İstanbul Teknik Üniversitesi’nde maç seyretmeyi oldum olası sevmişimdir. İnsan o tesiste kendini bir anlığına Amerika’da bir lise takımının maçında hissediyor; detayları göz ardı ederse tabi :) Goal post, tribün doluluk oranı, cheerleader (neden takımlar hala bunu ihmal ediyor anlayamıyorum), profesyonel maç çekimi (eagle cam) gibi kriterler en azından üç büyük şehirde yer alan birer sahada ayarlanabilmeli diye umut ediyorum. Bu sayede büyük maçlar sıra ile bu şehirlerde oynatılabilir ve pazarlama bakımından daha cazip bir sosyal alan görüntüsü elde edilir.
Gelelim maçın analizine. İTÜ Hornets Üniversiteler Ligi’nin başarılı ekiplerinden biri. Her sene ilk dört takım arasında yer almayı başarıyor. Bunda köklü bir yapılanma ile ülkede ilk ciddi altyapı çalışmasının yapıldığı takımlardan biri olmasının payı büyük. Tesis olarak tartışmasız Türkiye’nin en önde yer alan takımı. İki yıl önce takımdan ayrılıp U19 programına katılan genç oyuncuların da yeniden takıma dönmesiyle zaten zengin olan kadro derinliği daha da arttı. Yeni yapılanma çerçevesinde genç bir coaching kadrosu ile yollarına devam eden ekibin en büyük eksisi lineman’lerin size’ı ve DB’lerin acemi olması. Amerika’dan bu yıl için geri dönen Berkay Bayraktar bu bölgeyi kısmen toparlayacaktır, ancak zone pass şemalarında rakip takımlar kolay missmatch bulabiliyorlar. Size eksikliği speed, precision ve execution ile bertaraf edilebilir. Ama secondary’deki uyumsuzluk ve hatalar maç kaybettirir.
Işık Üniversitesi ise yeni jenerasyon takımlar arasında göze çarpan bir ekip. İzmir’de Ege Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği ve benim de koç olarak katıldığım Yaz Football Kampı’nda son derece disiplinli, ciddi ve kaliteli oyuncularla temsil edildiler. Koçları Efe Aksöyek de Türkiye’de, direkt okul yönetimine bağlı, profesyonel az sayıdaki koçtan biri. Tesisleri çok güzel ve kaliteli. Okulun şehrin dışında olması ve takımda yer alan oyuncuların büyük kısmının yurtta kalıyor olması büyük bir artı. Size, speed ve kadro derinliği ise en büyük eksiklikleri. Size’lı oyuncuları da yeterince dominant, güçlü ve yere sağlam basan özellikte oyuncular – henüz – değiller. Bol bol ağırlık ve kondisyon çalışmaları gerekecektir, zira artık üst seviye bir football programında yer alıyorlar.
İTÜ Hornets elbette ki maçın favorisiydi. Ancak daha düşük bir fark bekliyordum. Hornets, run and gun oynadığı için, dizilişi Spread Ace, Pistol, Empty Set, vs… ne olursa olsun blok şemaları ve oyun seçimleri çok değişiklik göstermiyor. İTÜ’nün oyun seçimini aslında rakip takımlar belirliyor. Zira boş bırakılan alanlara hücum etme geleneğini yaşatan bir oyun kurgusuna sahip.
Işık Chargers ise daha set hücumu benimseyen ve senaryo bazlı bir playbook ile sahada yer alıyor. Belli go-to-guy’lar ile down ve yard değişkenlerine göre oyunların verildiği, çok fazla oyun içermeyen, sade bir playbook ile oynuyorlar.
Kimse burada Işık’ın playbook’unu küçümsediğimi düşünmesin. Her savaş sanatında amaç one-punch-knockout’tur. Yani savunmanı güçlü tutar, en az çaba ile kolay ve çok çalışılmış, ustalaşılmış bir vuruşla rakibi alt edersin. Yeni takımlarda, çok fazla bir arada antrenman yapma şansı bulamayan takımlarda basit playbook’lar çok daha etkilidir.
Maçın başında Işık Üniversitesi bu taktiği sahaya yansıtmayı başardı. Ancak special teams eksiklikleri ile çok iyi olmayan field possession’larla başlayan drive’larda, özellikle OL bölgesinin hatalarından kaynaklanan ve üst üste gelen bir safety ve bir de End Zone’da top kaybı ile savunma touchdown’ı eklenince fark açılmaya başladı. Farkın açılmaya başlamasıyla birlikte gerilen sinirler neticesinde Işık Chargers koçu ve oyuncuların ikisi oyundan atıldı. Bu dakikadan sonra maç konsantrasyonu tamamen dağılan Işık Üniversitesi’nin agresif, çok blitz’li defans kurgusunu İTÜ Hornets WR’ları Muzaffer Akay ve Deniz Yılmaz cezalandırmakta gecikmediler. Özellikle Muzaffer Akay’ın touchdown’unda en çok göze çarpan nokta, Muzaffer’in kırdığı tackle’larda Hornets OL’ın bloklarıydı. Line of Scrimmage’ın 35-40 yard ilerisinde WR için blok koyan beş OL oyuncusuna her maç rastlanmıyor.
Diğer gruplarda Boğaziçi Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin liderlik savaşı verdiği yarışta kıran kırana, nefes kesen mücadeleler yer almakta. Tüm football severleri, ısınan havalarla birlikte, tribünlere davet ediyorum. Herkese football dolu günler dilerim…