Merhaba NFL takipçileri, bu yazıda size geçtiğimiz hafta yazdığım yazının devamı olan runnig back’ler bölümü ile devam edeceğim. Sizlerinde bildiği gibi bu sene sadece bir running back ilk turda seçilirken genel olarak baktığımızda RB’lerin çok alt sıralarda seçildiğini görebilirsiniz.
Aslında oluşan bu durum hem beni şaşırtıyor hem de biraz normal geliyor. Geçtiğimiz yıllara bakarsak büyük umutlarla gelen çoğu RB istenileni verememiş yedek kalmış ve bir türlü form tutamamıştı. Bunlara birkaç örnek vermem gerekirse Glen Coffee, CJ Spiller ve Toby Gerhart NCAA’de inanılmaz işler yapıp (kendi gözlerimle gördüm) NFL’de bir türlü ritim bulamadılar.
Bunun sebeplerine geldiğimiz zaman NFL’de yıllardır gelen %50 pas %50 koşu oynanmasının artık modern Football’un içinde daha çok kazanan tarafın pas atan takımlar olmasından dolayı koçların biraz daha pasa kayması old school koçların azalması bana göre nedenlerin başında geliyor. Bunların dışında NCAA’de zayıf olan defansların NFL’e gelince ağırlaşması fiziki özelliklerin yetersiz kalması, uzun süre beraber oynayan oyun kurucu ve o-line’ın dağılması NCAA’den NFL’e gelen rb’leri baya zorluyor diyebilirim.
Tabi ki sadece NFL bu runnig back’lere düşüş getirmiyor bazı zamanlarda da onları bir anda ilk koşucu yapıp hayallerine kavuşmalarını sağlıyor. 2 – 3 yıl boyunca ritim bulamayıp bir anda Allah’ın onlara verdiği yeteneği kullanma şansı bulan RB’ler de var tabiî ki. Bunlara örnek vermem gerekirse hayranı olduğum oldukça uzun boylu bir koşucu olan Darren Mcfadden bu sene beklediğim patlamayı yaptı. Diğer bir koşucu Arian Foster bu sene inanılmaz bir oyun sergiledi ve 1616 yard koşan Foster takımına da 16 TD kazandırmış oldu. Son olarak da Jamaal Charles… İnanılmaz hızlı bacaklara sahip olan Charles sonunda bu sene bekleneni vererek takımına 1467 yard gibi bir rakamı kazandırmıştı.
Sizlere bunun gibi birçok örnek verebilirim ama konuyu daha fazla uzatmadan NFL’in aslında RB’ler için gerçek bir football okulu olduğunu söyleyebilirim. Tabi daha çok ligin fiziksel ve psikolojik baskısını kaldırabilenler için çünkü hepimiz RB’lerin ligde çok uzun sürelerde football oynayamadığını biliyoruz (istisnalar hariç). Kalabilenler içinse birkaç yıl içinde Hall of Fame giden kapıların aralandığını söyleyebilirim, yıllarca farklı koçlar, QB’ler ve o-line’la oynamayı becerebilen Rb’ler yolun sonunu güzel bitirebiliyorlar.
Sizlere tanıtacağım bu sene seçilen RB’lerin hem draft için hem benim için ilk sırayı alan tam bir NCAA ekol takımı olan Alabama’nın ve mükemmel bir antrenör olan Nick Saban’ın oyuncusu Mark Ingram, JR. Alabama takımı içim çok değerli olan bu oyuncu sadece üç yılda takımı için 572 denemede toplamda 3261 yard koşmuş ve ortama her koşusunda 5.7 yard, 42 TD kazandırmıştı.
Mark Ingram, JR dememin nedeni ise babasının eski bir NFL WR’ı olması ve oğluna inanılmaz bir pas tutma yeteneği vermiş olmasıdır. Aslında bakıldığında NCAA’de oynadığı yıllarda çok fazla pas tutarak TD yapamamış olsa da takımı ve QB’si için çoğu zaman 3.hatta çoğu zaman 2. optıon WR’ı olmuştur. Sizlerinde bildiği gibi NFL scout’ları yani gözlemci oyuncu avcıları için genetikten gelen yetenekler yani babadan oğla geçen yetenekler spor için özellikle football için çok önemli. Genelde babası eski şehir kahramanı olan bir oyuncu her zaman diğer oyunculara göre daha ön planda olmakta.
Tabi ki bu Mark Ingram’ın bu sene 1.turda seçilen tek RB olmasının nedeni değil. Kendisi 2009 yılında NCAA inanılmaz bir sezon oynayıp 271 denemede 1658 yard koşup 17 TD yaparak takımına ve kendine çok büyük bir yarar sağladı ve bu mükemmel sezonun ardından Alabama nın ilk Heisman Trophy yani NCAA’in en değerli oyuncu ödülünü kazanan oyuncusu oldu. Bu büyük başarının ardında NCAA kariyerini 2010 BSC National Champıonship’ı kazanan takımın en önemli parçası olarak bitirdi.
Alabama’nın NFL takımlarına göre neredeyse aynı sistemde oynaması yani bütün formasyonları içeren bir playbook’a sahip olması iyi bir O-line ve QB’ye sahip olması yarı yarıya pas ve koşu oyunları denemesi tabiî ki Mark Ingram’ın NFL’de işini kolaylaştıracak ve Saints’in ne kadar doğru bir seçim yaptığını gösterecektir.
Saints bence bu seçimi yaparken daha çok Ingram’ın nasıl koştuğuna değil oyun kurucuyu nasıl koruduğuna ve oyun kurucudan gelen pasları nasıl aldığına bakmıştır. Saints’in genel hücum yapısına baktığımız zaman bana göre en iyi üç pocket QB’sinden birine sahip olmaları onları tabiî ki daha çok pas oyunlarına kaydırmak da ve spread offence ve shotgun’lı oyunlara itmektedir. Bu da tekrardan ne kadar iyi bir 1.tur seçimi yaptıklarını göstermektedir çünkü aynen Alabama da bu sistemde oynamıştır.
Ingram’ın fiziki özelliklilerine bakınca 1.75 ve 98 kiloluk bir kas yığını olduğunu söyleyebilirim. Ben onu her ne kadar sahada izlerken geceleri kaldırım kenarlarında gezen köstebeklere benzetsem de siz onu izledikten sonra ona farklı bir tabir getirebilirsiniz.
Genel oyun özelliklerine baktığımız zaman ilk olarak onu neden köstebeğe benzettiğimi açıklayan ve bir RB’in sahip olması gereken en önemli özellik olan yere yakın oynaması ve uzuvlarını asla rakibe açık verecek şekilde koşmaması onun en önemli özelliği diyebilirim. Diğer bir özelliği birçok kez bahsettiğim gibi çok iyi bir top tutucu olması ve topu tuttuktan sonra koşarken de kullandığı yön değiştirme özelliklerini kullanarak takımına çok yüksek oranda yard’lar kazandırması.
Koşucu özelliklerine devam ettiğimiz zaman alçak ve kapalı koşması haricinde bacaklarını ne olursa olsun devamlı çalıştırması bütün RB’lerin devamlı yapması istenilen diğer çok önemli özelliği diyebilirim. Bunun haricinde çok iyi crossover yani yön değiştirme yapabilen ve yaptıktan sonrada daha da çok hızlanabilen bir koşucu olması, önündeki o-line’ı çok iyi okuması ve devamlı doğu gap’e girmeyi bilmesi ve son olarak da son yıllarda moda olmaya başlayan tackle aldıktan sonra birkaç yard daha kazanabilmek için yapılan spin hareketini nerdeyse her seferinde yapabilmesi onu çok tehlikeli bir RB yapan diğer özellikleri diyebilirim.
Uzun yıllardır lige gelmesini beklediğim diğer bir RB olan ve ilk başlarda bu spora başladığım da izlemekten çok zevk aldığım bir takımın parçası olan Oklahoma’nın koşucusu DeMarco Murray, kendisi 1.83 boyunda ve 97 kg ağırlığında. Football’a yeni başladığım yıllarda “Acaba benim yaşlarımda bu adamlar üniversitede nasıl football oynuyorlar bizler onlar kadar olabilir miyiz?” diye düşündüğüm zamanlarda karşıma bir maçta çıkan Sam Bradford’un takım arkadaşı olan Murray, Bradford hayranlığımdan sonra bir anda Oklahoma takımında benim için ikinci sırayı alan oyuncu olmuştur.
Murray’ın ilk yılında yaptığı inanılmaz istatistikler ona 2007 yılında Freshman All American ödülünü getirmiş ve bütün gözleri üstüne çekmeyi başarmıştı. Bütün kariyeri boyunca 759 denemede 3685 yard koşan ve takımına sadece koşu olarak 50 TD kazandıran Murray, ayrıca çok da iyi bir top tutucu olup 157 top tutmada takına 1571 yard ve 14 TD kazandırmıştır.
Oyun tarzı olarak baktığımız zaman daha çok WR’lar gibi uzun adımlarla koşan Murray eğer önündeki 10 yard içinde hiçbir LB kalmamış ise birebirde bütün Safety’leri geçip TD’a gidecek bir hıza ve devamlılığa sahip bir oyuncudur. Yön değiştirme hareketlerine baktığımızda da en çok in-out dediğim hareketi kullanmakta ve bu hareketi yaparken hızını bir anda sıfıra indirip sonra bira nda çoğu NFL oyuncusunun çıkamayacağı hıza çıkarmakta. Bunların dışında çok iyi bir oyun kurucu ve O-line ile oynaması ona çok iyi bir vizyon kazandırmış ve NFL için gayet yeterli bir oyun bilgisine sahip hale getirmiştir. Top tutma özelliğine baktığımızda yıllarca Sam Bradford’la oynaması ona çok yardlar kazandırmış ve top tutmadığı zamanlarda da QB’sini çok iyi bir koruma sağlayan oyuncu haline gelmiştir.
Her ne kadar kötü bir özelliğinin olmadığını düşünsem de 3.sezonunda yaşadığı diz sakatlığı ondan hem atletiklik bakımından hem de çılgınlık bakımından bir şeyler götürdüğü izlendiği zaman anlaşılabiliyor. Murray, Dallas Cowboys tarafından 3.tur 7.sıradan seçilerek benim düşünceme göre hak ettiği ve istediği şekilde NFL’e girdi. Yaşadığı diz sakatlığı olmasaydı ben onun Darren McFadden gibi 1.tur seçileceğini yıllar önce düşünüyordum.
Dallas açısından bakılınca yıllardır inanılmaz iyi RB’lere sahip olan Dallas kadrosuna bir tane daha RB katarak nasıl bir oyun planı izleyeceğini bize gösteriyor diyebiliriz. Bana sorarsanız Dallas’ın çok da ihtiyaç duyduğu bir oyuncu olmayan Murray en kötü ihtimal kick returner olarak kullanılabilir. Bakalım bu sene Murray sahada kendisine yer bulabilecek mi?
RB’ler kısmında son olarak da benim de çok fazla izleme şansı bulamadığım ama gerçekten de şaşırtıcı bir kariyeri olan ve bu sene RB’ler arasında 2. sırada seçilen Ryan Williams var. Williams 1990 doğumlu olup NCAA’de sadece iki yıl oynayıp bu sene NFL’e Arizona tarafından 2.turun 6.sırasından seçilerek girdi. Kariyerini incelediğim zaman gerçekten inanılmaz rakamları görünce neden sadece iki yıl oynayıp NFL’e geldiğini anlayabiliyoruz.
Ryan Williams freshman yılında 293 denemede 1655 yard koşup 21 TD yapmış ve 2009 ACC Rookie of the Year ödülünü alarak ilk yılını tamamlamıştır. İkinci yılın başlarında sağ arka baldırından yani hamstring’in den sakatlanıp istenileni verememiş. Draftlar için uygun görülen Williams bu sene daha fazla beklemeden NFL’e girmeye karar vermiş…
Birkaç maçını ve videosunu izlediğim Williams’ın genel özelliklerine baktığım zaman seri bacaklara sahip hızlanma özelliğini neredeyse her yön değiştirmesinden inanılmaz kullanan ve bazen blokunun arkasından değil koşu oyununun tam ters tarafından kendi inisiyatifini kullanarak yaptığı beklenmedik koşuları onun en büyük silahları diyebilirim.
Bakalım bu sene erkenden Drafta giren Williams verdiği kararda haklı mı çıkacak yoksa ona inanıp da onu takımına alan koçları hayal kırıklığına mı uğratacak, hep beraber göreceğiz…