Türk futbolu İstanbul’dan Ankara’ya göçmüş, Ankara’dan da ülkenin pek çok noktasına yayılmıştır. Üçüncü bir merkez olarak yükselen İzmir’in de oyuna katılması ile bu üç merkezin etki alanlarının kesişimi, sporun gelişmesine uygun zemini hazırlamaktadır. Bu bağlamda iç batı Anadolu bölgesindeki Isparta, Afyon, Konya ve Akdeniz yörelerindeki gelişme sürdürülebilir bir anlam kazanmaktadır.
Türkiye ve KKTC’de Türkiye Ragbi Federasyonu’na bağlı iki profesyonel ve Üniversiteler Arası Sporlar Federasyonu’na bağlı iki üniversiteler ligi bulunmaktadır. Bu liglerde toplam yirmi altı ayrı takım mücadele etmektedir.
Bu takımlar ülkenin dört coğrafi bölgesinde mücadele etmektedirler ve bulundukları kentlerde on binlerce üniversite öğrencisinin yılın sekiz ayı, haftanın beş günü ve günün on saati bulundukları kampüslerde aktivitelerini sürdürmektedirler.
Yirmi seneye yakındır sürdürülen ve kendisine üniversitelerde taban bulan Amerikan futbolu, ülkenin yaklaşık üçte birine ulaşmasına rağmen, bu etkileşimin geri dönüşlerini alamamaktadır. Bu bağlamda örgütlenme yayılmalı ve genişletilmelidir. Sayı kaliteye tercih edilmeli, gerekli zemin sağlanmalı, genişleyen nüfuz alanı sonucunda kaliteye yönelim sağlanmalıdır.
Tablo.1’de Türk futbol haritasındaki kentler takım kurulup en az bir maç oynanmış kentlerden seçilmiştir. Bu kentlerden bazılarında aktivite uyku halinde bile olsa zemin uygun olduğunda yeniden başlamaya adaydır.
2015 hedefi dâhilindeki kentler, merkezlerin etki alanlarında ve genişleme esnasında uygun üniversite koşullarının olduğu kentlerden seçilmiştir. Amerikan futbolunun ülke içerisindeki gelişimi üniversiteler üzerinden olmaktadır ve bunun değişeceğine ilişkin herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Organizasyonel başarı açısından, şehirlerarası mesafe ve otoyol koşulları da göz önünde bulundurulmalıdır.
2015 hedefi 100.000 yeni öğrenci potansiyeline ulaşmak amacındadır. Bu sebeple üç yeni alanda, altı hedef seçilmiştir. Hedefteki alanlar Trakya&Kuzey Ege alanı, Kuzey Anadolu alanı ve Çukurova’dır. Hedef şehirler ise Kırklareli, Tekirdağ, Balıkesir, Çanakkale, Bolu ve Adana’dır. Trakya&Kuzey Ege ve Kuzey Anadolu alanları birden fazla merkezin etki alanları içinde olduğundan çalışmaların sonuç alması ve hedef şehirlerin aktif hale geçmesi Çukurova alanına göre nispeten daha kolaydır.
Çukurova alanı ise güney hattından aktif hale geçirilebilecek ve kendi içerisinde yararlı olabileceğine inanılan dinamikleri barındırmaktadır. Bu dinamiklerden en önemlisi İncirlik üssü ve şehirde yarattığı etkidir. İkincisi ise Mersin ve Amerikalı çalıştırıcıların orada bir süredir yaptıkları çalışmalardır. Konya ve Mersin’le sınırları olmasından, aktif bir havalimanına sahip olmasından ve sosyo-kültürel olarak futbola yatkınlığından dolayı bu hedefte başarıya kısa sürede ulaşılabilir ve diğer hedef şehirler gibi sürdürülebilir bir gelişme yaşanabilir.
2020 hedefi ise daha iddialı bir açılımı gerektirmekte ve 200.000 yeni potansiyele ulaşmayı hedeflemektedir. Ancak 2020 projesinin sayısal anlamından daha çok coğrafi anlamı ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Projenin en kolay hedefi batıdaki iki kentte hedeflenen oluşumlardır, aslında Edirne ve Muğla’da bu proje 2020 yılından çok önce olabilir ve oluşumlar daha hızlı gerçekleşebilir, bunun için İstanbul oluşumunun Trakya çalışmaları ve İzmir&Güney Anadolu oluşumlarının Muğla çalışmaları önemlidir.
2020 hedefi, oyunu Anadolu’nun içlerine ve Karadeniz bölgesine taşımaktır. 2020 hedefinde iki bölgeden bahsedilebilir, birinci bölge Adana çıkışlı ve Kayseri merkezli İç Anadolu hedefi, ikinci bölge ise birinci bölge çıkışlı ve Samsun merkezli Karadeniz hedefidir.
Birinci bölgede en önemli kent Sivas’tır. Bu kent hedef bölgedeki en tutucu kenttir ve örgütlenme aşamasında benzer özellikler gösteren diğer şehirlerin modelleri üzerinden çalışılması yararlı olacaktır. Örgütlenme modelleri üzerine yapılacak bir çalışma bu konuda Türk futbolu adına çok yararlı olacaktır. Bu tür bir araştırmayı Sn.Fazıl Hızal yürütmektedir.
Birinci bölgedeki Kayseri, Sivas ve Gaziantep ve bunlardan önce çalışılmış bir Adana oluşumu İç Anadolu’da kuvvetli bir merkez oluşturmak konusunda yararlı olacaktır. Bu alanda değişik talepler olabilir ve oyunu daha içeri bölgelere taşımak konusunda samimi çalışmalar yapılabilir, ancak günümüz koşullarında daha doğuya doğru yapılacak bir hareketin sürdürülebilirliği tartışma konusudur.
İkinci bölge örgütlenmesi Tokat üzerinden Karadeniz’e çıkış ile başlamalıdır. Coğrafi şartlarından dolayı Karadeniz bölgesine dikey kara yolu ile yolculuk zordur. Kuzey kapısı Tokat üzerinden Samsun ve Ordu’ya olacak şekilde konumlanmıştır. Sporun doğası gereği yabancıları barındırması ve bölgede bu konudaki hassasiyetlerin bilinmesine karşın, Samsun merkezli bir oluşum Karadeniz’de barınma şartlarını yaratabilir. Birinci bölgede Sivas hakkında ileri sürülen öneri bu bölgede de geçerlidir.
İkinci bölge örgütlenmesi Tokat üzerinden Karadeniz’e çıkış ile başlamalıdır. Coğrafi şartlarından dolayı Karadeniz bölgesine dikey kara yolu ile yolculuk zordur. Kuzey kapısı Tokat üzerinden Samsun ve Ordu’ya olacak şekilde konumlanmıştır. Sporun doğası gereği yabancıları barındırması ve bölgede bu konudaki hassasiyetlerin bilinmesine karşın, Samsun merkezli bir oluşum Karadeniz’de barınma şartlarını yaratabilir. Birinci bölgede Sivas hakkında ileri sürülen öneri bu bölgede de geçerlidir.
Örnek verilmek gerekirse; Sivas için, sosyal hayatta kendini kabul ettirdiği görülen ve bölgesinin muhafazakârlığı ile bilinen Konya modeli yol gösterici olabilmekteyken, Karadeniz ve Kafkaslardan aldığı göçle, Sakarya modeli bölge iki için incelenmelidir.
Türk futbolunun göç haritası kuzeyden, güneye ve doğudan, batıya bir eksen izlemektedir. Bunlara istisna olan durum Güneyden, kuzeye, KKTC’den, Mersin’e olan göçtür. 2015 hedefi dâhilinde Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde örgütlü bir güce ulaşacak olan Türk futbolu, 2020 hedefi dâhilinde kuzeyde Karadeniz ve doğuda İç ve Yakın Doğu Anadolu’ya ulaşmalıdır.
Türkiye Amerikan Futbolu Haritası (II) – Ulaşım