Uzun yıllardır makûs talihini bir türlü bozamadığı Baltimore Ravens’ı Perşembe gecesi futbolunda mağlup eden Miami Dolphins, mevzubahis zaferle kötü giden sezonun tesellisini de elde etti. Nitekim bu neticeyi mühim kılan belki de en önemli husus geçmiş maçlara göre gerek hücum gerekse savunma da gösterilen oyunlar ve performanslar olurken koç ekibi de belki de takımı ilk kez bu kadar iyi hazırlandığı ve planların birer birer uygulandığı maçı da geçirmiş oldu.

Maçın hikâyesine gelecek olursak karşılaşma konuk ekibinin hücumdaki üstünlüğü ile başladı ancak Dolphins’in maç başından beri uyguladı savunma şeması daha ilk dakikadan itibaren meyvesini verirken Ravens’a TD izni de vermedi. Sonraki oyunlarda da Dolphins savunmasından sayı izni gelmese de maça Tua yerine başlayan Jacoby Brissett ile hücum ne yazık ki etkili olamadı. Fakat ikinci çeyreğin ortalarına doğru sahneye çıkan Jaylen Waddle ve Adam Shaheen, yakaladıkları toplarla kicker Jason Sanders’ın ilk sayıyı bulmasını sağladılar. Takip eden oyunlarda yine Dolphins savunması ritmini bozmaz iken bu sefer de hücumda sahneye Isaiah Ford çıktı ve önce 19 yard sonrasında da 52 yard top tutarak redzone’da takımını maçta öne geçiren alan golünün atılmasını sağladı. Üçüncü çeyrek karşılıklı savunma durdurmalarıyla geçerken bu çeyreğin on birinci dakikasında Tua Tagovailoa oyuna giriş yaptı. Tua’nın oyuna ağırlığını koyması ise çeyreğin sonunda Waddle’a attığı 35 yardlık pas ile başlarken, endzone’dan yine alan golüyle dönen Dolphins en azından farkı da altı sayıya taşıdı. Ancak maçın koptuğu an Ravens’ın dördüncü çeyrekteki ilk hücumuyla birlikte geldi. Tüm maç boyunca üst düzey oynayan savunma, bu oyununu fumble dönüşü TD ile süsleyerek mükemmel bir işe imza attı. Ravens’ın buna cevabı Mark Andrews ile olurken Tua’nın da söyleyecek bir sözü vardı ve Albert Wilson’un 64 yardlık pas oyunuyla birlikte topu endzone çizgisinin dibine kadar getirerek bir yardlık TD ile başladığı işi de bitirdi.

İşin hücum kısmında Jacoby Brissett’li ve Tua Tagovailoa’lı iki bölüm olduğunu söyleyebiliriz. Brissett, her zamanki gibi cep içinde gereğinden fazla zaman harcayarak Ravens savunmacılarından bir hayli temas aldı. Normal şartlarda “game manager” olması beklenen tecrübeli oyun kurucunun bu rolden epey bir uzak olması da zaten henüz oturmamış hücum için ciddi sıkıntı oluşturdu. Lakin Isaiah Ford’a attığı 52 yardlık pas maçtaki yaptığı en iyi iş olduğunu söyleyebiliriz ki Ford’da bu pozisyonda Anthony Everett’e karşı eşleşmeden outside coverage’ı lehine çevirerek iyi bir şekilde kurtulmayı başardı ve Everett’in savunma hatasını da iyi değerlendirdi. Öte yandan Tua’nın olduğu bölümde ise genç oyun kurucu sık sık arka alana pas denemek istedi fakat Dolphins’in bu manada receiverlarına savunma düzenini bozacak rotaları oluşturamaması uzun paslardaki etkinliği de bir hayli azalttı. Yine de Albert Wilson’ın snap öncesi hareketinden faydalanan Tua, savunmanın man coverage’daki eksiğini çok iyi okuyarak hızlı bir pas ile maçın fişini çeken hücumda büyük bir pay sahibi oldu. Özellikle maçın en kritik yerinde yaptığı bu başarılı iş, sadece maç kazandırmanın da ötesinde oyun bilgisinin de aslında ne kadar kaliteli olduğunu gösterdi.

Aslında maçın yıldızı olarak adlandırabileceğimiz savunma ise maç boyunca o kadar olumlu işlere imza attı ki bundan sonraki maçlar için MVP yarışında adı geçen Lamar Jackson’ın nasıl durdurulabileceği ile ilgili diğer takımlara da ipucu vermiş oldu. Başta belirtmek gerekir ki head koç Brian Flores, savunma anlamında bu takıma kattıkları gerçekten bir hayli fazla. Özellikle cover zero olarak adlandırılan ve ön alanda kalabalık bir hat oluşturarak altı veya yedi kişilik pass rush setleri gösterip bilmukabele snap sonrası iki veya üç oyuncunun coverage’a geçtiği savunma şeması, Lamar Jackson’u eşleşmeleri okuma hususunda epey bir zorladı. Nitekim bu tasavvurda en etkili mücadele eden isim çaylak safety Jevon Holland idi. Hem Lamar Jackson’a blitz getirme de hem de saha kenarına hareketlenen oyuncuları durdurmada muhteşem bir oyun ortaya koyan genç oyuncu, takımın jokeri haline de dönüştü. Benzer şekilde diğer bir safety olan ikinci yılındaki safety Brandon Jones ise solo tackle konusundaki hünerlerini sergilemesi de diğer bir husus olan pas sonrası koşuyu durdurmada ziyadesiyle etkili oldu. Savunmanın diğer parçaları ise başta Christian Wilkins ve Emmanuel Ogbah iç koşularda ve Lamar Jackson’a ilk ulaşmada öne çıkan isimler olurken bu anlamdaki savunma hattı direncini belirleyen isimlerdi. Bununla birlikte diğer bir çaylak olan Jalean Philips ise sezon boyunca üstlendiği edge rolünü bu maçta da etkili oynarken o bölgeden gelen oyunları da engelleyerek diğer bir edge olan Andrew Van Ginkel ile çok iyi bir ikili olmayı da başardı. Aslında ciddi bir middle linebacker eksikliğini çeken Dolphins, line arkasında ise Elandon Roberts ve Jerome Baker ikilisi, ön alandaki cover zero blitz’in de başarılı olmasından müteakip Lamar Jackson line arkasında hemen hemen bütün pas açılarını da kapatırken aynı zamanda da koşuda da öne çıkan isimler oldular.

En nihayetinde, çok temiz bir savunma performansı ortaya koyan Dolphins, önemli bir galibiyet alırken en azından gelecek sezonun da temellerini şimdiden kurmak için ciddi bir adım attı. Nitekim savunma ağırlıklı bir koç olan Flores’in bu dokunuşları sezonun geri kalanında da devam edeceği şüphesiz. Lakin üçüncü yılındaki head koç için asıl soru işareti Tua Tagovailoa’dan başkası değil. Genç oyun kurucuyu artık takıma adapte etmesi gereken Flores, en azından sezonun geri kalanında da savunmada gösterilen mücadele gibi hücumda da ikinci yılındaki oyun kurucuyla birlikte umut vadeden görüntü sergilemesi elzem bir husus olarak öne çıkıyor. Tabii bunun için başta ihtiyacı olan şey ise Tua’ya yönelik hücum planı. Öyle ki şu an Dolphins’in eldeki receiver ekibi Will Fuller ve DeVante Parker’ın sakatlıklarından sonra ligin en kötüleri arasında bulunuyor. Bu durumun üstüne bir de hücum hattında hala kimin nerede oynayacağı belli olmaması eklenince ortaya Tua’nın bol bol dayak yediği ve isabetsiz paslarını interceptionlarla süslediği oyunlar vuku buluyor.

Öte yandan fikstürde on dördüncü haftadaki bay haftasına kadar sırasıyla dışarıda Jets ve içeride Panthers ve Giants ile oynayacak olan turkuaz beyazlı takım, bir sürpriz yapıp üçte üç ile dinlenmeye giderse o zaman tadından yenmez. Neticede kendi draft hakkını Eagles’a veren Dolphins’in rakibine avantaj sağlayıp sağlamayacağını da kendisi belirleyecek…