Kolej futbolunda geride bıraktığımız 10 haftanın ardından hem geçtiğimiz hafta oynanan maçlardaki istatistik ve olaylara, hem de takımların sezon boyunca gösterdikleri performanslara değineceğim. Sezon boyunca daha çok takip edebildiğim takımlara (Michigan, Georgia, Clemson) daha fazla değinip, aslında uzun bir değerlendirmeyi hak eden ama benim nispeten daha uzak kaldığım takımlara (Notre Dame, West Virginia gibi) da kısaca değineceğim. Kolej Futboluna uzak olsanız bile, bu yazıyla birlikte sezon hakkında az çok bir fikrinizin oluşacağını düşünüyorum ve çok uzatmadan başlıyorum.

#1 Alabama Crimson Tide (9-0) – #7 LSU (7-2)

Kolej futbolunu takip etmeseniz bile Alabama Crimson Tide hakkında eminim bir fikriniz vardır ancak bu sezonki Alabama takımı gerçekten istatistikleri alt üst eden cinsten… Sezona quarterback tartışmalarıyla başlayan Alabama’da koç Nick Saban’ın, tercihini geçen sezonki Ulusal Şampiyonluk Maçı’nın kahramanı Tua Tagovailoa’dan yana kullanmasıyla beraber sezonun gidişatı tamamen değişti. Tua, daha önce Alabama takımında görmeye alışkın olmadığımız bir pas yeteneğini takıma katınca, kolej futbolu sezonu için korkulandan da daha fazlası oldu ve Alabama takımı tamamen bir haksız rekabet haline geldi. Daha önceki yazımda Tagovailoa’nın istatistiklerinden bahsetsem de henüz ciddi bir rakibe karşı oynamadıklarını da belirtmiştim ve dokuzuncu hafta oynadıkları LSU maçı bu yüzden sezonun en ilgi çekici maçlarından biri oldu.

Baton Rouge’da, LSU Tigers’ın evindeki maçta taraftar atmosferi gerçekten etkileyiciydi. LSU’ya karşı yedi maçtır kazanan ve AP sıralamasında birinci sırada bulunan Alabama bu maç öncesinde oynadığı sekiz maçta da ilk hücumdan TD bulmayı başararak hem bu alanda hem de tam 18 kez 40+ yardlık pas üretme konusunda ülkenin tepesinde bulunuyordu. Bu sezon top 10 takımlara karşı 3-0 olan ve secondary’sinde Greedy Williams ve Grant Delpit gibi müthiş iki yetenek bulunduran LSU, oynadığı son 12 maçta ilk çeyrek touchdown’ına izin vermediği gibi sezon boyunca sadece üç kez 40+ yardlık pasa izin vermişti. Maçın ilk hücumunda daha önceden diz sakatlığı da bulunan Tua, aldığı darbe sonucu sakatlık geçirse de sadece bir snap kaçırdı ve sekiz maçtır ilk hücumda TD bulan Alabama da böylece ilk hücumda FG ile yetinmek zorunda kaldı. Maç hakkındaki en önemli merak konusu ise LSU hücumunun neler yapacağıydı. Bu sezon altı pas touchdown’ı ve üç interception’ı bulunan LSU QB’si Joe Burrow’un hücum silahları fazlasıyla kısıtlıydı. Çok yetenekli olmayan Burrow’un yanında Justin Jefferson ve Nick Brosette dışında Bama’yı zorlayacak gerçekçi bir oyuncu olmayınca da LSU hücumu maç boyunca büyük sıkıntılar yaşadı. Bir önceki maçta targeting cezası aldığı için bu maçın ilk yarısında oynayamayan ve ülkenin en iyi Linebacker’larından biri olan Devin White’ın yokluğunda, Najee Harris ve Damien Harris’in etkili koşularıyla ciddi şekilde mesafe kat eden Alabama, Tua’nın paslarında Jaylen Waddle, Henry Ruggs ve bence kolej futbolunun en iyi reciever’ı olan Jerry Jeudy gibi isimlerle LSU secondary’sine ciddi üstünlük sağladı.

Son zamanlarda mock draft’larda en hızlı yükselen isim olan isim Quinnen Williams’ın yaptığı toplam 10 tackle ve 2.5 sack ise LSU hücumunu tamamen kitledi ve LSU’nun ilk yarı sonrasındaki koşu yardı sadece -1’di. Tüm bunlar birleştiğinde ise ülkenin üç numaralı takımı, bir numaralı takımına kendi evinde 29-0 kaybetti ve ortaya akıl almaz istatistik farkları çıktı. Bama’nın aldığı 29 first down, 281 koşu yardı ve 576 toplam yarda karşılık; LSU ise 13 first down, 12 koşu yardı ve 196 toplam yard kazanabildi. 1996 yılından beri altıncı kez sayı üretemediği bir maç çıkaran LSU takımı bu maçların 5’ini Alabama karşısında oynadı ve bu 29-0’lık skor top 5 içinde bulunan bir takımın evinde sayı atamadan yediği en büyük fark oldu. Alabama’nın başında 22. Shut Out’ını (Sıfıra karşı kazanma) yapan Nick Saban inanılmaz bir istatistiğe imza atarken bu sezon ilk kez bir dördüncü çeyrekte sahada olan Tua Tagovailoa da sezonun ilk interception’ını atarak insan olduğunu kanıtlamış oldu. Oynadığı dokuz maçta bulduğu 462 sayıyla maç başına 51 sayı ortalaması tutturan Alabama, rakiplerine de ortalama 36 sayı fark atıyor. Bu seviyede bir dominantlık bazı izleyicilerin keyfini kaçırsa da kolej futbol tarihinin en özel takımlarından birinin sezonuna tanıklık etmek gerçekten keyifli.

#2 Clemson Tigers (9-0)

Alabama’nın önündeki en gerçekçi engel olan Clemson Tigers ise Louisville Cardinals’ı 77-16’lık skorla hezimete uğrattı. Sezona QB pozisyonunda Kelly Bryant ile başlayan ve daha sonra sınıfının en yetenekli oyuncularından olan freshman Trevor Lawrence ile yola devam eden Clemson’da Bryant’ın takımdan ayrılması en çok konuşulan konu olmuştu. Lawrence’ın starter olduğu ilk maçta sakatlanması üzerine takımın üçüncü QB’si Chase Brice liderliğinde Syracuse karşısında çok kritik bir geri dönüş ile galibiyete uzanan Tigers’ın aldığı bu galibiyet belki de sezonu kurtaran maç oldu. Oynadığı dokuz maçın yedi tanesini 28+ sayı farkıyla kazanan Clemson’da ise az önce bahsettiğim Syracuse maçı ve 2. hafta oynadıkları Texas A&M maçı dışında işler hiç zorlaşmadı. ACC konferansı liderliği için en yakın rakibi olan NC State maçı dahil son dört maçında rakiplerine 240-36 üstünlük sağlayan Clemson için playoff bileti alması neredeyse garanti gibi. Dexter Lawrence, Clelin Ferrell, Christian Wilkins ve Austin Bryant gibi neredeyse tamamı birinci tur yeteneği olan savunma hattının yanına; tecrübeli reciever Hunter Renfrow ve üst düzey iki reciever olan Tee Higgings ve Amari Rodgers eklenince Clemson’ın bu sayı farklarına ulaşması gayet normal oluyor. Bu isimlerin yanında Clemson sezonuna damga vuran asıl isim ise okulda ikinci yılını geçiren koşucu Travis Etienne. Oynadığı dokuz maçta 998 yard koşup 15 TD’a imza atan Etienne haklı bir şekilde Heisman ödülü tartışmaları içinde kendine de yer buluyor. Son oynanan Louisville maçında 12 ayrı oyuncudan 492 yardlık koşu katkısı alan Clemson koçu Dabo Swinney, skorun da rahatlığıyla kendi oğlu olan Will Swinney’i de oyuna sokup ona TD yaptırmayı başardı. İki sezon önce Clemson’a şampiyonluk getiren Deshaun Watson’ın lisedeki TD rekorunu kırdıktan sonra Clemson Tigers’a gelip, yine Watson’a ait olan freshman TD rekorunu da ele geçiren Trevor Lawrence’ın da şampiyonluğu kazanıp kazanamayacağını hep birlikte göreceğiz.

#4 Michigan Wolverines (8-1)

Eski 49ers koçu Jim Harbaugh’nun dört yıl önce oluşturmaya başladığı Michigan projesi sonunda başarıya ulaşmış gibi görünüyor. Takımın en büyük eksiği olan QB pozisyonunu Ole Miss’ten transfer ettikleri Shea Patterson ile dolduran Michigan, ilk hafta kaybettiği Notre Dame maçının ardından sekiz maçlık bir galibiyet serisi yakalamayı başarmış durumda. Beşinci hafta geriden gelerek kazandıkları Northwestern maçı ile büyük bir upsetten kurtulan Michigan için asıl test maçları “Revenge Tour” olarak adlandırdıkları intikam turuna dahil olan maçlar olacaktı ve geçen sezon kaybettikleri Wisconsin, Michigan State, Penn State ve Ohio State maçlarının ardından bu sezon bu takımların hepsinden intikam alma amacıyla çıktıkları yolda şimdiye dek üçte üç başarıyla ilerliyorlar. Karan Higdon ve Shea Patterson’ın etkileyici koşu oyunuyla ikinci yarıda kazandığı 242 yardın 238’ini koşuyla bulan Michigan, Wisconsin Badgers’ı 38-13 gibi net bir skorla mağlup etmeyi başarmıştı. Wisconsin QB’si Alex Hornibrook bu maçla birlikte kariyerinin ilk deplasman mağlubiyetini alırken, Wisconsin takımı da 2009’dan sonra ilk kez Alabama ve Ohio State dışında bir takıma 10+ farkla mağlup olmuştu. Bu etkileyici galibiyet sonrası Michigan State deplasmanına giden Michigan için istatistikler maçın çok zor geçeceğini belirtir nitelikteydi. Aralarında oynanan son beş maçın dördünü kaybeden Michigan aynı zamanda 2006’dan beri top 25 takım içinde olan takımlara karşı deplasmanda kazanamıyordu. Maç öncesi Michigan Linebacker’ı Devin Bush ve Spartans oyuncuları arasında yaşanan gerginliğin ardından ilk çeyreğin ortasında, maçın olumsuz hava koşulları nedeniyle ertelenmesi dahi Michigan oyuncularını soğutamadı ve Michigan, linebackerlarının dominant performansıyla birlikte rakibinin maç boyunca sadece 94 kazanmasına izin verdi. Bu 94 yard, Michigan State tarihinin en kötü üçüncü yard sayısı olurken, 71 yıl aradan sonra ilk kez bu denli kötü bir hücum maçı çıkardı Spartans.

Nico Collins ve kolej futbolunun en potansiyelli oyuncularından olan Donovan Peoples-Jones gibi üst düzey bir reciever ikilisine sahip olan Shea Patterson da bu maçta attığı tek TD pasıyla birlikte 2011’den beri süregelen seriyi sonlandırarak Wolverines’in Spartans’a karşı 2011 sonrasında attığı ilk TD pasına imza atmayı başarmıştı. Bu intikam turunun 3. ayağı ise geçtiğimiz hafta sonu oynandı. Geçen sezon 42-13 gibi ezici bir farkla maçı kaybeden Michigan, bu maça gerçekten fark atmak için çıkmış gibiydi. En son 2016 yılında ilk devreyi sayı üretemeden kapatan Penn State’i ilk yarıda sıfır sayıda tutan Wolverines; Trace McSorley’i 83, Penn State koşu hücumunu da 118 yardda tutmayı başardı. Tarik Black ve Rashan Gary’nin de sakatlıktan döndüğü bu maçta, Patterson’ın ve koşu hücumunun iyi oyunuyla bu maçı 42-7 alarak üçüncü hesabı da kapatan Wolverines’in son hesabı ise Ohio State ile Columbus’ta oynanacak maçta görülecek. Tam 84 yıl sonra, Ohio State deplasmanına 3.5 puan favori olarak çıkacak Michigan için tüm bu başarının anahtarı ise Don Brown’ın oluşturduğu savunma olarak gözüküyor. Birinci tur seçimi olması beklenen Chase Winovich liderliğindeki savunma, Big Ten maçlarında oynadıkları maçlarda rakip QB’leri 44% pas isabet yüzdesiyle pas başına 4.9, koşu başına ise 2.6 yardda tutuyor. Son dört maçta ise yalnızca 37% pas isabet oranına izin veren Michigan savunması bu sezon en yakın rakibinden toplam 300 yard daha az yarda izin vererek rakiplerinin deneme başına sadece 3.73 yard kazanmasına izin verdi. Eğer Michigan savunması sezon sonuna kadar bu istatistiği korursa, 2011 Alabama’dan sonra bu alanda en iyi savunma performansına imza atmış olacak.

Rakiplerinin 522 denemesinin sadece 70 tanesinde 10+ yardlık kazanıma izin verdiklerini düşündüğümüzde Alabama hücumunu durdurmaya en yakın savunma Clemson ile birlikte Wolverines savunması olarak gözüküyor. Bu sezon yaptığı dokuz interception’dan 274 yard ve dört TD çıkaran ve Metellus-Watson-Hill gibi kaliteli oyunculardan oluşan secondary hattı hücuma büyük katkı sağlamayı başardı. Tüm bu istatistikler sonucunda elde ettiği başarı sayesinde playoff yapma şansı gayet yüksek olan Michigan, kalan tüm maçlarını kazandığı takdirde hak ettiği şekilde playofftaki yerini alacaktır. İzlemesi en keyifli takımlardan biri olan Michigan takımını Clemson ve Alabama gibi takımlara karşı izlemek gerçekten zevkli olacak.

#5 Georgia Bulldogs (8-1) – #11 Kentucky Wildcats (7-2)

Hepimizin basketbol okulu olarak tanıdığı Kentucky Wildcats, okul tarihinin en önemli maçlarından birine kendi evinde Georgia karşısında çıktı. Bu maça 7-1 olarak gelen iki takım arasında kazanan takım SEC Doğu’yu kazanarak, SEC Batı galibinin (Alabama’nın) rakibi olmaya hak kazanacaktı. Yedinci haftada LSU karşısında 36-16’lık ağır bir mağlubiyet alan Georgia’da başlayan QB tartışmaları artmış ve Trevor Lawrence ile birlikte liseden gelen bir diğer yetenek Justin Fields’ın starter olabileceği konuşulmaya başlanmıştı. Bu mağlubiyetin ardından gelen Florida galibiyetiyle birlikte Georgia’da sular biraz durulsa da Kentucky maçının önemi çok büyüktü. Toplamda kazandığı 935 yard ile SEC konferansının koşu yardı lideri Benny Snell’in taşıdığı Kentucky maçta çok etkili bir performans ortaya koyamasa da Georgia’nın yaptığı basit hatalar nedeniyle maçtan kopmadı. Evinde oynadığı maçlarda 11 TD-0 INT, deplasmanda oynadığı maçlarda ise beş TD, dört INT ile oynayam Fromm, bu maçta bir TD ile oynayarak ortalama bir performans sergileyince maçta fark yaratan unsur koşu oldu. Bu maça kadar maç başına 214 koşu yardı bulan Kentucky bu maçta 84 yardda kalırken, maç başına 221.6 yard bulan Georgia tam 331 koşu yardı bulmayı başardı. Şu anda New England Patriots forması giyen Sony Michel ve Cleveland Browns forması giyen Nick Chubb ikilisin geçtiğimiz sezondaki uyumuyla beraber mükemmel bir koşu hattı oluşturup şampiyonluğu kılpayı kaçıran Bulldogs, bu sezon da yeni bir koşu ikilisi bulmuş durumda. Eljiah Holyfield ve D’Andre Swift’ten müthiş bir verim alan Georgia bu maçta da bu ikiliden tam 271 yard 3 Touchdown’lık katkı aldı. Takımda Calvin Ridley’nin kardeşi Riley Ridley ve ülkenin en iyi cornerbacklerinden biri olan DeAndre Baker gibi isimler bulunduran Georgia’nın playoff yapmak için tek şansı Alabama ile oynayacağı SEC şampiyonluk maçı dahil tüm maçları kazanmak olacak. Kirby Smart’ın öğrencilerinin LSU mağlubiyeti sonrası verdiği reaksiyonla birlikte aldığı galibiyetler etkileyici olsa da Alabama’yı yenmek için bundan çok daha fazlasına ihtiyaçları var.

#10 Ohio State Buckeyes (8-1)

Sezonun ilk üç maçına cezası bulunan koç Urban Meyer’dan yoksun çıkan Ohio State bu üç maçı kazansa da, takımın hatta belki de tüm kolej futbolunun en iyi oyuncusu olan Nick Bosa’yı kaybetmişti. Üçüncü hafta oynanan TCU maçında sakatlanan Bosa’nın sakatlıktan dönüşü için tahmin edilen zaman Kasım ayı sonrasıydı ancak geçtiğimiz günlerde Bosa’nın Ohio State’e dönmeyip NFL Draft’ına hazırlanacağını açıklaması bir anda Amerika’nın spor gündemi haline gelmişti. Sezon öncesi ülkenin en iyi D-Line’larından biri olarak gösterilen Ohio State D-Line’ı için Bosa’nın olmadığı süreçte onun yokluğunu en iyi şekilde tamamlayan Chase Young, sezonun geri kalanında da savunmanın yükünü çekecek adam olacak (10. hafta sonunda, üçüncü haftadan beri hiç oynamayan Nick Bosa takımın en çok sack yapan üçüncü, en çok sayıda yard kaybettiren tackle yapan dördüncü oyuncusu konumunda. İlk iki maçın ikinci yarılarında oynamadığı da düşünüldüğünde tüm bunları altı çeyreklik performansta başarmıştı Bosa).

Sekizinci hafta oynadıkları Purdue maçına dek namağlup olmalarına rağmen savunmada ciddi sıkıntıları olduğu net olarak gözüken Ohio State’in, Penn State deplasmanını iyi oynamadan “Büyük takım galibiyeti” olarak tabir edebileceğimiz şekilde kazanması ve Purdue öncesi oynadıkları Minnesota Golden Gophers maçı bu mağlubiyetin sinyallerini verir gibiydi. Gophers’ın freshman koşucusu Mohamed İbrahim’e 157 yard koşma imkânı veren Buckeyes savunması, Purdue maçında ise tamamen dağılmıştı. Purdue koşucusu D.J. Knox’ın 128 yard üç TD, quarterback David Blough’un 378 yard üç TD ve haftanın en çok konuşulan performanslarından birine imza atan freshman Rondale Moore’un 170 yard iki touchdown’lık performansıyla sahadan 49-20’lik skorla galip ayrılan taraf Boilermakers olurken, bu maça kadar Heisman ödülünün favorilerinden biri olan Dwayne Haskins’in Heisman kazanma şansı da büyük darbe almıştı. Maçın oynandığı ülkenin en iyi altıncı hücumu olan Ohio State ilk üç çeyrekte sadece altı sayı bulup, Haskins’in denediği 73 etkisiz pas denemesinin yanında takım da maç boyunca sadece 76 yard koşabilince; Ohio State’in playoff umutları büyük yara aldı. Purdue maçı sonrası bye haftasının ardından Nebraska’nın karşısına çıkan Buckeyes maçı 36 sayı atarak kazansa da Nebraska gibi kötü bir takımdan 31 sayı yemesi savunmadaki sorunların devam ettiğini net bir şekilde gösterdi. 24 Kasım’da Michigan’la karşılaşacakları maç Big Ten konferansının kaderini belirleyecek olsa da bu savunma performansıyla işleri zor gözüküyor. Bu sezon 69.7% ile 3053 yard pas ve 32 TD atan Dwayne Haskins’in yanındaki J.K. Dobbins, K.J. Hill ve Parris Campbell gibi hücum silahları ile her zaman tehlikeli olma potansiyeli olan Ohio State’in Playoff’a girip giremeyeceği ise Michigan maçının sonucuna ve diğer konferanstaki rakiplerinin alacakları sonuçlara göre belli olacak.

Kısaca Diğer Takımlar

#3 Notre Dame (9-0): Sezona Michigan galibiyetiyle başlayıp ardından 3-0 duruma gelen Notre Dame’de dördüncü hafta itibariyle QB değişikliği yaşandı. Şimdiye kadarki kariyerinde starter olarak 13-3 olan Brandon Wimbush’tan koltuğu devralan ve başladığı ilk maçta beş TD yaparak adından söz ettirmeyi başaran Ian Book, takımını playoffa taşıma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Şimdiye kadar Stanford ve Virginia Tech dışında zor bir rakibe karşı oynamayan Notre Dame, geçtiğimiz hafta da sezonun iyi takımlarından Northwestern’a konuk oldu. İki hafta önceki Pittsburgh maçında olduğu gibi zorlansa da Ian Book’un 399 yard üç touchdown’lık oyunuyla bir şekilde sahadan galip ayrılmayı başardı Notre Dame. Özellikle üçüncü çeyrekte 10/13 pas isabetiyle 169 yard iki TD yapan ve dört kez 20+ yardlık pas isabeti sağlayan Book, kritik anlarda sorumluluk alabildiğini gösterdi.

Fikstürlerinde onlara sorun çıkarabilecek tek takım Syracuse olarak gözüküyor ve önlerinde olan üç maçtan da galibiyetle ayrılmaları halinde playoff yapacaklarını söylememiz yanlış olmaz. Hücumda Dexter Williams ve Miles Boykin gibi etkili oyunculara sahip olan Notre Dame aynı zamanda secondaryde pozisyonunun en iyilerinden olan Julian Love’a sahip. Dediğim gibi kalan tüm maçlarını kazanması halinde çok da zor olmayan fikstürüne rağmen playoff yapacak Notre Dame’in, playoff yapacak dört takım içerisindeki en kötü takım olacağını düşünüyorum.

Big 12 Konferansı: #6 Oklahoma Sooners (8-1), #9 West Virginia Mountaineers (7-1), #19 Texas Longhorns (6-3):

Geçtiğimiz hafta sezonun en güzel maçlarından birine sahne olan West Virginia-Texas maçı Big 12 konferansı için de büyük önem taşıyordu. Sezona Maryland yenilgisiyle başlayan Texas Longhorns, daha sonrasında içinde Oklahoma galibiyetinin de bulunduğu altı maçlık bir galibiyet serisine imza atsa da West Virginia maçı öncesinde sürpriz bir biçimde Oklahoma State mağlubiyeti almıştı. Sezonun en iyi hücum takımlarından biri olarak gözüken West Virginia da yedinci hafta aldıkları ağır Iowa State mağlubiyeti dışında gayet iyi bir görüntü veriyordu. Sam Ehlinger liderliğinde gayet iyi işleyen Collin Johnson, Devin Duverney ve Humphrey Lil’Jordan reciever hattı bu maçta da gayet etkili bir oyun ortaya koydu. 290 yard ve üç touchdown yapan bu üçlüye karşılık, en iyi recieverlardan biri olan David Sills 97 yard iki TD, Martell Petteway de 121 yard iki touchdown ile cevap verdi. Maçın son anları büyük bir heyecana sahip olurken, Will Grier’ın maçı kazandıran TD pası ve ardından gelen iki sayılık oyun haftanın en çok konuşulan olayları arasında yerini aldı. Eski bir QB olan David Sills kariyerinin 29. TD’ına ulaşarak Tavon Austin’i yakaladı ve bu alanda okul tarihinde ikinci sıraya yükseldi. Bu galibiyetle birlikte 6-3 olan Texas’ın sezona dair umutları tükenirken, 7-1 olan West Virginia gözünü 8-1 durumdaki Oklahoma Sooners’ın üzerine dikti.

Sezona FAU karşısında 63-14’lük skorla rahat bir şekilde kazanarak giren Oklahoma için ikinci haftaki UCLA maçında sakatlanan Rodney Anderson’ın kaybı ciddi bir güç kaybı olarak gözükse de sezonun devamında Anderson’ın eksiğini kapatmayı başardı Sooners. Trey Surmon ve Kyler Murray’nin etkili koşularıyla bu alanda eksiğini en aza indirgeyen Oklahoma, pas oyununda da kolej futbolunun en dikkat çeken takımlarından biri durumunda. CeeDee Lamb ve Marquise Brown gibi fazlasıyla hızlı ve yetenekli recieverları olan Kyler Murray’nin yüksek TD sayılarına ulaşması sonucunda, rakibine yüksek sayı imkânı verse de kazanmayı başarıyor Sooners takımı. Son 19 deplasman maçını da kazanan Oklahoma için 23 Kasım’da oynanacak olan West Virginia maçı aynı zamanda Big 12’in de kaderini belirleyecek. Hem Sooners’ın hem de West Virginia’nın playoff ihtimali uzak gözükse de Big 12 rekabeti çok keyifli geçecek…

Heisman Ödülü Sıralamam:

1) Tua Tagovailoa (Alabama): Geçtiğimiz hafta ilk interception’ınını atsa da kolej futbolunun en ateşli deplasmanlarından birinde çok etkili bir oyun sergileyerek bu ödülün favorisi olduğunu kanıtladı. İstatistik kağıdında bulunan 2361 yard, 27 TD, bir INT ve 96.8 QBR ve Alabama’nın yarattığı etki çoğu şeyi açıklıyor. Ayrıca sol elini kullanan bir Qb olan Tua’nın oyununun göze de çok hoş geldiğini belirtmem gerek.

2) Kyler Murray (Oklahoma): Benim kişisel olarak desteklediğim isim olan Murray’nin şanssızlığı tamamen Tua ile aynı sezona denk gelmiş olması. 70.6% ile 31 TD, beş INT ve 96.8 QBR ile olağanüstü bir sezon geçiriyor Murray. Baker Mayfield sonrası o pozisyonun baskısını kaldırıp en az onun kadar iyi oynayan Murray’i izlemek gerçekten çok zevkli. MLB takımlarından Oakland Athletics tarafından draft edilen Murray çok büyük ihtimalle profesyonel futbol oynamayacak olsa da 1.80 boyuyla saha içinde yarattığı sihirler onu Heisman’ın en büyük favorilerinden biri yapıyor.

3) Travis Etienne (Clemson): Biraz Clemson sempatizanı olmamın etkisiyle onu üçüncü sıraya koysam da kesinlikle Heisman Ödülü sıralamasında olmayı hak ediyor. Koşu başına 8.6 yard kazanan ve sezonun bitimine üç maç kala 15 TD ve 998 yarda ulaşan Etienne, Clemson’ın namağlup olmasındaki en büyük etkenlerden biri. Trevor Lawrence’ın olmadığı Syracuse maçında takımının geri dönüşünde büyük pay sahibi olan Etienne’in o performansının değeri şu an daha iyi anlaşılıyordur.

4) Will Grier (West Virginia): Texas karşısında geriden gelip 16 saniye kala maçı kazandıran 33 yardlık TD pası gerçekten çok etkileyiciydi. Bu sezon 69.7% pas isabet oranı ile 2618 yard, 28 TD-7 INT ile oynayan Grier, kolej futbolundaki en iyi QB’lerden biri konumunda. David Sills ile yakaladığı uyumla birlikte takımının 7-1 durumda olması ve en üstlerde kendine yer bulması onun eseri.

5) Gardner Minshew (Washington State): Washington State maçları çok göz önünde olmasa da Minshew’in istatistikleri edilemeyecek cinsten. Bu sezon 70.8% ile 3517 yard 27 TD-7 INT ile oynayan Minshew, beş kez de 400 yardı geçmeyi başardı. Cougars’ın PAC 12 konferansındaki başarısı ve 8-1 durumda olması onu bu listeye aldıran en büyük etkenlerden.

Draft İçin Kimlere Bakalım?

Başa yazacağını sona yazmışsın diye düşünenleriniz varsa ki bence sayınız epeyce fazladır, yukarıda bahsettiğim isimler dışında birkaç isim paylaşayım. Tackle’dır, guard’dır bu pozisyonlara şimdilik çok değinmeden hücum ağırlıklı göze hoş gelecek isimlere örnek veriyorum. Zaten draft zamanı tüm oyuncular hakkında daha detaylı değerlendirmeler gelecektir. (2019 ve 2020 draftı için)

Drew Lock – QB Missouri

Jeffery Simmons – DT Mississippi State

N’Keal Harry – WR Arizona State

AJ Brown –  WR Ole Miss

Hakeem Butler – WR Iowa State

Ed Oliver – DT Houston

Justin Herbert – QB Oregon

David Montgomery – RB Iowa State

Trevon Diggs – CB Alabama

Ryan Finley – QB NC State

Bryce Love – RB Stanford

Josh Allen – LB Kentucky

Jonathan Taylor – RB Wisconsin

Laviska Shenault – WR Colorado

Mack Wilson – LB Alabama

Treyvon Mullen – CB Clemson

Tre Lamar – LB Clemson

Dillon Mitchell – WR Oregon

Deionte Thompson – S Alabama

Amani Oruwariye – CB Penn State

JJ Arcega-Whiteside – WR Stanford

Ugo Amadi – S Oregon

Deebo Samuel – WR South Carolina

Jarrett Stidham – QB Auburn

Zack Moss – RB Utah

Darrell Henderson – RB Memphis

Jace Sternberger – TE Texas A&M

Rodrigo Blankenship – K Georgia

10 haftanın ardınan kolej futbolunda durum az çok bu şekildeydi. Sizin de sezona dair oyuncu/takım sorularınız veya başka soru ve görüşleriniz varsa yorumlarda belirtebilirsiniz. Başka bir yazıda görüşmek üzere hoşça kalın…