NFL sezonunun finali ve biz Amerikan futbolu severlerin göz bebeği olan Super Bowl’un üzerinden yaklaşık bir hafta geçti ve bendeniz de bu yazıyı yazmak için sanırım geç kaldım. Takdir edersiniz ki yorucu bir sezondu ve sıkıntılı bir süreçlerde geçildi, ancak NFL acısıyla tatlısıyla sezonu bitirebildi. Super Bowl’a dönecek olursak kağıt üzerinde düello gibi geçmesini beklediğimiz Super Bowl’da Tom Brady’li Tampa Bay Buccaneers, özellikle ikinci çeyreğin ortasında gaza basmasıyla fişi çok erken çekti. Kansas City Chiefs’ın ise rakibinin saha içindeki rüzgarı arkasına almasından sonra herhangi bir cevap üretemeyip aksine bunun altında geçen her dakika ezilmesi belki de son yılların en sıkıcı Super Bowl maçlarından birini izlememize neden oldu.

Takım bazında ayrıntıya girmeden önce genel olarak bakıldığında maç içinde öne çıkan ayrıntılardan birisi Chiefs’in ne hücumda ne de savunmada efektif olmamasıydı. Buna karşılık Buccaneers, hücumda hemen hemen her planından verimli işler yapıp bunu da sayıya çevirmesi ve savunmada da defansif linenından safety’sine kadar gününde olması Chiefs’in ciddi anlamda kimyasını bozdu. Hem sayı üretememenin hem de rakibin farkı açmasını film izler gibi izlemenin neticesinde gözler önünde dağılan bir Chiefs takımı vardı sahada ki bu mental dağınıklık maçın ilerleyen bölümlerinde bolca sarı bayrağa dönüştü. Bu açıdan bakıldığında Chiefs’in oyununu sahaya yansıtamaması bir yana maçtan bu denli kopması da açıkçası benim başlı başına maç özelinde hayal kırıklıklarımdan birisiydi. Öte yandan Buccaneers cephesinde ise Tom Brady gibi bir yaşayan efsaneye ve lidere sahip olmalarının verdiği özgüvenle saha içinde istedikleri her şeyi yapmaları ve kendi oyunlarını sahaya yansıtırken aynı zamanda rakibi de bozmaları galibiyeti getiren noktalardandı.

Kazanan cepheden başlayacak olursak maçın skor anlamında dengede olduğu bölümlerde sık tercih ettiği pas oyunlarını dışında koşu, RPO ve play-action oyunlarından da istedikleri verimi fazlasıyla aldılar. Özellikle maçın fişini çeken sayılar olarak nitelendirebileceğimiz Rob Gronkowski’nin ikinci çeyrekteki yakaladığı 17 yardlık pas ve üçüncü çeyrekteki Leonard Fournette’nin 27 yardlık koşu TD’ı bahsi geçen oyunlara örnek verilebilir. Fournette demişken karşılaşma boyunca koşu dışında line arkasında yakaladığı paslar ve sonrasında karşısındaki savunmacıya karşı kurduğu fiziksel üstünlükle birlikte hücumda Bucs’un öne çıkan oyuncuların belki de başındaydı. İsmi geçen Gronkowski’nin de Tom Brady ile uyumu yine üst düzeydi ve kritik yerlerde iş bitiren oyuncu oldu. Özellikle alan savunması yapan rakibine karşı line arkasında istediği pozisyonları elde etmekte zorlanmadı. Bu isimlere ek olarak ilk yarının son saniyesinde birebir de karşısındaki savunmacıdan kurtulup TD yapan Antonio Brown da eklenmesi Bucs hücumunun verimini attırdı.

Maçın yıldızı olan savunma ise rakibin eksikleri üzerine iyi çalışmış bir ekip görüntüsü çizdi. Rakibinin hücum verimliliğini daha top line of scrimmage’de iken düşüren savunma hattında Jason Pierre-Paul ve Shaquil Barrett ikilisi karşılarındaki tackle oyuncularına maç boyunca fiziksel üstünlük kurup Mahomes’u maç içinde tam 11 kez çabuk pasa zorladılar. Bununla birlikte takımın bel kemiği olan Lavonte David ve Devin White ikilisi gerek coverageWlarda gerekse koşu oyunlarında ne line arkasına bir pas oyunu ne de uzun bir koşu oyunu izni vermeleri önemli bir etmendi. Son olarak seconadary hattının minimum hata ile oynaması ve arka alanda rakip receiver oyuncularından sayıca fazla olmaları da Chiefs’in uzun pas silahını kullanmasına engel oldu ki bu anlamda sık sık Cover-2 düzeninde oynayıp alan savunması tercih etmeleri de bir bakıma doğru bir savunma planı oldu.

Chiefs cephesinde ise öncelikle alışılagelmiş oyun planını sergilemeyen bir takım vardı sahada. A planı dışında B, C ve hatta D planlarıyla bilinen ve hücum dehası olarak düşünülen Andy Reid, değişik hücum planlarını uygulamayı bırakın daha ana planını bile ortaya koyamadı. Patrick Mahomes’un maç boyunca Bucs savunma hattının baskıları altında ezilmesine çözüm bulamayışları bir yana Travis Kelce ve Tyreek Hill ikilisi de bir hayli etkisizdi. Line arkasında paslar yakalayan Kelce’nin Lavonte David’in markajından kurtulamaması ve Tyreek Hill’in rotalarında daima iki savunmacının bulunması takımı taşıyan bu iki oyuncunun fark yaratamamasına neden oldu. Bununla birlikte elde avuçta kalan diğer opsiyonlar olan Mecole Hardman’nın da altı hedeften sadece iki tane pası yakalayabilmesi ve çaylak koşucu Helaire’nin Bucs linebacker’ları tarafından durdurulması da Chiefs’in hücumunu komple kilitledi. Savunmaya baktığımızda ise Chiefs savunma hattı neredeyse hiç Tom Brady’i baskı altına alamaması tecrübeli oyun kurucunun pas oyunlarında çok rahat bir şekilde sahayı okumasına imkân verdi. Öte yandan koşu oyunlarında da secondary’den istenilen desteğin alınamaması ve kritik yerlerde fazla tackle kaçırmaları da olumsuz durumlardan birisiydi.

Yazının sonuna gelmeden önce bir iki kelam Tom Brady hakkında etmezsem olmaz. NFL 2020 sezonu ile geri dönüp baktığımızda akılda kalan şey sizce ne olur? COVID-19’un NFL’e etkileri mi, yoksa online olarak gerçekleştirilen NFL Draftı mı? Yahut Patrick Mahomes’un aldığı dev kontrat mı veya Raiders ve Rams’in milyar dolarlık statları mı? Her şey bir yana şüphesiz hatırlanacak ilk şey kesinlikle Tom Brady olacaktır. 20 yıllık New England Patriots hanedanlığından dokuz Super Bowl maçı ve altı yüzükle ayrılıp 43 yaşında olmasına rağmen 30’larının başındaki bir oyuncu hırsıyla yeni takımı Tampa Bay Buccaneers’a imza atarken omuzlarında hala “Bill Belichick’siz ne yapacak ki?”, “Tom Brady, sistem QB’si çünkü takımı çok iyiydi” gibi saçma soru ve yorumları da peşinden getirmişti. 20 yıllık NFL macerasında sayısız başarılarla dolu bir kariyere sahipken hala bir şeyleri kanıtlamak zorundaymış gibi olması da bir bakıma Tom Brady’nin belki de ilk starter olduğu yıldan sonra verdiği en önemli sınavlarından biriydi 2020 sezonu. Nitekim bu zaferle birlikte bir kez daha dünya spor tarihine geçen Tom Brady, neden çok büyük bir oyuncu olduğunu tekrardan kanıtladı. Belki de bu yüzden Tom Brady’i kazandığı altı Super Bowl kutlamasından farklı olarak ilk defa bu kez ayakta zor dururken adeta “zafer sarhoşu” olarak gördük.

En nihayetinde sıkıntılı başlayan NFL sezonunda içinde bulunduğumuz pandemiye rağmen yine zevkli maçlara ve birbirinden ilginç olaylara tanıklık ederken finali de bir başka Tom Brady zaferiyle noktaladık. Ayrıca içinde bulunduğumuz süreçten ötürü izleyici olarak bile sağlıklı kalıp sezonu tamamlamak hepimiz adına da bir başarı olduğundan herkesi tebrik etmek gerek. Hareketli bir off-season ve draft dönemi bizi beklerken yeni sezonunda startını şimdiden verelim o zaman. Esen kalın, hoşça kalın…