa dayalı lig bu maçları bu hale getirdi. Bengals’in kendi evinde 23-14 kazanacağını tahmin etsem de Chicago Bengals’in üzerinden tır gibi geçti. Browns için ise Green Bay’i 31-17 yener demiştim. Skor olarak olmasa da sonuç olarak olmak üzere idi. Browns için bir şans kaldı. O da son hafta maça yedekleri ile çıkacak Steelers’ı yenmek. Yoksa 0-16 geliyor. Haftaya umuyorum ki Steelers galibiyet yazım ile görüşürüz…