Neredeyse üç buçuk yıl önce, 2016 yılının Eylül ayında San Francisco 49ers QB’i Colin Kaepernick, Green Bay Packers’a karşı oynanan bir hazırlık maçında, Amerikan milli marşı çalınırken ayağa kalkıp marşa eşlik etmek yerine, yedeklerin oturduğu bench’te oturarak, adeta turuncu Gatorade varilinin arkasına saklanmıştı. Maç esnasında çoğu kişinin dikkatine çarpmayan bu olay, maç sonrası bir muhabirin “Neden böyle yaptınız, bir anlamı var mı?” diye sorması üzerine, Colin Kaepernick’in kolluk kuvvetlerinin zenci vatandaşlara karşı uyguladığı şiddeti ve toplumsal eşitsizliği protesto ettiği için milli marşı protesto ettiğini belirtmesiyle birlikte NFL çevrelerinde konuşulmaya başlandı. Bu olay, dönemin ABD Başkanı Barack Obama’ya sorulduğunda “Temel demokratik hakkı olan ifade ve protesto hakkını kullandığını görüyorum. Geçmişte de pek çok sporcumuz bu tür eylemlerde bulunmuştur. Ülkemizin temelinde yer alan ifade özgürlüğü çerçevesinde bu tür eylemler son derece normal ve sağlıklıdır. Bunda yanlış bir şey yok. Ancak ben genç vatandaşlarımızın sorun olduğunu düşündükleri konular üzerine, bu tür göstermelik eylemlerde bulunmak yerine, sorun görülen noktalar bakımından çözüm arayışına yönelik, eyleme dökülen ve çözüm arayışı ile öneriler getiren çabalarda bulunmalarını tercih ederim” demesi ile tamamen önemini kaybetmeye başlamıştı.

Bundan sonra Kaepernick eylemin türünü değiştirerek, takım arkadaşı safety Eric Reid ile birlikte “take-a-knee” eylemine dönüştürdü. Yani her maç öncesi çalan Amerikan milli marşı “Star Spangled Banner” esnasında bench’te oturmak yerine, takım arkadaşları ile birlikte saha kenarı çizgisine gelmeye, ancak ayakta durup marşa eşlik etmek yerine, bir dizini yere koyup protestosunu sergilemeye başladı. Bu davranışını da “ABD milli marşının taşıdığı ırk eşitsizliğini protesto etmekle birlikte, veteranlar’a (tam olarak kelime anlamı “emekli askerler” olsa da, kültürel karşılığı daha çok “şehit ve gaziler” diyebiliriz) duyduğum saygı sebebiyle eylemi bu pozda sergilemeye karar verdim” diye açıkladı. Kaepernick’in protestosu o dönem Eric Reid dışında birkaç takım arkadaşı tarafından da desteklendi. Hatta başka takımlarda da zenci oyuncuların toplanarak maç öncesi “take-a-knee” yaptıkları görülmeye başlandı.

Ancak, tam anlamıyla dananın kuyruğu 2017 yılında koptu. 20 Ocak 2017 yılında Donald Trump’un ABD Başkanı seçilmesi ile birlikte, ülke genelinde göçmen karşıtı, WASP (White, Anglo-Saxon People) fikirleri yükselmeye başladı. İşte bu noktada NFL’deki mevcut milli marş protestosu da ABD Başkanı Trump’ın hedefinde, çok ağır sözlerle gündeme oturdu. Bir konuşmasında Trump “Siz de NFL takım sahiplerinden birinin ‘adam’ çıkmasını, ABD değerlerini, şehitlerimizi ve gazilerimizi, bayrağımızı ve ulusal değerlerimizi aşağılayan takımındaki bu o.ospu çocuğunu kulağından tutup, kapı dışarı edip “Kovuldun, sana burada yer yok”  demesini istemez miydiniz?” demesiyle en hararetli konuların başında yer almaya başladı.

Takım sahipleri ve Tom Brady gibi Trump’a yakın bazı oyuncular bile bu söylemi çok sert ve birleştiricilikten uzak bulduklarını söyleyerek, ifade özgürlüğüne sahip çıktıklarını vurgulasalar da sene başında San Francisco 49ers takım sahibinin katılmadığı bir toplantıda sahada protesto yapılamayacağı, eğer oyuncu milli marş esnasında sahadaysa ayakta ve kıpırdamadan, herhangi bir mimik yapmadan durmasını zorunlu kılan bir karar aldılar. Bu karar doğrultusunda protesto eylemleri de soyunma odasına çekilerek, sorun biraz da halının altına süpürülmüş oldu. Ancak 2016 sezonu sonrası 49ers takımından ayrılan QB Colin Kaepernick ve SS Eric Reid NFL’den kontrat alamama sebeplerinin kendilerinden kaynaklı bir performans eksikliği sebebiyle değil,  protesto eylemini başlatmış olduklarından dolayı politik bir baskı sonucu gerçekleştirdiğini savunarak NFL yönetimine dava açtılar. Dava sürecinde Eric Reid her ne kadar Carolina Panters takımından uzun vadeli, 2022 yılına kadar, kontrat almış olsa da davacı taraf olduğundan Colin Kaepernick ile birlikte uzlaşmaya vararak “settlement” ödemesi de aldı. Kamuoyunda her ne kadar bu anlaşmanın $150,000,000 tutarında olduğu konuşulsa da, günümüzde her iki oyuncuya $10,000,000 altında birer ödeme yapıldığı belirtilmekte.

Bu olaydan itibaren her kötü QB performansından sonra Pandora’nın kutusundan fırlayan “Colin Kaepernick neden hala kontrat alamıyor?” sorusunun cevabına ise gelin birlikte bakalım. Öncelikle Colin Kaepernick’in 49ers ile altı yıllık oyunculuk süresi boyunca yaptığı sözleşmelerin detaylarına bir göz atalım:

YılTakımMaaşİmza PrimiKadro Primiİdman PrimiToplam Kazanç
201149ers$375,000$2,226,764$2,601,764
201249ers$607,922$607,922
201349ers$740,844$100,000$840,844
201449ers$645,000$12,328,766$100,000$13,073,766
201549ers$10,400,000$1,250,000$400,000$12,054,920
201649ers$11,900,000$2,000,000$400,000$14,300,000
Altı Sezon$24,668,766$14,555,530$3,250,000$1,000,000$43,479,216

Bu altı yıllık süre boyunca Kaepernick’in istatistiklerine bir göz atalım:

YılMaçPas DenemeİsabetYardTDINTKoşu DenemeYardTDFumbleQB Rate
201135335002-20074.4
2012132181361814103634155771.8
2013164162433197218925244365.7
201416478289336919101046391560.9
20159244144161565452561443.4
2016123311962241164694682249.5

Elbette ki istatistikler detayları ya da önemli noktaları vurgulamakta eksik kalabilir. O yüzden zaman çizelgesinde Kaepernick’in SF 49erers macerasına bakalım… Head koç Jim Harbaugh’un 2011 yılında göreve gelmesiyle birlikte 2009 yılından beri takımın QB’i olan Alex Smith ile birlikte, normal sezonu 13 galibiyet ve 3 yenilgi ile kapatarak, konferans finaline gitmişti. O dönemde çaylak Kaepernick, Alex Smith’in yedeği konumundaydı. Playoff maçlarında New Orleans Saints’i 36-32 yenen 49ers, konferans finalinde uzatmada New York Giants’a 20-17 yenilerek Super Bowl umutlarını bir sonraki sezona bırakacaktı. Son derece sağlam bir defans takımına sahip olan 49ers hücumda da Frank Gore, Vernon Davis ve Michael Crabtree önderliğinde oldukça başarılı bir dönem yakalamış durumdaydı. 2012 sezonunda Alex Smith’in sakatlığı sonrası QB değişikliğine giden 49ers Colin Kaepernick yakaladığı başarı ile Super Bowl XLVII’e kadar uzandı. Super Bowl’da Baltimore Ravens’a yenilen 49ers takımının ilerleyen yıllarda tekrar Super Bowl oynayacağından, hatta kazanacağından hiç kimsenin şüphesi yoktu. Zira, John Harbaugh’nun Super Bowl’da kaybettiği kardeşi Jim Harbaugh’ya en iyi WR’lerinden Anquan Boldin’i vermesiyle takım, normal sezonu 12 galibiyet ve dört yenilgi ile kapatarak zorlu bir playoff yarışına başladı. Wild card turunda Green Bay Packers’ı 23-20 yenen 49ers bir sonraki turda Carolina Panthers’ı 23-10’luk bir skor ile geride bırakmayı başardı. Ancak konferans finalinde bu kez Seattle Seahawks’a 23 -17 yenilerek Super Bowl’un kapısından döndü.

Ertesi yıl yeni head koç Jim Tomsula’nın gelmesi ve takımın savunmadaki lideri linebacker Patrick Willis’in erken yaşta emekli olması gibi değişikliklerle sezona başlayan San Fransisco 49ers, normal sezonu sekiz galibiyet ve sekiz yenilgi ile kapatarak playoff yarışından silindi. 2015 sezonuna yine head koç değişikliği ile başlayan 49ers, Chip Kelly yönetiminde, sezon genelinde QB Blaine Gabbert’ın daha iyi oynadığı bir hücum izletti. Kaepernick’in de 49ers takımının da düşüşü 2016 yılında, yeni head koç Kyle Shanahan ile devam ederek bei galibiyet ve 11 mağlubiyet sezonu yaşanınca, takım son yıllarda çok büyük düşüşte olmasına rağmen senelik minimum $20,000,000 ve yedek kalmama koşulu ile kontrat uzatmak isteyen Kaepernick takımdan kendi isteğiyle ayrılınca sezonun ortasında New England Patriots’un yedek QB’i Jimmy Garoppolo’yu takıma kattı ve takip eden off-season’da Garoppolo’ya dönemin şartlarına göre astronomik bir kontrat verildi.

Kaepernick’in ortaya koyduğu rakamları ve talep ettiği parayı basitçe kıyaslamak isterim… Kaepernick’in reklam gelirleri ve diğer bonus gelirler hariç, net olarak yıllık $20,000,000 ve daha birçok hak talep ettiği 2016 yılında, tüm zamanların en iyi QB’i olarak görülen Tom Brady tüm gelirleri ile toplam $14,774,000 kazanıyordu. Bir diğer elit QB olan ve hem Super Bowl yüzüğü hem de sezon ve Super Bowl MVP’liği bulunan Aaron Rodgers ise toplamda yıllık $12,600,000 kazanmaktaydı. Kontrat uzatması olarak garanti aldığı $30,000,000’ı saymazsak yine tüm zamanların en iyi QB’lerinden biri olan Drew Brees 2016 yılında $11,250,000 ve 2017 yılında $13,000,000 toplam gelire sahipti. Dolayısıyla, kariyerinin zirvesinde olan, NFL’de elit QB denince ilk akla gelen isimlerin ortalama $13,000,000 yıllık gelir ile oynadığı bir dönemde Kaepernick’in takımdan yıllık $20,000,000 talep etmesinin mantıkla açıklanabilecek bir tarafı yoktu. İşte bu sebeple de 49’ers takımı son iki yıldır sahada hiçbir şey gösteremeyen Kaepernick yerine, yeni bir QB’ye yöneldi.

Aslında Garappolo’ya bu kontratın verilmesini sağlayan da Nike firması oldu diyebiliriz. Zira, Nike firması 30. yıl kampanyasının yüzü olarak, 2014 yılı sonunda Colin Kaepernick’e yedi yıllık ve $ 126,000,000’lık bir kontrat verdi. Bu kontratta yer alan bir madde sayesinde, Nike sözleşmesinden bir yıl sonra geçerli olmak üzere San Fransisco 49ers takımı herhangi bir ücret yada ceza ödemeksizin Kaepernick’i takımdan kesebilir ibaresi yer almaktaydı. Yani, çok kabaca özetleyecek olursak, 49ers Kaepernick’i waive etti ve waiver’dan kimsenin almadığı Kaepernick’i Nike firması aldı demek mümkün. Tam olarak durum bu şekilde olmasa da oyunu ile son iki yıldır dibe vurmuş olan ve hiçbir umut ışığı göstermeyen Kaepernick sadece altı yıllık 49ers macerasından kazandığı paralarla yetinmeyerek NFL settlement ile cebe indirdiği paraların yanına “aktivist” kimliğini ön plana çıkartarak Nike’tan da $126,000,000 almış oldu. Dolayısıyla geçtiğimiz hafta Atlanta’da yaşanan kakafoninin de sebebi budur…

NFL Başkanı Roger Godell kendisine ulaşan Amerikalı müzik yapımcısı ve Beyonce’nin eşi Jay-Z’nin önerisini kabul ederek Colin Kaepernick için bir özel idman düzenlemeye ve bu idmana da tüm NFL takımlarını davet etmeye karar vermişti. Bu gelişme Kaepernick tarafından coşku ile karşılanacağı yerde, yeri, tarihi ve koşulları ile ilgili birçok sorun öne sürülerek, antrenman önceden planlandığı gibi Atlanta Falcons tesisleri yerine, planlanan idman saatine sadece 2,5 saat kala 60 mil (yaklaşık 100 km) ötedeki bir liseye, Charles Drew Lisesine taşındı. Bu durumda idmana katılmak için gelen 25 NFL takımı temsilcisi ve özel gözlem ekiplerinden sadece sekiz tanesi yeni lokasyona ulaşabildi. Jay-Z dahil bu etkinliği düzenleyen hemen herkes Kaepernick’in bu tavrından son derece rahatsız olarak ‘Kaepernick’in NFL’de oynamaya zaten niyeti yokmuş. Gündeme gelerek Nike ile olan reklam sözleşmesi için PR çalışması yapmaya çalışıyormuş’ eleştirileriyle birlikte oluşan saman alevi söndü. Bu noktadan sonra hiçbir takımın Colin Kaepernick’e kontrat vereceğini düşünmüyorum. Hele ki Kaepernick’in toplam bütçesi $60,000,000 olan ilk bahar ligi Alliance of American Football’dan senelik $20,000,000 talep ettiğini düşünürsek.

Gelelim Kaepernick’in tatlı su komandoluğuna ve içi boş aktivistliğine. Bu tür siyasi içerikli protestolar spor tarihi boyunca sıklıkla karşımıza çıkmıştır. Çıkmaya da devam edecektir. Kişisel görüşüm, bu eylemlerin demokratik haklar kapsamında yer aldığı ve her türlü haksızlık ya da bilinçsizlik durumu karşısında farkındalık oluşturmalarının son derece önemli olduğu yönündedir. Ancak, Kaepernick bu protestoları neden üç yıl üst üste konferans finali, hatta Super Bowl oynadığında yapmadı da rezalet oynamaya başladığı ve (istediği gibi bir) kontrat alamayacağını anladığında yaptı? Sanırım kimse bunu izah edemez. Bu tür protestolar, sporcuların zirvede olduğu zaman yapılırsa ses getirir. Bunu bilmeyen yoktur. Tarihe bakacak olursak, belki de tüm zamanların en ikonik görseli 1968 Olimpiyat Oyunları’nda madalya kürsüsünde yumruklarını sıkarak yukarı kaldıran erkekler 200 metre şampiyonu TommieSmith ve üçüncüsü John Carlos’un “Black Power Salute” olarak hafızalara kazınan pozudur. Hatta onlarla birlikte ikincilik kürsüsünde yer alan Avustralyalı beyaz sporcu Peter Norman da üstündeki kıyafete OPHR (Olympic Project for Human Rights) madalyonu iliştirerek Smith ve Carlos’un davasına destek vermiştir. Bu protesto Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin Alman Başkanı ve Adolph Hitler’n de yakın arkadaşı olan, büyük ırkçı Avery Brundage’ın farklı ırklardan olan olimpik yarışmacılara engeller koyma, sayılarını kısıtlama çabası ile birlikte, Afrika’daki ve ABD’ndeki zencilerin ve diğer azınlıkların maruz kaldıkları haksızlıklar ve eşitsizlikler için bir farkındalık yaratmak adına yapılmıştı. Son derece de etkili olduğunu ve yankılarının günümüzde de devam ettiğini söylemek mümkündür. Ancak ne Emmie Smith ne de John Carlos bu protestoyu bir kampanyaya ya da kazanç kapısına, PR çalışmasına, reklam kampanyasına dönüştürmeye çalışmamışlardır.

Eğer Kaepernick bu eylemini Nike sözleşmesinden önce, Super Bowl oynadığı dönemde başlatmış olsaydı, çok büyük ihtimalle samimiyeti bu kadar sorgulanmazdı…

Kaepernick hakkında yazarken, Hall of Famer defensive end Warren Sapp’ın Odell Beckham Jr. için söylediği söz aklıma geldi… Cleveland Browns WR’ı Odell Beckham Jr.’ın bir saat markasının yüzü olması sonrasında, yasak olduğu halde maçlara saat ile çıkmaya başlaması hakkındaki görüşü sorulduğunda Warren Sapp, “$325,000’lık saat ile maça çıkıp da iki dolarlık oynayamazsın” demişti. Benim de Kaepernick için düşüncem tam olarak budur. Üç kuruşluk oynayıp da $20,000,000’lık kontrat isteyemezsin. İstediğin kontrat sana verilmediğinde de NFL yönetimini ya da takım sahiplerini tehdit ederek, zorla kontrat almaya çalışamazsın. Bu ligde Michael Vick, Ricky Williams Johnny Manziel, vs… gibi pek çok yıldız istediği kontratları alamayınca gidip AFL’de, AFA’da, CFL’de oynayarak NFL’e geri dönüş yolu sağlamaya çalıştılar. Hiçbiri çıkıp da kendinden başka herkesi suçlayarak, tehdit ederek kontrat almaya çalışmadı. Günün sonunda oynadığı son iki yılda çıktığı müsabakaların yüzde 70’ini kaybetmiş ve QB reytingi 43.4 ve 49.5 olarak formasını kaybetmiş bir oyuncu üzerine dönen bunca tantanayı da Nike’ın $126,000,000 para gömdüğü ve ölü yatırıma dönüşen reklam yüzünü yeniden gündeme oturtmaya çalışma çabası olarak görüyorum. Gelecek günlerde bu konu hakkında ne gelişmeler olacağını bilemeyiz. Ancak şu ana kadar Kaepernick’in kapısını çalan tek bir NFL takımı bile olmadı. Bu durum da kolay kolay değişecek gibi gözükmüyor. Zira ya Kaepernick düşük bir kontratı kabul ederek, hala bir takımı hedefe taşıyabilecek bir franchise QB olduğunu tüm dünyaya ispatlamaya çalışacak ya da kendi dışında herkesi suçlayıp gündemde kalmaya çalışarak Nike’tan aldığı reklam paralarını en az iki yıl daha almaya devam edecek. Bunu hep birlikte göreceğiz. Herkese football dolu günler diliyorum…