Geçtiğimiz sezonun tartışmasız en bahtı kara takımı Pittsburgh Steelers, belki de bir takımın başına gelebilecek her türlü kötü talihsizliği bir sezonda yaşamıştı. Yine de head koçu Mike Tomlin’in dokunuşlarıyla ligin son haftasına kadar playoff yarışını kovalamayı başarmaları, ne derece bir takım olabildiklerini göstermişti. Bununla beraber koç Tomlin’in de adı yılın koçu adayları arasında geçmişti bir süre.

Şansız olarak addedilen sezona ilk haftaki New England Patriots yenilgisiyle merhaba diyen Steelers, ardından gelen Seattle Seahawks ve San Francisco 49ers mağlubiyetleri ile bir anda üç mağlubiyeti cebine koymuştu. Lakin bu mağlubiyetlerin ikincisinde yani Seahawks maçında, oyun kurucusu Big Ben’i sakatlığa kurban vererek felaketler silsilesine bir yenisini daha eklemişti. Fakat sezon ortasında Miami Dolphins’ten birinci tur hakkı karşılığında takıma katılan Minkah Fitzpatrick hamlesi ve savunmada yapılan küçük dokunuşlar ise Pittsburgh’un savunmasını lakapları gibi “çelik” gibi yapmıştı. Öte yandan topun arkasındaki ekibi ne kadar iyi olsa da diğer ekip yani hücum oyuncuları bir o kadar yetersiz ve kötüydü. Big Ben’in yerine gelen Mason Rudolph ve Devlin Hodges adeta daha kötü olmak için birbirleriyle yarışıyordu. Yine de savunmanın yeri geldiği zaman “Tamam yavrum onu da ben yaparım” diyen teyzeler gibi oyuna girip skor üretmesi Steelers’ın 2019 sezonunda akılda kalıcı noktalardan biri oldu.

Nihayetinde, Ekim ayından Aralık ayına kadar oynadığı 10 maçtan sekiz galibiyet alan Steelers bu süreçte sadece Baltimore Ravens ve Cleveland Browns’a mağlup oldu. Fakat ligdeki son üç maçında peş peşe Buffalo Bills, New York Jets ve Baltimore Ravens’a karşı sahadan yenilgiyle ayrılan sarı siyahlılar belki de o maçlardan birini kazanabilseydi kim bilir kötü başlayan sezonu güzel bir hikâye ile sonlandırabilecekti.

Böyle bir sezondan sonra bile kazanma kültürü denen olgunun ne denli önemli olduğunu bizlere bir kez daha kanıtlayan Pittsburgh Steelers, yeni sezon hazırlıklarına da her takımda olduğu gibi sezonun tamamlanmasından sonra başladı. Ancak bu yıl ki serbest oyuncu piyasasının hareketli oluşunu göz önünde bulundurduğumuzda, Steelers takımı bu alanda ligin sakin takımlarından biriydi. Lakin bu dönemde her ne kadar takıma oyuncular katıldıysa da yapılan kontrat düzenlenmeleri ile ağzına kadar dolu olan maaş bütçesinde yer açma çalışmaları takımın birinci önceliğiydi.

Hücum anlamında yapılan öne çıkan ilk hamle, Indianapolis Colts’tan ayrılan tight end Eric Ebron’un iki yıl 12 milyon dolar ile takıma katılması oldu. Bu hamleyle birlikte Steelers pas oyunlarını gelecek sezonda Ebron ile çeşitlendirecek olması ideal bir hareket olarak gözüküyor. Ebron açısından bakacak olursak 2018 yılındaki 750 yard ve 13 TD’lık sezonundan sonra 2019’da ciddi sakatlık sorunları yaşayan 27 yaşındaki oyuncu için Steelers, yeniden kendini göstermesi açısından büyük bir şans olacak. Lakin geçtiğimiz sezonki bilek sakatlığından hala yüzde yüz dönemeyen Ebron, içinde bulunduğumuz pandemiden dolayı henüz Steelers doktorlarıyla bir görüşme sağlayamadı. Öyle ki Steelers, Ebron için sağlık kontrolünü kulüp dışı bir doktorla gerçekleştirerek o doktorun raporuna müteakiben 27 yaşındaki oyuncuyla sözleşme imzaladı. Tight end demişken, üç yıldır Steelers forması giyen Vance McDonald’da kontratında yapılanmaya giderek 2,25 milyon dolarlık bir boşluk oluşturduğunu da ek olarak belirtelim.

Kadrosunda Houston Texans defansif end’i J.J. Watt’ın kardeşi T.J. Watt’ı barındıran sarı siyahlılar, takıma bir Watt yetmezmiş gibi ikinci Watt’ı yani Derek Watt’ı kattılar. Kardeşlerinin aksine fullback Derek Watt, üç yıl DOKUZ milyon dolarlık kontratla takıma dâhil oldu. Koşu bloklarına katkısıyla bilinen Derek Watt, Steelers hücuma bu anlamda çeşitlilik katacağını tahmin ediyorum. Derek Watt’ın gelişiyle birlikte ise beş yıldır takımda olan diğer fullback Roosevelt Nix, takımdan ayrıldı ve yine maaş bütçesinde bir milyon dolarlık boşluk yaratmış oldu.

Antonio Brown’un ayrılması ve Big Ben’in sakatlanmasından sonra kalitesi bir hayli düşen pas hücumlarının geçen sezonki tekrarını (eğer sakatlık olmazsa) bir daha görmeyi istemediğimiz Steelers’ta, genç receiverlar JuJu Schmit Schuster, James Washington ve punt returner olarak iyi işler yapan Diontae Johnson’un sorumlukları gelecek sezon bir hayli artacak. Maaş bütçesinde yer olmadığından bu bölgeye herhangi bir elle tutulur takviye yapamayan Steelers, kapanan XFL liginin takımlarından Los Angeles Wildcats forması giyen Saeed Blacknall takıma katıldı. Ancak Diontae Johnson’dan bu sene returner olma görevinin alınıp başka bir oyuncuya verilebilme ihtimali bir hayli yüksek. JuJu’nun ise Big Ben’in dönüşüyle birlikte uzun pas yakalama konusundaki hünerlerini çaylak yılındaki gibi gelecek sezon yine sergileyeceğini, James Washington’un da line arkası koşularla takıma hücum anlamında çeşitlilik katacağını düşünüyor ve umut ediyorum.

James Conner, Jaylen Samuel, Trey Edmunds ve Benny Snell dörtlüsü ise sarı siyahlıların gelecek yılda koşu oyunlarını şekillendirileceği isimler olacak. Fakat Steelers tarafından gelen haberler doğrultusunda, James Conner’ın sakatlık karnesinden dolayı Pittsburgh doğumlu oyuncu ile sözleşme imzalanmayacağı tahmin ediliyor. Bu yüzden Steelers, 2020 draftındaki ikinci tur hakkından bir running back seçme ihtimali üzerinde duruluyor. Sarı siyahlıların bu alandaki tahmini seçimlerinden öne çıkan isim ise LSU koşucusu Clyde Edwards-Helarie. 2018’de beşinci turdan seçilen Jaylen Samuels ve 2019 dördüncü turdan seçilen Benny Snell’den istediği verimi alamayan Steelers için ikinci turdan running back almak, koşu oyunlarını tekrardan canlandırabilir.

11 yıldır sarı siyahlı formayı terleten ve 160 maça çıkan sol guard Ramon Foster, geçtiğimiz ay emekliliğini açıklayarak sevenlerini bir hayli üzdü. Fakat Steelers buradaki boşluğu iki Super Bowl yüzüğü bulunan( Birisi Eagles diğeri Chiefs’te) 31 yaşındaki lineman Stefen Wisniewski 2 yıl 2,850 milyon dolar gibi temiz bir paraya kadroya kattı. Bununla birlikte 2010’ların en iyi kadrosunda center olarak kendisine yer bulan Maurkice Pouncey, kontratını yeniden yapılandırarak, maaş bütçesinde yaklaşık üç buçuk milyon dolarlık bir yer açmış oldu. Sınırlı serbest oyuncu olan sağ tackle Matt Feiler ise üç milyon dolar karşılığında takımda kaldı. Son olarak guard Zach Banner bir yıl bir milyon dolarlık kontrat uzatmasıyla birlikte David DeCastro ve Stefen Wisniewski isimlerine yedek olarak takımda kaldı. Lakin derinlik anlamında hücum hattına da alt turlardan bir isim gelirse hiç şaşırmam.

Geçtiğimiz sezonun en sağlam ekiplerinden olan savunma da ise soru işareti olan isimlerin başında OLB/DE oyuncusu Bud Dupree geliyordu. Mike Tomlin’in gelecek sezon mutlaka takımda görmek istediği isim olan 27 yaşındaki oyuncu, franchise tag ile takımda tutuldu. 2019’da 11,5 sack, dört forced fumble, 68 tackle ve 17 QB hit ile öne çıkan ve Cameron Heyward ve T.J. Watt ile beraber rakip oyun kurucuların korkulu rüyası olan ekibin önemli parçası olan Dupree ile 15 Temmuz’a kadar kontrat konuşma hakkına sahip. Lakin buradan bir kontrat çıkma ihtimali şu an için pek mümkün gözükmüyor. Öte yandan beş yıldır takımda olan diğer outside linebacker Anthony Chickillo ve inside linebacker Mark Barron takımdan ayrılarak toplamda 10 milyon dolar gibi önem bir maaş bütçesi açığı yarattı. Ancak inside linebacker pozisyonu için elinde sadece geçen yıl ilk turdan seçilen Devin Bush ve 30 yaşındaki Vince Williams kalan Steelers’tan bu bölgede hücum hattında bahsettiğimiz gibi derinliği arttırmak, sezonun ilerleyen bölümleri için doğru bir tercih olabilir.

Savunma hattında geldiğimizde ise defansif tackle olarak Chris Wormley, Baltimore Ravens’tan beşinci tur karşılığında takas edildi. Aynı zamanda Steelers, Ravens’tan Wormley ile birlikte yedinci tur hakkı da aldı. 3-4 savunma düzeninde oynayan Steelers için Wormley gibi 5-teknik bir oyuncu çok ideal bir hamle olduğunu söylenebilir. Diğer taraftan, Ravens’ta defansif end dışında daha önce nose tackle olarak ta forma giyen ve takımın tecrübeli ismi Stephon Tuitt’in sakatlık durumunu göz önünde bulundurduğumuzda Wormley’in iki yönlü oluşu iyi bir parça şeklinde değerlendirilebilir. Ancak takımdaki maaş bütçesi sıkıntısından dolayı ayrılan ve Philadelphia Eagles’ın yolunu tutan Javon Hargrave’ın yerini yüzde yüz doldurur dersek, çok erken ve çok emin konuşmuş oluruz.

Secondary’de ise geçen sezonki güzel ekibi bozmak istemeyen sarı siyahlılar, sınırlı serbest oyuncu olan Mike Hilton bir yıllık üç milyon dolara takımda tutuldu. Bununla beraber, Steven Nelson’da yedi milyon dolarlık kontratını yeniden yapılandırarak, maaş bütçesinde 3,5 milyon dolarlık bir esneklik sağladı.2019’u All-Pro olan Minkah Fitzpatrick, takıma katıldıktan sonra free safety olarak çok iyi performans gösterse de de takımda derinlik açısından tecrübeli Jordan Dangerfield bir yıllığına takıma katıldı. Ancak strong safety için ellinde tek alternatif olan Terrell Edmunds, her ne kadar koşu bloklarını kapatma konusunda takımın tackle yükünü çeken oyunculardan olsa da bu pozisyon için de Steelers’ın maaş bütçesinde yer olmadığı için drafttan bir takviye yapması muhtemel gözüküyor.

En nihayetinde, elindeki sağlam savunmayı gelecek sezonda en büyük koz olarak gören Steelers’ta, Big Ben’in de takıma dönmesiyle birlikte yine o yarışmacı Steelers’ı bu sene de görmemiz içten bile değil. Biraz önce bahsettiğimiz gibi “Kazanma Kültürü” konusunda kitap yazmış olan Steelers, son 30 yılda sadece üç kez losing rekoru ile (1991, 1998 ve 1999) kapatması ve Big Ben döneminde ise bu rakamın SIFIR olması, Steelers için umutlu konuşmamıza yeter ve artar bile. Buna karşın 2020 sezonunda da sarı siyahların zorlu AFC Kuzey grubunda yarışmacı kimlikleriyle öne çıkmasını bekliyorum. Ancak bu fikir, eğer pek faydalı olmayan bir draft haftası geçirirlerse değişebileceğini de not olarak düşelim. Yazının da başlığında belirttiğim gibi, sakatların iyileşmesiyle birlikte 2020 sezonu Steelers için 2017 yılından sonra playoff’a geri dönüş yılı olacaktır.

Evde kalın, sağlıcakla kalın…